Selam kaynatasız.
Gel seninle şöyle biraz muhabbet edelim, akşam vakti apartman merdivenlerinin önünde çekirdek çitler gibi. Bu yazıda biraz kendimden, biraz dinden, biraz felsefeden bahsedicem. Bu tip orta uzunluktaki yazılarımı Twitter'da falan paylaşırken "bir şeyler karaladım, okuyun" diye mütevazi bir not düşerim, bu lafımdan saçma sapan şeyler anlatacağım sonucuna varmayın. Bunlar bir araştırma yazısına bazen aylarını, bazen 1 senesini veren bir adamın standartlarının altında olan yazılar sadece, yoksa bu yazıyı okumak, şu an gazetedeki herhangi bir köşe yazarını okumaktan veya hayatını televizyon programlarında siyaset tartışmaktan kazanan denyoları izlemekten %99 ihtimalle daha faydalı olacak sizin için. Hele hele eski sevgilinin Facebook sayfasında obsesif obsesif takılmaktan çok daha yararlı olacak bu yazıyı okumakla harcayacağın 15 dakika. Belki benim standartlarımın altında bir yazı olsa da, ne idüğü belirsiz ünlü tiplerin sıçmıklarından daha elle tutulur bir şeyler anlatacağım sana. Bunu ukalalık olarak algılamayın, gavurun deyimiyle "well deserved arrogance", yani hak edilmiş bir ukalalık olarak algılayın. Sikerim gereksiz tevazunun anasını. Önce biraz kendi hikâyemden bahsedeyim. Zira uzun zamandır kimseyle konuşmuyorum, konuşmaya ve içimi dökmeye ihtiyacım var sevgili amına koduklarım.
Benim dedem ağır depresyondan son 35 senesini yatalak geçirdi, başka da en ufak bir hastalığı yoktu. Küçükken babaanneme gittiğimde, dedemin odasından gelen bağırmalar hala kulağımda: "Oyyy Allah'ım yardım eeet, ölüyoooom" diye kıvranıyodu adam. Gençliğinde müezzindi dedem, aynı zamanda Mengenli olduğumuz için default olarak da aşçıydı. Hatta bir gün şu meşhur Eczacıbaşı'nın aşçısı olmak için başvuruda bulunuyor, diyor ki Bülent Eczacıbaşı'na "Beyim iki şartım var, ben içki servis etmem, bir de istakoz pişirmem. O istakozu canlı canlı pişirmek gerekiyor, viyak viyak bağırıyor hayvancağız, gönlüm el vermez". Sonra bu tavrı hoşuna gidiyor Eczacıbaşı'nın, alıyor işe bizim dedeyi, bir süre orada çalışıyor. Sonra dedemin karşısına ismini vermeyeyim İsmet İnönü'nün kardeşlerinden birisi çıkıyor. Diyor ki dedeme "Bak ben yalnız yaşayan adamım, 3 katlı evim var, senin eşin bana yemek pişirsin, yerleri silsin, alt kattaki ev de sizin olsun". Babaannem de o sırada 17 yaşında yeni gelin. Benim peş parasız dedeciğim "Ben 17 yaşındaki kızcağıza elalemin çamaşırlarını yıkatmam" diyerek geri çeviriyor İnönü'nün teklifini ehehe. Sonra hayatları yoksulluk içinde geçiyor bizimkilerin de, çocuk yaştaki babamla beraber amcalarımın da. Gel gelelim yaşı ilerledikçe hastalığı iyice ayyuka çıkıyor dedemin, hayatının son 35 senesinde yataktan kalkamıyor benim o saf dedem. Eli kolu tutuyor, fizyolojik olarak yaşıtlarından da sağlıklı, ama ağır depresyon adamın hayatını cehenneme çeviriyor. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi adamın ikinci Kabe'si olmuş adeta, hayatı bir orada bir evde geçti. Gözümüzün önünde yıllarca eridi adamcağız. Ben de o zamanlar 10-12 yaşlarında bir çocuğum, içimden eli ayağı tutan bir adamın bu hallerine anlam veremiyordum, "Ulan yaşlı ya, herhalde ilgi çekmek için yapıyor" diye şüpheye düştüğüm anlar çok olmuştu dedemi gördüğümde. Yıllar sonra onun hissettiklerinin çok benzeri başıma geldiğinde, anladım dedemin yaptığı şey rol müymüş, yoksa sahiden acı çekmek miymiş.
Benim bu dedemin babası da köyün harmanlarında çıplak koşarmış amına koyim. Baba tarafında var yani bir delilik. Amcalarım da, kuzenlerim de sağlıklılar çok şükür. Piyango bana vurdu galiba, baba tarafından bir şeyler sirayet etti bana muhtemelen. Ben de yıllardır bir iyi oluyorum, bir kötü oluyorum ama o kötü olduğum dönemlerimde acıdan geberiyorum. Ki yaşım ilerledikçe, bu kötü dönemlerimde çektiğim acılarımın şiddeti de artıyor, akıbetim dedem gibi olacak diye inceden korkmuyor değilim. Yani o acı çektiğim dönemlerde IŞİD bizim mahallede bomba patlatıp 300 kişiyi öldürse, yüzüme düşen et parçalarını ve kanları kolumla siler, yatağımda yatıp "ıııhh ııııh yardım et Allah'ım" diye sıtma krizi geçirircesine kıvranmaya devam ederim, dünya sikimde olmaz, çünkü o acıyı sadece "ben" hissediyorum. Eli ayağı tutan bir felç hastası oluyorum. Öyle bir hale giriyorum ki o dönemlerimde, kalemi az biraz kuvvetli adamım ama beni siktir et, Dostoyevski'yi mezarından dirilt, Dostoyevski o acıyı tarif edebilirse kolumu keser götüme sokarım. Ancak ve ancak yaşayanın bilebileceği bir acı o.
İnsanoğlunun hayatta kaldığı her an, arayışının ve çabasının devam etmesi, faaliyette ve üretimde olması gerekir, benim dinimin bana aşıladığı hayat felsefesi budur. Orta direk aileyiz biz, baba da ölmüş, fakat konu sağlık olunca anneciğim kuaförde kazandıklarını; ismi ve profesör ünvanı olan, doğal olarak da Nişantaşı'ndaki veya Bağdat Caddesindeki ofisinde muayene ücreti gayet yüksek olan soytarı psikiyatristlere harcadı yıllarca ve hiçbir fayda göremedim hiçbirinden. Bir de benim bünye yıllarca antidepresan kullanmaktan artık iyice bağışıklı hale geldi. Bir karikatürü vardı Emrah Ablak'ın, Superman uyanmak için saatin alarmını kurmak yerine saatli bomba kuruyordu, sonra da "ulan anca böyle uyanabiliyom, napiim?" diyordu. O hesap işte, tüm doktorlar ilaçlara karşı toleransım çok yüksek olduğu için en yüksek dozlarda dayıyordu ilaçları. Halbuki bana ezbere yazılan ve yıllarca kullandığım o ilaçların benim derdimle zerre kadar alakası yoktu. Dedim ya ama, madem ölmedik, arayışın da sonu yok. İyi olmak için tedavi arıyorum hala, elini taşın altına koyacak, manav gibi bildiği tek işi yapıp ilacı köklemeyecek delikanlı birini arıyorum hâlâ, Çalıkuşu Feride'nin öğretmen değil doktor olanını arıyorum, ama iyileşme konusunda biraz umudumu kaybediyorum açıkçası. Artık 2 günlüğüne morali bozuk olan tipler "ay ben depresyona girdim galiba" dedikleri için, benim gibi harbiden major depresyon geçiren insanlar dertlerini pek anlatamıyorlar insanlara. Neyse şu an "anlaşılma ihtiyacı" da benim için alt sıralarda, şu anki yegane ihtiyacım iyileşmek ve sağlıklı bir insan olup üretmek.
Yaşım 18'di, o zaman bizim okulda Fransızca hazırlık sınıfındaydık. Yeni girdiğim üniversitedeki ilk dersim ile babamın son ameliyatının saatleri aynıydı, 2-3 hafta sonra da öldü. Zaten ondan sonra bir şeyler ufaktan koptu bende. Ben ilk dönem tüm sınavlarımdan 100 üzerinden 5-10 falan alıyordum, sırf vakit geçsin diye gidiyordum okula. Her dilde en çok kullanılan kelime "şey"dir, İngilizce'si "thing" işte, biliyorsun. Aralık ayında, yani ilk dönemin son ayında yanımda oturan arkadaşa sordum "lan bu hoca ikide bir 'chose' diyip duruyor, ne demek amına koyim bu chose?" Chose, bildiğin "şey" demekmiş lan, bunu ilk dönemin sonunda öğreniyorum düşün durumumu ehehe. Sonra ufaktan toparladım ben kendimi, sömestr tatilinde Küçük Prens var ya, onun Fransızcasını okudum, bilmediğim kelimelerin anlamlarını çıkardım. Evde kendi imkanlarımla 1 haftada Fransızca öğrendim amına koyim. Normalde koca bir dönem boyunca elleri cebinde arka sırada oturup, ayaklarını da masanın gözüne uzatan ve hocayla her göz göze gelişinde "ne baktın yarraam" dercesine bakan Cemre, 2. dönemin ilk dersinde sürekli hocanın sorularına cevap vermek için el kaldırıyor, patır patır Fransızca konuşuyordu. Hoca da şaşırdı, sonra ders sonunda çekti kenara beni. "Sen hep Fğansızca konuşabiliyoğdun ama beni hiç sevmedin, bileğek böyle yapıyoğdun di mi?" dedi. Hacı ben normalde de insanları pek sevmem ama Fransızları ayrı bir sevmiyorum, amına kodumun karısına bak hele kendini ne kadar da önemsiyor. Ben ne derdin içindeyim, işim gücüm kalmamış, gidip sana eşofmanının yakalarını Eric Cantona gibi havaya dikmiş endüstri meslek lisesi öğrencisi tribiyle kafayı takıp pislik yapıcam. Gerizekalı narsist orospu evladına bak sen hele. Bizim okuldaki Fransız hocalar 20 sene Türkiye'de yaşasalar bile, 10 kelime Türkçe konuşamazlardı, büyük çoğunluğu İngilizce bile bilmez. Hadi okuldaki öğrencisini geçtim, bir de ülkesine gelen turist Fransızca konuşamıyor diye sinirlenir bunlar. Evet genelleme yapıyorum ama %90 Fransız tipi budur moruk, ister Parisli Mösyö Pierre olsun, ister Nice'te yaşayan daha orta halli Fransız olsun, çoğunluğu böyle kibir deryasıdır bu pezevenklerin.
Neyse sikmişim tüm zenginliğini Afrika'daki fakirliğe borçlu olan Carole'ların 5 günlük balık kokulu amlarını, kendimden bahsediyodum ben. Yaş oldu 20, okulu idare ediyorum, sınavdan evvel sınıfın çalışkanlarından bir şeyler öğrenip geçer not alcak şekilde veriyorum sınavlarımı, çoğu derse de girmiyorum bile. Arkadaşlarımla aram iyi, güzel de bir kız arkadaşım var. Sırf bu da değil, Amerikan filmlerinde bize özendirilen o yarak yaşam tarzını yaşıyorum kendimce, çok detay vermeyeyim, ekmek elden su gölden yaşıyorum hayatımı işte. İnancım da sıfır bilgi ile ateizm ve deizm arasında bir yerlerde. Bir ateist oluyorum, bir deist oluyorum, ama çok da düşmüyorum mevzunun üstüne. La sonra bir haller oldu bana, yok yani öyle Cebrail'i falan görmedim haşa ehehe. Bir haller oldu dediğim, hala da sürmekte olan o ağır depresyonun, o ağır atakların, o kelimelerle tarif edilmesi mümkün olmayan acıların ilkiydi bunlar. Her şey görünürde gayet güzel giderken kapandım eve. "Napıyorum ben?" dedim. Bu mu hayat? Olabilirsen güçlü ol, popüler ol, malı götür, sonra geberip yok ol, yaptığın iyiliklerin ve kötülüklerin hiçbir anlamı kalmasın, her şey hiçliğe karışsın. Bu kadar mı? Bunun için mi var olduk yoktan? 2 sene boyunca okula gitmedim. 2011 yılında patır patır yazı yazıyordum ya, sağ taraftaki arşivde de görürsün, onlar 2 sene eve kapanmanın ürünü. Boş durmadım evde çünkü, bence hayatımın en verimli dönemiydi. O sıralarda insanların gözünde okula gitmeyen ve kaybeden bir adam olsam da, kendim için çok şey yaptım o dönemde ben. Çok okudum, çok düşündüm, sonra da yazıverdim işte, bu blog da bir şekilde elden ele yayılıverdi, orası nasıl oldu hala anlayabilmiş değilim.
İyi bir ressam o sergi senin, bu ödül senin kariyerinin zirvesindeyken düşünmez bunların nedenini, tadını çıkarır yaşadığı hayatın.
Ünlü bir film yıldızı düşünmez o yeteneğinin ve şöhretinin nereden geldiğini, kendisine sunulan o bol nimetli hayatın keyfini sürer.
Yetenekli bir futbolcu da pek düşünmez bir şeylerin nedenlerini, aldığı paranın, ölüyü mezarından diriltecek kadar güzel mankenlerin ve keyifli hayatının tadını çıkarır.
Ama bir gün o ressam kör olursa, bir gün o ünlü film yıldızı felç geçirirse, bir gün o yetenekli futbolcunun ayağı tedavi edilemez şekilde kırılırsa, ancak o zaman başlarlar düşünmeye ve sorgulamaya. Sorularının başında da hep aynı kelime gelir: Neden?
O acı içime düştüğünde, ben de aynı soru ile çıktım yola, "neden?" ile başlayan yığınla soru sordum kendime. Deliller beni nereye götürüyorsa oraya gittim hep, ya da en azından bunu yapmaya çabaladım. Çünkü "neden" sorusunun cevabını ancak böyle samimi bir tavırla öğrenebileceğimi biliyordum. Hoşuma gidenlere yaklaşmak veya hoşuma gitmeyenlerden uzaklaşmak gibi keyfi bir tavır göstermemeye büyük dikkat gösterdim. Gerçek, ne kadar acı da olsa, kendimce onu bulmaya çalıştım ve acıdan kıvranmadığım zamanlarımda da gerçeği bulmaya kafa yormaya devam ediyorum hala.
Bu kanser içime düştüğünden beri kiminin komplo teorisi dediği hikâyeleri de okudum, Upanişad'lardan tut İncil'e kadar dini metinleri de okudum, şu an azılı düşmanı olduğum spiritüalizm öğretisini ve Ahmet Hulusi gibi bu öğretileri İslam'a yamamaya çalışan adamları da okudum, varoluşçu felsefe de okudum. İçinde doğup büyüdüğüm kültüre ters de olsa, o kadar yabancılaşmıştım ki artık çevreme, sıra neredeyse en son Kuran'a geldi. O eve kapanma döneminde neredeyse en son Kuran'ı okudum.
Şu an felsefelerini saçmalık deryası olarak gördüğüm Nietzsche'nin ve Mevlana'nın da insana dair çok güzel tespitleri, çok yerinde sözleri vardır. Kuran'da da böyle insana ve hayata dair güzel tespitler gördüm. Ne var ki, zeki bir insan da gözlemle yapabilir dedim bu tespitleri. Sırf yazarının başarılı tespitler yapmış olması, o kitabın yazarının Allah olduğunun delili olmaya yetmez dedim. Neden müslüman olduğumu İnsan, Din ve Kuran adlı yazıda anlatmaya çalıştım bir nebze, okumayanlar okusunlar, çünkü benim sadece gönle hitap eden güzel sözlerden veya insanı korkutan tehditlerden ziyade, rasyonel delillere ihtiyacım vardı. Evet, buldum o rasyonel delilleri. Bu kitabı yazan adam bir sürü kumar oynayıp tutturmuş dedim. Bu kadar fazla şanslı bir kumarbaz olamaz dedim. 21 yaşımda müslüman oldum, bazı şeyleri hazmetmem kolay olmadığı için dinimin gereklerini 9-10 ay ya da 1 sene yapmadım, sadece iman ettim. 22 yaşımda ise tutarlı bir insan olmaya, en azından tutarlı biri olmaya çabaladım, inandığım gibi yaşamaya karar verdim. Birtakım şeylere tövbe ettim, namaza başladım.
Yıllar geçti, geçen sene yaz mevsimiydi, sigarayı bırakmaya niyetlendim. Ben günde 3 paket sigara içiyordum, şu an 4'e çıktığım da oluyor. Bırakmam lazımdı artık şu boku, çünkü yarın öbür gün sigara kaynaklı bir hastalıktan ölsem Allah'a vereceğim tek bir mazeretim olmayacaktı. İnsanlar 2 sebepten sigaraya başlarlar, birincisi ve en yaygını; özentiliktir. Çevresindeki popüler arkadaşlarından, mahalledeki abilerinden, çok sevdikleri kuzenlerinden, e hadi onlar da olmazsa filmlerdeki Constantine gibi karizmatik karakterlerden falan görüp başlarlar sigara içmeye. O zamanki lisedeki arkadaş grubum aklı başında çocuklardı, okulda sigara içen biri gördüklerinde dalga geçerlerdi, "amına koduğumun salağı, çok cool oldun şimdi aferin, tüm kızlar sana verecek" derlerdi, her fırsatta sigara içen çocuklarla dalga geçerlerdi. Öyle inek tipler de değillerdi he, piçin önde gideniydiler ama akıllı çocuklardı işte. Ben ilk paketimi, babam son ameliyatına girdiği gün aldım ve o günden beri patır patır sigara içiyorum. 18 yaşında sigaraya başlama sebebim, özentilik değildi, çünkü sigara içen tek bir arkadaşım yoktu. İnsanların sigaraya başlamalarının ikinci ve daha az görülen sebebi ise; kendine zarar verme arzusudur. Ben sigaraya kendime zarar vermek için başladım. 18 yaşından beri de buna devam ediyorum. Bir türlü bırakamadım. Hala kendime zarar veriyorum.
Neyse, geçen yaz mevsimi, o zamanki kız arkadaşımla sigara bırakma metodlarını araştırdık. Allen Carr diye bir adam keşfettik, kitabını okuduk, sonra 1 saatlik video'sunu seyrettik. Bu adam dünyada milyonlarca kişiye sigarayı bıraktırdığını, başarı oranının çok yüksek olduğunu ve eğer bu kitapla da sigarayı bırakamamışsanız, %10'luk zor dilimde olduğunuzu söylüyordu. Dolandırıcı değil herif hacı, sahiden de milyonlarca insana sigarayı bıraktırmış ve bıraktırıyor bu herif hala. Öyle ki kız arkadaşım da o sayede bıraktı sigarayı, ben bırakamadım. Anasını sikeyim zaten o yüzde bilmem kaçlık cinslerden biri çıkmasam şaşardım. 24 saat tutabildim kendimi sigara içmeden, "ben bir hava alcam deyip" dışarı çıktım, gittim bankta oturan bir amcadan sigara istedim. Amca da uzun Tekel 2000 kullanıyormuş amına koyim, burdan yaksam kokusunu ordan duyarsın, karı da anladı tabi içtiğimi, senden bir bok olmaz dedi ehehe.
Neyse baktım böyle olmayacak, kurtulmam lazım bu illetten, Zyban diye bir ilaç var sigarayı bıraktıran, ondan kullanayım dedim. Bu Zyban da normalde bir antidepresandır, ama şu anki kullanım amacı sigarayı bırakmada yardımcı olmak. Şu an piyasadaki çoğu ilaç da zaten köre nişan alıp topalı vuran ilaçlardır hacı. Yani demek istediğim, adamlar laboratuvarda başka bir mesele için uğraşırlar, bir ilaç üretirler, sonra bakarlar ki o ilaç üstünde uğraştıkları hastalığa yardımcı olmuyor ama şans eseri başka bir şeye yardımcı oluyor. Antidepresan diye ürettikleri Zyban'ın da sigarayı bıraktırma etkisi olduğunu keşfettiklerinde, sahibi olan ilaç şirketi fahiş fiyata "sigarayı bıraktıran mucize ilaç" diye piyasaya sürüyor bu ilacı. Aralarında bir doktorun da bulunduğu arkadaşlarım uyarmıştı beni, bu Zyban biraz tehlikeli, kullanırken dişini sıkacaksın biraz, kafayı yedirtebilir sana diye. Demiştim, benim bünye artık antidepresanlara alışık, Terminator olmuşum o konuda. "Merak etme yeğen" diye müthiş bir özgüvenle, cendere müziği eşliğinde yürüyen Polat Alemdar edasıyla yuttum Zyban'ımı. İlk gün bir şey olmadı, soruyorlar bana azaldı mı sigara içme isteğin diye, ben de "yüoo" diyorum. İkinci ve üçüncü günü ise anlatamam. Bu amına kodumun antidepresanları herkeste aynı etkiyi yaratmıyor, beyin bu işte, çözülebilmiş bir şey değil, herkesin beyin yapısı ve psikolojisi birbirinden farklı. Bu Zyban 2. ve 3. günde beni delirtti. Normalde çektiğim depresyon acısından daha farklı bir acıydı bu çektiğim. Normalde benim depresif atak geçiren halim; acıdan felç olmuş, oturduğu yerde kıvranan bir adam yaratır. Ama bu Zyban felç etmedi beni, beynimde aynı anda 892 soru ve hepsine aynı anda cevap arayışı hissi doğdu. Allahım, bünye kaldıramıyor artık bu kadarını, kafamdaki fısıltılar ve düşünceler susmuyor, delirecem. Kafamın içinde sürekli birbirinin sözünü keserek aynı anda konuşan Siyaset Meydanı programı konukları var adeta. İçime şeytan kaçtı hacı, öyle böyle değil. Camdan atlamayı veya sokağa çıkıp rastgele birkaç kişiyi doğramayı geçiriyorum aklımdan. Zyban'ı kullandığımın 2. ya da 3. günü, yani geçen yazın sonlarında ben 1 günlüğüne dinden çıktım. "Yeter" dedim, "Kendimi kandırıyorum, Muhammed yazmış işte bu kitabı, her şey yalan, kandırıldık, ben boş yere yaşamam artık" diye dolandım 1 gün ortalıkta.
Ben evin içinde götüne Osmanlı yeniçerileri tarafından kazık çakılmış Sırp elçisi gibi zombi zombi yürürken, fırtınalar kopan o beynimin belki de düzgün çalışan son parçası aklıma bir soru daha soktu: Rum suresi?
Rum suresinin ilk 6 ayeti hatrıma geldiğinde, o Hannibal'e dönüşmüş halimle bile "dur" dedim kendime, acele etme. Müslüman kalma ve dinden çıkma arası ince çizgide dolanıp durdum o gece.
Neyse ki bu üretenini siktiğimin ilacı çoğu antidepresanın tersine kullanmayı bıraktığın an etkisini yitiriyor, kandan atılmak için uzun süre istemiyor senden. Ertesi gün kendime geldim. Hannibal'den çıktım, pek sağlıklı bir karakter olmasa da yine de normal Cemre'ye dönüşebildim.
Ertesi gün sağlıklı düşünme yetimi yeniden kazandığımda, kendimi peygamberin yerine koydum. Cemre dedim, Muhammed olduğunu düşün. Etrafındaki denyolar putlara el sürüyor, bir sürü tanrıları var, abuk subuk adetleri var, davarlar gibi yiyip içip sıçmaktan başka bir halta derman oldukları yok, sen de bunlardan rahatsızlık duyan vicdanlı bir insan olarak toplumu değiştirmek istiyorsun. Bir devrim yapmak istiyorsun. Ama öyle arkanda seni destekleyecek pek bir kimse de yok, sıradan bir tüccarsın. O halde büyük oynayacaksın, sözünü geçirmek için devrin şartları gereğince peygamber olduğunu iddia edeceksin. Bu yola çıktın diyelim, peygamberliğini ilan ettim, hata yapma şansının sıfıra yakın olduğu bu yolda "Ne yapmazsın?" diye sordum kendime. Kumar oynamam dedim.
Fakat nasıl kumar oynamam? Kendi yaşayacağım bir süre içerisinde kumar oynamam. Hadi çoluğunu çocuğunu düşünen ve biraz da vizyonu geniş bir adamsam, 100 yıl sonrası hakkında kehanetlerde bulunup kumar oynamam dedim. Ama 300-500 yıl sonrası için atar tutarım, o zamana kadar kim öle kim kala. Hele hele ölüm sonrası ve ölümden sonra hayat için istediğim gibi atar tutarım dedim, sonuçta öteki tarafa gidip de geri gelen yok, atış serbest.
Ama o Rum suresinin, ilk bakışta çok sıradan gözüken ilk 6 ayeti var ya, işte o delirmeye çeyrek kala halimde bile frenledi beni. Rum, Roma demektir, bildiğin Roma İmparatorluğundan bahsediliyor o ayetlerde. Daha iyi anlaşılsın diye "Rum" kelimesini "Roma" diye çevireceğim:
1 Elif, Lâm, Mîm.
2 Yenilgiye uğratıldı Roma.
3 Yeryüzünün en yakın/en alçak bir yerinde. Ama onlar yengilerinin ardından galip duruma geçecekler,
4 Birkaç yıl içinde. İş/oluş/hüküm, önünde de sonunda da Allah'ındır. Onların galibiyet gününde müminler ferahlayacaklar,
5 Allah'ın yardımıyla. Dilediğine yardım eder O! Azîz'dir, Rahîm'dir O.
6 Allah'ın vaadi bu! Allah kendi vaadine ters düşmez. Ne var ki, insanların çokları bilmiyorlar.
2. ayette olmuş bitmiş bir olayın haberi veriliyor, bunda şaşılacak bir durum yok. 623 yılında Persler (veya İranlılar diyelim isterseniz) perişan ediyorlar Roma İmparatorluğunu. Suriye'yi, Filistin'i, Mısır'ı, Rodos Adası'nı ve Anadolu'nun bir kısmını fethediyor İranlılar. Derken 3. ve 4. ayette, Kuran'ı yazan adam bir kumar oynuyor, bu Roma şimdilik perişan duruma düştü ama yeniden galip gelecekler, merak etmeyin diyor.
Ateistler Uhud, Bedir ve Hendek gibi savaşlardaki ölü sayılarının az olmasıyla dalga geçerler. "Bedir münakaşası" falan derler. E pek haksız da değiller, tarihi kaynaklara göre ölü sayıları 30-40 kişi falan bu savaşlarda, zira peygamberimiz ve müslümanlar o dönemlerde Mekke'deki kabilelerle uğraşıyorlar. Müslümanların önlerindeki en büyük engel, en büyük düşman, işte bu nüfusları belli Mekkeli kabileler. Bu kabilelerin savaşacak erkek nüfus sayısı da toplasan 1000 kişiyi anca buluyor. Müslümanların sayısı ise onlardan da az.
Ama sen, peygamberlik iddiasındaki Muhammed, bu kabile savaşlarının ortasında, yapacak başka iş yokmuş gibi gidip de elin Roma-İran savaşı hakkında bahis oynuyorsun. Roma suresinin 3. ve 4. ayetlerinde Romalıların bu yenilgiden birkaç yıl sonra yeniden galip geleceklerini söylüyorsun. Ve hem de öyle bir özgüvenle söylüyorsun ki bunu, 6. ayette iyice vurguluyorsun: "Allah'ın vaadi bu! Allah vaadine ters düşmez!"
Ve aynen dediğin de oluyor, birkaç yıl sonra, yani 627 yılında bugünün Musul topraklarında Romalılar Persleri darmaduman ediyorlar. Oynadığın kumar tutuyor. 629 yılında ise Persler, fethettikleri tüm topraklardan çekilmek zorunda kalıyorlar. Oynadığın bahis harfiyen tutuyor, putperest İranlıların çemberinden kurtuluyorsun, bulunduğun coğrafyanın çoğunluğuna tek bir Allah'a inanan Hristiyan Romalılar egemen oluyor. Müslümanlar daha da rahatlıyor, zira Hristiyanlar müşrik değil ehli-kitap. Putperestlerle olduğu kadar sert bir çekişmen yok şimdilik Hristiyanlarla.
1. Dünya Savaşı'nda İngiliz Başbakanı Churchill Çanakkale'yi geçeceğinden öyle emindi ki, bugün çayımı İstanbul'da içeceğim deyip babayı aldı.
Koca ABD hem para, hem asker yağdırdı da, Vietnam'da üçün birini aldı.
Koca küresel sermaye paralar yağdırdı da, yine de Esad'ı koltuğundan edemedi.
E iyi de bunlar siyasetçi, "başaramadık" derler, "hata yaptık" derler, ya da "en azından şunları başardık" diye laf kıvırırlar, işi kotarırlar.
Arkadaşım iyi de sen Allah'ın, yani her şeyi bilen birinin ağzından konuşuyorsun. Senin hata yapma lüksün yok. "Eeöö, Allah bilerek size yanlış bilgi verdi ki sizi sınasın ey müminler" diye ayet uydurup mu kıvıracaksın buradan sonra? Ya tutmasaydı oynadığın kumar, senin peşinden gelen inanırların seni ne yaparlardı? Bugün Zincirlikuyu'dan metrobüse binerken sana yolda barzonun teki durup dururken laf atıp dikleniyor diye moralin bozuluyor ya, işte Muhammed'e inananlar her gün binbir türlü hakaret işitiyor, dayak yiyor, taşlanıyor, işkence görüyor. Bu adamlar sana inanıp bu kadar sıkıntıyı ve acıyı göğüslemişken, senin fiyasko çıktığını öğrenirlerse seni ne yaparlar düşünebiliyor musun?
5 sene evvel Kaddafi'yi nasıl öldürdüklerini hatırlıyor musun? Arap oğlum bunlar. Adamı kazığa oturturlar, o da yetmez, hemen ölüp kolay kurtulmasın diye de öldürmeden önce binbir türlü işkence ederler, tecavüz eder, ondan sonra cesedini sokak sokak gezdirirler.
O gün ben dedim kendi kendime, peygamberliğimi ilan etsem, yakın tarihle ilgili bahis oynamazdım. Hele hele aralarında yaşadığım zart zurt kabileleriyle uğraşırken, benden binlerce kilometre ötedeki Roma-Pers savaşı hakkında atıp tutmak gibi saçma bir işle uğraşmazdım. En fazla müslümanlara "dayanın aslanlarım ha gayret" tarzı şeyler yazardım.
Peki, Muhammed'in şansı yaver gitmiş burada.
Gelelim Tebbet suresine.
1 Elleri kurusun Ebu Leheb'in; zaten kurudu ya!
2 Ne malı kurtardı onu ne de kazandığı.
3 Alevli bir ateşe yaslanacaktır o;
4 Karısı da,
5 Odun hamalı olarak. Gerdanında bir ip olacaktır onun, en sağlam fitillisinden...
Ebu Leheb'in ellerinin kurumasıyla ilişkili olarak Arko krem esprileri yapan ateist arkadaşların göremedikleri nokta, Kuran'ı yazan adamın burada da büyük bir kumar oynamasıdır.
Ebu Süfyan adlı tüccar, Peygamberin yıllarca en büyük düşmanlarından biri oluyor, derken yıllar sonra Allah ona müslüman olmayı nasip ediyor.
Peygamberimizle arasında yaş farkı bile olmayan, kardeş gibi büyüdüğü, muhtemelen hayatta en sevdiği insanlardan biri olan amcası Hamza'yı öldüren Vahşi var ya, o Vahşi müslüman oluyor.
Yiğitlik hikayeleriyle meşhur ikinci halife Ömer, öyle kolay kolay müslüman olmuyor. Eski müşriklerden kendisi. Tarihi kaynaklara göre müslümanları kırbaçlıyor Ömer. Sonra sorguluyor, düşünüp taşınıyor ve harbiden de müslüman oluyor.
Hadi bunlar Çağrı filmini seyretmiş ortalama bir adamın bile haberdar olduğu popüler isimler. Ulan müslümanlara karşı savaşan yüzlerce, hatta binlerce adam sonradan müslüman oluyor o toplumda. Müslümanların kafasına taş atan, onlara savaşta kılıç çeken, peygamberi öldürmeye niyetlenen nice adam, sonradan düşünüp müslüman olmaya karar veriyor.
Ama şu Tebbet suretinin yazarı yine bir kumar oynuyor ve ne olursa olsun şu iki kişi asla müslüman olmayacak diyor: Ebu Leheb ve karısı.
Bu iki kişiden birisi Mekke sokaklarına çıkıp "La ilahe illallah" deseydi ne olurdu biliyor musunuz?
Şu an dünyada İslam diye bir din olmazdı.
Böyle kumar oynanır mı Muhammed? Sen aklını mı yitirdin? Böyle bir riske hangi akla hizmet girersin sen?
Neyse, aradan yıllar geçiyor. Artık müslümanlar, Mekke'de gördükleri işkencelere dayanamayıp göç ediyorlar, şu meşhur Hicret'i yapıp Medine'ye taşınıyorlar. Yaşadıkları evi barkı, mahalleyi, eski arkadaşlarını terk edip, hiç bilmedikleri bir şehre yerleşiyorlar. Hala azınlıklar, hala güçsüzler.
Derken Fetih Suresi geliyor. Bu surenin ilk ayeti bile şöyle:
"Şu bir gerçek ki, biz sana apaçık bir fetih nasip ettik."
Ben lafı uzatmayayım, isteyen surenin hepsini okusun, Fetih suresinin diğer ayetlerinde de müslümanların Kabe'ye girecekleri ve kovuldukları Mekke'yi yeniden fethedecekleri defalarca vurgulanıyor. E iyi de abi, biz o Mekke'den dayak yiyip göç ettik, perişan olduk, güçsüzüz, sen neye dayanarak iddia ediyorsun bunu? "Hadi koçum, hadi aslanım" diye bize gaz vermek için mi diyorsun bunları?
Yoo, hiç de öyle değil. Bir zamanlar azınlık olan o müslümanlar, ellerini kollarını sallaya sallaya, savaşmadan Mekke'ye giriyorlar, evlerine yeniden yerleşiyorlar.
Muhammed yine bir kumar tutturuyor. Hem de kendi yaşadığı dönemle ilgili bir kumarı daha tutturuyor.
Tamam anladık zeki bir adamsın, iyi bir tüccar olduğun gibi iyi de bir lidersin, ama aynı zamanda bu kadar kumarı üst üste tutturacak kadar şanslı mısın sen Muhammed?
O Zyban denen ağzına sıçtığımın ilacını bıraktığımın ertesi günü çok düşündüm. Önceden Kuran'da kendimce tespit ettiğim rasyonel delillerin yanı sıra, işin bu kısmını görmediğimi fark ettim. Gittim secdeye kapandım, tövbe ettim, affet Allah'ım dedim. Allah bilir ya, muhtemelen o ilacın üzerimde yarattığı psikopat etki yüzünden belki de sorumlu tutulmamışımdır o bir günlük tavrımdan, ama bir musibet başka şeyler üzerine düşünmeme, onları fark etmeme vesile oldu işte o gün.
Bunlar benim "şu ana kadar" fark edebildiğim kumarlar. Eğer bunları bir insan yazdıysa adı "kumar"dır. Fakat bunları söyleyen Allah'sa, belirlenmiş bir oluşun "haber"leridir bunlar, Mekkeli Muhammed'in tek başına atıp da tutturduğu kumarlar değildir. Zira kumarı oynayan değil, oynatan kazanır.
Bunlar, benim peygamberle empati kurup vardığım sonuçlar. "Ben olsam yapmazdım" dediğim şeyler. İnsan, Din ve Kuran adlı yazımı okursanız eğer, Kuran'da iddia edilen bu gibi "kumar"lar sadece peygamberin yaşadığı dönemde tutmuyor, peygamber öldükten yüzyıllar sonra da tutmaya devam ediyor.
Misal Müminun 14'teki embriyonun gelişim safhaları, evrenin bir başlangıcı olduğu, evrenin bir sonunun olacağı ve hatta evrenin genişlemekte olduğu iddiaları gibi. Daha çok var da, zaten daha önce yazdıklarımı tekrarlama niyetinde değilim şimdi.
Örneğin Zariyat suresi 47. ayette "Göğü gücümüzle biz kurduk ve onu biz genişletmekteyiz." deniliyor. Burada açık seçik evrenin genişlediği söyleniyor, daha geçen yüzyılın bilimsel keşfi bu. Müslüman olmayanlar "yaa Diyanet öyle çevirmemiş ki o ayeti, 'biz geniş kudret sahibiyiz' diye çevirmiş, siz lafı kıvırıp uydurmaya çalışıyorsunuz" derler ne zaman bu ayetten bahsetsek. Valla ben Kuran'ı Diyanet mealinden okusaydım muhtemelen müslüman olmazdım zaten, Diyanet'i sen bir geç. Yüzyıllarca evvel yaşamış olan El Taberani, İbn Kesir, Ebu Cafer Taberi, Ebusuud (hani şu Muhteşem Yüzyıl'daki Tuncel Kurtiz) veya ne bileyim araştırırsanız bulacağınız bir sürü eski tefsirci bu ayetin kainatın genişlediği anlamına geldiğini söylemişlerdir tefsirlerinde. Evrenin genişlediğinin gözlemlenmesinden yüzyıllarca evvel, Kuran'da bunun ifade ediliğini söylemiş bu adamlar. Ortada bir kıvırma, sonradan uydurmaya çalışma durumu yok hacı, işi yokuşa sürme.
Neyse konuyu bu Kuran mucizeleri yönüne çekme niyetinde değilim bu yazıda. Diyeceğim o ki, Kuran'da oynanıp da tutturulan çok fazla kumar var. Ya peygamberin vazifesini yapması için hayatını kolaylaştıran ayetlere kafayı takıp tüm bu tutturulan "kumar"ları görmezden gelir ve Muhammed'in şanslı biri olduğu sonucuna varırsınız, ya da oturur şöyle bir düşünürsünüz. Ben, beni delirtme noktasına getiren bir kimyasalın etkisiyle bile, sırf şu Rum suresi yüzünden dinden çıkamadım. Ki çok acı çeken ve depresyona baya baya meyilli biri olarak, Allah affetsin ama, zaman zaman Allah'ın hiç olmamasını ve ölüp yok olmayı çok istedim. Allah'ı reddetmek için çok ama çok uğraştım. Ama delillerin beni götürdüğü yere gittim. Zira gerçekler benim keyfimle belirlenmiyordu. Her defasında götümün üstüne oturdum, müslüman olmaktan başka çarem olmadığını gördüm.
Yokluktan bu dünyaya geldik. Yokluktan tüm bu kainat oluştu. Yemişim o devasa gök cisimlerini, ben yokluktan bir benlik kazandım lan, bundan ötesi var mı? Yokluktan bilinç kazandım. Yokluktan zeka kazandım, irade sahibi oldum. Bunların hepsi yokluktan geldi.
Bir düşün, bu işin sadece ama sadece iki ihtimali var. Diğer ihtimalleri neden elediğimi önceki yazılarımda anlatmıştım, papağanlık etmek yerine sana işin özünü anlatacağım. O iki ihtimal şunlar:
1- Allah var ve hesaba çekileceğiz.
2- Yokluktan geldik, yokluğa karışacağız.
Eğer 2. ihtimali seçerseniz, hayatta hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Hem de hiçbir şeyin. Aşk, sevgi, nefret, vatanseverlik, iyilik, kötülük, hepsi de anlamsızdır bunların. Felsefede "nihilizmi aşmak" diye bir laf vardır. Nihilizm nedir? Kendi tabirimle özetleyeyim; her şey bir hiçtir, hiçten geldik hiçe gideceğiz, hiçbir bokun anlamı yoktur, sal kendini gitsin demektir. Eğer 2. ihtimal doğruysa, "nihilizmi aşmak" diye bir şey de yoktur, çünkü 2. ihtimalin seni götüreceği tek yer nihilizmdir. Sekülerleşen dünyada 20. yüzyılda ve günümüzde en popüler olan felsefi akım, işte bu "nihilizmi aşmak" olarak adlandırılan ve aslında hayatta kalma içgüdüsüne karşı koyamayan insanın uydurduğu varoluşçuluktur. Varoluşçuluğu da yine kendi tabirimle açıklayayım sana. Varoluşçuluk der ki: Bu hayatın bir anlamı yok, eyvallah, ama yaşamımızı sürdürmek için anlamı olmayan bu hayata bir anlam katmalıyız, hayatımızı sürdürmek için bir anlam uydurmalıyız. Kısacası "nihilizmi aşmak" diye övülen o varoluşçuluk, "hayatını sürdürmek için kendini kandırmanın bir yolunu bul" der sana.
Valla kusura bakmayın da, eğer 2. ihtimal doğruysa, nihilizm 50 kat daha dürüst, daha delikanlı ve daha gerçektir varoluşçuluktan. Kendimi kandırdığımın farkında olarak motive olamam ben, seni bilemeyeceğim artık.
"Aman bir yere geç kalmayayım" diye saatini 10 dakika ileride kullanan bir tek ben değilimdir herhalde. Hani saatini 10 dakika ileri alırsın ki, saate bakınca "hasiktir geç kaldım" diye hızlı hızlı giyinmeye başlarım diye düşünürsün. Valla ben yine saatimi 10 dakika ileride kullanırım ama bu sefer de "siktir et ya, bu saat zaten 10 dakika ileri, acele etme" derim kendime. Kendimi kandırdığımın bilincinde olduğum sürece motive olamam ben, o kadar gerizekalı değilim kusura bakmayın.
Varoluşçuluk işte böyle bir şeydir. İsteyen kendini bile bile kandırır. Kendini kandırdığı anlamsız hayat amaçlarına inanır. Bazen elinde olmadan ölecek ve onu yarı yolda bırakacak insanlara bel bağlar, çoğunlukla da bilerek kendini satıp ihanete uğratacak insanlara ve davalara ömrünü adayıp ölür. Sonra da bir hiç uğruna ölür gider.
İsteyen de 1. ihtimali tekrar gözden geçirir. Yok öyle her boku yiyip yok olmak der. Bu devran boş yere dönmüyor der.
Ali İmran suresinin 191. ayeti, benim Allah'a inanma, müslüman olma ve hayatta kalıp çabalama sebeplerimden birisiydi. Sonradan öğrendim ki bu ayet, meşhur Biruni'yi bilimle uğraşmaya sevk eden ayetmiş:
"Aklı ve gönlü işletenler o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: “Ey Rabbimiz!Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin.Ateş azabından koru bizi.”"
He tabi sonra 13. yüzyılda tasavvuf ve şeyhler, İslam'ı ele geçirince kalmadı bilim falan müslüman dünyasında. Ama Kuran işte böyle harbi sözlerle, böyle hayattaki tüm boşlukları dolduran anlamlı ifadelerle dolu.
Lise 2. sınıfta Bakırköy'de siktiğimin bir dersanesine giderdim. Zaten sabahın köründe çocuk halimle haftasonu dersaneye gidiyorum, bir de bu dersanenin girişinde bir tabela asılıydı şöyle yazan: "Boşa geçen zaman, geleceğinizdir!"
Şimdi bu yazının bir dersanenin duvarında asılı olması ne demek? Test çöz, ders çalış, üniversiteyi kazanamazsan hayatın bitecek röööaaahh demek. Benim de iyice moralim bozulurdu bu tabelayı gördükçe, zaten hiçbir zaman çalışkan bir öğrenci olmadım, kafa çalışıyor diye kurtarıyordum paçayı. Hiç de bana öyle boşa vakit geçiriyorum diye bir suçluluk hissettirmeyi başaramadı bu tür gerizekalıca şeyler. Ama boşa geçirdiğim zaman için suçluluk hissetmeyi bana ne öğretti biliyor musun? Kuran.
"O halde,bir iş ve oluştan boşalır boşalmaz yeni bir işe koyulup yorul!" - İnşirah 7
Neyse moruk, bitiriyorum artık. Burası benim blog'um, içimdekileri kusma tasım. Araştırma yazılarım dışındaki bu tür yazılarımda, burada çoğu kişisel bokumu anlatıyorum ben. Arkadaş konusunda seçiciyim, fazla insan sokmam etrafıma. Bir de tanımadığım insanlara yazıp, onlara bir şeyler anlatmak daha çok hoşuma gidiyor benim, bir de belki bir faydam dokunur diye yapıyorum bunu aslında. Ben kıçıkırık blog yazarı halimle ismim Cemre diye zamanında kadın ilan edildim, sonra cemaatçi ilan edildim, Tayyip'çi ilan edildim, vahhabi uşağı oldum, şizofren manyak oldum. Bir şey diyeceğim sana hacı. Beni siktir et. Ben valla bunların hiçbiri değilim. Kendi halinde bir adamım. Şu dünyayı, artısı eksisinden fazla tamamlamak dışında bir gayesi olmayan biriyim. Böyle samimi samimi kendimi ve zaaflarımı yazıp anlatıyorum diye yüz bulup ateisti geliyor "sen dinle kafayı bozmuşsun" diyor, mezhepçisi/tasavvufçusu geliyor "sen din alimlerine dil uzatıyosun ondan delirmişsin" diyor. Olum siz beni siktir edin ya. Ben kimim ki lan? Allah'tan başka güvendiğim biri yok, kimden medet umduysam sattı beni. Benim bu hayattan çıkarabildiğim tek ders, herkesin birbirini satabileceği ve Allah'tan başka hiçbir dostumuzun olmadığıdır.
O yüzden, siz de gidin okuyun, üretin, paylaşın, kendiniz için bir şeyler yapın. Paylaşmanın, kendiniz için yapılan bir eylem olduğunu elbet bir gün anlayacaksınız, çoktan anlamış olanlarınız da var muhakkak. Bir de işe yarar mı bilmiyorum ama, benim için dua edin, iyileşmek istiyorum.
Şimdilik hoşçakalın.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilİlk işim okumak olacak şimdi, kesin yine diğerleri gibi nokta atışıdır. Eline sağlık.
YanıtlaSilrez
YanıtlaSilHeh, şöyle be kardeşim yaz içinden geldikçe. İlla edebi metin gibi yardırmana gerek yok. Gönlünden geldiği gibi yapıştır okuyalım.
YanıtlaSilHer yazı paylaştığında daha okumadan mutlu oluyorum. Mutlaka bu da güzel bir yazıdır, eyvallah.
YanıtlaSilYazılarınız hoşuma gidiyor. Gerçekten iyi noktalara değiniyorsun.
YanıtlaSilYazının teması güzel ama acılarından bahsetmezsen sevinirim aga . Okumak zorunda mıyım amk senin acılarını . Yapmak zorunda olduğun ve inandığın kitabın da vurguladığı gibi "sabır" .
YanıtlaSiltecrübelerini anlatmadan neyi neden düşündüğünü, o sonuca nerden vardığını nasıl anlatacak adam? sana empati kurdurmadan nasıl anlatacak derdini sana? sen dert acı okumak istemiyorsun da yalan dolan nefes aldıramayacak kadar gerçek acı çektiğinde insan yüzeyi yırtıp gerçeği arıyor ve nasipse buluyor. adam anlatacağını istediği gibi anlatacak zaten, belki bir iki şey kaparsın şu adamla empati kurmak sana nasıl bir zarar getirebilir Allah aşkına? gereksiz.
Silamına koyim tek maçtan iddaa kuponun yatsa bütün arkadaşlarının kafasını sikersin de adam burda ölecem diyor arkadaşım da yok diyor insan illaki birine anlatma ihtiyacı duyuyor acılarını ki madem istemiyorsun okuma amına koyim silah dayamıyorlar ya
Siliddaa örneğini de senin için demedim hacı herkesin derdi kendine de illaki birine anlatma ihtiyacı duyuyorsun yani yaşadıklarını o hesap
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilYarın uzun yola çıkacaktım çok iyi oldu bu :)
YanıtlaSilYasamadikca olmaz. Çünkü inancı belirleyen yaşam.
YanıtlaSilAga ellerine düşüncelerine sağlık güzel bir giriş ve sonuç olmuş,hala küfür etmen biraz garip geldi ama bi anda hacı olmanıda beklemiyorum tabi.umarım iyileşirsin hala da gidersin boş zamanlarımda okuyorum yazılarını daha lise 3 öğrencisiyim benim için iyi oluyor müteşekkirim.
YanıtlaSilYasamadikca olmaz. Çünkü inancı belirleyen yaşam.
YanıtlaSilAga ellerine düşüncelerine sağlık güzel bir giriş ve sonuç olmuş,hala küfür etmen biraz garip geldi ama bi anda hacı olmanıda beklemiyorum tabi.umarım iyileşirsin hala da gidersin boş zamanlarımda okuyorum yazılarını daha lise 3 öğrencisiyim benim için iyi oluyor müteşekkirim.
YanıtlaSilIstedigin dua olsun ederiz eyvallah ta acilarinin bitmesi icin ihtiyacin olan birileri lazim sana. Gonul dostu yani . Hakki bilen hakikati yasayan birileri ve malesef o tarz insanlar yok artik.herke yani aradigin sey kendinde. Buradan konusmak akil vermek kolay biliyorum ama aci ceken tek sen degilsin. Allaha tum benliginle yalvar. Secdeye basini koyunca dua et. Klasik namaz terimini kullanma. Kuranda gecer secdede dua edin diye. Agzinla degil kalbinle ve samimi sekilde. O nun gucu her seye yeter ve buna inanyorsak negatifliklerden kurtulmamiz gerek tam teslimiyet lazim.
YanıtlaSilne güzel yazmışsın be kardeşim.
YanıtlaSilmerhaba kardeş. sana şuanda dua etmiş bulunmaktayım. umarım her şey daha iyiye gider. otsbiri ve sigarayı bırakıp namaza başlama girişimim yine 1 gün sürdü. nolcak bizim halimiz bilmiyorum.
YanıtlaSilmastürbasyonu niye bırakıyorsun hacı, yıkanır kılarsın namazını. yok günahı falan.
SilCemre senin ingilizcen var. Youtube da Nofap i ara ve izle ordaki gençler anlatıyorlar zararlarını mastürbasyonun. Kendi fikirlerimi yazmayacağım ama youtube da Nofap videolarını izlemenizi tavsiye ederim. Bir de Said Nursi'nin Allah dostu olduğuna inanmak isteyenlerdenim. Ama senin yazdıkların Hilal-ı Ahdar falan okuyunca bir frene bastım. Fakat gene de risale okuyorum ve inan bir tutarsızlık bulamıyorum. Hatta çok yerde zihnimi açan şeyler var. Nurcu yada cemaatçi değilim, ama şu videoyu bir izleyin. Bana çok mantıklı geldi ve sizinle paylaşmak istedim. Mastürbasyon çağımızın en büyük hastalığı ve bağımlılığıdır. Sigaradan da daha tehlikelidir. https://www.youtube.com/watch?v=-00UN6xyN5Q
SilÇikolatayı da 1 kilo yersen seni öldürebilir ama tadında bırakırsan bir sorun yok. Günde 20 kere mastürbasyon yaparsan illa ki bir bozukluklara yol açar, ama herif 30 yaşında evlenecek diyelim ne yapacak 30 sene?
SilTasavvuf yazısında artık Celaleddin Rumi'dir, Arabi'dir, Hallac'dır bunlar gibi tasavvufun en demirbaşlarını anlattıktan sonra Said Nursi'ye ayrı parantez açmaya gerek kalmadı, anlayan anlamıştır diye düşünmüştüm. Ama risalelerle ilgili bir yazı yazmam da şart gibi gözüküyor. 3-5 güzel sözle dolu küfürdür Said'in risaleleri.
“(Öyle mü''minler) ki, onlar ırzlarını koruyanlardır. Şu var ki zevcelerine yahut sağ ellerinin malik olduklarına (kendi cariyelerine) karşı (olan durumları) müstesnadır. Çünkü onlar (bunlarla ilişkilerden dolayı) kınanmış değildirler. O halde kim bunların ötesine geçmek isterse şüphe yok ki, onlar haddi aşanlardır.” (el-Mu’minûn, 23/5-7)
SilDostum bu ayet hakkında ne diyeceksin?
michael bak hele. Yukarıdaki arkadaşın dediğini ciddiye al. Sigara ve masturbasyon ödül döngüsünü sikip atıp insanı depresyona sokuyor. En azından ben böyle çıktım depresyondan. Senin durumun daha zihinsel tabii fakat sen bi oku be. bilmiş ol en azından. http://www.incisozluk.com.tr/w/hayat%C4%B1n%C4%B1z%C4%B1-k%C3%B6kten-de%C4%9Fi%C5%9Fterecek-olan-%C5%9Fey/sahibi/1/
SilBlack kardeşin dediği doğru yıllar önce ben de o yazıyı okumuştum ve araştırdığım kadarıyla Peygamber efendimiz "eliyle nikahlananları" (öyle tabir etmiş) lanetlemiştir.
SilHakkaten internetteki pornografik iceriklere ve gunluk yasantidaki kaportalara ve kaselere bakmazsan, gercekten iradeli biri olmak istiyorsan ve kendine uğraşacak zevkli birşeyler buluyorsan 31 aklına bile gelmiyor, hatta rüyalanmıyorsun bile.
Beyler Porno dan kurtulmak isteyenler için bir grup kurduk birbirimize bırakma konusunda yardımcı olmak için. Lütfen katılın gruba ister fake ister gerçek hesabınızla Link:https://www.facebook.com/groups/923385537748119/
SilAllah şifa versin
YanıtlaSilDost istersen Allah yeter
YanıtlaSilkoçum benim.Benim de aklıma abese süresi takılır hep.Hz Muhammed sallasaydı yani cebraille konuşuyorum diye milleti kekleseydi kendini azarlarmıydı? Açın bakın o süreye. Allah niye göndermiş o süreyi.Hani ateistler diyor ya 'götünden uydurmuş' Muhammet. Ben şahsen götümden uydursam kendimi öyle azarlamam
YanıtlaSilAllah şifa versin
YanıtlaSilburdan sikko hayranı ayhan kardeşime selamlar cemre kardeşim sanada acil şifalar
YanıtlaSilKendini anlattigin bu depresyon sureci, yani bir donem cok iyi cok enerjik olmak bir donem de depresyonda olmak bipolar bozuklugu hatirlatti bana, Allah kolaylik versin. Sen bize lazimsin, zeki insanlarin hep problemi olurmus insallah asarsin. Daha uzun yazilarini bekliyoruz lutfen ara verme, toparlan gel, biz hep burdayiz����
YanıtlaSilbipolar değilim, o test edildi onaylandı :) benim normal halim zaten enerjik.
SilSevindim :) o zaman daha kolay atlatirsin insallah, fazla sorguladigin, dusundugun icin de oluyor, kendini yipratma lutfen, saglicakla
SilHacı konuyla pek ilgili olmayabilir ama geçen arkadaşla konuşurken aklıma düştü. Sen cevaplamazsan da birisi yerine cevaplarsa iyi olur.
YanıtlaSil''Allah tek başına kalabileceği bir evren varken neden bizi yarattı?'' diye bir soru sordu bana arkadaş. Birkaç yere baktım. ''Allah'a ibadet için'' yaratıldığımız söyleniyor. Ama ben böylesine bir gücün, kudretin sırf bu sebepten ötürü bizi yarattığı düşüncesine pek inanamıyorum. Buna mantıklı bir cevap veremediğim için buraya yazmak istedim. Cevaplayan olursa çok sevinirim.
Yazı güzel lan bu arada.
Risale-i Nur'dan sana cevap olsun kardeşim.
Sil"Her cemal ve kemal sahibi kendi cemal ve kemalini göstermesi sırrınca. O kudret-i Zişan dahi istedi ki.."
Her ( iç ve dış ) güzellik sahibi, bu güzelliğini görmek ve göstermek ister. Rabbin bizlere Kur'an da da söylediği gibi bize ruhundan üflemiştir. Burdan benim yorumum şudur ki, Rab kendi güzelliğini biz yansıtabilelim diye bizi yarattı. Çünkü peygamberimiz gibi olabilelim ki onun nurunu güzelliğini merhametini anlayabilelim.
Buda tamamen kendi fikrim;
- Düşünsene haşa Rab'sın. Sonsuz kudretin var. Yapabileceklerinin sınırı yok...
Bir evren yaratıyorsun. İnsanı ve doğayı yaratıyorsun. 0'dan seni bulmaları için deliller ( biz buna hikmet alemi deriz ) yerleştiriyorsun. VE senin haberini vermen ile hatta vermesende ( Hz. İbrahim ) seni aklıyla o verdiğin hikmetle seni bulabiliyorlar. Bence bu tek başına yeterli bir sebep.
Allah'a emanet ol.
Abi sorun burda başlıyor zaten. İsteseydi bizi yaratmayabilirdi. Sonuçta sonsuz bir kudretten bahsediyoruz. Peki biz neden dünyaya bu sefa ve cefayı sürmeye geldik. Belki de buna hiç gerek kalmayacaktı?
SilSelam Unknown, sorunun cevabı şu yazımda yer alıyor: http://emre1974tr.blogspot.com.tr/2013/11/kotuluk-problemine-cevap.html
SilBu soruna Allah(cc) kuranda cevap vermiş. Arapcasi ile beraber birden fazla çevirme var linkten bakabilirsin.
Silhttp://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=51&ayet=56
Çok sağolun beyler. Sikkoyla kalın.
SilSikko döktürmüş yine.
YanıtlaSilBende o zaman tevafuk olan bir durumdan bahsedeyim sana, inşallah dikkate alır bir cevap yada bir yazı yazarsın buna cevaben. Geçen gece hatta andım seni. Usta şimdi bir blog var. Tam materyalist adam. Bayağı da yardırıyor. Bazı yazılarını okudum yemin ederim imanım sarsıldı. Ama gaflet uykusu bu uyandık çok şükür.
Senden kişisel bir ricam olacak. Oda bu heriflere karşı ilim ile gönül ile savaşman. Bizlere de merak edenler olarak bir yanıt vermen.
http://www.evrimagaci.org/
Bu sayfadaki yazılar , görüşler hakkında yorumunu, eğer varsa cevabını merak ediyoruz. 4 sap bu sayfayı didik didik ettik. Senin tam olarak negatifin. Matrix'deki söz geldi aklıma.. "O sensin, denklemin kendini dengelemesi için yarattığı negatifin." sen O'sun sikko eheheh. Sevgilerle
3 senedir seni takip ediyorum delirmemi engelleyen biri varsa o da sensin bi amaç bi uğraş ve farkındalık verdin bana umarım iyileşirsin düzelirsin
YanıtlaSilSikko öncelikle allah şifa versin. Ha bir de maili bırakıyom yoruma bir iki sorcağım danışacağım konu var dönersen sevinirim. Ycan080887@gmail.com (cok rakam var ama hepsi alınmıs amk nabiym)
YanıtlaSilBir haftadır bunalımdaydım, amaçsız hiç bişey üretmeden zaman geçirmekten, bugun yazına rast geldim umarım sabah uyanınca yazdıkların içime düşer.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilİmanlı biriyim. Kuran'da Kuran'ın Allah'tan geldiğine dair yukarıda örnek verdiğin gibi birçok örnek gibi bunlardan bizzat kendim de buldum. Aklıma ilk gelen Duhan suresi bunlardan biri. Ahireti ve kıyamet pişmanlığını anlatan bütün ayetler bana aşırı derecede samimi ve gerçekçi gelmiştir. Ama bütün bunların yanında Kuran'ın Hz. Muhammed'in ölümünden sonra mushaf haline getirilmesi ve çoğaltılması sırasında tahrife uğramış olabileceğine dair içimi kemiren bir şeyler var. İslam muhaliflerinin İslamı eleştirmek için yol bulduğu o belirli ayetlerin de bu esnada tahrif edilmiş olabilir mi diye düşünüyorum. Ayrıca her ne kadar mantıksız gibi gözükse de, Hz. Muhammed'in keyfine göre ve ona özel ayetlerin olması da Hz. Muhammed'in ayetlerin orijinalini değiştirip yazdığına dair düşündürüyo beni. Belki de Allah, evet, diğer kutsal kitaplarından sonra son şans olarak Kuran'ı da göndermiş olabilir. Zaten böyle kabul ediyoruz. Peki kendinden önceki iki örneği de göz önünde bulundurup, Kuran'ı da benzer tahrife açık korumasız şekilde-bir son fırsat olarak- göndermiş olamaz mı? Gerçi bu konuda ayet net(onu biz indirdik yine biz koruyacağız) ama yine de bu diğerlerini değiştirdikten sonra birnevi Anayasanın 4. Maddesi işlevi görmez mi?
YanıtlaSilBilmiyorum.
Danzel Washingtonun Book of
Eli filminde yanında taşıdığı şey olmasından korkuyorum belki de Kuran'ın
Karakter sınırına takıldım. Birinci parça;
SilKullanıcı adımı görüp geçmiş yorumlarımı hatırlayan varsa "geldi yine mına kodumun kâfiri" diyebilir. Zira şu sıralar kendine deist diyen Cübbeli ve diğer Ebu Vara Vara'lara göre zındık kâfirin tekiyim. İslam'ı ve Kuran'ı ciddi manada sorguluyorum. Normalde bu tarz bir yorumu yazının altına bırakacaktım ama sizin mesajınızı görünce hem ona cevap vermek hem de kendi yazacaklarımı yazmak istedim.
Korunacağı söylenen tek kutsal kitap Kuran değildir. Allah (Yani Arapların yüzyıllar önce El-İlah deyip bugüne türettiği) zamirin sahibi gönderilen kitap kutsal kitaplar içinde korunacağı iddiasında bulunmuştur ama bütün müslümanlar o kitapların tahrip edildiğine inanır ve son din olarak İslam'ı son hak kitap olarak Kuran'ı görürler.
Yani demem o ki Kuran için ortaya atılan "sonsuza dek korunacaktır" iddiası sadece Kuran için söylenmiş bir şey değildir. Diğer kutsal kitaplar içinde aynı şeyi söyleyen Allah o kitapları ya korumamış ya koruyamamış ya iplememiş ya da tüm bunlar zaten zeki insan yazmalarıdır.
Maykıl'ın bahsettiği ve tutan kumarlar elbette benim gibi deistlerin, agnostiklerin kafasında bir acaba uyandırıyor ama tutmayan kumarları nasıl yapacağız. Örneğin Kuran indikten sonra Hz.Ömer'in çözüm bulup Kuran hükmünü düzelttiği miras mevzusu. Örneğin nesh edilen ayetler. Yine örneğin önce Ramazan'da cimanın yasak edilip sonra Allah'ın insanların buna bir nevi dayanamayacağını bildiği için Ramazan'da iftardan sonra cimayı serbest bırakması.
Nesh etme olayı Maykıl ve onun gibi düşünenlerin, yani bir nevi Caner Taslaman'ı kabul edenlerin reddettiği bir gerçektir. Yani onlara göre İslam'da aslında yoktur.
18 yaşındaydım üniversite 1. sınıf öğrencisiydim İstanbul'daki evimden Anadolu'daki üniversiteye valizimde Kuran meali ile gittim. Araştırdığım şeyin kutsallığına saygısızlık olmasın diye valizi otobüsün alt kısmındaki alanlara koyarken Kuran'ı yol boyu elimdeki çantada taşıdım ve bel hizamdan üstte tutacağım diye yol boyu kıvrandım. Sonra 18 yaşında o meali okumaya başladım. O zamanlar bakir olan, hatta bakir olmanın ötesinde hiçbir kızın elini tutmamış olan ben Nur Suresi 3. Ayete denk geldim. Bilmeyip merak eden araştırıp bulsun Google'den. Sonra dedim kendi kendime "işte bu yaaa.. işte bu.. İşte Allah bu.. İşte adalet bu.." Çünkü bana göre son derece adilce bir uygulamaydı zina edenin zina edenle evlenip temiz kalanın temiz kalanla evlenmesi. Sonra bi baktım ohooooo ayet çoktan nesh edilmiş. Yani hükmü kaldırılmış/değiştirilmiş. Sebep? Çünkü o zamanki ümmetin erkeklerinden nefslerine uyanlar "iyi de biz tövbe ettik artık zina etmeyeceğiz biz şimdi illa zina edenle bir kadınla mı evlenelim" demişler. Bunun üstüne ayet nesh olmuş. Cübbeli başta olmak üzere Ebu Vara Vara'lar bu ayetin ve birkaç ayetin daha nesh olduğunu söylerler öyle inanırlar. Ben bu konuda "ben var sizin dili bilmemek" diyen turist kıvamındayım. "Bilmiyorum" deyip geçiyorum. Çünkü ne gönderen bana sordu ne nesh eden.
İkinci parça;
SilDediğim gibi Maykıl ve onun gibi düşünenlerin muteber saydığı Caner Taslaman Kuran'da nesh olayına karşı çıkar ama Kuran'da Bakara Suresi 106. ayet orada aslanlar gibi duruyor. Kim ne kadar yırtınırsa yırtınsın bu kitapta nesh babalar gibi de vardır. Kuran'ın yaratıcısı babalar gibi söylüyor zaten bunu. Bunu anlamak, idrak etmek, kabul etmek ya da redddetmek için ad soyad tamlamanın Caner Taslaman olmasına gerek yok yani.
Şimdi bu nesh mevzusunu niye anlattım. Maykıl geldi burada saydı saydı saydı ve dedi ki "Eğer bu kitabı Muhammed yazdıysa yaşadığı dönem dahil olmak üzere birçok kumar oynadı ve bunlarda isabet sağladı" iyi de babacağım oraya kapı bir nesh ayeti koymuşlar "Biz bir ayeti değiştirirsek/kaldırırsak veya unutursak (kutsal bir kitapta bu nasıl oluyorsa artık) şüphesiz onun yerine daha iyisini getiririz." diye bir olay var.
Yıllardır kumar oynarım. Laf sokmak için mecazen söylemiyorum ciddi ciddi kumarbazım. Bu yapılan kumar diliyle nedir biliyor musun?
"Ben, canım ne zaman isterse/ne zaman gelen kağıtları beğenmezsem kağıtları yeniden karma hürriyetine sahibim" demektir.
Hiç evirip çevirmeye gerek yok. Bu ayet illa kumar diliyle konuşacaksak bu demektir. Eee şimdi eğri oturup doğru çay içelim kendine böyle tolerans geçen bir din, bir yaratıcı ya da bir resul oynadığı kumarı nasıl kazanmasın.
Son olarak nesh mevzusuyla ilgili şunu söyleyeyim. Sırf bu olaydan dolayı Kuran'da kaç ayet var ya da gerçekte kaç ayet vardı kimse bilemez. Kuran'ın gerçek ayet sayısıyla ilgili ortalıkta dolaşan altı bin küsurlu sayılar hep bununla alakalıdır. Herkes farklı bir sayı verir Kuran'daki tam ayet sayısıyla alakalı. Çünkü hala recm ile ilgili ayet geldiğine ve o ayeti bir keçinin yediğine inananlar var. Gülmeyin mına koyim var işte. Düşünün Allah bir kitap gönderiyor koruyacağını söylüyor ama gelen ayeti keçi yiyor. Buna keçiler bile gülmez mi anasını satayım.
Diyebilirsiniz ki "eee iyi de aga onlar mal biz napalım. Ben inanmıyorum mesela keçinin ayet yediğine falan" o zaman bende derim ki baba Bakara 106'yı gönderen güç bu kitaptaki her türlü itilafa, her türlü değişikliğe kapı aralamıştır.
Şimdi buraya gelecekler "nesh yok" falan diyecekler. Galileo Galilei dünyanın döndüğünü söylediği için idama mahkum edildi herkes bilir. Dediler ki "Bize dünyanın dönmediğini söyle seni idam etmeyelim.." Galilei dedi ki;
"Dünya ben dönmüyor desem de dönüyor.."
Ve öldürüldü.
Velhasıl-ı kelam bu kitapta siz nesh yok deseniz de vardır hacı abiler.
Nesh kapısını açanda yaşadığı süre boyunca o kağıtları istediği kadar karar ve oyunu kazanır.
Esenlikle.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
SilAga yazdıklarını okudum ama cevap yazmadım tam cevap yazacaktım silmişsin. Herkes kendince haklıdır. O yüzden bir şey demiyorum. Sağlıcakla.
SilBirinci parçanda Kuran hariç diğer kitapların tahrip edildiğine müslümanlar inanır demişsin. Hristiyanlar İznikte toplanıp Katolik Hristiyanlığın esaslarını belirlemenin yanı sıra şu an yürürlükte olan incilleri(matta markos yuhanna Luka) de yeniden bizzat yazmışlardır. Tahrifse tahrif işte budur. Bu adamlar İncilin korunacağına dair pasajı bildikleri halde oturup da kitabı yeniden yazmazlar yazamazlar heralde.
SilBirader, Bakara 106 aslında çok net;orada değiştiririz dediği ayet değil.Şeriat, ahkam -hukuk;yani komple bir dinin peygamberle iletilmiş, bir toplumu hidayete erdirmeye yarayan kurallar bütünü ...İşte bunu değiştiririz diyor Allah. Eskimiş zamana maddi gerçeklere uymayan şeyi yani dini,dinleri;ihtiyaca ve komplexleşen toplum hayatına göre güncelleriz diyor Yaratanımız.Ayet kelimesi tekil olarak Kuran’da 84 yerde zikredilir. Ve bunların tümünde ”mucize, delil, belge, işaret ve risalet, yani peygamberlik ve sistem” manalarında kullanılmıştır. Hiç bir yerde Kuran ayetleri için kullanılmamıştır. Ayet kelimesinin çoğulu olan “ayat” ifadesi Kuran ayetleri manasında kullanılır.Bir ayeti anlamak için ayetin önüne ve arkasına bakmak gerekiyor. Bakara 106’yı anlamak için de 105’e bakmak şart. Bakara Suresi 105’de diyor ki; ”Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.” Burada Ehl-i Kitaptan olan müşrikler ve kafirler müminler için neyi istemiyor? Müminler kaç vakit namaz kılsın, yüzlerini nereye dönsünler, borç hukuku vs… Elbette ilgilendikleri ve müminler için istemedikleri konular bunlar değil. Çünkü bu konular onlarla alakalı değil. Onlar Kuran’ın tümünü ve peygamberi istemiyorlardı. Bu ayetin arkasından Bakara 106’ya bir daha bakalım; ”Biz bir ayeti kaldırırsak, yerine daha iyisini getiririz” diyor mealen. Burada bahsedilen ayet, ” risalet, peygamberliktir”. Allah demiş oluyor ki, ”böyle bir unutturma (risalet konusunda) olursa bu, Bizim gücümüz dahilindedir”. Ayetin sonunda ”Allah’ın her şeye gücü yettiğini görmüyor musun” diyor...Uzatmayayım ;Kuranda nesh yok.Bu, geçmişte kafalarına göre din uydurma heveslilerinin marifeti
Sil[23] * 2:106 Kuran'da birbirini iptal eden ayetler olduğu ve hatta bazı ayetlerin hadislerle iptal edildiği biçimindeki şeytani inanç, bu ayetin anlamı saptırılarak desteklenmiştir. "Ayet" sözcüğü tekil olarak kullanıldığı 84 yerin hiç birinde Kuran ayetleri için kullanılmaz; tekil olarak kullanıldığı zaman sürekli olarak "işaret, delil, mucize" anlamlarına gelir. Ne var ki çoğul hali olan "Ayaat" (ayetler) ise, tekil anlamına ek olarak Kuran ayetleri için de kullanılır. Nitekim Kuran'ın bir "ayeti" daha doğrusu bir birimi /ifadesi tek başına mucizevi bir özelliğe sahip değildir. Örneğin bir veya iki kelimeden oluşan birimler var ve bunlar, Kuran'ın tanımladığı ayet (mucize) özelliğini göstermez. Bazı kısa ifadeler Kuran'ın inişinden önce günlük konuşmada, kitaplarda ve şiirlerde kullanılan /kullanılabilen ifadelerdir. Örneğin bak 55:3; 69:1; 74:4; 75:8; 80:28; 81:26. Mucizelik özelliğini gösteren minimum ölçü bir sure (10:38) olup en kısa sure de 3 ayettir (103; 108; 110). Besmele, tek bir birim olduğu için kendi başına bir mucize değildir; ancak Kuran'in bütününü saran matematiksel örgü içinde mucizelik özelliğini kazanır. Ayetlerin (mucizevi özelliğe sahip olan ifadelerin) bir parçası olduğu için Besmele'den ayet diye sözedilebilir; ancak şunu unutmamak gerekir ki Tanrı, tekil olan "ayet" kelimesini Kuran'ın ayetleri için kullanmayarak, sadece mucizelerden sözetmeyi sağlamıştır. Nasih-Mensuh konusu için ayrıca 4:82 ayetine bakınız.
SilEdip Yüksel bunu açıkladı.
@Dondurma külahı ve diğerleri;
SilNetice itibariyle ortada bir gerçek var ki tıpkı Kuran gibi İncil ve Tevrat içinde Allah korunacağını söylemiş ama bu kutsal kitapların sonu insan yazmasına kadar gelmiştir. Kuran'ı Allah yazması İslam'ı hak sayan bir müminin inancı böyledir.
Eee iyi de baba diğer iki kitabı koruyacağını söyleyip korumayan ya da koruyamayan Allah'ın Kuran'ı da korumayacağını ya da koruyamayacağını düşünmek çok mu saçma hakikaten?
@beluchi barabbas;
Hacı abi, varsayalım ki nesh olmasın. O zaman Hz. Ömer'in düzelttiği miras konusundaki çarpıklık, Ramazan'da cimanın önce tamamen yasaklanıp sonra hükmün değiştirilip iftardan sonra serbest bırakılması ve en önemlisi Nur Suresi 3. Ayet için ne diyeceğiz?
Allah'ın hükmü ne?
Zina eden erkek zina eden kadına, zina eden kadın zina eden erkeğe. Tamam gayet adil gayet makul. Ama evlenmeden önce çift sayıda fındık kıran adamın bahtına bakire kız düşüyor. Garibim kasık ağrısından kıvranan Ahmet'in bahtına arka garajı şamyele dönmüş kız denk geliyor. Bu denk gelmeyi de kul ayarlamıyor takdir edersiniz ki. Kader diye bir şey var. Ki bir deist olarak ben kadere şüphesiz iman ediyorum. Bugün e kadar yaşadığım hayat, en olmadık anda yaşadığım mucizeler benim kadere iman etmeme olanak sağladı ve ona inanmayı gayet mantıklı buldum. Şimdi, her şeyin üstünde bir kader varken ve kul yazılanı yaşarken "zina edene zina eden temize temiz" diyen Allah niye bakir bir erkeğe 40 yıllık kaşarlanmış Aysu'yu denk getiriyor ve bakire Ayşe'nin bahtına fındık üstünde ceviz kıran Murat denk geliyor.
Eeee hani where is adalet?
Yoksa buna da her şey de olduğu gibi "Sınav" deyip geçecek miyiz?
Literatürdeki "Şey" kelimesi gibi müslümanların elinde "Sınav" kelimesi. Nerede sıkışırsalar orada kullanıyorlar.
Kardeşim sana kanım ısındı öncelikle onu söyliyim. Allahın insanları yarattıktan sonra varlığını ve ne olduğunu bildirmesi ona bir rehberlik etmesi açısından mesajlar gönderdiğine inanıyorum. Tanrıdan insana gelen vahiy olgsundan bahsediyorum.
SilAllah her kavme bir uyarıcı gönderdiğini söylüyor. Dünyanın çeşitli yerlerine çeşitli zamanlarda çeşitli kişiler aracılığıyla serptiği mesajlardan söz ediyoruz. Böyle bir ortaklık kurarsak bu mesajların hiçbirinin eğer tahrife uğramamışlarsa çelişmemesi gerekir.
Allahın üç büyük kitaptan önce yeryüzüne gönderdiği vahiylerin bir kısmından Kuranda bahseder. Sahifeler indirdik diye bahsettikleri yanı sıra, İlyas, Salih, Şuayip, Lut peygamberlerin kıssaları var. Aynı zamanda bu peygamberlerin kavimleri kavimler helak olmuş kavimler olarak da geçer.
Yok olmuş, yok olurken de peygamberlerinden aldıklarını daha doğrusu alamadıklarını da yanlarında götürmüş kavimlerdir bunlar yani. Bunun benzeri şekilde ve bundan farklı olarak helak olmasa bile peygamberlerinin gösterdiği yoldan uzaklaşmış peygamberin ilettiklerini bir kenara bırakmış kavimleri de düşünelim.(israiloğullarının sıkça yaptığı gibi)
İşte, iradenin ve sorumluluğun tecellisi için dünyanın dört bir yanına vahiy serpme işinin bi sonraki aşaması olarak, Allah sırasıyla Tevrat İncil ve Kuran isimleriyle Allah, son ağır toplarını da piyasaya sürüp biz insanlığa olan nimetini tamamlamıştır.(maide 3) Ben böyle düşünüyorum. Bilhassa son kitabını tüm insanlığa hitap eder şekilde göndermesi az önce de belirttiğim gibi bize olan nimetini tamamladığı içindir. Kuran'dan sonra da vahiy namına bir şey insanlığa gelmeyecektir.
Bu durumda
Eğer Allah Kuranı da
korumasaydı, öncekileri tahrif ettiniz bunu da ederseniz olacaklar beni beni ilgilendirmez ben vahyimi gönderdim siz mahvettiniz sizin salaklığınızın cezasını torunlarınız da çekecek. kıyamette bugüne kadar işlediğimiz her yerden sorarım, verdiklerimin hepsini isterim gibi bir öğretmen egosu yapmış olurdu.
Eyvallah baba öncelikle ilk cümlen için.
SilŞimdi yıllardır kendime sorduğumu şimdi sana sorayım. Ben mesela zor bir hayat yaşadım/yaşıyorum. Sağlık açısından kötü durumdayım psikolojik olarak iyi değilim tedavi gördüm vs. Annem babam ayrı. Doğal olarak aile huzurum yok. Gibi gibi gibi. Bunların sonucu olarak da eğer bana sorulsaydı gerçekten bu dünyaya gelmek istemezdim. Samimi söylüyorum istemezdim. Yani Allah bana sorsaydı "Ey kulum ben seni sınav için dünyaya yollayacağım ama bunları bunları yaşayacaksın sonunda da ödül/ceza var" deseydi diyeceğim tek şey "baba beni yaratma ya" olurdu. Şimdi bu insanın elinde olan bir şey değil yani (yaratılıp gönderilmek) burada hem fikiriz sanırım. Çünkü İslam inancına göre Allah galu bela'da kullarıyla konuşmuş onların rabbi olduğunu ağızlarından tasdik almış ve onları dünyaya yollamıştır. Eeee iyi de baba ben niye o zaman Allah'a verdiğim sözü hatırlamıyorum. Niye belleğimde "galu bela" denen hadise yok. Niye dünyaya gönderilirken her insana default olarak o ilave edilmedi? Ki kendini yaradana verdiği sözü anımsasın. Dolayısıyla bu "galu bela" olayı bana pek mantıklı gelmiyor. Eee o zamanda soruyorum kendime;
- Baba sınanmayı ben mi istedim?
+ Yoooo
- Baba, Allah beni yaratırken bana sordu mu?
+ Yoooo..
+ Eee baba bir okula kendi rızanla kayıt olmazsan kim seni o okulda sınava sokabilir?
diye uzar gider.
Cemre'nin yaşadığı hayatı düşünüyorum. Muhtemelen o da dünyaya hiç gelmemeyi yeğlerdi gibi duruyor. İyi de o zaman baba sormadan yaratıyorsun (sorduysan bunu insan hatırlamıyor) eee ne etmeye beni sınıyorsun. Sen beni cennete/cehenneme sokacaksın diye ben niye 65-70 sene ızdırap çekeyim yahu? (Gerçek manada ızdırap çeken kaderi kötülerden bahsediyorum)
Bunun bir cevabı yok mesela bende. Tamamen keyfiyet yani.
Bazısı "Allah kendinden haberdar olmamızı istedi", "Cemalini görmemizi istedi" gibi pembe arka fonlu kız blogu edasında cevaplar veriyorlar. Eeee iyi de baba banane yani tüm bunlardan. Bi sorsaydın yollarken. Sorduysan bunu zihnimde tutsaydın da dünyaya gelirken bunu bilseydim. İslam alemi bu soruya "galu bela" hadisesiyle cevap verip işin içinden sıyrılıyor "Allah'a söz verdik" diyor. İyi de baba bu sözü hatırlayan niye kimse yok? Ben belki zihnimde galu belayı bilerek dünyaya inseydim -doğal olarak- iman edecektim.
Adamın biri yolumu kesiyorum "bana x miktarda borcun var, öde" diyor. "Hatırlamıyorum bu borç nereden?" diyorsun. "Falanca zamandan" diyor. "Yahu falanca zamandan da hatırlamıyorum" diyorsun. "Falanca zamandan" diye inat ediyor ve hatırlamadığım borcu benden tahsil edemediği için beni "gerçeklerin üzerini örten" kâfir diye adlandırıyor. Baba gerçek nerede? Ben hangi gerçeği örtmüşüm. Hem sormadan sınava al kimine mükemmel kimine iyi kimine orta kimine de afedersin bok gibi bir kader yaz sonrada "yaşa bunu" de. "Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez" de. "Eee iyi de baba kaldıramıyorum" deyip intihara meyledeni ebedi cehennemle korkut.
Eee baba ben ne anladım bu işten.
https://www.youtube.com/watch?v=uab3Hc9T0LM
"Boşunadır yakarış çizilene.."
"Beterdir hayat acılar çekenlere.."
Selametle baba..
@Emeka Okafor kusura bakma tüm bunların cevabı zaten verilmiş olduğundan ve de yazma konusunda pek yetenekli olmadığımdan; kopyalamakla yetiniyorum. Eğer bunlar yüzünden kurandan şüpheye düşmüşsen yeterince düşünmemişsin demektir. Bir kez daha şüphe duyduğun konularda araştırma yapmanı ve üstüne daha fazla düşünmeni samimiyetle öneririm.
Sil1-Nur suresinin 3. ayetinin, yine aynı surenin 32. ayeti ile nesh edildiği iddia edilmiştir. Burada farklı anlamlandırmadan kaynaklanan bir problem söz konusudur. Şöyle ki; neshi iddia edenler, 3. ayeti “Zina eden ancak zina edenle evlenebilir” Şeklinde anlamışlar. Fakat farklı düşünen alimler, yenkihu kelimesini lafzi olarak değil de mecazi (cinsel birleşme) olarak anlamışlar. Yani “Zina eden günahkâr erkek ve kadınların ancak zina eden günahkâr erkek ve kadınlarla zina ettikleri” belirtilmiştir. Bir kere zina edip cezasını çeken ve bu günahından arınan bir kişiye ikinci bir hukuki yaptırımın uygulanmaması gerektiği belirtilmiştir. Dolayısıyla bu iki ayetin de birbiriyle çeliştiği ve birbirini nesh ettiğini söylemek imkânsızdır…….
2-Bakara 187. ayetinde, Allah tövbelerinizi kabul etti ve sizleri bağışladı. Artık oruç geceleri, eşinize yaklaşmak sizlere helal kılındı diye bir açıklama yapar. Bu ayetten de anlıyoruz ki, daha önceki ehli kitaba, oruç gecelerinde eşlerine yaklaşmaları haram kılınmış. Kur’an bu yasağın kaldırıldığını, nesih edildiğini açıklamıştır.Burada ayetin nesh edilmesi yoktur önceki uygulamalar nesh edilmiştir….
3-Hatalı miras paylaşımı iddiasına gelince; bununla ilgili de bir paragraf kopyalayacağım. Ancak tüm bu ve benzeri iddialar için sana http://kurandaceliskiyoktur.com/ ve ateistlere cevaplar sitelerini önerebilirim.
“Bazı meallerde “(Ölenin) Bir çocuğu varsa” ifadesi “(Ölenin) çocuğu varsa” olarak çevriliyor. Ayette geçen ifade “Veledün” dur. Bu bir çocuk demek. Eğer iki çocuk kastedilseydi “Veledeyn”, ikiden fazla çocuk kastedilseydi “Evladun” ifadesi kullanılırdı.Burada bir çocuk kastedilmektedir. Dolayısıyla eğer tek bir çocuk varsa, bu durumda anne ve babanın herbirisine 1/6 hisse vardır. Fakat yukarıdaki iddia için kullanılan örnekte üç kız çocuğundan söz edilmektedir. Dolayısıyla bu durumda anne ve babaya 1/6 hisse kalmaz. Buna göre yapılan hesapta ise yukarıdaki gibi oranlar toplandığında 1’den büyük bir oran çıkmaz.”
NOT: Zina eden erkek ile zina eden kadın evlenir hükmünü açıklamak için illa âlim olmaya da gerek yok. Çok açık ki; burada kast edilen zina edip duran bu günahı hafife alan dolayısı ile aslında dinden de çıkan insanlar ile evlenmeyi yasaklamış Rabbimiz müminlerine.32.ayet böyle düşünüldüğünde hiç bir şeyi nesh etmiş olmuyor.
SilSen boş ver bunları seni temin ederim çelişki diye iddia ettikleri her şeyi inceledim. Hiçbirinin aslında çelişki yok. Onun yerine bu mucizevi ayetleri düşün. Peygamberimiz zamanında denizaltı mı vardı?
Nur suresi 40.ayet; “…. Veya engin bir denizdeki yoğun karanlıklar gibidir. Onu üst üste dalgalar ve dalgaların üstünde de bulutlar örter. Karanlıklar üstünde karanlıklar. . . İnsan elini çıkarıp uzatsa, neredeyse onu dahi göremez. Allah kime nur vermemişse onun nuru yoktur….”
Dostum sana benimde kanım ısındı.Yazdıklarımı sildim,görmezden geldiğini düşünerek kusura bakma.Yukarıda galu bela olayını kısaca özetledin.Önemli olanda bu işte zaten bro hatırlamamamız.Hatırlasaydık sorarım sana bu dünya hayatında imtihanın anlamı kalır mıydı? Tabikide kalmazdı,Allah'ın bizden istediği en önemli şey zaten teslimiyet,kibirden arınmış bir varlık olarak en üstün varlığa yani Allah'a itaat. Ben gelmek istemezdim dedin bu sıkıntıların içinden.Zümer 36'da Allah kuluna yetmez mi? ayeti geçiyor.Bu ayet açıkçası benim dönüm noktam oldu.Kendini koruman ve muhafazakar yapını açıkçası çok tuttum,çünkü bende kendime kendim gibi temiz bir eş gelmesini isterim. İyi erkek iyi kadına,iyi kadın iyi erkeğe.Kötü erkek kötü kadına,kötü kadın kötü erkeğe meyleder demiş Allah,boşuna dememiş Allah Nur suresi 26.ayette. Gerçektende öyle dostum,evleneceğin kadının sicilini,geçmişini araştırmamak ve kendine uygun olup olmadığını bilmemek ahmaklık olur zaten.Kal sağlıcakla,Allah hepimizi hidayete erdirsin.
SilHızlı yazmışım bir noktaya açıklama getirmemişim.Allaha sığınmak zaten insana huzuru getiriyor kardeşim.Kumar ve çeşitli kötü alışkanlıklarım inan o kadar canımı sıkıyordu ki,hayatım bana bıkkınlık getiriyordu. Kurtuldum tüm sıkıntılarımdan,ne olursa ne gelecekse Allah'tan gelir,buna kabulüm felsefesi insanın üstündeki ağır yükü alıyor.Bu hayatın güle oynaya geçmesini bende isterdim,kızlarla eğlenceli şeylerle para ve güç peşinde koşmayı bende isterdim.Ama öyle değil işte be bro,işin ucunda ölüm var. Hayatımı anlamlandırdığımda bütün yollar Allah'a çıkıyor ve banada teslim olmak itaat etmek düşüyor. İnsanoğlu bencildir,huri bal akan ırmak vs. bunları Allah bana vaad ediyorsa neden istemeyeyim.Neden yaratana başkaldırıp karşıma alayım ki? Michael'in dediği gibi bu mantıklı bir yatırımdır çıkar diyen ateist pezevenklere selam olsun bu arada. Neyse dostum uzattım içimi döktüm,okuduysan vesselam. Allah'a emanet. Bu arada rica etsem şunu izler misin? Belki içindeki sorulara karşılık bulabilirsin.
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=OcVhoXA0QTk
Eyvallah kardeşim teşekkür ederim ilk cümlen için.
SilVideoyu seyrettim. Aslında bende böyle "ulan birileri aradıklarıma mantıklı cevap verse de inansam" diye bekliyorum hoşlandığı çocuğun ağzının içine bakıp "teklif etse de uçarak kabul etsem" diye liseli kız gibi ama tatminkar bir cevap değil onu söyleyeyim. Yani en azından benim açımdan öyle. Birebir benim sorduğum soru aslında o ve sonuna kadar büyük merakla seyrettim ikna olmak için ama olmadı. Niyesine gelince;
Şimdi o videoda cevap veren hoca dahil siz yani bir nevi bu soruya cevap veren bütün müslümanlar diyorsunuz ki "aga iyi de herhalde ki hatırlamayacağız.. hatırlarsak sınavın bir anlamı olmaz ki.."
Eee iyi de baba ben soru sorayım o zaman..
Şimdi bu cevap ve bu mantık yanlış.. Doğru bilgiye dayanmıyor çünkü.. Matematikte sonuna giderken yapacağın en ufak hata seni yine bir sonuca götürür ama yanlış sonuna götürür.. Hocanın insafına göre en fazla gidiş yolundan puan alırsın..
Soruma gelince;
Şimdi diyorsunuz ya "senin dediğin gibi olsa sınav olayının bir anlamı kalmazdı" diye.. Bu aslında ilk bakışta gayet mantıklı bir cümle olarak duruyor.. "Ulan harbiden haaa" dedirtebiliyor adama ama şöyle de bir gerçek var..
Firavun'un sarayında Hz.Musa'nın mucizelerini herkes gördü. Asa'yı nasıl yere vurup neler yaptığını. Kızıldeniz'i yardığını gördü. Etrafındaki herkes Hz.Muhammed'in ay'ı ikiye yarışını gördü. vs.. vs.. Yani peygamberlerle dip dibe yaşayan, onların mucizelerini gözleriyle gören insanlar bile inkar ettiler. Galu Bela'yı hatırlayınca mı bütün insanlar iman edecek? Bu kadar iyimser olmayın. Kişinin kibri vicdanından büyükse iman etmez, edemez. Mucizeleri gözleriyle görür de "bu apaçık bir büyüdür" der. "Bunu yapanda büyücüdür" der. De de der ama iman etmez. Niye? Çünkü kibirlidir. Çünkü cahildir. Çünkü iman etmeyeceği vardır. Etmez. Etmez oğlu etmez yani. Dolayısıyla Galu Bela'yı hatırlasa bile iman etmeyecek adamın iman etmesini sağlayamazsınız. Ama o soruyu soran gencin dediği ile benim dediklerimi harmanlarsak eğer cehenneme yine giden olacaktı ama sayı normalde gidenlerden daha az olacaktı. İman etmek daha kolay olabilir ona itiraz etmiyorum ama öyle bir ihtimalde "herkes mutlak iman ederdi" cümlesi de yanlışlanabilir bir önerme olurdu.
Sevgiler.
Herkes mutlak iman ederdi sözü evet yanlışlanabilir verdiğin örneklere dayanacak olursak,hele hele kibir denen olay varsa Leyla'ya aşkından dağları delen Mecnun misali kibirli insan için değil dağları litosferi delsen duvarlarını yıkamazsın.Çok insanla tartıştım,mantıklı izahatlar sundum ama o duvar var ya her defasında tosladım ona.
SilVideo tatmin etmemiş olabilir,sağlık olsun.Ama olaya mantıksal baktığımda benimde verebileceğim cevap bu "hatırlamamalıyız abi ya".
Dileyen inanır dileyen inanmaz,iman ettiğim Allah ve iman ettiğim kitabında aynen bu naklediliyor,zorlama olmaz diye. İnsanları değiştiremeyiz. Osho'nun çok sevdiğim bir sözü var "Dünyadaki başka kimseyi değiştiremezsin.Sadece kendini değiştirebilirsin.Mümkün olan tek devrim budur" Hz.İbrahim misali insan arayarak,sorgulayarak bulmalı kendi hakikatini.En önemlisi birbirimize dostça ve sevgiyle yaklaşmalıyız,ölümlü dünya insanoğlu kendine zulmeder ve bunu Allah'a mal eder,şüphesiz inanıyorum bunların bir hesabı olmalı,oldu bittiye gelmemeli.O yüzden bir Allah var.
Kal sağlıcakla.
emeka okafor
Silblogu ilk zamanlarından beri takip ediyorum fakat bu ilk yorumum olacak sebebi de seninle bire bir aynı durumda olmam hatta benimde kimseye bahsedemem durum bire bir aynı yani... açıkcası kendimdeki değişime şaşıyorum.. fazlasıyla muhafazakar bir ailede büyüdüm kendimde muhafazakar bi insandım hatta lise yıllarımda açıp ilmihal fıkıh bol bol dini kitap okurdum resmen din derslerinde sınıfın yıldızıydım.. çevremdeki insanların din ilgili bu kadar ilgisiz olmalırına çoğu zaman hayret ediyordum çevremdeki dindar olmayan insanların din ile ilgili sorularına cevap veriyodum hatta teşvik etmeye çalışıyodum.. ilk soru işareti 3 sene önce geldi fakat üzerine düşmedim fazla.. 2 sene boyunca soru işaretleri gelse de hep iyiye yordum şeytan uğraşıyo dedim boş eve hırsız girmez dedim... iki aydır düşünmeye sorgulamaya üstüne gitmeye başladım şuan düşünüyorum bi iki ay önce bunları okusam belki ekran başında sana küfür ederdim nasıl inanmıyo mal derdim... fakat şuan bende aynı durumdayım sadece yaradan olduğuna inanıyorum bazen çok güçleniyo inancım bazen birden zayıflıyo okuyanlar büyük ihtimal benim içinde buna yakın şeyler düşünüyolardır zaten bu yüzden kimseye söylüyemiyorum kimse dinlemiyeck ki direkmen yargılayacaklar gözlerinde kafir dinsiz olacaksın... gelelim ilk soru işaretine.
cehennemde sonsuza kadar yanma olayını aklım almıyo benim sonsuzluk lan düşünsene bi hele bide kurandaki cehennem tasvirlerini ekle üzerine düşün sonsuz abi bitmeyecek hiç her saniye sonsuza kadar eziyet akılalmaz işkenceler yatağın bile ateşten giydiğin gömlek katrandan...bunu aklım almıyo kuran ve hadislerde allahın rahmetinin yüzde birinin dünya ya indiği rahmetinin herşeyi kapladığıyla bağışlayıcılığı affediciliğiyle ilgili bir sürü ayet var hadislerin sayısı bilinmez belki..
bunu sorduğumda aldığım en iyi cevap şu oldu bir insanı öldürmek mesela tabancayla 1 saniye sürer fakat cezası belki 40 yıldır... tamam eyvallah doğru ama bunlar kesinlikle kıyaslanabilecek şeyler değil çünkü allahın rahmetinin belki miyarda birine bile sahip olmayan insan bile sadece 40 yıl ceza veriyo işkence yok en fazla müebbet. fazlası olduğunda insanlar bile kabul etmiyo... rahmetinin sınırı olmayan yaradan nasil hiç hafiflemiyen sonsuza kadar sürecek bir azaba tabi tutabilir. sonuçta yaradan bir çok insanın ona tabi olmayacağını biliyo kudreti sonsuz( kader kavramından bahsetmiyorum).. yaradan bu iştwn zevke almadığına göre, bu sonsuz bitmeyecek olan eziyet niye?böyle birşeye hangi vicdan el verebilir ?
Mentol ferahlığında bi yazı olmuş barmaına sağlık.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilVeritas vos liberabit... olmuşun kardeş... Bi de küfürlerini direkt olarak değil de dolaylı olarak edersen daha makbule geçecek bize gelene kadar arada mesafe var diye kendimizi avuturuz amk.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilCemre yorumları okuyor musun bilmiyorum ama sana şiddetle bisey tavsiye ediyorum; "Diğer insanlara sahici erdemlerle donanmayı öğütlerken sıra size gelince terk mi ediyorsunuz; ve üstelik Kıtabı da tilavet edip dururken? Siz hiç kafanızı çalıştırmayacak mısınız?".. Bakara Suresi 44 üzerinde derin derin düşünmeni istiyorum. Evet bir çelişkinin sarmalında yaşam mücadelesi veriyorsun ama sana aklımın ve hassasiyetimin yettiği ölçüde bi nasihat vereyim lütfen kendine çeki düzen ver. Ciddi söylüyorum ben senin haline üzülüyorum. Bilginle duruşunla delikanlılığınla cesaretinle bu yaşta belki de yarım kürede teksin. Omuzlarınin üzerindeki yükü anlayabiliyorum dostum işin zor. Bilmek düşünmek adami yorar anlayabiliyorum. Ama inan bana seni bu kurtarmaz. Kendine faydası olmayan evliyayi sel götürsün derler. Eger kendini harcarsan yazık edersin. Saglikli olmak zorundasin Cemre. Üretmek zorundasin. Senin nihilist takilma gibi bir lüksün yok. Sen çelişkili davranamazsin. İktidarı elinden alınmış bir iman sadece yürek aksesuaridir unutma bunu. Kendine bakacaksin. Blogda yazarak insanları uyararak kendine olan saygisizligini arkaya alamazsin. Bu hayat senin. Kardeşim diril ve ayağa kalk. Ummetin ve insanlığın yatan, silik psikolojisi bozuk bir sikkoya degil akli başında saglikli ve dinamik bir mumine ihtiyaci var. Kendine gel kardesim. Senin sorununu senden başka kimse çözemez. Senden çok daha kötü travmalar yaşayıp nice ayağa kalkabilmiş yiğitler var. Daha sağlıklı, daha ümit veren, hayatını davranışlarını imanina şahit kılan bir CEMRE DEMİREL bekliyorum.. Bol dua ediyorum.. Allah yardimcin olsun...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSüpersin. Sayende ufkum çok açıldı. Zaten hep sorgulardım ama bana boost oldu yazdıkların. Referansların da daha da boostladı. Evet depresif dönemlere girdim. Yıllarca hemde, hatta sırf bu depresyondan, kız arkadaşım bile olmadı. Kimse istemedi beni. Ben de zamanla unuttum, bir ilişkinin nasıl kurulduğunu. Yeni yeni toparlıyorum. Ve bahsettiğim filmin çekimine yarın başlıyoruz. Şimdilik herşey yolunda gitti. Her seferinde "Allahım yardım sadece sizden gelir dedim" Mücize üzerine mücize. Herşey yolunda. Filmde senin konuşmaların da yer alacak. Referansımızı vererek tabii ki. Son olarak ilginç olan, filmimizde anti-depresanın zararlarından baya bahsettim. Senin böyle bir durum yaşadığını bilmiyordum. Evet tek satmayan Allah'tır. Ben de çok sattım. Benim gibi birisi satıyorsa birçok insan satar kanaatine de vardım. Hoşçakal adamım.
YanıtlaSilSikkofield sana çok iyi gelecek bir ilaç biliyorum..Labrador retriever.
YanıtlaSilAsla yalnız hissettirmez sana kendini.Yargılamadan sever sebepsizce.
Eline saglık cemre kısa da olsa sık sık yaz en azından yaşadığını bilelim. Bu arada hangi meali okuyorsun? ben de başlamak istiyorum ama hangisini okusam karar veremedim güvenmiyorum artık hiçbir kaynağa ve erteleyip duruyorum. Şimdiden teşekkürler sana dua edeceğim Allah'a emanet ol
YanıtlaSilEn sağlam kaynaktır
SilEdip yüksel kuran çevirisi.
Kendisi gerçekten bu işin inciğini cıncığını herşeyini bilmekte. En iyisi. Hatta sikkonun amme hizmeti diye önerdiği kitaplar arasındadır. http://s1.kutucugum.com/download?e=DokQUF7QJgS72hLLsLQppWbRHyYCmTnppu_2ShDbP0K-Yx5yOskkzSxWMRpuGtbppOkDvCe9jG4ICbtEgGu6PHtIDrxkC0rD3ePXW66yJVfqwgOiQUh0hGyd1fEJ11C1qEwXkQ-EYcDpfygYHQbY-ajFcqCyeGaKW-FAqqphsXrBcOTZKw8ii6XVPv8BhiQrgpc7is82NUdYfZCI3Z9kcQ
Sikko ara verme
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHer gece 2,4,6...vs artık kaç rekat kılmak istiyorsan sana kalmış hacet namazı kıl ve ardından dua et. Doğrusunu Allah bilir ama büyük ihtimal derdine derman olur bu namaz. Kendimden biliyorum. Bu sene üniversite bitiremeyeceğim diye kafayı yerken hacet namazını kıldım ve dualarımı ettim ve tabi derslere de zor olsa da çalıştım ve mezun oldum. Bence çok etkili bir namaz ve dua. Hemen başla derim...
YanıtlaSilKardeş yazının felsefi yanı nerdeydi?
YanıtlaSilHacı anonim konusmayi seviyorum demişsin. Ben de tam son günlerde şu farkındalığına vardığını bahsettiğin zamanları yaşadım. Allah a çok şükür çok yerden çok şey öğrendim. Senin yazdiklarin da çok sey kattı bana Allah razı olshn. Her neyse anonim de olsa nasil iletişim kurabilicez ayni kafada olduğumuzun 2 yildir falan farkindayim aslinda görüştük falanda biz seninle. Yine de muhebbet etme firsati olsa iyi anlasacagimizi biliyorum. Yoruma yanit atarsan bi sekilde görür yazma sansim varsa bi yerden yazarim sana
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilMichael, seni anlıyorum dostum. Ben de senin gibi üniversitede çat diye bırakıp 2 yil okula gitmedim, kendimi eve kapattım. Ha ben senin gibi takır takır yazı yazabildim mi? Bilakis eskiden yazı yazan bir insanken bu dönemde elime kalem bile almadım. Kitaplara düşkünlüğümle bilinirken iki yılda iki kitabi zor bitirmişimdir.
YanıtlaSilBen de senin gibi sorguladım ve Kuran sayesinde yaşama tutundum.
Keşke o dönemleri ben de bu kadar verimli geçirebilseydim sana imrendim hakikaten. Fakat bazı şeyler insanın elinde olmuyor be michael. Ben de çok fazla doktora gittim fakat işe yaramadı. İçinde bulunduğum depresyon mu derler bilmem, o girdaptan kurtulamadım. Hala da içindeyim ve faydasız bomboş bir insanım ne yazık ki.
Ama bu yazın beni motive etti. Zaten kitaplarıma geri dönmek istiyordum. İyi oldu.
Ha bu depresyon denen şey bana katkıları da oldu. Mesela televizyon izlemeyi tamamen bıraktım üç yıl önce. Insanlarla iletişimimi mi de kestim. İnsanlarla iletişim hakkında ne düşündüğünü bilmem ama insan denen varlığı bildiğini biliyorum. Bunlar da bu sürecin artı yönleri sanırım.
Kusura bakma kusma kabına kusmuş gibi oldum. Teşekkürler her şey için.
bu karadenizlilerin alayı değişik mına koyim
YanıtlaSilhttp://www.imdb.com/title/tt0439430/?ref_=rvi_tt
YanıtlaSilİmam Gazali'nin hayatıyla ilgili belgesel
Mutlaka izle kardeşim !
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilmicheal, 1. dünya savaşında churchill başbakan değildi bahriye bakanıydı. Buna mı takıldın amına koyim dersen bilgiyi paylaşim dedim yoksa yazı güzel eline sağlık
YanıtlaSilÜstte de bir arkadaşın belirttiği gibi Kuran'da bir insanın yazmasının imkansız olduğu ayetler varken,medeni hukuk alanındaki uygulamaların bedevi arap toplumunun bir tık üzerinde olmasına anlam veremiyorum. Eşlerinizi dövün ayetini birçok yerden okudum, bazı mealciler boşanın ya da uzaklaştırın şeklinde çevirmiş. Ben bunu biraz zorlama olarak görüyorum çünkü kelime bu anlamların hepsini karşılıyor, madem Allah'dan gelen bir kitap neden kesin bir anlam verilmemiş?
YanıtlaSilAslında kafama yatmayan çok konu var biri de şu zeyd-zeynep meselesi. Aylardır araştırıyorum kafa patlatıyorum ama yok yani mantıklı bir açıklaması bu olayın. Evlatlıklarla kan bağı yoktur, bu nedenle karılarıyla evlenebilirsiniz diye Allah'ın başka bir önemli konu yokmuş gibi böyle bir izin vermesini anlamıyorum. Mükemmel ayetlerin olduğu bu kitabın kadın ve Muhammed'in hayaati
Konusunda bu kadar sığ olması çok kafamı kurcalıyor.
YanıtlaSilİşte tam bu örnek Sibel Üresin gibi üremiyeciselerin "Arkadaşlarımı kocama öneriyorum" demesine sebep olur.
YanıtlaSilBugüne kadar ki ilk ve tek kız arkadaşımın adı Zeynep'ti. 2.5 sene sonunda ayrıldık belki de onun adının Zeynep olmasındandır bilinmez bu olaya ben epey duygusal ve birazda hiddetle bakıyorum açıkçası ve kölesinin karısına hallenen bir adam görüyorum. Hatta ve hatta sırf bunu meşrulaştırmak için özel ayet geliyor diye yorumluyorum. Ben yıllarca "aman zina günahına girmeyeyim" diye kasık ağrılarıyla boğuşup yıllarca bu dinin emri gereği bakir kalmış biri olarak gerçekten bu ve buna benzer kişiye özel muamele eden ayetleri vicdanen kabullenemiyorum.
İnsanoğlu hz. Adem ve hz. Havvadan üremedi mi?
SilHacı abi İslam'ı şu sıralar reddeden bir deist olarak bu soruna "evet" diyemem gönül rahatlığıyla. Ama İslam inancına göre evet Hz. Adem ile Hz. Havva'dan türemiş ve bir süre Allah yasaklayana kadar ensest ilişki ile insan soyu sayı olarak artmıştır.
SilHz. Ademin yaratılan ilk insan TOPLULUĞUNA verilen ad olduğunu olabileceğini düşünürsek ortada ensest vs. Sorun kalmıyor. Zaten hz. Havva adı Kuranda geçmez. Aksi halde ırkların oluşumu (siyah beyaz kızıl çekik gözlü sarışın) da çıkmaza girer.
SilVarsayalım ki böyle olsun hacı abi. Peki dediğini delillendirecek bir ayet var mı? Çünkü ayet kelime anlamı itibariyle "delil" demektir. Varsa delilin buyur göster bizde diyelim ki "heeee.. böyleymiş bu ya.." ama öteki türlü iş sizin sanrılarınız ile yürümüyor maalesef.
SilAdem kelimesi aslında çoğuldur. Sözlükten filan bakarsan yokluk anlamının yanı sıra insanlık insanoğlu insanlar gibi anlamları var.
SilAdem kelimesi Kuranda 20den fazla kez geçer. Bunların yarısından çoğunda da bu bahsettigim çoğul anlamıyla kullanılır. Bunu bi kenara koyalım.
Eğer Hz. Adem yaratılan ilk insansa az önce üstünkörü bahsettigim bu ırklar meselesinde sıkıntı çıkar. Eğer Adem beyazsa zenciler nasıl oldu veya Adem çekik gözlü müydü gibi.
Bu örnekler çoğaltılabilmekle birlikte bunların adaptasyon vs. ile değil bildiğin doğuştan böyle olduğu gayet açık. Nitekim gen havuzu denilen insanlığın ortak detayına göre dünyada kırmızı gözlü insan bulunması mümkün değildir. Yani diyorum ki Adem zenciyse beyaz nasıl oldu adem beyazsa zenci nasıl oldu adem esmerse sarışın nasıl oldu? Yarısı siyah yarısı beyaz saçının da yarısı sarı yarısı esmer olmadığına göre Ademin yaratılan ilk insan olarak kabul edilmesi olası değil. Zaten Hz. Havvadan da bahsedilmiyor Kuran'da.
Niçin bahsedilmiyor peki?
Çünkü Hz. Havva ilk yaratılan insan topluluğu olan ADEMin bir üyesiydi de onun için. Adem ilk yaratılan insan topluluğuna verilen addır. Ensest ilişkinin de bundan başka bir çıkar yolu daha yoktur.
Hacı abi iyi güzel diyon da hani ayet? Tamamen varsayım üzerine konuşuyorsun.
SilAbicim zaten topu topu 25 yerde geçiyor Adem adı. Tabi ki varsayımlar üzerine konuşucaz. Buhariden Tirmiziden örnek alıp önüme koysam daha mı iyi?
SilAdemin geçtiği yerlerin zaten yüzde 90ı biz ademe secde edin dedik iblis hariç hepsi etti türevi ayetler. Onların dışında birkaç yerde daha geçiyor Adem adı. Bakaradakilere bakabilirsin(30 31 32...) Bu ayetlerde adem diyerek insan cinsini kastediyor burası açık. Ama diğerleirnde sıkıntının olduğu doğru. Biz nasıl anlam yüklersek o şekilde yürüyor. Varolan ayetler dışında elde avuçta ensesti yanlışlayan başka bi veri yok. Olmadığı için de mecburen ayetlerden hareketle fikir yürütmeye çalışıyorum
Ayrıca ensest olsa bile şartlar gereği istisna olarak olmuştur. Keyfi bi uygulama değildir. Bu istisna hariç ensest de haramdır. Ben bunu imanı sarsacak bir durum olarak görmüyorum
SilTaha 123. ayet:(yani onlara şöyle) dedi: "Birbirinize düşman olarak hepiniz topluca inin bu (safiyet/arınmışlık) makamından! Bununla birlikte, muhakkak ki, size Benden doğru yol bilgisi gelecektir: kim ki Benim doğru yol öğretimi izlerse yoldan sapmayacak ve bedbaht olmayacaktır.
SilAdem Allah'in buyruguna uymayinca Allah tarafindan kovulduklari cumle...bu cumle cogul ifadeyle verilmis...Dogurusunu Allah bilir...
Şimdi beyler, bu ensest mevzusu Ehli Kubur isimli arkadaşın sorusu üzerinden geldi. Ben bu konuda Kuran'da tatminkar bir cevap bulamadım. Bir yaratanın var olduğuna inanan bir deist olarak kadere mutlak suretle iman ediyorum. Her konuda şüphem var ama kader konusunda yok. Kader konusunda "Mucize" kategorisine giren şeyler yaşadığım için "Kader yoktur" dersem salak olurum. Hayır basbayağı da kader vardır. İnsanın eli ve isteği dışındadır bazı şeyler. Kader konusu dışında bir yargılamanın bizi beklediğine inanıyorum buna ister ahiret yurdu deyin ister başka bir şey ama bana göre bizi burada yaptıklarımızdan ötürü bir yargılama bekliyor. Zaten beklemese saçma olur. Ensest mevzusunda da ben İslam inancını yazdım benim inancım bu şekilde değil. Bu konudaki inancım daha çok agnostiklere yakın ve gerçekten bilmediğim için "Bilmiyorum" diyorum zira bilmediğine bilmiyorum demek gerçekten muazzam bir his herkese tavsiye ederim. "Bilmiyorum" yani baba ötesi yok. Cübbeli ve türevleri gibi aslında net bir bilginin olmadığı konuda "yasaklanana kadar Hz.Adem'in çocuklarından türemiştir insan soyu" deyip enseste inanacağıma dünyada hiçbir zaman tek insan olmadığına ilk başlangıçta bile dünyanın çeşitli noktalarında birden fazla kişinin olduğuna inanmayı yeğliyorum. Böylelikle siyahın da bir mânâsı oluyor çekik gözlününde kaşları bile sarı olanında.
Silİlk yaratılışta da tıpkı Nuh Tufanı sonrası gibi her çeşitten "en az" 1 çift vardır diye tahmin ediyorum ama tahmin ediyorum sadece.
Mutlak suretle hesap vereceğimize inanan bir insan olarak yaradan hesabımızı kolay kılsın deyip iyi geceler dileyerek kendi adıma bu güzel tartışmaya nokta koyuyor katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Bahsettiğim toplu bir grup olarak yaratılma konusuna gelmişsin işte. Yukarıda iki ihtimali de gidebileceği yere kadar götürmeye çalıştım sadece. Bakalım nereye kadar gidiyor diye görmek istedim. Gördüm de sanırım
Silkardeş güzel hoş diyorsunda kuran a bir kehanet kitabı değilde rehber olarak bakılmalı. ve bu yönde bakıldığında zaman ve mekanın ötesine geçebilmeli. ama göründüğü üzere kuran bu konuda başarısız diyebiliriz. en basit örneği geçende gördüğümüz üzere baba-kız şehvet olayı. ha sen dersenki bu olaylara bn bakmam o zaman bende derim ki git az rusça öğren rus tv kanallarına bak orda kahinlik yapan ve söyledikleri nerdeyse % 100 e yakın doğru çıkan kişiler var demekki onlar kitap yazsalar en büyük peygamber ve son din o olurdu. bir şay daha belirtmeliyim yahudiler isayı kabullenmezler yahudiler ve hristiyanlar muhammed i kabullenmezler muhammet te kendinden sonra peygamber gelmeyeceğini söyler. burda bir çelişki var gibi durmuyormu? peygamberlik ne musada ne isada ne de muhammette son bulmaz.
YanıtlaSilHacı bakmış olduğun perspektifi anlayabiliyorum ama buradan herhangi bir dine inanan bir insanın ateizmin getirmiş olduğu nihilizmi aşacak olması görüşü ortaya çıkıyor.Bilmiyorum daha öncede yorumlarima belki denk gelmişsindir ve belki de aşağı yukarı neyi savunacağimi da biliyosundur ama beynimi kurcalayan sorulara cevap başka şekilde bulamıyorum.Bikere nihilizm tanımlanan nihilizm kavramını ortaya koyan insandan biraz farklı nihilizm Nietzsche ye göre en yüksek ideallerin değerlerini yitirmesi sonucu hayatın ya çürümüşlük derecesinde yaşanması yada anlamını kaybetmesi olarak geçer ve en büyük nihilist olarak hristiyan nihilizmin görür ee peki ama bu insanlarda ahiret inancı var dünyada yaptıklarına karşı bir ödül ceza sistemi beklentisi ve ebedi hayat düşüncesi var ya da müslümanlığa gelelim seninde bahsetmiş olduğunu ayetlere iman edip te gelenekçiliğin getirdiği yozlaşma sayesinde dini mecburi olarak yanlış yorumlamış ve hayatı sadece katlanılması gereken her tarafından ölüm söylevcisi doldugu hayatı tam olarak evetlememiş hristiyanlığın çürümüş nihilizmine yakın bir müslüman toplum görüyoruz.Burada Nietzsche nin kastettiği bu en yüksek ideal varoluşçuluğun varoluş amacı dediği Nietzsche ninde kendini yaratma gücüne istinaden söylediği güç istencini odağa koyuyor ve herşeyin bu odakta hedeflenmesi gerektiğini dininde evrimsel bir yaratık olan bu insanın fitrattan gelen bu istencini destekleyecek ve yaşamı bu amaç dahilinde tüm zorluğuna evetleyecek bu itkiyi destekleyen bu sayede çürümüşlük yerine sağlıklı olmayı muştulayan ve her halükarda yaşama evet diyen bir dinin olması gerektiğini düşünüyor ve zannimca bu din islamdir zaten tüm bu çürümüş çok tanrıcı dinlerden gene İbrahimî hak din olarak gelen ama çok tanriciliğa çevrilerek panteist bir hal alan bu çürümüş dinler ve geleneğe tepki olarak gelmiştir.Neyse çok uzatmiyim hristiyan nihilizmi için ve genel olarak nihilizm tanımını iyi betimlediği için the turin horse filmini seyretmeni öneriyorum..ha geçmiş olsun bu arada
YanıtlaSilÖylesine aynıyız ki. Okurken yaşadığın hissi yaşadığımdan istemeden kalbim atıp o bildik sıkıntının biraz azı geliyor. Sen anlarsın işte :) Bazen hayat enerjin çokken birçok şeye yönelebiliyorum. Kıskanıyorum o zamanki kendimi. Bazende senin gibi delirmenin eşiğine geliyorum. Ve saf acıyı çekiyorum. Yürekten duam seninle.
YanıtlaSilMillet yanlış anlamasın. Ansksiyetede insanın kalbi zaman zaman hızlı atar ve içinde sürekli bir biçimde kaygı olur. Sıkıntı yüksek seviyededir. Panik atak geldiğinde ise anlık oluşan kaygıyla insanın hasas olduğu konu ne ise o konu hakkında şiddetli korku ve acı duyabilir. Örneğin 'acaba ben delirecek miyim?' böyle durumlarda istiyorsan iq seviyen 150nin üzerinde olsun yine de mantığın söz geçiremez. Beynin düzgün çalışamaz. His ve sıkıntıyı yüksek seviyede yaşarsın. Zor amk. zor.
Silİşe yararbtabi lan niye yaramasın.dualarım seninle
YanıtlaSilAllah senden razi olsun abi Allah hepimize Kur'ani okuyup anlayip ona gore hareket eden insanlar olmayi nasip etsin.
YanıtlaSilCemre sikkosu, suyun temizliği toprakta kaç katmanı ne kadar sürede katettiğine bağlıdır. Hızlı su temiz akmaz. Biraz yavaş git yani anlayacağın...O diil de moruk, "flat earth" diyenler var,ne diyosun hacı bu konuda. Uyanınca bi bak be olm...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilGadam senle bi muhabbet edelim. Görüşlerimiz örtüşüyor. Şuanki ruh halin sadece fazla sorgulayıp fazla düşünüp bubsorgu ve düşüncee karşılık gelen şeyleri yapmamaktann beyindeki bazı kimyasallar dengesiz çalışıyor. Biraz spor yap sabahları doğada yürü köy kahvesine takıl gençlerle laklak et. Gel Trabzona takılalım biraz beni çocukları dişlersin fındık toplarsın aksam çay içer kafa dağıtırız. Kısacası gel gadam. Fikir alışverişinde bulunur boş bırakmam ssni merak etme. Sevgi ve hörmetle. Sendeki en büyük eksiklik sevgi.
YanıtlaSilHerkes kendini düşünüyor baksana. Buzamana kadar onlara verdiğin değerlerle amaçları dahada değerli olmak. Onlara değer katan kimsenin umrunda değil. Menfaatçi dünnnyaa ama öyle bir nenfaatki ciğerlere işlemiş ve kimse farkında değil. Yüce Allah insanı bir zayıflık üzere yarattık diye bisa demiyor. Bizim amacimz o zayıflığı delmek. Akışına bırakmak değil.
YanıtlaSilGüzel yazı eline sağlık, ilk defa bir yazını tam okudum, hep orasından burasından tırtıklar gibi okurdum yazılarını. Kafası karışmış değil çok dolu bir adamsın, bildiklerin bilmek istediklerin fazla geliyor. ALLAH hepimizin yardımcısı olsun.
YanıtlaSilselamun aleyküm ağalar .
YanıtlaSilCemre kardeşim güzel yazı olmuş eline sağlık hatta yazından edindiğim bilgilerle bir arkadaşım agnostik onunla konuşacağım çünkü kendisi Kuran'ı Hz. Muhammed'in yazdığına tam iman etmiş sevdiğim bir sığır çok araştırmış ama objektif bakamamış o yüzden görmüyor belki Kuran'ı . Şimdi ben tasavvuf olarak cidden uzun bir geçmiş yaşadım bende delirmeye yakın zamanda onların arasına girdim yalan yok kendimi mi rahatlattım onlar mı işe yaradı bilmiyorum düzeldim . 3 yıl felan bir süre geçti içlerinde yani baya bilgiye sahibim .. Senin tasavvuf ile ilgili yazılarını baştan sona okudum , zaten şuan tasavvufla bir ilgim alakam yok ama senin bahsettiğin türde bir şey olduğuna hala tam inanamadım bilgi yetersizliğinden dolayı bir sonuca varamıyorum ne + ne - ..
Hatta uçuk fikirlerim var benim gidip aralarından eskiden çok yakın takıldığım biri ile oturup bir bir konuşup cevaplarına cidden bakıp bir sonuca varmak gibi ki yapıcam da işte götüm biraz yemiyor .. Biraz da o kötü dönemde bana sahip çıkmalarından dolayı vefa olarak bir şey yapamıyorum ki bu tamamen vefa dinle tasavvufla alakası yok .. Kafamın içi bilmecelerle dolu insanlardan tamamen soğudum insanları tanıdıkça .. birde yaşım geçmişte olsa okul için çalışıyorum sınavlara giricem .. Çalıştığım yer çağrı merkezi ki bu insanları tanımam da ve onlardan uzaklaşmam da çok da yardımcı oldu . Farkında oldum biraz öyle diyim ama farkındalık olayında bir kötü yan gördüm şöyle ki :
Şimdi ben bu çağrı merkezinde insanları tanıdım insanların 15 dakika geç kalkacak uçak için ( kendilerine sorun olmadığı halde ) çıkarttıkları sorunları bağırışları çağırışları ve onların dertlerine özendim . Derde bak lan amına koyim ne güzel dert yalarım öyle derdi .. Sonra bir kanalın projesi var örnek olsun Kurtlar Vadisi Pusu yayınlanıyo bitiyor o bölümde Memati ölüyo bölüm bitince arıyor adam diyo ki ulan amına kodumun senaristlerine söyleyin Memati ölmesin bilmem ne ler bu çok doğru yemin ediyorum bu tip insanlar var hemde çok sayıda abartmıyorum .. Lan derde bak ben böyle derde götümü veririm amk ..
Her neyse işte Farkındalık olayı ilk başta beni bu dertlere çok özendirdi yenik düşürdü diyelim bahsettiğim kısmı buydu. Sonra bir şekilde az kendine gel Ömer amına koyarım senin dedim irkildim felan kendime zor geldim . bu kadar işte çok kötü bitti lan yapamadım finali ama sen ve siz anladınız kaynatasızlar :)
Bu arada şu tasavvuf hakkında sorularım çok hacı empati yoluyla edindiklerim vs . nassı yapıcaz amk ?
Selametle Allah'a emanet..
michael benim de vardı öyle bir sıkıntım. inan geçti. hani o dostoyevcskiyi mezarından çıkar o bile anlatamaz diye tabir ettiğin bi cümle varya orayı okur okumaz "ananı sikeyim dedim ben yaşadıklarımı anlatamıyorum ama bu adam anlatmış tek cümleyle" diyerek güldüm amk :D
YanıtlaSilsana diyeceğim şudur. sen değil misin bu dünya da inandığın ve inkar ettiğin herşeyin doğruluğundan %100 emin olmak? eğer böyle biri değilsen devamında yazacaklarımı okuma. Bana salak gözüyle bakma moruk şimdiden hissediyorum yazacaklarımı nasılda önemsemeyeceğini, çünkü yanlış olduğuna eminsin. ama değil. sana Allah, Kuran, ailem ve sevdiğim bütün herşey ve herkes üzerine yemin ederim ki yazacağım şeyi ben yaptım, ben yaşadım ve sonucunu gördüm.
Ahmed Hulusinin dua ve zikir kitabını okudun mu bilmiyorum. ben okudum. orada ki zikirlerin bazılarını yaptım. ve sonucunu vallahi de gördüm. sana da tavsiye etmek için yazıyorum. bunu şuna inanarak yazıyorum. bu şeyler zaten Kuranda olan şeyler. yani yapmanın hiç bir sakıncası yok (eğer yalan ve yanlışsa iddaa edilenler)
ama doğruysa bütün herşeyi tekrar gözden geçirmeni sağlayacak olan birşey yapmış olacaksın kendin ve ahiretin için. buna değer emin ol.
Şayet içine kapanık, sıkıntılı, zaman zaman bunalan, hayattan tad almayan bir yapınız mevcut ise bu listeye ilave olarak veya sadece;
100 İnşirah Sûresi
300 Rabbişrahliy sadriy ve yessirliy emriy
300 Elem neşrah leke sadrek dualarıyla birlikte “BÂSIT” ismini 1800 defa zikredebilirsiniz.
bu zikir listesini bir kaç ay (3-4 ay kadar) devam ettir. zaten kaybedeceğin birşey yok. ama ya kazanacağın birşey var ise? bu açıdan bakarsak birkaç ay doğruluğunu reddettiğin birşeyi kesinlikle denemeye değer olarak görüyorum. umarım dikkate alırsın. moruk seni seviyoruz. Allah şifa versin (hepimize eheh)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilmichael benim de vardı öyle bir sıkıntım. inan geçti. hani o dostoyevcskiyi mezarından çıkar o bile anlatamaz diye tabir ettiğin bi cümle varya orayı okur okumaz "ananı sikeyim dedim ben yaşadıklarımı anlatamıyorum ama bu adam anlatmış tek cümleyle" diyerek güldüm amk :D
YanıtlaSilsana diyeceğim şudur. sen değil misin bu dünya da inandığın ve inkar ettiğin herşeyin doğruluğundan %100 emin olmak isteyen? eğer böyle biri değilsen devamında yazacaklarımı okuma. Bana salak gözüyle bakma moruk şimdiden hissediyorum yazacaklarımı nasılda önemsemeyeceğini, çünkü yanlış olduğuna eminsin. ama değil. sana Allah, Kuran, ailem ve sevdiğim bütün herşey ve herkes üzerine yemin ederim ki yazacağım şeyi ben yaptım, ben yaşadım ve sonucunu gördüm.
Ahmed Hulusinin dua ve zikir kitabını okudun mu bilmiyorum. ben okudum. orada ki zikirlerin bazılarını yaptım. ve sonucunu vallahi de gördüm. sana da tavsiye etmek için yazıyorum. bunu şuna inanarak yazıyorum. bu şeyler zaten Kuranda olan şeyler. yani yapmanın hiç bir sakıncası yok (eğer yalan ve yanlışsa iddaa edilenler)
ama doğruysa bütün herşeyi tekrar gözden geçirmeni sağlayacak olan birşey yapmış olacaksın kendin ve ahiretin için. buna değer emin ol.
Şayet içine kapanık, sıkıntılı, zaman zaman bunalan, hayattan tad almayan bir yapınız mevcut ise bu listeye ilave olarak veya sadece;
100 İnşirah Sûresi
300 Rabbişrahliy sadriy ve yessirliy emriy
300 Elem neşrah leke sadrek dualarıyla birlikte “BÂSIT” ismini 1800 defa zikredebilirsiniz.
bu zikir listesini bir kaç ay (3-4 ay kadar) devam ettir. zaten kaybedeceğin birşey yok. ama ya kazanacağın birşey var ise? bu açıdan bakarsak birkaç ay doğruluğunu reddettiğin birşeyi kesinlikle denemeye değer olarak görüyorum. umarım dikkate alırsın. moruk seni seviyoruz. Allah şifa versin (hepimize eheh)
Ayahuasca
YanıtlaSilBen de bipolar değilim doktor öyle demese de ve sen iyi olacaksın inşallah.
YanıtlaSil@ gamze evet ayahuasca yani DMT tüm sır ondamı. çoğu yerde okumuşsunuzdur ölümden döneen çocukların hikayesini bu çocuklar bu dünyaya yabancılaşıyorlar çoğu uyuşturucu bağımlısı oluyorlar. Ayahuasca içnlrin gördükleri herkesin ki aynı ise o zaman bu bir uyuşturucu değil. dün neroloji uzmanı bir hocamız yen kitabı ölüm ile ilgili kitaba isim araştırırken yazmış dmişki ölen babamla bir şekilde iletişime geçeceğim tüm çabam bu yönde. Sanırsam michael de yada bizim gibilrde tamda olan bu ölüm. ve maalesef ne hristiyanlık ne müslümanlık nee yahudilik bu konuda bize aydınlanma getiremiyor. bana inanılmaz saçma geliyor cennet hayatı. geçende ruhların yolculuğu isimli kitabı bir forumda http://www.budur.com/forum/topic.asp?TOPIC_ID=910&whichpage=2 okudum yine aklıma yatmadı ruhlar bir nevi bednlerimizi ele geçiren varlıkmışcasına sonra çeşitli roller alıyorlar onu oynuyorlar ve ölünce gidiyorlar. iyide peki o girdiklri beden hiçmi duyguları akrabaları eşlri dostları yok dünyada.
YanıtlaSilCemre Rum Suresini örnek vermişsin ama asıl en önemli olan 3. ayetini atlamışsın, yazıya ekle. Bizans İmparatorluğunun Persler’e yenildiği bölge Suriye, Filistin ve şimdiki Ürdün topraklarının kesiştiği bölgede yer alan Lut gölü (Ölü deniz) havzasıdır. Deniz seviyesinden 400 metre kadar aşağıda olan Lut gölü çevresi, Dünya’mızın “en alçak” noktasıdır (Dünya’nın en yüksek noktası Himalayalar, en alçak noktası Lut gölü “Ölü deniz” havzasıdır). Rumlar’ın ileride savaşı kazanacağını söyleyerek geleceğe dair hiç tahmin edilmeyen bir haberi vererek bir mucize oluşturan Kuran, bu ifadesiyle ancak son yüzyılın ölçüm teknikleriyle bilinebilmiş bir bilgiyi önceden açıklayarak bir mucize daha oluşturmuştur.
YanıtlaSilÇizmeden yukarı da çıkayım bari. NP İstanbul hastanesinde psikiyatri Uzmanı Onur Noyan var, ipten adam alan avukat hesabı uçurumun kenarından adam alan psikiyatrist. Bilgin olsun.
YanıtlaSilbence seninle aynı frekansta birini bul, yada bulabilirsen iki kişi bul muhabbet et. öyle durduğun yerde kendi başına sorgulayıp, "hee bu da böyle demekki" diyerek çok yavaş ilerlersin.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBak bu http://www.kuraldisi.com/egom-kendim-ve-ben/ günümüzde ki en büyük yanılgı üzerine bu da https://www.google.de/?gfe_rd=cr&ei=GhGVVufqKIyJ8Qfy6KDoCQ#q=ahlak%C4%B1n+soyk%C3%BCt%C3%BC%C4%9F%C3%BC+%C3%BCzerine+pdf aynı yanılgının tarihsel süreçte insanlar ve toplumlar üzerinde ki sosyolojik dağılımın soykütüksel saptaması(ve burda yanılgı olmaktan öte kastilikte).
YanıtlaSilİçini döktüğün yazıda bile bişeyler katıyorsun okuyucuya başta bunun için teşekkürler. Rum suresi ayeti çarpıcı gelmedi. İnşirah örneği daha çok düşünmeye sevk etti. Benim şüphelerim devam ediyor, Kuran'ı okumaya yazıların vesilesiyle başladım. Hal durum ne olur bilmiyorum ama ben de huzursuzum
YanıtlaSilKardeşim LEXOTANİL 6 isimli bir ilaç var kullandın mı bilmiyorum. Aynı teşhise doktorlar yıllarca çeşitli ilaçlar verdiler. Beni ancak o tedavi etti. Sanki yeniden doğdum 12 yıl geçti ve bir daha tekrarlamadı Doktorunla konuş istersen
YanıtlaSilSA abi. Senin için dua edeceğim . Müzikle hiç ilgilendin mi ? Sana iyi geleceğini düşünüyorum. Bu tür yazıların devamını bekliyorum . Allaha emanet ol .
YanıtlaSilCemre kardeşim, Said Nursi konusunda tarihi delilleri ve eylemlerini baz alarak senin gibi düşünen genç bir arkadaşımız var, Mehmet Hasan Bulut. Bu sene çıkardığı ilk kitap olan İNGİLİZ DERVİS i mutlakA okumanı tavsiye ederim. Ayrıca tasavvufcu ve 1700 lerden sonraki bozuk hocaların cetelesini çıkaran twitterdaki Halim Selim adlı kullanıciyi da tavsiye ederim. Güzel kardeşim Allah rahman ve rahim olandır, Allah seninle olsun ve katlanilacak acılar versin.
YanıtlaSildepresyonla ilgili ilk satırlarını okudugumda kafamda hemen canlanan tek çözümü sana sunayım. david burns- iyi hissetmek kitabını al oku herseyi çözemesen de depresyonunun iyileşmeye başlayacagına eminim o kitap sayesinde ben bitirdim hala ruhsal dalgalanmalar yaşasam da aslında depresif illüzyonu yaratan şeyin bazı yanlış üşünce kalıplarım oldugunun farkına vardıgım için artk büyük ölçüde iyileşmiş sayılırım hem de hiç ilaç kullanmadan. bilişsel terapi teknikleriyle aşamalaı olarak iyi bi yol kaetmek mümkün kitap b kitap sayesinde.
YanıtlaSilhttp://www.kitapyurdu.com/kitap/iyi-hissetmek/79958.html&filter_name=iyi%20hissetmek
Sil---------------------WARNING---------------------------------- Bu tavsiye ettiğim kitap kesinlike boktan bir kişisel gelişim kitabı değildir.
Sil---------------------WARNING---------------------------------
lan amınakodumunu denver havalimanında garip şeyler dönüyormuş araştırmacı bi yazı planın varsa o konuya da değinirsen ben de daşşaklarına değineyim senin haydi çav
YanıtlaSilÖlürsen bizim nereden haberimiz olacak kardeşim?
YanıtlaSilSikkoo rüyamda seni gördüm bak şimdi güya bizim evin üst katına taşınmışsın ve apartman sakinlerinin tanışma partisi varmış orda seni bi masada tek başına otururken görüyorum yanına geliyorum sen olduğundan şüpheleniyorum çünkü adını soruyorum cemre diyorsun ben de aha diyorum sonra her zaman olduğu gibi rüyam anlamsızlaşıyor müze falan geziyoruz kol kola girip seni evine bırakıyorum beni içeri davet ediyorsun sonra ekran kararıyor tekrar sahne başladığında tavansal bakış açısıyla yatağa bakıyorum ne göreyim ikimiz de yüzümüzde huzur dolu bir ifadeyle yatakta çırılçıplak yatıyoruz. halen şok içindeyim inanır mısın
YanıtlaSilSikko, su ayeti de aklinda tut: "Allah hic kimseye gucunun yeteceginden baska yuk yuklemez."
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAllah, kalp ferahlığı versin, sıkıntılarını aşacak yol göstersin,senden razı olsun.insanların ufkunu açman vesilesiyle seni çok sevdiği kulları arasına alsın...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilSen kimsenin elestirilerine kulak asma kardesim.Inan ki sen şu memlekette (dolayli yoldan da olsa) tanidigim en akli basinda adamsin.Ayni bunalimlarin pencesinde ben de kivraniyorum,ara ara siyriliyor,huzura erisiyorum,ara ara tekrar dusuyorum bu dipsiz kuyularin icine.Insan olmak zor be kardeş.Insan sifatinin hakkini vermek gercekten de zor.Zira insan vücudunda mevcuda gelmiş davarlardan daha bol ne var şu dünyada.Zira sahip olduklari beyni kullanmayip,kicinda arşive kaldırmış olarak yasayanlar var.Tikali algilariyla,çürümüş nöronlariyla laf kalabaligi kusmaktan baska bi boka yaramadiklarini kabul etmedikleri gibi,seni anlayamiyor olmalarini entel dantel karsit gorusleriyle ortbas ediyorlar.Cok guzel bir beynin var.Allah in sevgili bir kulusin aslinda hacı.Cunku sana bunlari dusunebilecegin bir beyin vermiş.Seni digerlerinden farkli ve ozel kilmis.sen her ne kadar kendine degersiz paftasini yapistirsanda kesinlikle degerlisin.Bende farkliligimdan sebep basta cok bunalima girdim,olmek istedim.cunku insanlar beni tasiyamiyor,kelek ustune kelek yapiyorlardi.Ayni senin gibi hepsini silkeledim.Basbasa kaldim kendimle.Simdi huzurluyum.Kimsenin sahte dostluguna ihtiyacim yok.Bana Allah yeter.Şunu unutma,farkli olman bir lanet degil,bir lutuftur kardesim.Bu lutuf sayesinde makbul kullar arasinda sayilirsin.Cunku Kur an in ilk ve en onemli emrini yerine getirme aliskanligin var."OKU".Sende okumanin,arapca sesler cikarmakla telafuz edip anlamamakla alakali bir sey olmadigini biliyorsun.Allah a hesap vermekten en cok korkulmasi gereken şey,aslinda sana verilen beyni kullanmamanin,tembellikle bir hazineyi lagima cevirmenin hesabidir.Korkma,sen iyisin,hasta filan degilsin.Sen et yiginlarinin icinde algilari acik olan azinliktansin sadece.Allah a sukurler olsun ki o et yiginlarindan biri olarak mevcuda getirmemis bizi.Allah a sigin,onunla konus,ona ibadet et.Psikoloji bilimi bile ibadetin ruhu iyilestirdigini kabul etti.Allah a emanet ol canim kardesim.Seni sevgi ve saygiyla takibetmeye devam ediyorum.Guzel paylasimlarini esirgeme bizlerden.
YanıtlaSilEline sağlık. Allah şifa versin sana.
YanıtlaSilSen kimsenin elestirilerine kulak asma kardesim.Inan ki sen şu memlekette (dolayli yoldan da olsa) tanidigim en akli basinda adamsin.Ayni bunalimlarin pencesinde ben de kivraniyorum,ara ara siyriliyor,huzura erisiyorum,ara ara tekrar dusuyorum bu dipsiz kuyularin icine.Insan olmak zor be kardeş.Insan sifatinin hakkini vermek gercekten de zor.Zira insan vücudunda mevcuda gelmiş davarlardan daha bol ne var şu dünyada.Zira sahip olduklari beyni kullanmayip,kicinda arşive kaldırmış olarak yasayanlar var.Tikali algilariyla,çürümüş nöronlariyla laf kalabaligi kusmaktan baska bi boka yaramadiklarini kabul etmedikleri gibi,seni anlayamiyor olmalarini entel dantel karsit gorusleriyle ortbas ediyorlar.Cok guzel bir beynin var.Allah in sevgili bir kulusin aslinda hacı.Cunku sana bunlari dusunebilecegin bir beyin vermiş.Seni digerlerinden farkli ve ozel kilmis.sen her ne kadar kendine degersiz paftasini yapistirsanda kesinlikle degerlisin.Bende farkliligimdan sebep basta cok bunalima girdim,olmek istedim.cunku insanlar beni tasiyamiyor,kelek ustune kelek yapiyorlardi.Ayni senin gibi hepsini silkeledim.Basbasa kaldim kendimle.Simdi huzurluyum.Kimsenin sahte dostluguna ihtiyacim yok.Bana Allah yeter.Şunu unutma,farkli olman bir lanet degil,bir lutuftur kardesim.Bu lutuf sayesinde makbul kullar arasinda sayilirsin.Cunku Kur an in ilk ve en onemli emrini yerine getirme aliskanligin var."OKU".Sende okumanin,arapca sesler cikarmakla telafuz edip anlamamakla alakali bir sey olmadigini biliyorsun.Allah a hesap vermekten en cok korkulmasi gereken şey,aslinda sana verilen beyni kullanmamanin,tembellikle bir hazineyi lagima cevirmenin hesabidir.Korkma,sen iyisin,hasta filan degilsin.Sen et yiginlarinin icinde algilari acik olan azinliktansin sadece.Allah a sukurler olsun ki o et yiginlarindan biri olarak mevcuda getirmemis bizi.Allah a sigin,onunla konus,ona ibadet et.Psikoloji bilimi bile ibadetin ruhu iyilestirdigini kabul etti.Allah a emanet ol canim kardesim.Seni sevgi ve saygiyla takibetmeye devam ediyorum.Guzel paylasimlarini esirgeme bizlerden.
YanıtlaSilSikko seninle yaratilis hakkinda bir arastirmami paylasmak istiyorum. Bulusalim kardesim thorn 26 istanbul. Thornreyiz@gmail.com adresime bir mail atarmisin ordan konuşalım. Mailini bekliyorum
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilALLAH YARDIMCIN OLSUN
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHi Sikko, son zamanlarda ana akım medyada sürekli birilerinin mezhep tartışması yapmasını nasıl buluyorsun ?
YanıtlaSilMesela buna tepki olarak Şii alimlerin Ulusal Kanalda boyle bi vidyosunu buldum;
https://youtu.be/8dJ0M3XPqQc
10.000 sayfa yaz okumayanı siksinler. İnşallah en kısa zamanda iyileşirsin. Rabbim ilmini arttırsın.
YanıtlaSilBu arada çay içer misin hacı? Adapazarlıyım "Ali Dayı'nın Yeri" diye bir mekan var çayı efsanedir. Kilo olarak alıyorum gurbette içmek için. Sana da yollamak isterim.
Cemre prof dr mustafa öztürkü de dinlemeni salık veririm;kuran ve kuran okumaları hakkında
YanıtlaSilmaykılcım eline sağlık ama şu arka fontu değiştir de adam akıllı okuyalım.gözümüz bozuldu
YanıtlaSilAdaş, şu yazıyla çok fazla hayır duası topladın bilesin. İnşallah bir an önce kurtulursun şu musibetten. (Hastalık + sigara) Görüyorum ki doktor tavsiyeleri dönmüş yorumlarda. İyi bir priskiyatrist 500 lira istiyor bir seansa. (Neye göre iyi, bilemedim) O parayı veren zaten bir yerden iyileşse bir yerden batar. Belki işine yarar, ben ne zaman kendimi kötü hissetsem klarnet çalarım. Bir "şey"ler çal. :)
YanıtlaSilpiyon dakiler gerçek mi biraz bilgi versen.. o arya olayı falan
YanıtlaSilselam cemre öncelikle sana dua ettiğimi bilmeni isterim.şu mesajı okuman için bile dua ediyorum.sanırım senin benim hastalığımızın doktorunu biliyorum hacı.ben gidemedim belki sen gider iyileşirsin.adı erol sayik tangut.ne filim dönüyo lan burda demeden izleyebildiğin kadar videosunu izle.sonra da otur reptilianlar yazını baştan bir daha yaz.gerçeği gösterdiğin her kişinin hayır duasını alırsın inşallah.selametle.
YanıtlaSilAllah sifa versin abi nacizane yavsiyem bi gezintiye cik kafani dagit yazmayada devam et.
YanıtlaSilhacım biraz gündeme gir deşifre tarzı bişeler yaz ya mesala sultanahmetdeki dikili taşı masonlar için önemi üstündeki yazıları fln yaz
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHani aklına yazacak, cevap verecek, yorumlayacak bir sürü kelime gelir, sonra her kelime başka bir kelimeyi doğurur, sonra daha yazmadan yazmaktan vazgeçersin. İşte aynen öyle oldu, yorum yazmıyorum.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilİman, cüret edilmiş bir şüpheyi öncelemiyorsa “dogmatik”, yani kapatma yolu ile edinilmiş kültürel bir taklittir. Ali Şeriati’nin bahsetmiş olduğu tarih ve toplum “zindan”ında size içirilmiş bulanık bir sudur. Dogmatik ruh, önyargılarını, inancını sorgulamaya cesaret edememe ve değiştirememe korkusu ve iktidarsızlığıdır. Dinler, şüphe etme cesaretini gösterebilen cesur insanların “imanı” ile doğar, buna cesareti olmayan korkak müminlerin “inanç”ları ile de çürür, kokar ve ölürler. Prof. Dr. İlhami Güler
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilsikko, lan helal olsun sana beni bi kat daha secdeye gitmeme vesile oldun bu yazinla.tebrik ediyorum seni,iyi olucaksin, rabbim sana gorev verdi ve sen o gorevi cok iyi yapiyorsun, sdyney'den ben,6,8 yasindaki kizlarim ve esim senin iyi olman icin dua ediyoruz.allah her daim yaninda olsun..tesekkurler sana..
YanıtlaSilOlm, beni de düzelttin lan.
YanıtlaSilGüzel kardeşim bilişsel terapiyle ilgili hiç okuma yaptın mı? Sana faydası olacağını düşünüyorum.
YanıtlaSilSözlükte ateistlerin içindeki korkunç boşluk falan diyorlar ya Müslüman olunca da depresyondan kurtulamiyorsun demek ki.
YanıtlaSilSeni anlıyorum.. Benzerlerini yaşıyorum..
YanıtlaSilhaklısın çoğunluğunda ama bence esad konusunda yanılıyorsun onlar istemedilerki esadın gitmesini tek istedikleri savaşın devam etmesi mantıklı düşünelim esad gitse başkası gelir o gitse diğer farketmez ama savaş sürerse ne olur milyonlar ölür milyonlar göç eder eeee arazi boşalır anlayacağın eeee bu civarlarda araziler pek boş kalmaz kanımca özelliklede fırat dicle arası bizim diyenlere
YanıtlaSilMaykıl naçizane bir tavsiyem olacak sana
YanıtlaSilMail adresini verir misin?
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilselam herkese.bende bi kaç görüş eklemek istiyorum.yazı bitmeye yakın baktımda makale gibi olmuş yazı üslup baya katı olmuş ama idare ediverin okuyun. inananlar ve inanma arayışında olanlar için ve kaynağımı söylüyorum kuran-ı kerim.ve kuranla ilgili şunu söylemek isterim.dışarıda gördüğümüz şeyler kuran-ı kerim de ayet olarak geçer.yani aslında kainat dediğimiz şey de bir kitaptır.iyi niyetli olarak kainat kitabını okuyan da başarılı olur.ibrahim peygamber.O'na kitap inmeden önce doğruyu kendi bulmuştu.ama şu çağda bu konuda en önemlisi bence kuran-ı kerim: kainatı anlatan eşsiz bi parça.kainat-kuran-ı kerim bu ikisini birleştirmek gerekir diye düşünüyorum.yani kopya serbest hacılar istemeyen varsa kendi bilir.bide kopya çekeceği kaynaktan şüphesi olmayana çok sevap var bu da allahın rahmeti.ve kuran-ı kerimin doğru anlaşılmamasının iki nedeni var.ya kuranı yanlış yorumluyorsun niyetin bozuk yada malsın.yada kainat kitabı senin doğruların gibi değil.doğru olan kurandaki gibi.
YanıtlaSilen başta allah.
evrenin zamansal başı olması.sonu olacağının kanıtlanması evrendeki bu mükemmel sonsuz düzen baktığımız düşündüğümüz herşey ve bu eşsiz düzenin bir bütün olması dengesizlik olmaması(+ yönde denge - yönde denge yani bir şeyin bozunmaya uğraması da bi dengedir) bir olan allahın matematiksel kanıtıdır.
ama matematiksel olarak kesin bi kanıt olmasına rağmen inanmak sadece akıl işi değildir.her zaman söylerim inanmak allahın rahmetiyle kalpte başlar.yani kalbi olarak bi istekle bi yönelme ile başlar.bi niyetle başlar.kalbinin niyetini herkes önce belirlesin.sonra akıl devreye girer ve akılla iman kuvvetlenir.yani kalbinde niyet olmayanın anlamasının imkanı mümkümatı yoktur.ayette yazar inanan bi sivrisineğe baksa allahı anlar.inanmayan yukarı merdiven yapsan yedi kat gökü aşsa arşa baktırsan ve herşeyi görse bile bu büyüdür der.yani kalpte ne niyet varsa akıl ona sebepler üretir.ve o niyeti perçinletir.
sonra insan.
insanlık bildiğimiz tarihten bahsedecek olursak .yunanlılar,mısırlılar eski roma imp.lukları,osmanlı,avrupa,uzak doğu abd hatta afrika da oluşan binlerce yerel din her zaman allahla ilgili bir arayış içindedir.bu arayış sebebi şuurdur.yani bitki nasıl çekirdeğinden itibaren gelişip ağaç oluyor meyve veriyorsa buda bitkiye verilmiş şuurdur.şuur var olma bilinci.varlık nedenidir.bir insan ilk doğduğunda annesinden süt emer.bu şuursal bir olaydır.sonra konuşmayı öğrenmesi ve büyümesi büyüdükçe aklı geliştikçe düşünmeye başlaması iyiyi kötüyü ayırt etmesi,katili hapse atması,yıllar önceki cadıların katledilesi,yanlışın cezalandırılması,evlenmesi,sosyal düzen kurması,doğruyu araması,allahı araması Onu tanımlamaya çalışması..herşey.. aslında,Allah'ın bize verdiği şuur sayesindedir.yani herkes allaha kulluk etme şuurundadır.yani inananlar asıl olarak cennete girmek için iyilik yapmaz.zaten şuurlu insan niyet olarak allaha kulluk şuurundadır.asıl amaç onun için yapar.şeytanın vesvesesi ve kendinden emin olmayan insan ben neden iyilik yapıyorum çıkar için mi lan diye düşünür.hatta ateistlerin iyilik yapması kendilerinde olan şuur sayesindedir.o şuuru tam olarak kaybetmediklerinin bi göstergesidir.ne onlar ne gerçek inanalar çıkar için yapmaz zaten.yaptığımız iyilikler sürekli dediğim gibi bebeğin anneden süt emmesi gibi gayet doğal bi olaydır.insanın doğalı odur zaten.kötülük yapınca pişman olma sebebin de bu şuurdur.ama ben pişman olmuyorum diyenlere geleceğim..
peki allah insanı O'na kulluk etsin diye yarattı.esmalarını insanda tecelli ettirdi.peki allah insanı nasıl yarattı?daha önceki anlattıklarımdan şüphesi olanın okumasını tavsiye etmem zira bundan sonrasını anlamayacağını düşünüyorum.ama anlamaması az sonra diyeceklerimi kanıtlayacak nitelikte.ruhu karıştırmıyorum bilgim çok az.ama insan neden kötülük yapar sınırları nedir bunu anlatmaya çalışayım.
sağtarafı iyilik sol tarafı kötülük diye düşünelim.insan 0 da doğdu.en sağ taraf nedir.emrolduğumuz gibi dosdoğru olma yoludur.o kısmin en iyileri peygamberlerdir.ama bütün insanlar en sağa doğru meyledebilir.ama peygamber kadar en sağda olma imkanı yoktur.zaten olacak olsaydı o insan peygamber olurdu.ve muhammed son peygamber.(yani kardeşim ; peygamber öldükten sonra kimseye ama kimseye takvaca kendinizden üstün yada aşağı gibi yaklaşmayın.bırakın şeyhleri hacı hocaları.kuran çok açık söyler.hayırda yarışın diye.zaten anasını satayım bizdeki din adamı olayına ben kökten karşıyım.peygamberimiz şuan bildiğimiz gibi bir din adamı falan değildi.büsbütün bir insandı.hep dediğim gibi bu kainat ve kuran bir bütün.insan da bu bütünün bir parçası.yani şuan bizim bildiğimiz din adamı kadar saçma bi oluşum yok.yani kuran-ı kendiniz okuyun anlamaya çaşılın hacılar.)neyse konuya döneyim.hacı işte en sağ en şuurlu yoldur.bu yolda benim anladığım üç aşama var.ilk aşamada kalp olarak niyeti allaha kulluk olmak.yani şüphesiz iman etmek allaha.yani iyi niyetli olmak.ikinci aşamanın akıl olarak allaha kulluk etmek.yani hep dediğim gibi akıl imanı kuvvetlendirir.yani allah'a aklen hicret etmek.işte mal gibi bi adam olmamak burdadır.yani bizim vatandaş hep iyi niyetli falan ama tasavvufçular da öyle iyi niyetli olan tasavvufçular için söylüyorum osmanlı da da bunun örneği çok işte ama önemli olan kalben iman eden akıllı insanlar olmak.yani iyi niyetli olan tasavvufçular osmanlı bizim milletin çoğu hep birinci aşamada kalmış.
Silikinci aşamanın en üstü bütün hareketlerini iyi niyetli olup(birinci aşamanın en üstüydu bu) ve akıllı düşünerek hareket etmek.ve son olarak ta bu aşamadan sonra üçüncü aşama var.ayetlerde allah yolunda gaza etmek bu aşamada geçer.yani emrolumduğumuz gibi dosdoğru insan olma yolunda kararlı hareket etme.
ilk üç saydığım benim anladığım sırat-ı müstakim yoluydu. 0 başlangıç 1 2 ve 3 son nokta.işte doğduğumuzda bizim özümüzü:allaha kulluk şuurumuzu oluşturan yol bunlardı .yani her insan bu şuurun çekim alanındadır.şuur nefsi çeker.bu yola gir diye.her insan için geçerlidir.
bide yine benim anladığım - yönde 3 yol var.o yolda aynı mantıkta.en - tarafta nefsin ağır kötülüklere çekim alanı vardır.nefis daima kötülüğü emreder.ve şeytanda hep bu nefse vesvese vererek azdırmaya çalışır.-1 de kalp olarak nefsi yolu tercih etmek.kibir kafirliğin ilk aşamasıdır.insanı allah'a inkara sürükler.-2 de akıl olarakta artık düşünerek kötülük yapmak.ve -3 te hep kötülükle kararlı olmak.hani allah şuursuzlar akılsızlar işitmezler görmezler derken var olan şuuru kaybettiklerinden bahseder.yani insan allaha kulluk şuuruyla yaratılmıştı.işte - yönde yol alanların şuurunu kaybettiklerinden bahseder.allah ta ona karşılık insana şuur vermiştir ki doğru yolu bulsun.işte insan sürekli iyi ve kötünün çatışması içindedir.irade de insanda vardır ki hangi yönde seçim yapacağına karar versin.sağ tarafa doğru yapılacak seçim sürekli allahtan mağfiret dilemeyi gerektirir ki şöyle bi ayet vardır.nefsi kast eden ayette biz emaneti dağlara sunduk ama kabul etmedi ve insana verdik kabul etti böylece hem zalim hem cahil oldu diye.yani nefs her türlü kötü bi şeydi ve biz bunu kabul ettik.ve işte yinede mağfiret kapısı açık.sürekli mağfiret dilemeliyiz.ve ayette derki allahın gafur sıfatıyla rahmet ettiği nefs.yani hacı sen sağı yolu seçersen allah mağfiret eyler ve nefsi kötülüklerinden arındırır.şimdi bi de şöyle bi ayet var herkes hangi yolda olduğunu bilir ama kimin hidayet yolunda olduğunu allah bilir
.yani kendimizi temize çıkarmıyoruz.öyle de bi ayet var.zaten.ve sağ yolu seçip hep mağfiret diliyoruz ki allahın rahmetini istiyoruz hep yani.ha allahın nefsi temizlemesi için mallık yapmıyoruz.aslında hiç bir zaman mallık yapmıyoruz.nefsi temizlemenin yolu bol bol mağfiret dilemek.ve allahın dediklerini yapmak kuran-ı kerimi çok iyi okuyup anlayalım ki uygulayalım hacılar.ve helal dairesi nefsi zaten tatmin eder.
Silsonuç insan da özünde iki yol vardır.sağ taraf ve sol taraf ha.mesela atom da nötron nasıl oluşur.elektronla proton birleşmesiyle oluşur.bi başka zıtlık anne ile baba birleşince çocuk olur.ve çocuk nötron gibidir.teşbihte hata olmaz ve + yöne doğru da kıvrılabilir - yöne de.işte tercih insanda.ha yine nötr kalabilir onada kuran-ı kerim de araf suresinde anlatıyor.
son olarak kader konusuna da değiniyim.kadere allah açısından bakalım önce.her yaratılmış kaderiyle yaratılır.bu net ayet.ve insan iki kez öldü iki kez doğacak bu da net ayet.ve ilk yaratıldığımızda ölüydük.ve allah ölü de olsak diri de olsak sinede olanı bilir.ve herkesi ama herkesi aynı şartlar altında yarattı ve herkesin neyi seçeceğini biliyordu allah.ve işte her insana kalbinin özüne göre neye seçeceğine göre bi kader çizdi.ve dünyaya gönderiyor.ama zaten kader belli aslında.ve dünyada ölüyoruz.sonra tekrardan doğacağız ve inşallah ebedi yaşam.işte allah mesela özü kötü olan insanı öyle bir şekilde yaşattı ki yine o özüne göre öldürdü.yada özü çok iyi insana ona göre kader çizdi.yada 2 yaşında ölen bebekler var.yada aklen sakat doğanlar.allah işte herkese seçimine göre kader verdi.kadere bizim açımızdan bakalım.nasıl bi kaderimiz olduğunu bilmiyoruz.ve şuan seçim bizim elimizde.özümüzde neysek oraya doğru kıvrılacağız ölene kadar o kesin.ama dediğim gibi ne olduğumuzu bilmiyoruz.buda kainatın yaratılışındaki müthiş düzeni ortaya koyuyor.kainat kuralları kuran-ı kerim de sünnetullah olarak geçer.işte einsteinin bulduğu görecelik kanunu bunlardan biri.yani hacı mesela ışık hızında olsaydık camın içinden geçer giderdik.
ama öyle değiliz ve o hızda olmadığımız sürece o camdan geçemeyiz.yani bu algısal bi şey çok önemli.ışık bize göre çok farklı boyutta.işte kaderde de buna benzer bi örnek var.biz kaderimizi asla bilemeyiz buna imkan yok.işte onun için şuan tercih hakkımız hem var aslında ;seçeceğim şey hemde belli.hemde hala seçim hakkımız var.hem neyi seçtiğimiz belli.yemin ederim anlayan için müthiş bi düzen.bu kader konusu.sonuç insansak insanız o bakış açısıyla kader konusuna seçim hakkımız var.ama allah o seçeceğimiz şeyi zaten biliyor.
ve son olarak şu istimna konusu tartışılmış.bi kardeşimiz ayet göstermiş.diğeri inci de ki o meşhur yazı.işte ilkinde kuran-ı kerime ikincisinde kainat kitabı okuyan istimnanın yanlış olduğunu görecektir.sikkocum onunla tatlıyı benzetmen talihsizlik olmuş.illa benzeteceksen sigarayı benzet.ha bide sikko ben köpet etide yerim gibisinden bir şey demişti.hacı kuran-ı kerime göre hem helal hem temiz olacak.kurana göre haramlar belli domuz eti alkol..ama sağlığa zarar verecek temiz olmayan şeylere haram demiyorum ama kuran-ı kerime inanan bi insan için ayeti inkar etmek olur pis şey kurana göre yenebilir derse.daha kötüsü diyorum yani.köpek eti temizse ye de hacı pek ihtimal vermiyorum neyse.
son olarak hacılar kuran-ı kerimi okuyun.bu herkese farz hele hacı hocalara bırakırsanız yandık valla.bide bi link atam
https://youtu.be/2PIlGCa4NmQ
bence sehat ahmet tan kuran-ı kerimle bilimi birleştirme de caner taslamandan falan daha iydir.ilmi seviyesi az olanlar ilmini arttırmaya çalışsın.serhat tanı dinlemekte bunun bir yolu.bazen çok malca şeyler söylüyoda orralara takılmayın herkes biraz maldır.
hadi allah'a emanet..
Rum Suresi'yle ilgili mucize sadece birkaç yıl sonra yenecekleri değil, yenildikleri yerin de "Yeryüzünün en yakın/en alçak bir yerinde." olması. Yani rakımı en az yer olması. Bunu es geçmene şaşırdım beni de bu bilgi çok etkilemişti...
YanıtlaSilyaw yazılarına bakıyorumda hani önyargılı olmiyim diyom ama hayatın din bağlamında hep elle tutulur bir kanıt arama peşinde geçmiş, tamam elbette kur an, düşünen beyinler için bunuda es geçmemiş elle tutulabilecek kanıtları da ortaya koymuş eyvallah ama birgün mantığını esas alarak yaptığın tespitlere şeytan öyle bir parçayı cuk diye oturturki, hani tabiri caizse zenci yarrağı yemiş asyalı amcığı gibi olursun (hitabetin bu şekilde ya ayak uydurma çabası benim ki) neyse demek istediğim şu; genetikten ileri gelen rahatsızlıklarını bir kenara bırakırsak basit düşünme moduna girdiğinde şu gerçekle karşılaşırsın, islam peygamberimiz tarafından ifade edilmeye başladığında elbette mantıkla imana yanaşanlar olmuştur bu kötü birşey değil ama unutma ki insanı insan yapan şey maddesel anlamda mantık değildir, zira mantık çerçevesi belli ve şeytan tarafından sınav gereği sindirilebilir bir haleti ruhiyedir. yani mantık sarsılmaz kurallarla oluşmuş kemiksel bir yapı gibi görünebilir ve zaten öyledirde ama bu sağlamlık şu anlama gelebilir, ne kadar sert ve sağlamsa kırıldığında da o kadar fazla ses çıkartır ve parçalanır, yani mantık esasen kibir sosunun tamamlamaya en müsait olduğu leziz bir yemek gibidir, kemik ... yemek... bak birader sen bunları siktir et, sadece iman et, sahabelerden hiç kimse kalkıpta big bang nasıl oldu , evren genişliyomuydu, anam beni doğururken nutfemiydim, dünya yuvarlaksa basketbol potası nirede diye düşünmedi, adamın zaten fıtratında halihazırda iman vardı o da kullandı, o bahsettiğin sağlam kanıtlarda mına koyacam inciğini cıncığını sorgulayacam getirin la bana o kuark ipnesini diyen sen gibi bebeler için indirildi ki sıçmasınlar diye... kibri bir kenara bırak ve bunu dile getirmekten çekinme, şunu unutma tüm varolan alemlerle birlikte Allahın ağzından çıkan ötesi iki harf ile varoldun, bir parça imanı ile dahi bunu idrak edemeyen dallamalara laf anlatmakla kendini yorma, Allah bile peygamberimizi bu konuda uyarmıştır... kendi paçanı kurtarmaya bak.
YanıtlaSilSelam michael dini şeylerden nefret ediyorum ve dinlerin her zaman karşı çıktığı şeytani ve kötü şeylerin ardında bile bir bilgelik olduğunu düşünüyorum. Dinin nasıl bir şarlatan işi olduğunu anlaman için üç farklı din adamının resmini yanyana getirip bakmalısın. Eğer neşenin geri gelmesini istiyorsan çatal kuyruk toynaklı şeytanımızın taşşağını öpmelisin. Şaka bir yana michael bu din denilen şey eski dünya insanının can sıkıcı intihalinden başka nedir? İçindeki ateşin sönmesini istiyorsan, hayata tatlı bir müzik temposuyla eşlik etmek istiyorsan bilimselleşmelisin tatlım. çiftleşmek için dans eden, kur yapan, neşeyle kanat çırpan cennet kuşuna neden bir efendi arıyoruz ki? Bu sorunun cevabı pek tabii ki bir mağrada gizli değildi
YanıtlaSil"Sadece kendi paçanı kurtarmaya bak" diyenlere aldırmadan devam et kardeşim. Çünkü bir şey öğrendiğinde onu paylaşma yükümlülüğün var, yarın Allah'ın huzurunda bu bilgileri paylaşıp paylaşmaman hakkındaki hüküm verilirken pişmanlık duymanı istemem eminim ki sen de bu düşünce ile paylaşıyorsun. Sana kardeşim diyorum çünkü seni okudukça kardeşim gibi hissetmeye başladım. Sigara içme sebebimizin bile aynı olduğunu öğrenince daha da yakın hissettim. Ben de pek çok kere denesem de bırakmıyordum ve en sonunda Allah'a söz verdim tövbe ettim ve öyle bıraktım. İnan bana Allah'ın rızası için bıraktığın zaman öyle bir dirayet geliyor ki kendin bile inanamayacaksın. Hayatımda ilk kez 7,5 aydır bir fırt bile çekmedim. canımın çektiği o zamanlarda hep verdiğim söz ve öldükten sonra Allah'ın bana kızgın baktığını düşünerek sözümden dönmekten vazgeçtim. 2012'den beri okuyorum yazılarını ve hep şunu diyordum kendime; bu güzel emeğin eseri olan bloğu nasıl daha fazla insana ulaştırabilirim? sosyal ağlarda yeterli gelmiyordu, aradan zaman geçti ve periscope'u keşfettim öylesine açılan yayınlar yerini bahsettiğin konulara bıraktı.(Yeni dünya düzeni, insanlara empoze edilen boş hayat tarzı, dünya ya geliş amacımız vb.) günümüz neslinin ne tip yayınlar açıp ne tip yayınlar peşinde boşu boşuna zamanlarını öldürdüklerini görünce, bilgilendirmek, uyandırmak, bir nebze gerçekleri gösterebilmek adına, bloğundan yararlanarak bir sürü yayın yaptım. elbette insanların işine gelmiyor ve boş yayınlarda onun bunun ağzının payını verdiğim yayınların izlenme oranı 200-300 kişi iken (Kadın olmanın da verdiği ekstra izlenme oranını es geçemem) gerçek mevzulardan bahsettiğimde 2-3 ve hatta tek başıma yayın yaptığım oluyor. yine de 1 kişi 1 kişidir diyerek pek çok insana senin de paylşımların ve Allah'tan dilediğim bol sabır sayesinde (çok küfür ve hakaret yiyorum ne yazık ki) ulaşabildim. Allah senden ve bu emeklerinden razı olsun. Dilerim tüm sıkıntılarının mükafatını en güzel şekilde Rabbimin rızası ile ödüllendirilerek alırsın. seni hiç tanımadığı hiç görmediği halde sana dua eden insanların olduğunu bil. benim her zaman içimi derinden sarsan ve beni düşünmeye sevk eden bir Kuran ayeti ile veda ediyorum. Allah'a emanet ol kardeşim.
YanıtlaSilPeriscope: Seviye TV adına Ayçü.
Ankebut/2 : İnsanlar sandı mı ki, "iman ettik" demeleriyle bırakılacaklar da, imtihana çekilmeyecekler?
Seni okumak kafamı açıyor kafamı açtıkça daha çok okuma isteği duyuyorum iyiki varsın ve kalemine zeval gelmesin dostum seni okumak biraz olsun anlamak için kafa yormak çok güzel insallah kısa sürede sağlığına kavuşma dileğiyle allaha emanet ol
YanıtlaSilBende psikolojik hastayım kardeş hatta ilaçları kullanıp kullanıp kafasına gore amaan bi boka yaramıyor deyip kafasına gore bırakan biriyim şuan boşlukta çok sorgulanıp boşver artık deyip şuan herkese sende halkının modumdayim bu kafayla diyanette imamlık yapıyorum birde sen kurtuluşun ama benden bi bok olmaz her tarafimi prangalar sarmış gücüm halimde yok kurtulacak bana bakıp biraz sukredersin inşallah çünkü sen güçlü ve zekisin
YanıtlaSilŞairi unutma oda yaşarken cehennemle müjdelendi ve öyle de telef oldu.
YanıtlaSilCemre hemşerım yazılarını bayağı beğenıyorum allah bahtını açık etsın . Sen herşeyı analız edıp paylaşıyosun ama ınsan kendını analız edemıyo görüldüğü üzere . Senın bence sorgularken kaçırdığın bı kaç nokta var . Yanı namaz kılan ve buyuk gunahları ışlemeyen bı adam neden bu kadar kafayı yesın Allah aşkına .Sorgulamak soru sormak değıl senınkısı . Şeytanın vesveselerı her konuyu bu kadar uzun ırdelemene ne gerek var bızım bıldığımız bıze kafı değıl mı peygamber mı ılan etcen oğlum kendını !
YanıtlaSilİdrak-i maali bu küçük akla gerekmez,
Zira bu terazi bu kadar sikleti çekmez
Bıraz olaylara basıt bak artık ahır zamandayız yukumuz az mukafatımız çok .. Allah kalbını ferahlatsın ınşallah Hayırlı geceler .
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilYaratıcı iyilikler versin.
YanıtlaSilsikko bak bi buraya. Biraz da sacrifice olayları hakkında yazsan ve Edip Yüksel'le olan sohbetin devamını daha açarak yazsan müthiş olur.
YanıtlaSilBir de şu herifi takip ediyorum, arada saçmalıyor ama ilgini çekebilecek videoları var.
https://youtu.be/6Zj3V24pNKg bu sadece part1 linki
https://youtu.be/2KPbX-rw10c
https://youtu.be/W8tWX8EtGR8
Cemre su arka plan ve yazi rengine el atsana bi ara yav.Duvara baktigimda kayan yazilar gormekten sikildim iyice.
YanıtlaSilTek yorum. Okumaya başladığıma mutluyum ve Allah yardımcın olsun
YanıtlaSilBenim bi fikrim var.Bircok takipcin var.Senden birseyler ogrenen de var,sana kil olup laf sokmak isteyen de var , senin icin endiselenenler de var.Sana manevi olarak yardimci olmak isteyenlerle skype den gorussen (edip abiyi kiskandim hemen) , 15 dk zaman versen , kim ne anlatirsa anlatsin , kendini daha iyi hissettirebilecek biri cikar belki.O kisilerle daha fazla konusursun sonra.Belki biri cikar kendi derdini anlatir sen haline sukredersin , belki biri bir taktik verir sen de kendine uygularsin huzura kavusursun,biri cikar bambaska bir pencere acar sana ve farkli gormeye baslarsin.Uygun oldugun vakitlerde sevenlerinle bu sekilde sohbet etsen yada sadece dinlesen iyi gelebilir.Icin huzurla dolsun insallah.
YanıtlaSilKesinlikle katiliyorum sana
SilAllah şifa versin Cemre.
YanıtlaSilSikko kardes, kaynata aliniyo selam yokmu diye,
YanıtlaSilÖnce sana Allah tan sifalar diliyorum. Dünyanin bütün yükü sendemi kardes, suana kadar ne degistirdim, simden sonra ne digistirebilirsin. Annecin seni iyi gördügünde nasil mutlu olur biliyorsun degilmi. Sen gerekirse yazilari bu ortami bosver iyi ol ve seni en cok seven yakinlarini mutlu et kardes. Hayat elbet tv kerdeki Türk dizileri gibi degil, mücadele etmek gerek. Sair Necip Fazil ne demis
Yalniz seccademin yönünde sevkat
Beni kimseler anlamaz, öp beni alnindan. Sen öp seccadem.
Saglicakla kal kardes.
Aha dikili taşta neden bomba patladığı belli oldu. Türkiyenin en büyük isimlerinden birini götürdüler.
YanıtlaSilAbicim, gözünü seveyim kendine gel. Mahallemizin tarihçisi, analisti süper kahraman Michael Sikkofield'dın. İyiydin hoştun. Şimdi on sayfa yazı yazarak Marx'ı ve hatta Nietzsche'yi alaşağı edebileceğini sanan, her fırsatta "abiler ben çok zor şeyler yaşıyorum yav" diyen kendini övme hastalığına doğru giden bir adam oluverdin. Olma, gözünü seveyim. Harbiden iyileşmen lazım.
YanıtlaSilSen senin gibilerin derdi hastalığı ne biliyor musun? Ifrat ve tefrit. Sekülerlik le gayb arasında sıkışıp kalmak. Orta ümmet olmamak. Aşırıya gitmek. Herşeyin aşırısi zararlıdır. Akıl akıl dersin aklın artık kötürüm olduğu engellere geldiğinde o kötürümun peşinde gitmeye çalışır debelenir elinle aştığın çukura boylarsin. Gönülle gideyim dersin orda çukur daha fazla. Işın ortasını dengesini kaçırıpta orta ümmet olma ölçüsünden saparsan klavuzun karga olur haliyle burunda boktan çıkmaz.
YanıtlaSilResulullah asv in insanlar hüsrandadir ancak bilgi sahipleri kurtulur. Bilnlerde hüsrandadir ancak bildiği ile amel edenler kurtulur. Amel edenlerde hüsrandadir ihlasla yapanlar kurtulur. Ihlas sahipleri ise her an onu kaybetme tehlikesindedir. Sözü herseyi çok güzel anlatıyor.
YanıtlaSilAma ölçüsü sasmis bir grup müslüman in islam anlayışında hadis peygamber olmadığı için bunada itibar edilmeyecek. Samimi birşey söyleyeyim. Şu zamanda yaşayan müslüman? Lardan bi cacık çıkmaz. Artık rehberleri peygamber olmaktan çıkıp kendini peygamber süsü vermiş insan ve cinden peygamber bozuntulari olmuş. Adama bakıyorsun konuştuğu delil aldığım kuran diyor bir ateistin materyalist in gidemeyecegi yerlere gitmiş. Sözü yaşantısı küfür delilim kuran diyor. Öte yandan sevgi demiş kalp demiş aşk demiş şeytana rahmet okutacak ilah edinmiş kendi nefsini. Ölçü kacarsa olacağı bundan başka ne olur. Şeytan ve nefsin elinde oyuncağa dönmüş kendini sırati müstakim üzere görüyor. ...
"Deki size en fazla hüsrana ugrayani haber vereyim mi?
Onlar iyi işler yaptığını zannederler"
Ama yakında bilecegiz dinimizi nasıl parça parça edip doğrusu benim diğerleri sapık kafir deyip paramparça olduğumuzu. ..
Işın burada çok ironik kısmı da ne biliyor musun? Burada yazılanlarin toplamı mealen dünyayı yönetenler kimler satanistler . Nasıl yönetiyorlar peki böl Parçala yut. Öylemi? Evet. Islama uyguladıkları tarife ne peki? gene aynı. Birlik olmalarına izin verme birbirine kafirden beter bakan parçalara hiziplere böl. O ona sallasin öbürü ona.böyle yaptıklarını gayet makul delillerle gerçekleri ortaya koy. Gerçeği bil. Sonrada o parçalardan biri gibi davranarak tevhidden koptugun diğer hiziplere giydirerek mücadele et? Nasıl olacak bu iş. Hem piyon ol hemde ben bu oyunu bozarim ulen diye Tatar ramazanlik yap
YanıtlaSilNasıl mı olacağız müminler ancak kardeştir diyip lafta bırakmadan kardeşlik hukukuna göre yaşayarak. Hani şimdi bir ateş çukur unun kenarındayiz ya kuranin dediği gibi kardeşler olarak . Iyi güzel kardes olduk ta aga kardeş ne yaparsam benim bogazima yapismayi kafaya koymuş yanasmuyor diyorsan Habil gibi davranacaksin kabil gibi değil. Yahudi ve Hıristiyanları değil müslüman kardeşini dost görerek. Hz. Ömer sırtından hancerlenip kendine geldiğinde ilk ne soruyor biliyor musun? Bana bunu kim yaptı? Diyorlar ki Ebû lulû . Elhamdulillah bir kere olsun alni secdeye gitmiş bir müslüman yapmadı bu işi diyor.
YanıtlaSilOmerimin korktuğu başına gelmedi ama ondan sonra müslümanların birbirini sırtından vurması 1500 yıldır bitmiyor.
O yüzden çağımız insanının bilgiye ihtiyacı yok. O heryerde ve ulaşmak çok kolay. Zamanın adam gibi adamlara ihtiyacı var.
Kör lere klavuzluk yapacak gorenlere ihtiyacı var. Girmiş kendi gibi korun koluna yol göstermesini bekliyor. Yada kendi korkutuk kör diğer korlere yol gösteriyor.
Müslümanın kalbindeki iman hiçbir tasaya kedere huzursuzluga yer bırakmaz. Allahtan gayrisina bel bağlama koleliginden kurtarır çünkü imanı onu Allaha kul ederek. Eğer huzuru yoksa imanı zayiflamistir. Aç bırakmıştır imanı zikirsiz fkirsiz ihlassiz günahlarla. Peki Rahman da ilaç biter mi? Buna da tevbe ilacını vermiş. Son ve müminler tevbe edin diyen Allahın hergün 100 kere tevbe ederim diyen bir peygamberin tevbeyi unutan yanasmayan ummeti olduk. Kim iman etmez peki? Allaha ihtiyacı olmadığını (Ama O nun dışında ne varsa kulu olmuş) sanan kafir .
YanıtlaSilPeki Kim tevbe etmez? kendini kusursuz gören müslüman ....
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil