Okunması şart makaleler:

Tasavvuf ve Tarikatlardan Yeni Dünya Dinine: Bölüm 1 ve Bölüm 2
Komünizm, Kızıl Devrim, Sovyetler Birliği ve Şirketler
İnsan, Din ve Kuran
Bu da amme hizmeti: Okunması Gereken Kitaplar Listesi

Bir Başka Din: Tasavvuf kitabı çıktı; internet'ten sipariş etmek için kitapyurdu link'i.

YENİ: Youtube'daki hodor hodor konuşmalarım için buradan alalım.

17 Şubat 2013 Pazar

Sübliminal Mesajlar, Çizgi Filmler ve Bilinçdışı - Volume II


Yazının devamında biraz daha değişecek konu taşaksızlar.

Şimdi size çizgi filmlerde Yeni Dünya Düzeni'nden bahsedildiğini söylesem? Eğer bu blog'un kaşarlanmış bir okuyucusuysan, biliyor olmalısın ki bu arkadaşlar dalga geçercesine emellerini açık seçik duyurmaya pek meraklılar. Bunu da genelde medya yoluyla veya sembollerle yaparlar ki bunu neden yaptıklarını birazdan açıklayacağım. Önce örnekleri göstereyim ki konunun ne olduğunu iyice görün istiyorum.

Exo Squad adlı eski çizgi filmin şu bölümünü seyrederseniz eğer göreceksiniz ki,

İnsanlara bir duyuru yapılıyor ve o duyuruda da tüm insanlara takılacak çiplerden bahsediliyor.
Derinin artına bir "kimlik çipi" takılacağı ve karşı gelenlerin hükümet düşmanı olarak kabul edileceği söyleniyor.

Bu çipleri gerçekten de insanlara takma amacındalar. Yakında bize verilecek olan, medya ve bakanlar tarafından "hizmet, büyük kolaylık, alışveriş bile yapabileceksiniz" diye saçmalıklarla duyurulan akıllı kimlik kartları da bu çiplere geçiş açamasıdır. Şunun gibi mesela:



Tüm dünya yavaş yavaş elektronik kimlik kartlarına geçecek, ardından bu akıllı kimlik kartları yenilenecek ve çipleri olacak, ardından o çipleri de yenileyecekler. Belki 100, belki 200 sene sonra da, bu çipleri artık vücudumuzda taşıyacağız. Yani en azından planladıkları bu.

Eğer bu yazı okuduğunuz ilk yazımsa, şunu bilmenizi isterim ki sadece bir çizgi filmde çiplerden bahsedildi diye oturup böyle bir "komplo teorisi" yazmıyorum amına koyim. Bu olayı hep söylüyorum. En basitinden 25 Kasım 2012'de yayınlanan Rothschild Hanedanlığı, Filistin ve Yeni Dünya Düzeni başlıklı yazıda "akıllı" yazıp aratırsanız göreceksiniz durumu. O yazıdan 2 hafta sonra medyada şu yukarıda gördüğünüz haber yayınlandı. Bu işler böyle.

Neyse çizgi filme dönecek olursak,

İnsanlar çipli köleler haline getirilir.

Ardından çizgi filmin şu kısmını seyrederseniz eğer,  resimdeki arkadaş tüm dünyanın kendilerine ait olduğunu açıklayacak (tek dünya hükümeti referansı). 

Ve ardından şu kısmını da dinlerseniz, kendileriyle anlaşma yapan insanların Yeni Dünya Düzeni'nde affedileceğini açıklıyor. Evet baya baya New World Order diyor arkadaş.

Ardından da şu cümleyi kuruyor: "Those who refuse and resist will be eliminated." (Reddeden ve karşı gelenler yok edilecek)

Lakin burada yok etmek anlamındaki "eliminated" ifadesini "illuminated" şeklinde telaffuz ediyor kendisi. Eğer seyrederseniz siz de göreceksiniz durumu.

Hacı benim anlamadığım şey, çizgi filmde ne işi var şimdi Yeni Dünya Düzeni'nin, çiplerin, Illuminati'nin, tek dünya devletinin? Neyse devam edelim.

Cartoon Network'te yayınlanan Billy and Mandy'de ise şöyle bir Yeni Dünya Düzeni propagandası yapılıyor. 37 saniyelik video'su burada.

Teyze, yanındaki ufaklığa "kalbimde ve Yeni Dünya Düzeni'nde senin için özel bir yer var" diyor. Ne alakaysa şimdi amına koyim?
Ardından ufaklık da heyecanlı bir şekilde şöyle diyor: "Mandy! I'm getting presents in the New World Order. Mrs Claud said so." (Mandy, Yeni Dünya Düzeni'nde hediye dağıtıyorlarmış, Claud Teyze öyle dedi!)

Yahu arkadaş, Yeni Dünya Düzeni denilen şey 90'ların başında George Bush tarafından dünyaya duyrulmamış mıydı? (video)

Bu arkadaş kendi ağzıyla birleşmiş devletlerden oluşmuş bir Yeni Dünya Düzeni'nin getirileceğini açıklamamış mıydı? 

E şimdi ne işi var bu Yeni Dünya Düzeni'nin çizgi filmlerde? Çek amına koyim yarraam var onu da çek.

Peki neden çizgi filmlerde Yeni Dünya Düzeni tanıtılıyor, içerisinde hediyeler dağıtılan iyi bir şeymiş gibi lanse ediliyor çocuklara? Veya neden Yeni Dünya Düzeni'nin gücü övülüyor çizgi filmlerde? Sanırım bu sorunun cevabı, size emsal teşkil etsin diye göstereceğim şu gazete küpüründe yatıyor:

"Dünyayı kurtarmak için Yeni Dünya Düzeni"
Propaganda ve medya dünyadaki en etkili silahtır ve bu propagandadan en çok etkilenen ise çocuklardır. Bu nedenle bunu çizgi filmlere de serpiştiriyorlar elbette.

Çizgi film örneklerinden devam edelim bir süre daha, sonra bağlayacağım konuyu merak etme kaynatasız.

Aynı çizgi filmin bir başka bölümünde ise Mandy, şu sözle açılışı yapıyor (video):

- Do what thou wilt shall be the whole of the law.
Bu söz, meşhur okültist Aleister Crowley'e aittir. Magic in Theory and Practice kitabının açılış cümlesidir. Çizgi filmde bu sözün ne işi var?

Fox Kids'te yayınlanan Spiderman Unlimited adlı çizgi filmin 13. bölümünde söylenenlere göz atalım şimdi (tam şu kısımda).

Arkadaş Yeni Dünya Düzeni'ni ilan eder.

Şu kısımda insanlar köleleştirilir.
Kimlik (çip) kontrolü yapılır.
Çipi olmayanlar tespit edilir.
İsyankar oldukları için yok edilirler.
Tabi ibret olması açısından, köleleştirilmiş diğer insanların gözü önünde yapılır bunlar. Bir önceki çizgi filmle hemen hemen aynı senaryo.

Bu çizgi film senaryoları korku politikası yaymak için  "sipariş" üzerine yazılır. Zihin kontrolünün en etkili yolu bir şeyi sürekli tekrar etmektir. Hitler Almanyası'nın ikinci adamı olan propaganda bakanı Joseph Goebbels "Ne kadar uçuk olursa olsun bir yalanı yeterince tekrar edersen, insanlar ona inanır" demiştir. Medyada sürekli UFO haberleri verirsen, insanlar UFO'lara inanır. Uzaylılar tarafından kaçırılan ve beynine çip yerleştirilen Amerikalı çiftçi hikayesine de inanır. Yeni Dünya Düzeni'nin iyi bir şey olduğuna, karşı koymanın işe yaramayacağına, zira onların çok güçlü olduklarına da inanır. 

Peki UFO haberleriyle ne alakası var Yeni Dünya Düzeni'nin?

Satanizm ve New Age Volume I başlıklı yazıyı okuduysan bunu da biliyorsundur.

UFO haberi yapan her kuruluş, her dernek, sınırların kalkması gerektiğini ve hepimizin "dünya vatandaşı" olduğunu insanlara yedirme amacındadır.

Peki neden? Ne alaka?

Şöyle sevgili kaynatasız;

Milletler Cemiyeti, 1. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra 1920'de kurulmuştur. Gerekçe: Dünyada savaşlar oluyor, barışın sağlanması için bu dünyanın tek bir dünya hükümetine ihtiyacı var.

Ardından Birleşmiş Milletler, 2. Dünya Savaşı'ndan hemen sonra 1945'te kurulmuştur. Gerekçe: Dünyada savaşlar oluyor, barışın sağlanması için bu dünyanın tek bir dünya hükümetine ihtiyacı var.

Peki gerçek bir Tek Dünya Devleti ne zaman kurulabilir?

Tüm insanlar tek ve ortak bir düşmana karşı birleştiklerinde....

UFO'lara, yani dünyayı ele geçirmek isteyen uzaylılara karşı...

Ve bizim, dünyayı UFO'larıyla lazerler saçarak ele geçirmek isteyen bir düşmanımız da yoktur. Bu sadece medya ile bize dayatılacak. Ki zaten dayatılıyor da. 

1913 yılında kahvede nargilesini tüttüren Rıza Emmi'ye uzaylıdan bahsetsen "siktir git amuna goduğumun delisi" diye kafaya bastonu yerdin.

2013 yılında "uzaylı" dersen, insanların birçoğu "evet yaa uzaylılar var, buradalar... bizden gizleniyor :(" tribiyle inanmaya meyilli bir tutum sergilerler.

Peki 100 yılda ne değişti? 100 yılda uzaylılar dünyaya akın akın ziyaretler düzenlemeye mi başladı?

Hayır, medya uzaylıyı yarattı ve insanlar ne kadar saçma olursa olsun bu yalana inanmaya başladı. Goebbels'in söylediği yöntem sayesinde.

Dediğim gibi, bu blog'daki her yazı puzzle'ın ufak bir parçası ve hepsi de birbiriyle bağlantılı, ben sadece o ufak parçaları size göstermeye çalışıyorum, durum bundan ibaret. Neyse, biz konumuza geri dönelim gadasını aldıklarım. 

Adult Swim adlı çizgi filmde şu sahneleri izleyecek olursanız arkadaş şunları diyor:

Yine Yeni Dünya Düzeni propagandası yapılıyor. Ve yakında tüm dünyada tek bir para birimi kullanılacağını açıklıyor. Ardından bunu diyen adama gülüyorlar ve "böyle bir şey gerçek olamaz, saçma bir düşünce, komplo teorisi" intibası bırakıyorlar.
Ardından "isyankar" olarak mahkemeye çıkarılan ayı şunları söyler: "Şirketler bizim gururumuzu ve bağımsızlığımızı zorla ele geçiriyorlar, bu sistem yıkılmalı. Fakat bunlar ufak bir ayıcığın düşünceleridir". Yine aynı yöntem: "bunlar aptal bir ayıcığın düşünceleri efeem, ciddiye alınmasın".

G.I. Joe adlı çizgi filmin şu bölümüne bakıyoruz şimdi de. Tam link'ini verdiğim kısmı seyrederseniz Yeni Düzen'e geçileceği duyuruluyor.

Yeni Dünya Düzeni'nde dünya üzerindeki tüm paraların...
Yok edileceği...
Ve tek bir para birimine geçileceği duyuruluyor.

Bir çizgi film için baya derin bir konu ve isabetli bir "tahmin".

Sevgili kaynatasız şimdi seni biraz kalbinden vuracağım ama bu olay Alf'te bile kullanılmış. Daha doğrusu Alf'in DVD'siyle beraber bonus olarak verilen ALF'in çizgi film versiyonunda şöyle bir şey yakalamış bir arkadaş. Helikopter çarpar ve patlama esnasında şu görüntü oluşur:
https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/z.swf?attredirects=0&d=1
Ağır çekimde bu da:
https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/zzz.swf?attredirects=0&d=1
Evet bu görüntü, belki de 0.1 saniye kadar kaldı ekranda.

Bir Nickelodeon çizgi filmi olan Fairly Odd Parents'ın şu bölümüne göz atacak olursak.

Arkadaş sürekli olarak çocuklara Yeni Dünya Düzeni'nden bahsetmektedir. 
Çok büyük bir güce sahip olduğunu söyler ve çocuklarla Yeni Dünya Düzeni'ne geçmek için anlaşma yapar.
Bunları neden yaptıklarını anlamak için, bu çizgi filmlerin hangi ellerden çıktığını anlamak gereklidir. Bu gördüğünüz bir Nickelodeon reklamıdır ve photoshop vs değildir, her zaman kendi araştırmanızı yapmanız gerektiğini söylüyorum size, buyrun bakın internet'e.

Şimdi öncelikle size bir şey anlatmam gerek. Psikolojik rahatsızlıkların çoğu (belki de hepsi) tüm insanlarda bir miktar vardır. Obsesyon, şizofreni hatta otizm bile... Bunların "psikolojik hastalık" adı alması ancak kişide hayatını etkileyecek düzeyde fazla bulunması durumunda gerçekleşir.

Çizgi filmlerde veya filmlerde sembollerin kullanılması insanlar tarafından "Tamam masonik veya luciferian semboller var da ne olacak şimdi? Çocuğum hipnotize mi olacak? Tuhaf bir sembol nasıl etkileyebilir bir çocuğu?" tepkisi alıyor. Bu gayet mantıklı bir tepki aslında, fakat bu mesele o kadar da basit değil.

Şöyle ki, 15 yaşında otizm hastası bir çocuğu bulunan bir okuyucudan mail aldım geçenlerde ve o da aynı şekilde tüm insanların aslında biraz otistik olduğunu söylemişti. Ardından bana verdiği örneği duyunca "oha" dedim. Bana verdiği örnek şuydu: Eğer çocuğu bir kriz geçiriyorsa, onu sakinleştirmek için alışık olduğu, tanıdığı bir objeyi ona gösteriyordu.

Bunu okuyunca beynimde flaşlar patladı. Zira ben de birkaç yıl evvel ABD'de kaldığımda, ilk günlerde McDonalds veya Burger King gördüğümde rahatlamıştım. Çünkü "tanıdığım" ve "alışık olduğum" bir marka görmüştüm yabancı bir şehirde. Kendimi daha iyi hissetmiştim.

Şimdi bilirsiniz ki piramit ve göz sembolü 1 Amerikan Doları'nda bulunur. Peki neden 1 Amerikan doları?

Şöyle ki, ABD'de kimi fast-food restoranlarında duvara asılmış şöyle bir yazı görürsünüz: "20 dolardan büyük nakit paralar kabul edilmez".

Eğer bir taksiciye 100 dolar uzatırsanız, size muhtemelen "bu ne amına koduğumun çocuğu?" bakışı atar ve parayı size geri uzatır.

Bu elbette tüm dünyada böyledir, fakat ABD'de daha da fazladır. ABD'de nakit parayla yapılan alışverişin tutarı eğer çok büyük değilse ve nakit parayla ödeme yapacaksanız, ödemeyi ufak paralarla yapmak zorundasınızdır. ABD'de en çok kullanılan para birimi özellikle 1 dolardır.

İşte piramit ve göz sembolünün 1 dolarda bulunmasının nedenlerinden birisi de budur.


Paranın arka yüzünde piramit ve göz sembolü, onun hemen yanında da "IN GOD WE TRUST" (Tanrı'ya güveniriz) mottosu yer alır. Bu motto ve sembolün, ABD'de en çok kullanılan paranın üzerinde yer almasının sebebi; "Tanrı'nız biziz. Efendiniz biziz." mesajı vermek ve insanlara sürekli olarak izlendikleri, aykırı bir davranış yapmamaları gerektiği fikrini dayatmaktır. (Tabi paraya tanrısal bir anlam yüklemek amacı da vardır)

Anlayacağınız, çizgi filmlerde, parada, filmlerde, kliplerde sık sık bu sembollerin kullanılma sebeplerinden birisi, insanları buna alışık hale getirmektir. Verilen mesaj hep aynıdır: "Efendinizi bilin, tanıyın. Unutma ki izleniyorsun."

Yine bir Nickelodeon çizgi filmi. Sağ tarafta açıkça piramit ve göz sembolizmi var. Sorulması gereken soru şu: Bir çizgi filmde neden bu sembolizm?
Yu-gi-oh adlı çizgi filmde sürekli Horus'un her şeyi gören gözü ve piramit sembolizmi kullanılmıştır.
Arthur adlı 1996 yapımı çizgi film.
1987'de yayınlanan DuckTales adlı çizgi filmde arkada "Illuminati'yi soruştur" yazmakta. (video) veya (video)
Ducktales'ın 1990'da yayınlanan ikinci çizgi filminden bir kare.
Yine
Bir başka Cartoon Network çizgi filmi. Kolyeye dikkat.

Bu duruma genellikle "işte internet'te popüler olsun diye yapıyürler" yorumu getiren zeka küpü tipler var. Gerizekalının evladı dünyayı kendi yaşadığı kadar zannediyor çünkü, kendisi bile haberdar olduysa böyle gizli bir örgütün var olamayacağını düşünüyor. Forumlarda, sözlüklerde, Twitter'da, Facebook'ta bu 70 IQ'lu dalyarraklara sıklıkla rastlarsınız. İyi de güzel abicim şu verdiğim örneklerin yarısı 1980'lerin, 1990'ların çizgi filmine ait görüntüler. Ne internet'i o zamanlar? Kim konuşacak bunları? Adamlar bunları benim gibi 2-3 götü boklu blog'unda bahsetsin diye koyuyor çizgi filme zaten, başka bir amaçları olamaz. Be kafasına sıçtığımın sadece inanmak istediği şeye inanan götü boklusu. Senin kibirini sikeyim kibirini.

Zaten bu mantığın da hastasıyım, "işte insanlar inansın diye koyuyorlar bu sembolleri" diyor adam, lan iyi de o zaman o sembolleri koyanlar kim? Gökten mi indi bunlar? Adam dünyadaki siyonist sistemi çözdü tek cümleyle, helal olsun amına koyim. Ders kitaplarında ona öğretilmeyen her şeye "dedikodu, hurafe, komplo teorisi" diyen, bu tutumu sayesinde de kendisini bilim adamı zanneden katıksız orospu çocuğu seni. İnşallah çocuğun karı satıcısı olur ilerde.

Neyse, Konfüçyus'un harika bir sözü vardır; "Dünyayı sözler veya kanunlar değil semboller yönetir" diye. Bu semboller vasıtasıyla kendi veliahtlarına mesaj gönderiyor tepedeki elit zümre. "Bunu yapan biziz, güç bizde" diyor onun yerine başa geçecek veliahtlarına.

Tom ve Jerry'nin şu bölümünde ise alenen satanist bir ayin yapılmakta. Konuyu az çok araştıran çoğu kişi bundan haberdardır zaten, fakat bilmeyenler izlesin derim.

Efendiden mesaj gelir.
Ardından efendi belirir.
Kendisinin Hollywood'un efendisi olduğu söylenir.
Ve efendinin önünde secde edilir 

Bir Disney yapımı olan Güzel ve Çirkin animasyonundan bir sahne vereceğim şimdi de. Gaston aşağı düşer ve gözlerinde fark edemeyeceğiniz bir sembol belirir. (arada giren siyah yazı aldığım video'da vardı, orasını kesemedim, o yazıyı önemsemeyin)

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/dd.swf?attredirects=0&d=1

Elbetteki film esnasında belli olmuyor. Fakat gözlerinde tam 2 kare boyunca bir kurukafa sembolü beliriyor.
Disney daha sonra gelen tepkiler üzerine bu durumu, Gaston'ın öldüğünün iyice anlaşılması için yapıldığını açıklar. Yani o kurukafa sembolü adamın gözlerinde, öldüğünün daha iyi anlaşılması için eklenmiş. He amına koyayım he, zaten dünya da tepsi gibi.

Bu açıklama ile Disney, sübliminal mesaj kullandıklarını kabul etmiş oluyor aslında. Bu sübliminal mesajın çizgi filmde bulunmasını "Gaston'ın öldüğünü daha anlaşılır hale getiriyor" şeklinde savunduklarına göre...

Ant Bully isimli animasyon filmde ise şöyle bir sahne mevcut:


Bir çocuk animasyonunda bu sembolün işi ne?

Unutmayın bunları çocuklar izliyor. Ben bu işlerin "kasıtlı" ve "orospu çocuğu" emeller üzerine yapıldığını adım kadar iyi biliyorum.

Misal şu meşhur Külkedisi Cinderella... 1950'de 3 Oscar adayı olan Cinderella'daki sevimli baş karakterlerden biri bir kedidir. Ve bu çizgi filmde belki de en çok seven toplayan kedinin ismi ise Lucifer'dır. Buyrun filmden bir kesit.

Sevimli Lucifer'ımız bu.
Peki kediye Lucifer ismi vermişler, ne olacak? Şu olacak güzel kardeşim en basitinden. Al sığır jenerasyonun sığır yorumu:

"Lucifer'ı seviyorum lol swh swh"
Lucifer'ın öldüğü sahne Cinderella'dan kesilmiş, sonra bu kesilen sahne Youtube'a düşüyor (belki de fan yapımı bir sondur bu Lucifer'ın ölmesi, ama o konu o değil, Lucifer ölünce yapılan yoruma bak sen, en beğenilen yorum bu:
."Her zaman kedi Lucifer'ı sevdim, biraz kötü de olsa ölmeyi hak etmemişti. İyi ki filmin gerçeğinde onun öldüğü sahneyi kullanmamışlar. Yani neden böyle sevimli bir kediyi (Lucifer'ı) öldürürsünüz ki :D:D:D"

İsmi Lucifer olan karaktere sempatik bir rol ver, Lucifer'ı bile insanlara dolaylı yoldan sevdir. Brava Disney. Bu öyle hafife alınacak bir örnek değil bak paşam. Neden bir kediye Lucifer ismi verip insanlara sevdirirsin. Neden? Amaç ne? Modern olacam diye çocuğuna sikindirik isimler koyan gelir durumu yüksek ailelerin yaptığı türden bir afacanlık değil bu. Afacanlık da değildir bu, bir çizgi filmde Lucifer adında sempatik bir karakter yaratmak, yalnızca ve yalnızca orospu çocukluğudur.

Neyse, Lady Gaga'nın Born This Way klibini incelemiştim eski yazılarımda zaten fakat o yazıyı yazarken şunu ben de bilmiyordum. Konumuz o olduğu için hemen belirteyim, klipte şöyle bir sahne var:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/sessiz.swf?attredirects=0&d=1
Aslında izlediğiniz neydi biliyor musunuz?

Zoom yapılmış, aşağıdan yukarıya doğru sıralanan bu görüntüde bir kurukafa ve ona tapmakta olan insanları izlediniz. Bu figür size zoom yapılarak izlettirildi ve seyredenlerin %99'u bunu farketmedi bile. Kurukafa, Şeytan'ı ve kötülüğü temsil etmekte zira bu sahnede Şeytan'ın doğumundan bahsediliyor klipte. Şeytan sayesinde iyi var, o sayede şeytan ve kötülük iyi olmalıdır fikri. Dualizm öğretisi.

Sembol olayını burada kesiyorum kaynatasızlar. Burada tek tek tüm çizgi filmlerdeki veya kliplerdeki sembolleri gösterecek halim yok. Sadece birkaç örnek sundum ben size. Bu çizgi filmlerin, kliplerin hangi ellerden çıktığı konusunda ve hangi fikirlerin aşılanmaya çalışıldığı hususunda size bir fikir vermiştir umarım. Amacım da oydu yoksa. Oturup her MTV şarkıcısının hangi klipte ne yaptığını anlatmadım ben size. Emsal olsun diye Lady Gaga kliplerini incelemiştim, Kesha'yı, Madonna'yı ayrı ayrı inceleyemem, zira konunun "illümünatü diye bü grup var, şarkıcıları öldürüyormüş" tadına düşmesini istemiyorum. Yeri geldi Rothschild'in tarihçesini anlattım, yeri geldi daha da ciddi konulara değindim, yeri geldi birçok kişi arasında hızla yayılan spiritüalizm (new age) felsefesinin ne kadar tehlikeli sonuçlara vardığını anlattım. Ama sığırın aklında "Lady Gaga'nın götüne yapışan üçgen" olarak kaldı konu. Bu yazı, başlıktan da anlayacağınız üzere medya odaklıydı, o sebeple bunları anlattım. Dünyayı yöneten elit zümre ve sahip oldukları luciferian öğreti, bunlarla sınırlı değildir. Bunlar sadece işin medya yansımalarıdır. Bunu da 50 kere dedim, ama 150 kere de desem yine bu konuya aynı yorumu getirecek olan denyolar var. Bir de top sakalına sıçtığım herifi "illüminati diye bir örgüt varmış, şarkıcıları öldürüyormuş" diye bir köşe yazısı yazmıştı geçenlerde. Arka odasına sıçtığımın bardağı seni.


Şu video'ya göz atarsanız Temel Reis'teki bir sahnede sincaplar "viciruviciru" diye hızlandırılmış bir şekilde konuşmaktalar.

Fakat sincapların konuşmasını ağır çekimde dinlerseniz söyledikleri şunlardır:  "Amerika'nın en çok satan, kaliteli şekerlemeleri, David Price Freeley. Hafiftir, sindirimi kolaydır. Şekerlemelerinizi hemen alın."

Durumu fark eden eleman, bunun seslendirme esnasında bir aktör tutmaktansa, bir radyo reklamını kullandıklarını ve bu yüzden olabileceğini söylüyor. E yani gerçekten öyle de olabilir fakat bu bana biraz "fazla" iyi niyetli bir yorum olarak geldi ehehe.

Şimdi çizgi film faslını sona erdiriyoruz. Biliyorsunuz medyadan da bahsedeceğimi söylemiştim. Sadece çocuklara veya gençlere değil, herkese yönelik bilinçaltı mesajlarına bakalım şimdi de. Şimdi sizlere göstereceğim örnek gerçekten de sinir bozucu.

Hani eskiden televizyonlar gece yarısı yayınını İstiklal Marşı eşliğinde kaparlardı ya, işte aynı mevzu ABD'de de bir marş yayınıyla yapılıyor. 1960'da ABD'deki çoğu kanal, gece yarısı yayını kapatmadan önce şu marşı yayınlıyor:


https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/0_National_Anthem_1960s_TV_Station_Sign_Off.swf?attredirects=0&d=1 Gördüğünüz üzere marşın bir dizesi giriyor, daha sonra o dize siliniyor ve marşın diğer dizesi ekrana geliyor. Bu böyle 1 dakika boyunca sürüyor. Fakat bu esnada 1960'ların Amerikalısı "bilinçli" olarak olmasa da ne okudu biliyor musunuz?

Bu yayını ağır çekimde izleyince görüyoruz ki, bu marş esnasında araya ekstradan bazı harfler giriyor. Buyrun ağır çekimi:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/0_National_Anthem_TV_Sign_off_Slowed_Reveals_Subliminal_Messaging.swf?attredirects=0&d=1
Şimdi o araya ekstradan giren ve ekranda yaklaşık olarak 0.1 saniye kadar beliren harfleri kare kare inceleyelim. Yayının kalitesi kötü olduğundan tam net olmasa da, birçoğu anlaşılıyor. Altını çizdiğim harfleri okuyun:

Rebellion is not tolerated. Obey. Consume. Obey. Consume.
Türkçe meali: İsyan hoş görülmez. İtaat et. Tüket. İtaat et. Tüket.

Hiçkimse bunları okuduğunu fark etmiyor, eğer haberiniz olmasaydı hızlı çekiminde siz de buna dikkat etmeyecektiniz. Fakat işin kötü ve gerçek yanı şu ki, bunları izleyen her ABD'linin bilinçaltı, olan biten her şeyi depoladı bile.

Sanırım insanoğlunun orospu çocukluğunda ulaşabileceği maksimum nokta neresidir hep beraber görmüş olduk.

Tek bu dize değil elbette, marşın ağır çekim video'su şu link'te mevcut. Eğer benim yukarıda hazırladığım altı çizili kelimelerin net gözükmediğinden dolayı ikna olmadıysanız, lütfen bu ağır çekim versiyonunu seyredip kendi gözlerinizle görün durumu. Her şey olabildiğince net, Karagümrük çocuğuyum diyorum lan, benim sözüm senettir. Bu 1 dakikalık yayında verilen sübliminal mesajların tamamı şunlar:

"Trust the Government God is Real God is Watching Believe in Government God Rebellion Is Not Tolerated Obey Consume Obey Consume Trust the US Government God is Real God is Watching Believe In Government God Rebellion is Not Tolerated God is Real God is Watching Obey Consume Obey Consume Worship Consume Believe Do Not Question Government Believe in Government"

Meali: "Hükümete güven. Tanrı gerçektir. Tanrı izliyor. Hükümetin Tanrı olduğuna inan. İsyan hoş karşılanmaz. İtaat et. Tüket. İtaat et. Tüket. ABD Hükümetine güven. Tanrı gerçek. Tanrı izliyor. Hükümetin Tanrı olduğuna inan. İsyan hoş görülmez. Tanrı gerçek. Tanrı izliyor. İtaat et. Tüket. İtaat et. Tüket. Tapın. Tüket. İnan. Hükümeti sorgulama. Hükümete inan.

Böyle işte hafız. Bunun gerçek olduğuna inanası gelmiyor insanın, zaten buna tepki de göstermişler fake'tir diye ve ortaya aynı çekimin bir başka versiyonunu atmışlar "bakın bunda sübliminal mesajlar yok" iddiasıyla.

Fakat bunun fake olması gerçekten de zor. Zira "gerçek" olduğu iddia edilen ve sübliminal mesaj içermeyen versiyon, sübliminal mesajlı versiyondan alan olarak daha ufak. Şöyle ki:


Göreceksiniz ki üsttekinde yarısı gözüken binaların, alttaki versiyonda tamamı gözükmektedir. Yani bu durumda alttaki versiyonun, yani sübliminal mesajlar içeren video'nun gerçek olma ihtimali çok daha fazladır. Zira bu video'nun "sahte" olması için, her sahnede yarısı gözüken binaların, heykellerin, otların geri kalanının da çizilmiş olması gerekir. Ki bu da oldukça zorlama bir ihtimaldir.

Sanırım ortada iki ihtimal var.

Ya ABD'de bazı televizyon kanallarına sübliminal mesaj içeren versiyon, bazılarına ise sübliminal mesaj içermeyen versiyon verildi. Ve bu durumda bazı kanallarda sübliminal mesajlı olan versiyon, bazılarında sübliminal mesaj içermeyen versiyon yayınlandı.

Ya da bunun fake olduğuna insanları inandırmak için bu video'daki sübliminal mesajları temizleyip internet'e koyacak kadar hasta ruhlu insanlar var dünyada. Bunun örneklerini çok gördüm, hiç şaşırmayın.

Şunu da unutmayın ki, 1960'da bu bokları yiyen, şimdi neler yapmaz. Yapıyorlar da zaten.

John Carpenter'ın They Live adında harika bir filmi vardır. Film aptal bir uzaylı muhabbetine bağlanıyor gibi görünse de aslında en sağlamından bir sistem eleştirisidir ve insanlara gözlerini açmasını öğütleyen harika bir yapımdır. Şöyle ki, başrol karakterimiz bir gözlük bulur ve bu gözlüğü takınca dünyayı farklı görmeye başlar.

Örneğin:

Reklama çıplak gözle baktığında gördüğü budur.
Fakat gözlüklerini takar ve aslında o reklamın verdiği gerçek mesajı görür:
İtaat et. 
Karayipler'e gel... diyen bu reklama da gözlükleriyle bakar ve  bu reklamın ona verdiği tek mesajı da görür:
Evlen ve çoğal. 
Ardından etrafa bakar ve gördükleri şunlardır: 8 saat uyu, 8 saat çalış. Rahat et. Tüket. Televizyon izle.  Boyun eğ. Satın al.

Kitap ve dergi raflarında da yine aynı mesajları görür: Otoriteye itaat et. Özgür düşünceye yer yok. Tüket. Fikir yok. Evlen ve çoğal.

Ardından paraya da gözlükleriyle bakar ve:

"Bu sizin Tanrı'nız" yazdığını görür. ABD parasının üzerinde "In God We Trust" yazmasının yegâne mantığı, paranın Tanrı olduğu fikrini insanlara vermektir. Zira bu para eline defalarca geçer ve oturup da bu parayı ciddi ciddi incelemezsin. Sürekli eline geçen bu para üzerindeki "God" (Tanrı) ifadesini görür ve Tanrı ile para arasında bir ilişki kurarsın.
Gözlükleriyle televizyona baktığında ise güven verici masallar okuyan bir siyasetçi görür, arkasında "itaat edin" emriyle beraber.

They Live güzel filmdir. Yönetmeni olan John Carpenter da şu meşhur Nuri Alço müziğini yapan adamdır aynı zamanda. Bambarababambabam bambarababambabam diye melodisi vardı ya lan hani ehehe.

Neyse konuya dönüyorum. Sizlere son birkaç yıldır İngiltere'de çok moda olan bir şeyi göstermek istiyorum:

Üzerinde "İTAAT ET" yazan şapkalar... Bu nasıl bir moda?
Moda işte.

Misal şu video'da Sharpie adlı kalem firmasının bir reklamı vardır ve ekranda çok az bir süre boyunca beliren görüntü şudur:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/z3.swf?attredirects=0&d=1
Stop Protesting! Protesto etmeyi bırak!
Manchurian Candidate filminin bir sahnesinde, araba camında şöyle bir yansıma belirir kısa bir süreliğine:



Harika bir sübliminal mesaj örneği. Yine çıktı karşımıza "obey". Yani itaat et. Bunun fake olduğunu düşünen internet'ten filmi indirsin ve 51:46'da durdursun.

İnsanlar genellikle bu tür şeylerden veya reklam kampanyalarından etkilenmediklerini düşünürler, fakat aslında herkes etkilenir.

Örneğin şu haberde yapılan bir deneyden bahsediliyor. 90 dolarlık aynı şaraptan iki şişe alırlar. Şişelerden birini $90 etiketiyle, diğerini ise $10 etiketiyle tattırırlar deneklere. Deneklerin çoğu 90 dolarlık etiketi olan şarabın daha lezzetli ve daha kaliteli olduğunu söylerler. Fakat işin ilginci, bu denekler yalan söylememektedir. Deneklerin beyinlerine özel bir cihaz bağlarlar ve görürler ki beyin gerçekten de 90 dolarlık şarabı, 10 dolarlık aynı şaraptan daha lezzetli olarak algılar. Ta ki siz ikisinin de aslında aynı şarap olduğunu öğreninceye kadar...

Pepsi paradoksu gibi yani. Deneklere A ve B adlı markasız iki kolayı tattırdıklarında, deneklerin çoğu A'nın daha lezzetli olduğunu söyler. Ardından deneklere Pepsi ve Coca Cola'yı tattırırlar ve deneklerin çoğu bu sefer Coca Cola'nın daha lezzetli olduğunu söyler.

Oysa az önce tattıkları ve çok beğendikleri A kolası, bildiğimiz Pepsi'ydi. Beğenmedikleri B kolası ise Coca Cola'ydı. Bunun en büyük sebebi, reklamları sayesinde Coca Cola'nın daha prestijli bir intiba bırakmış olmasıdır. Bu Pepsi paradoksu öyle Pepsi'nin yaydığı bir şehir efsanesi değil, deneyleri de yapılmış gerçek bir olaydır.

Sorduğunuzda hiç kimse aslında ufacık olan fakat reklamda koskocaman gösterilen hamburger reklamından etkilenmediğini söylenir. Zira reklamda Güliver'in öğle yemeğiymiş gibi kocaman duran o hamburgerin zaten o kadar büyük olmadığını biliyordur ve kendisi bu numaralara gelmezdir, külyutmazdır, insan sarrafıdır, çıkarmadan 4 posta kayar, cinsellik onun için ikinci plandadır, Ahmet Kaya'nın da fikirlerini değil müziğini beğenir bu amına koduğumun yapmacık klişeci götvereni. Fakat bu tür reklamlardan gayet de etkilenirler, bilinçaltları sağ olsun.

"Ne salaklar abi yea, işe yarıyomuş gibi hala 99,90 lira etiketi koymuşlar. 100 lira desene şuna amına koyim". Evet bak hakkını yemeyeyim, sen belki gerçekten etkilenmiyor olabilirsin bundan, fakat senin gibi etkilenmediğini söyleyen insanların büyük çoğunluğu etkileniyor bu basit numaradan. Milyarlarca dolarlık reklam sektörü böyle boş ve işe yaramayan yöntemlere milyar dolarlarını harcamaz.

Biraz da haberlere bakalım. CNN'deki şu haberin 28. saniyesinde garip bir flaş patlar. Aşağıda 5 saniyelik bir kesit aldım, gözünüzü kırpmadan seyredin ki fark edebilesiniz:
https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/z2.swf?attredirects=0&d=1
Anlık giren o görüntüyü fark ettiniz mi? Fark etmiş olsanız bile ne gördüğünüzü anlamadınız. Arada 0.1 saniye kadar patlayan flaş şudur aslında:

Yeni Umut Baptist Kilisesi. Ve görüntünün sağında yer alan baptist kilisesi için oraya yönelmiş "Tek Yol -->" diyen bir levha bulanmakta.
Kaza mı? Belki. Ama bir kaza için oldukça çok profesyönelce bir olay ve nedense bu kazada da bir "mesaj" içeren bir görüntü ekrana giriyor.

Bir başka habere bakalım, bir vatandaş tarafından kaydedilmiş bir görüntü. Haber bitince yayınlanan fragman arasında kısa bir görüntü beliriyor:
https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/z4.swf?attredirects=0&d=1
O ne olduğunu fark etmeden gördüğünüz flaş patlaması, aslında bu görüntüydü. Ölü bir insan bedeni.
Eğer bunlara "kaza" diyorsanız, birazdan göstereceğime de kaza demek zorundasınız.

Bu görüntüyü kaydeden birçok kişi var, haydi ben Youtube'da en çok izlenilenini koyayım buraya örnek olarak. Haberlerde fragman arasında şu görüntü giriyor:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/0_Freakish_Severe_Weather_Intro_Transition_on_WSMV_8_17_2012.swf?attredirects=0&d=1
 İzlediğiniz ise tam olarak buydu:



Bir reklamdan kalan Dandruff şeytanının bir görüntüsü bu ve reklam yanlışlıkla yayının arasına giriyor ve yarıda kesiliyor. Valla açıkçası, ben bunun da "kaza" olduğunu düşünmüyorum fakat kararı yine de size bırakıyorum kaynatasızlar. Neden özellikle bir şeytan figürünün olduğu reklam bu "kazaya" denk geliyor? Neden bir şeytan figürü? Ve neden bu kadar çok "kaza"? Neden özellikle korku aşılayan şeytani imgeler?

3 Nisan 2011'de Comedy Central'de Two and a Half Men'i seyreden İngiliz bir çocuk, reklam arasında bazı tuhaf yazıların girdiğini fark ediyor ve ardından babasına durumu söylüyor. Sonra yayını geri sarıp bakıyorlar ki çocuk doğru söylüyor, 0,5 saniye kadar ekranda uzun uzun yazılar kalıyor, her reklamın arasında yapılıyor bu:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/z5.swf?attredirects=0&d=1
Bunun gibi birçok tuhaf mesaj veriyorlar. Bunun ve reklam arasında giren diğer tüm metinlerin oturup çevirisini yapmayacağım artık, zaten kafa karıştırıcı tuhaf, çok büyük anlamlar yüklenmemesi gereken tırıvı mesajlar bunlar. Ayrıca1 ay sürdü bu yazıyı yazmam ve artık yoruldum amına koyim acıyın bana ehehe. Fakat şunu da belirtmek istiyorum:
Bu reklamlarda siyaha boyanmış tüm kelimelere ayrı ayrı bakarsanız, o özellikle siyaha boyanmış ve diğerlerine nazaran dikkat çekici olan bu siyah kelimelerin şunlar olduğunu göreceksiniz:

"Breed with caution" (Dikkatle üreyin)
"Time to panic" (Panikleme zamanı)
"Subliminal mind control" (Sübliminal zihin kontrolü)
"Brainwashing" (Beyin yıkama)
"Elite Empowered" (Elitler yetkilidir)
"Truth Means Nothing" (Hakikat hiçbir şeydir)

Tabi ki bu metinler yeteri süre kalıyorlar ekranda ve tam anlamıyla sübliminal mesaj demek doğru olmaz. Fakat yine de kasıtlı olarak yapılmış, insanlara korku vermek amaçlı, ibnece bir iş.

Ben şu Discovery Channel tayfasına pek tamah etmem. Fakat yine de bunların bir belgeselini seyrediyordum. How Stuff Works (İşler Nasıl Yürür) adında Discovery Channel'a ait bir programları var. Bu yazının başında kendisinden bahsettiğim Edward Bernays ile ilgili kısa bir belgesel seyrediyordum ki arada bazı flaş patlamalarının olduğunu fark ettim. Sonra internet'e baktım başka fark eden var mıydı bunu diye ve vallaha vardı. Bu How Stuff Works programı "onlar, sizin bunları bilmenizi istemiyorlar" tadında böyle ilginç konulardan bahseder. Yine de seyrederim arada, ne var ne yok diye. Misal Edward Bernays'ten bahsettikleri bu belgeselde de yine elitlere gönderme yaparlar akıllarınca.


İşte sizi onlar kontrol ediyor, böyle böyle yapıyürler tadında şeyler anlatırlar. Bu esnada malumunuz artık bu blog'da da meşhur ettiğimiz Horus'un her şeyi gören gözü ve piramit sembolizmini de gösterirler. Tamam bunda sıkıntı yok, adamlar bu konulardan bahsediyorlar zaten.

Fakat link'ini verdiğim video'da 3:58'e gelin ve birkaç saniye seyredin, şunu göreceksiniz:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/0_Edward_Bernays_2_Selling_War_Stuff_They_Don_t_Want_You_To_Know.swf?attredirects=0&d=1
Bu 0.1 saniye kadarlık flaş patlamasının sebebi nedir? Sizin bilinçli olarak algılayamayacağınız şu görüntüyü bilinçdışınıza vermektir elbetteki. Bu, Discovery Channel tayfasının da sübliminal mesaj kullandığının %100 ispatıdır.

Zaten hemen hemen tüm medya ağı onlara aittir ve "gerçekleri bizden gizliyürler" tadında yayın yapan bu taşaklı kanallara da kesinlikle güvenmeyin. Seyrettiklerinizin yarısına inanın. Anlattıkları ya sizin bilmeniz gereken kadarıdır, ya korku politikası yaratmak amaçlıdır ya da içerisine doğrular serpiştirilmiş yanlış fikirlerden ibarettir. Eğer samimi olsalardı, gerçekten insanlara "gerçeği" anlatmak amacında olsalardı, şu September Clues'da anlatılanları da anlatırlardı. Fakat her 11 Eylül yıldönümünde aptal aptal "belgesel"ler yayınlarlar ve bu 11 Eylül temalı sözüm ona belgesellerde "bakın biz komplo teorilerine de yer veriyoruz" diyerek 11 Eylül'ün CIA tarafından düzenlendiğini söyleyen insanların görüşlerine "komplo teorisi" yaftası vururlar. Çünkü saçma olan ve desteksiz sallanan teorileri ekrana çıkarırlar ve bu zaten saçma olan teorileri çürüterek 11 Eylül'ün bir El-Kaide işi olduğuna insanları iyice inandırırlar.

Fakat nedense 11 Eylül günü yayın yapan 5 ABD kanalının da tek merkezden yönetildiğine, uçak diye bilgisayar animasyonlarının yayınlandığına, aynı kadının aynı "Oh my God, Jesus fucking Christ" bağırışının ne hikmetse 3-4 farklı video'da yer aldığına, "gördüğümüz şey füzeydi" diyen görgü tanıklarına, ağzından "füze" lafı kaçıran spikerlere, bir kanalda gözüken helikopterin aynı açıdan çekim yapan başka bir kanalda gözükmeyişine, 11 Eylül'de öldüğü iddia edilen insanların tüm fotoğraflarının birbirine benzediğine hiç yer vermezler.

Amına koduklarım sizi.

Şimdi sizleri başka bir yere çekmek istiyorum. Bir Amerikan vatandaşı, 11 Eylül'ü yapanlarla kendi hükümetlerinin işbirliği içinde olduğuna kolay kolay inanmaz. Ona göre pis teröristler saldırmıştır Amerika'ya. Kendi başına böyle bir şey gelmeyeceğine, kendi insanlarının onu kandırmayacağına inanarak hükümetini sahiplenir. Zira ABD'li, ona ne kadar delil sunarsan sun, bu durumu kabul etmek istemez. Fakat ABD'li olmayan birisi eğer önünde yeterince delil varsa gerçeğin ne olduğunu bu gereksiz duygusallığa kapılmadan kabul edebilir. Bunu şuraya bağlayacağım, kabul etmesi size de zor gelebilir fakat bu yöntem bazı eski Yeşilçam filmlerinde de kullanılmış durumda.

Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı filmi'nin açılış jeneriğine bakalım şimdi:

https://sites.google.com/site/sikkodepo/home/zz.swf?attredirects=0&d=1 Halit Akçatepe isminden hemen önce Münir Özkul'un bir görüntüsü girer ve o sahneden önce de şu kare gözükür kısa bir süreliğine:


Bu video'nun 42. saniyesinde, bu video'nun ise 22. saniyesinde durumu kendiniz de görebilirsiniz.

Şimdi Yeşilçam'dır bu, kazadır, özensizliktir diyebilirsiniz. Ben de öyle demiş, üstünde pek durmamıştım. Ta ki aynı manzarayı Süt Kardeşler'de de görene kadar.

Bu da Süt Kardeşler'de çıkan sahne:


Yine aynı kadının görüntüsü Süt Kardeşler'in jeneriğinde de yer almakta. (bu video'da 3:08)

Tabi bu kadın 1 saniye kadar ekranda duruyor, buna pek de sübliminal mesaj demek doğru olmaz fakat yine de artniyetli bir iş. Yeşilçam'ın sübliminali de bu kadar oluyor zaten amına koyim.

Ayrıca şöyle de bir durum var. Bunu sonradan fark etmiş olacaklar ki, bu filmlerin televizyonda yayınlanan versiyonlarında jenerikleri değiştirmişler.

Bu, zamanında sinemalarda yayınlanan ve jeneriğinde sübliminal mesaj bulunan versiyon. Bunu jenerikteki yazıların eskiliğinden ve isimlerin sağa-sola titremelerinden de anlayabilirsiniz seyrederken

Bu ise televizyon için sonradan hazırlanmış ve sübliminal mesaj içermeyen jenerik. Bunun yeni ve değiştirilmiş versiyon olduğunu da jenerik yazılarının kalitesinden anlayabilirsiniz seyredince.

Bizimkiler de yemişler yani bu bokları. Fakat şu da var ki, bir sinema filminin jeneriğine neden çıplak kadın figürü yerleştirirler? Bu fragman değil, jeneriktir. Yani bu jeneriği zaten biletini alıp sinemada filmini izleyen adam izliyor, her türlü satmışsın sen biletini zaten o adama. Neden sırf ona yönelik bir sübliminal mesaj uyguluyorsun? Ben bunun altında ibnelik ararım.

Bu durumdan tabi oyuncuları falan da mesul tutmuyorum, ne alaka amına koyim?

Fakat akıllara da şöyle bir soru işareti takılıyor...

Hangi orospu çocuğu yaptı lan bunu?

Evet kaynatasızlar, sübliminal mesaj faslını burada sonlandırıyorum. Müsadenizle sizleri başka bir yere çekeceğim birazdan. Fakat önce biraz beyin fırtınası yapmak istiyorum.


Bilinçaltı veya bilinçdışı, gerçekten de sandığımızdan çok daha etkili bir mekanizmadır. Bilinçaltına yakın tarihe kadar bilim dünyası "abartılmış bir balon" gözüyle bakıyordu, fakat sonra öküzün bacağının öyle olmadığı iyice anlaşıldı. Zaten Tavistock'ta insanlığın yararına (!) bilimsel çalışmalar yapanlar ve elitler, bu işin böyle olduğunu çoktandır biliyordu.

Bilinçdışının aslında aldığımız kararlarda, tahminlerimizde ve davranışlarımızda ne kadar etkili olduğunu anlatmak için size şöyle bir örnek vereyim kendimden.

Geçen gün bi arkadaşım bana "Bismillahirahmanirrahim'de kaç harf var?" diye sordu durduk yerde, ben de "ne bileyim lan, göz kararı 23-24'tür herhalde" dedim. Sonra saydı bu, sahiden de 23 tane çıktı. Bana da Rain Man muamelesi yaptı, "o nasıl bi göz kararı lan manyak?" dedi ehehe.

Aslında benim göz kararı yaptığım 23-24 tahmininin doğru çıkması, şans eseri değildi. Zira bilinçdışımız gerçekten de şimdiye kadar algıladığımız, anlamlı anlamsız bütün verileri bir araya getirir ve bize makul bir tahmin sunar.

Biz gün esnasında sürekli bilinçdışımıza uyarak birçok davranış sergiler, birçok karar alır, bir çok tahmin yürütürüz. Ve tahmin yaparken de "Bu konuda hislerime güveniyorum", "İçgüdülerime uyacağım", "Altıncı hissim kuvvetlidir" gibi mistik açıklamalar ileri süreriz.

Oysaki bizim "içgüdü" zannettiğimiz çoğu şey, aslında bilinçdışımızın bize o tozlu raflarından derleyerek sunduğu uyarılardır.

İşin tehlikeli boyutu ise, bilinçdışımız bize her zaman "doğru" olan tahmini sunmaz. Böyle bir şey mümkün olsaydı eğer, insanlar hayatları boyunca hep en doğru olan kararları verirlerdi. Veya şans oyunu firmaları bu kadar müthiş kârlar elde edemezdi, bilhassa İddaa falan.

Gel konuyu biraz daha değiştireyim. Ha bu arada "şu an" anlattıklarımın bilimsel olduğu iddiasında falan da değilim, ben sadece şahsi gözlemlerimi anlatıyorum burada. Zaten psikiyatri ve psikoloji bilimleri de genellikle genellemelerden yola çıkarak hareket ederler ve benim bu saydığım gözlemler de önyargılarından kurtulmuş bir psikiyatristin dikkate alacağı önerilerdir. Zaten bilim kabullerine uyarsak 50 yıl önce sigara yararlıydı, 30 yıl önce bilinçaltı o kadar da etkili olmayan bir mekanizmaydı, 10 yıl önce Plüton gezegendi.

Sinemada ve edebiyatta "foreshadowing" diye bir yöntem vardır. Bu yöntem genellikle sembollerle yapılır. Yöntemin isleyiş prensibi şudur; semboller veya önemsizmiş gibi gözüken kısa sahnelerle, sonra gerçekleşecek olaylara göndermeler yapılır. Tabi foreshadowing yaparken bu dozu tutturamazsanız, filmin sonunu belli edersiniz ki bu yöntemin sıçıp batırılarak yapıldığı nice eserler de vardır. Fakat ustaca yapılan foreshadowing'ler gerçekten de başarılıdır ve takdiri hak eder. Alfred Hitchkok'un Pscyho'su, bir zamanlar herkesin hastası olduğu Lost dizisi bu yöntemi sık sık kullanmıştır.

Şimdi size bazı usta foreshadowing örnekleri göstereyim:

Kubrick reyiz Eyes Wide Shut'ta bu yöntemi ustaca kullanmıştır. Bu sahnede kızın odasında soldaki duvarda pagan maskeleri, sağda ise güneş sembolizmi vardır.

Ve filmde birkaç sahne sonra böyle bir pagan ayini yapılır.

Terminator 2'de de bu yöntem yine ustaca yapılır. Bir kavga sahnesinde bu terminator, bu şekilde rengi metalik gri olan bir cansız mankenle göz göze gelir ve "bu ne amağagoyim" bakışı atar.
Fakat birkaç sahne sonra öğreniriz ki bu terminator, sıvı metalden yapılma ve her şekli alabilen türde bir  makinedir.

Bu da Esaretin Bedeli'nin ortalarında geçen bir sahne. Eğer filmi seyretmediyseniz bu ve bunun altındaki fotoğrafa yapacağım yorumları okumayın. Andy bir kütüphane kurar hapishanede ve kütüphanesine bağışlanan kitaplar arasında Monte Kristo Kontu da vardır, yazarı Alexander Dumas'tır, bu arkadaş da Dumas'ı "dumbass" diye okur, güler eğlenirler.

Bu esnada Andy, "Monte Kristo Kontu'nu okumadın mı? Okusan beğenirsin, bir kaçış hikâyesidir" der. Zira Monte Kristo Kontu'nda hapisden çıkan Edmond Dantes sabırla ve umutla bekler, ardından kendine ihanet edenlerden intikamını  alır. Tıpkı Andy'nin hapishaneden kaçtıktan sonra, hapishane müdüründen ve baş gardiyandan intikamını alması gibi.

Bunlar ancak çok dikkatli izleyicilerin ilk seyredişlerinde fark edebileceği ve genellikle de filmi ikinci seyredişlerinde anlayacağı göndermelerdir.

Peki foreshadowing yöntemi neden kullanılır? Neden kimi zaman filmin sonunun anlaşılması riskine bile yol açmasına rağmen bu yöntem kullanılır? Birçok sebebi vardır elbette, sayayım. Öncelikle genellikle iyi filmlerde bu foreshadowing'leri fark etmezsiniz ve ancak filmin sonuna geldiğinizde "aaa böyle böyle bir sahne vardı lan, anlamalıydım" tepkisi verirsiniz. Veya bunları ancak filmi ikinci seyredişinizde anlarsınız ve hikâyenin kurgusunda böyle detaylar olduğunu görünce esere olan saygınız artar, daha fazla etkilenirsiniz. Bunun sebebi size "Bu hikâyedeki basit detayların bile bir anlamı vardı, her şey kurguya dahildi, bu öyle alelade kafaya estikçe yazılmış bir hikâye değildir" mesajı verilmesidir. Bu durumda hikayeye ve yazarına karşı saygınız artar, daha fazla etkilenirsiniz.

Bir diğer etken ise bilinçdışının kudretidir.

Verdiğim örnekleri göz önünde bulundurun. Zengin iş adamlarının pagan maskeleri takıp tuhaf seks ayinleri yapması size pek de gerçekçi gelmeyecek bir olaydır (en azından beni okumuyorsanız ehehe), fakat film esnasında Kubrick reyisin bir odanın duvarına serpiştirdiği pagan maskeleri, sizin bu zor kabul edilebilecek olayı bile daha kolay hazmedebilmenize, gerçekçi bulmanıza yardımcı olmuştur. Zira siz bilinçli olarak farketmeseniz de, bilinçaltınız anlamlı-anlamsız her türlü detayı emen bir kara deliktir.

Yine aynı şekilde sıvı metalden yapılmış ve her şekli alabilen bir makinanın varlığına inanmanız da zordur. Fakat foreshadowing'ler, siz o an fark etmeseniz bile sizi o dünyanın içine sokarlar. Bu sıradaşı hikâyeleri gerçekçi olarak kabul etmenize yardımcı olurlar.

Bu son anlattıklarım da yalnızca bilinçdışının aslında bizim bilinçli zevklerimiz ve kararlarımız üzerinde ne kadar etkili olabileceğininin göstergelerinden birkaçıdır.

Peki ya sübliminal mesajlar? Onlar da bu kadar etkileyici midir?

Elbette etkileyicidirler fakat en başında dediğim gibi, sizi solcuyken sağcı yapabilecek, dindarken ateist yapabilecek, Fenerli'yken Galatasaraylı yapabilecek bir sübliminal mesaj yoktur. Bunların çoğu bir araya gelirse ancak etkili olabilirler. Ve sırf şu yazıda gördüğünüz örnekler de zihninizin "sürekli" sübliminal mesaj bombardımanına uğradığının bir göstergesidir.

Yazının başında sizlere medyanın manipülasyon yöntemlerinden bahsedeceğimi de söylemiştim.

Şimdi gelin, medyanın ne kadar gavat olabileceğini örneklerle inceleyelim.

Birazdan anlatacağım analiz, 3 parçalık bir Youtube video'sunda yapılmıştır ve tek kelimeyle harikadır. Fakat bu video'ların izlenme sayıları elbette 5.000 ve 2.000 civarındadır. Video link'i budur, İngilizce'si olanlar arzu ederlerse seyretsinler, diğer parçaları da sağ tarafta çıkıyor zaten. Biliyorum yazı oldukça uzadı kaynatasızlar, fakat bu, belki de bu yazının en önemli kısmı olacaktır. Lütfen buradan sonra yazacaklarımı dikkatle okuyun.

Bu zat Fox News'un sunucusudur. Çaktırmadan alaycı bir ifade ile "Wisconsin Üniversitesi'nden bir profesörü dinleyeceğiz birazdan, kendisinin bazı 'komplo teorileri' var" gibisinden laflar ederek sunumunu yapar.
Yayına bağlanan delikanlı profesör budur ve "Müslümanların büyük çoğunluğu 11 Eylül'ün içten düzenlenmiş bir olay olduğunu düşünüyorlar" der.
Profesör öyle deyince bizim sunucu hemen lafa girer ve "Okay, that's your opinion" (Tamam, bu sizin kendi fikiniz) der. Bu muazzam bir manipülasyon örneğidir. Zira "bu senin düşüncen" dediğin anda, karşındaki adamın "gerçek" doğruları söylemediği ve sadece kendi düşüncelerini söylediği imajı yaratırsın. Oysa "Müslümanların çoğunluğunun 11 Eylül'ün planlanmış bir iç saldırı olduğunu düşünmesi" kişiden kişiye değişen bir fikir değil, nesnel bir yargıdır. Örnek vereyim: Ahmet diye bir arkadaşının olduğunu ve Ahmet'in "ben komünistim" dediğini düşünün, "bu Ahmet'in görüşüdür" diyebilirsiniz bu durumda. Fakat siz "Ahmet bana komünist olduğunu söyledi" derseniz, kimse size "bu senin görüşün" diyemez, zira siz Ahmet'in düşüncelerinin ne olduğunu iletmişsinizdir. Bu durumda "Müslümanların çoğu 11 Eylül'ün bir iç saldırı olduğunu düşünmektedir" derseniz, bu da nesnel bir yargıdır ve sizin düşünceniz olamaz. Ayrıca gerçekten de Müslümanların büyük çoğunluğu 11 Eylül'ün iç saldırı olduğunu savunmaktadır. Devam edelim.
Ardından profesör "2,5 yıl boyunca ciddi araştırmalar yaptım ve ben de 11 Eylül'ün kurmaca bir saldırı olduğuna ikna oldum" der ve haberin altyazısı hemen değişir..Profesör bunları dedikten hemen sonra Fox TV'nin ekrana koyduğu banner'da yukarıda görüldüğü üzere şunlar yazar: "Profesör 11 Eylül hakkında komplo teorileri mi öğretiyor?" Bu altyazının koyulma sebebi, bu adamın dediklerinin ciddiye alınmaması ve insanlara şu şekilde tanıtılmak istenmesidir:  Koskoca profesör olmuşsun, çocuklara sen bu "saçma komplo teorilerini" mi öğretiyorsun?
Aynı altyazı hala ekranda durmaktadır. Bu esnada hemen Fox News stüdyosundaki sözde uzman (sol taraftaki) lafa girer.  Bu esnada, sol taraftaki sözüm ona "uzman", profesörle konuşurken asla kameraya bakmaz, yani profesörle göz kontağı kurmaz. Konuşurken sıkılıyormuş gibi bir tavır sergileyerek, ustaca sağdaki profesörün ciddiye alınacak biri olmadığı izlenimini verir. Ardından Fox News uzmanımız yine  "Yani siz 11 Eylül'ün bir iç saldırı olduğuna inanıyorsunuz" der. Ve özellikle "inanıyorsunuz" kelimesini kullanır, yani "inanıyorsun", gerçek değil, bu sadece senin "inancın".
Soldaki "uzman", uzun süre profesörle göz kontağı kurmaz, önündeki kağıtlarla meşgul olur. Profesör söze girmek istediğinde, soldaki arkadaş hemen konuya müdahalede bulunur ve yukarıda görmekte olduğunuz "O.K." işaretini yapar. Bu işaretin izleyicide uyandırdığı izlenim şudur: "Bu adam gerçekten de konusunda uzman ve dedikleri dinlenmeye değer şeyler. Bu tartışmada otorite o."
Soldaki Fox News adamı, bizim profesöre şu soruyu sorar: "Gerçekten de kişisel olarak 11 Eylül'ün bir iç saldırı olduğuna inanıyor musunuz?" Buradaki anahtar kelimeler şunlardır: "kişisel olarak" ve "inanmak". Çünkü insanların gözünde inanmak; bilmek değildir. Ve "kişisel olarak" yine senin inandırıcılığını bitiren bir hitap şeklidir. Zira tüm dünya, bizim sahip olduğumuz televizyon kanalları, gazeteler ve bütün insanlar, 11 Eylül saldırısını Arap teröristlerin yaptığını "biliyor"dur. Peki sen "kişisel olarak başka bir şeye mi inanıyorsun?"

Ve dikkat edilmesi gereken bir başka olay da, profesöre sorulan ilk sorunun şu olmasıdır: "11 Eylül'ün bir iç saldırı olduğuna inanıyor musun?". Bu bir evet-hayır sorusudur ve size gerekçelerinizi açıklama şansı vermez. Hatta soruyu soran satılık Fox uzmanı, bu soruyu sorduktan sonra "Yes or no?" der, yani "yalnızca evet veya hayır de, ona göre bilelim".

Şöyle bir örnek vereyim, Galileo olduğunuzu ve tüm insanların da Dünya'nın dönmediğini kabul ettiğini düşünün.

Elinizde birçok deneysel gözlem, delil ve ispat vardır. Fakat tüm insanlar dünyanın dönmediğini adı gibi bilmektedir. Günümüz insanları dünyanın döndüğünden ne kadar eminlerse, o günün insanları da dünyanın dönmediğinden o kadar emindirler.

Ardından Galileo olarak sizi engizisyon mahkemesine çıkarıyorlar ve size sordukları ilk soru şu oluyor: "Dünya'nın döndüğüne inanıyor musun? Evet veya hayır de!"

Siz bu soruya "Evet, Dünya dönüyor!" diye cevap vererek konuşmaya başlarsanız, sıçarsınız. Zira sizi dinleyenlerin %90'ını kaybedersiniz. Bu saatten sonra göstereceğiniz hiçbir delil, hiçbir kanıt, ciddiye alınmaya değer değildir, çünkü zaten saçma bir şey söyleyeceksinizdir.

Neyse biz devam edelim Fox ekranlarındaki orospu çocukluğuna:

Bizim profesör de boş adam değildir elbette ve karşısındaki takım elbiseli lavuğun işinin onun itibarını düşürmek olduğunu anlamıştır. Profesör şöyle cevap verir bu soruya: "It's not that simple. I do know. I do not believe" (Bu o kadar da basit değil. Ben bunu BİLİYORUM, inanmıyorum.). Aslan parçası profesör ehehe.
Soldaki adam ısrarla "İkiz Kulelerin kontrollü bir şekilde yıkıldığına mı inanıyorsunuz?" diye sorar, profesör aynı oltaya gelmemekte ısrarlıdır ve şunları söyler: "İnanmıyorum, biliyorum, zira kanıtları gördüm". Dikkat ederseniz haberin banner'ı hâlâ aynıdır "Profesör 11 Eylül ile ilgili komplo teorileri mi öğretiyor?". Soldaki uzman ısrarla, bizim profesörün üzerinde "komplo teorileriyle kafayı bozmuş aptalın teki" izlenimi bırakmaya çalışmaktadır.

 Soldaki takım elbiseli arkadaş, profesörle konuşurken sürekli onun anlattıklarından sıkıldığını, bunların "boş işler" olduğunu belirtmektedir yüz ifadeleriyle,.

Biz buna Mehmet Barlas bakışı diyoruz işte ehehe.
Profesörümüz Bush yönetimini eleştirmektedir. Ardından soldaki arkadaş "11 Eylül'ü Yahudiler yapmış gibi tuhaf teorilerden bahsediliyor" diyerek konuyu "ayağa düşürmeye" çalışmaktadır.  Oysaki profesör Yahudilerle ilgili tek bir söz bile söylememiştir. İşin kurdu olmuş takım elbiseli uzmanımız konuyu insanların ciddiye almadığı saçma teorilere bağlamaktadır. Zira insanlar gerçek olabilecek bir konuyla bile "hee amağagoyim bunlar hep İsrail'in oyunları zaten" diyerek dalga geçebilir, konuyu ciddiye almaya tenezzül etmeyebilirler. Bunun kanlı canlı örneğini görmek için bkz: etrafınızdaki insanlar, bkz: Facebook'ta beğenmediği halde beğeniyormuş rolü yaptığı müzik grubunun şarkısını paylaşan arkadaşlarınız, bkz: ekşi sözlük. Bu arada üzgünüm ama her ne kadar profesör onu demese de veya iyice ciddiye alınmama korkusuyla demeye cesaret edemese de, 11 Eylül bir siyonist tezgâhıdır. Delilleriyle açıkladık, okuyun bu blog'daki 11 Eylül yazılarını. Anlattıklarıma hiçbir adam akıllı delili olmadan "saçmalık" diyenlerin %90'ı, eğer ben İngiliz ve ateist bir yazar olsaydım "Adam doğru söylüyor" diyecek insanlardır, hepsi demiyorum elbette ama çoğunluğu böyle insanlardır ve bu benim önyargım değil gözlemimdir. Marka ve ambalaj önemlidir, fakat üzgünüm sevgili orospu çocuğu, ben neysem oyum.
Ardından uzmanımız "insanların çoğu senin gibi düşünmüyor" manasında sözler söyleyerek, profesörün sadece komplo teorisyeni deli azınlıktan biri olduğunu ima eder. Ve dikkat ederseniz soldaki elemanın jestleri sürekli değişmektedir. Profesör ise zavallım tek tabanca kütük gibi doğru bildiklerini söylemeye çalışıyor. Zira Fox'un "11 Eylül'ü El-Kaide teröristleri yaptı, Bin Ladin yaptı." tezini savunması için oraya çıkardıkları elemanları, tabiri caizse eğitimli bir askerdir.
Yine bir başka el ve kol jesti. "Burada otorite benim, bilgi sahibi benim. Sen sadece saçmalıyorsun"
Bu esnada foto Zümrüt'te vesikalık çektiriyormuşçasına kravatını sıkan takım elbiseli süper uzmanımız, harika bir manevra yapar. "Mantıklı insanlar böyle düşünmüyorlar" diyerek profesörü iyice itin götüne sokar. Fakat esas nokta "reasonable people" (makul/mantıklı insanlar) derken önce elleri ile kendisini...
Daha sonra ise seyirciyi gösterir... Jestleriyle verdiği mesaj şudur: "Mantıklı olan ben ve çoğunluktur, biz senin anlattığın saçmalıkları kale almaya değer bile görmüyoruz..."
Ardından karambole getirirler ve alaycı bir ifadeyle profesörü susturup yayını sona erdirirler.
Fox News bu yayını izleyen ABD izleyicisine ne anlattı:

1- Biz medya olarak her türlü görüşe yer veriyoruz intibası uyandırıldı.
2- Yayına aldıkları ve 11 Eylül'ün yolcu uçağı kaçıran Araplar tarafından düzenlenmediğini ileri süren profesörün tüm itibarını yok ettiler. Hiçbir şekilde ciddiye alınmadı.
3- 11 Eylül'ün "inside job" olduğunu ileri sürenlerin işte böyle manyaklar (!) olduğu anlatıldı.

Öte yandan stüdyoya çağırdıkları diğer takım elbiseli kişi bu işi nasıl yapacağı konusunda tam bir uzmandı. Jestleriyle ve mimikleriyle kontrolü tamamen ele aldı.

NLP (Neuro Linguistic Programming) denen olayla ilgilenmiyorum ben. Fakat gördüğünüz üzere bu yöntem medya tarafından başarıyla kullanılmaktadır. Bu NLP'i genellikle şarlatanlar sahiplendikleri için ve böyle sikindirik kişisel gelişim kitaplarında "HAYATINIZI DEĞİŞTİRMEK İSTER MİSİNİZ?" vaadleriyle işin bokunu çıkardıkları için, NLP bir hurafe imajı alacaktır yakında, belki de almıştır. Kendine "astrolog" deyip sikimsonik "Venüs yaklaştı şöyle böyle olacaksınız" diyenlerin kitapları bestseller olmuyor mu bu ülkede anasını satayım? Normaldir. Ayrıca Venüs yerinden oynadı diye psikolojisi bozulan adamın da ben ta amına koyayım, derde bak amına koyim.

Fakat gördüğünüz üzere medya çalışanları ve sözde "uzman"ları bu konuda oldukça eğitimlidirler. Yani bu NLP ciddi bir mevzudur

Bizim medyanın da pek farklı olduğunu zannetmeyin. Misal nasıl ki eskiden sigaranın zararlı olmadığını söyleyen parayla tutulmuş doktorlar varsa, günümüz medyasında da "Gdo öyle sanıldığı gibi zararlı bir şey değilmiş" haberleri çıkmakta. Bu haberleri de genellikle "Colorado Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre..." diye sunarlar, hani "Bilim konuşuyor burada ulan, susun cahil piçler."

Şimdi size bizim medyada yakın tarihte çıkmış ısmarlama bir haber göstereyim mi? Şöyle "ısmarlama", yani sipariş üstüne bir haber bu, tüm gazete ve haber sitelerinde yakın tarihlerde yayınlanan. Hatta kelimesi kelimesine aynı haber. Bak şimdi bak, tipe bak tipe:

Milliyet. Ok.

Trt. Ok.

Posta. Ok.

Timeturk. Ok.

Samanyolu. Ok.

Haber 7. Ok.

Gerçi organik dediğimiz gıdaların çoğu da GDO'lu tohumlarla üretiliyor olabilir fakat bu haberlerde organik ürünle, diğer ürünlerin arasındaki tek farkın "üzerindeki ilaç kalıntısı" olduğu söyleniyor. Lan yemişim ilaç kalıntısını, sen o yiyeceğin genetiğini değiştiriyorsun. GDO'lu tohumla ekim yapan çiftçi bir daha ekim yapamıyor kendi tohumuyla, çünkü GDO'lu tohum kısır. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylere bakın, GDO'lu ürünle beslenen hayvanlarda oluşan tümör ve kanser oranlarına bakın. Kimi sikiyorsunuz siz?

Genellikle GDO'yu savunanlar, GDO'nun insanlar tarafından bilinmediğini ve insanların şehir efsanelerine inanarak GDO'yu kötü zannettiklerini ileri sürerler.

Altında da biz şöyle bilimseliz böyle bilimseliz intibası bırakmak adına doçent doktor bilmemgötümün makalesine referans verirler.

Siz ha benim sikimi taşağımı yiyin.

Ulan sizi dinleseydik 50 sene önce de sigara sağlığa yararlıydı be amına koduklarım. Bunu diyenler de yine doktordu, bilim adamıydı.

Bunlar tüm medyada yayınlanmış "ısmarlama" haberlerdir ve GDO'yu öven doktorlar da %99 satılıktır. İnsanları 1960'larda olduğu gibi sigaranın yararlı olduğuna inandıramazlar bu sefer, zira artık internet var. O zaman tek hakim televizyonlar ve gazetelerdi, propaganda %100 etkiliydi, fakat şu an ötmez o boru. Gerçi yine ötüyor ama eski kudretiyle ötmüyor. Please try again next time.

Artık ufaktan sonlandırıyorum yazıyı.

Böyle bir yazı yazmak için de en çok öğretmenlerden ve çocuk sahibi olanlardan mail almıştım. Onlardan ricam, eğer çocuğunuzun yaşı küçükse bunları ona göstermeyin. Daha çok ilgisini çeker. Televizyonu da kesinlikle yasak etmeyin. Bu daha da çok ilgisini çeker. Çocuğunuzun rol model aldığı birisi illa ki vardır ailenizde, annesi, babası, dayısı, amcası veya büyük kuzeni... Her kimse o kişi, onun televizyonu ve medyayı çocuğun yanında kötülemesini sağlayın. Örnek aldığı insan bunları söylerse eğer ona, işte bu sandığınızdan da etkili olabilir.

Sırf para sahibi olduğu için hayatı merak edilen vasıfsız ünlülerle, hâlâ "Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle" diye yapmacık yapmacık konuşup hiçbir sikime faydası olmayan sikindirik köşe yazarlarıyla, vasıfsız ve karaktersiz haber kanallarıyla dolu bir medyamız var. Bunların içinde büyüyen çocuk da rol model olarak bu insanları veya ona dayatılanları alıyor. Batı kafasını rol model alıyor. Güzel bir kadına bile "Avrupai" deniliyor lan bu ülkede. Avrupai diye bir övgü çeşidi mi olur amına koyim? Mutlak doğru mu Avrupa?

Neyse kaynatasız, valla belim ağrıdı, artık bitiriyorum yazıyı. Biraz Murat Kekilli'den Salını Salını adlı parçayı dinleyeceğim.

Blog'u da yorumlara açıyorum artık, aşağıda sevişiriz. Haydi Allah'a emanet olun.

326 yorum:

  1. Resimler zor açıldığı yazıyı için 2 parçaya böldüm kaynataya selam.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gelecekte, "tam anlamı ile kontrol altındaki bireylerini oluşturma hedefinin de" çok uzağında olmadıklarının kanıtı :Kredi kartı dönemi kapanıyor!
      Gelecek bilimcilerin sık sık sözünü ettiği, kağıt para ve plastik kartların yerini, parmak izleri ve retinaların canlı bir kişiye ait olduğunu belirleyebilen makinelerin aldığı nakit parasız toplum devri çok yakın.
      ABD'nin Güney Dakota eyaletindeki bir yüksek okulda öğrenciler artık alışveriş yaparken sadece parmak izlerini kullanıyor.
      School of Mines and Technoloji adlı yüksek okulun öğrenci kampüsü, Hanscan Indentity Management adlı bir İspanyol şirketi tarafından patenti alınan, Biyokriptoloji projesinin ilk deneme alanı oldu.
      Biyokriptoloji, kişilerin fiziki özelliklerinin çıkarılması olan biyometrik bilimi ve kişiye özel bilgiyi deşifre çalışması olarak tanımlanan kriptiyolojinin bir araya getirilmesinden oluşuyor.
      Casusluk filmlerinde çok sık rastlanan, kişilerin kimliklerinin alınması amacıyla parmaklarının kesilmesini içeren korkunç senaryoları devre dışı bırakan yeni teknolojide kullanılan makine, sadece parmak izinden kimlik belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda parmaktaki nabız atışını da kontrol ederek, parmağın canlı bir kişiye ait olup olmadığını ortaya çıkarıyor.
      Amerikan Sivil Haklar Birliği adlı kuruluşun üst düzey siyaset analizcisi John Stanley, parmak izi teknolojisindeki "canlılık belirleme" uygulamasını doğru yönde atılmış bir adım olarak nitelemesine karşın, bu teknolojiyle ilgili başka güvenlik sorunlarının bulunduğuna işaret etti.
      Stanley, biyometrik kimlik belirlemenin, sonunda George Orwell'in ünlü bilim kurgu romanında bahsedilen sevimsiz "Büyük Birader" temasından uzaklaşması için gönüllülük esasına göre yapılması ve taranan bilginin başka bir amaç için kullanılmayacağının garanti altına alınması gerektiğinin altını çizdi. VATAN 25/02/2013

      Sil
  2. kaynatanı sikiyim baştan ikiye bölseydinya ebem sikildi tek seferde okucam diye en azından birini yarına bırakırdım :) eline sağlık sikko süper olmuş yine

    YanıtlaSil
  3. Keke yine ortalığın amına koymuşsun helal olsun

    YanıtlaSil
  4. Murat Bardakçı lan bu Murat Bardakçı adamın beynini 10 kere resetlesen kalan bilgi kırıntısıyla ikimizi üst üste domaltır siker
    Sen kimsin lan sen kimsinde Murat Bardakçıya laf ediyon?
    Murat Bardakçı gibi büyük bir adama büyük bir tarihçiye laf etmen gözümdeki itibarını yerle yeksan etti sikko kafa

    YanıtlaSil
  5. Sen kimsin bre gafil?
    Koskoca Murat Bardakçıya nasıl dil uzatmaya cürret edersin?

    Murat Bardakçı lan bu Murat Bardakçı adamın beynini 10 kere resetlesen kalan bilgi kırıntısıyla ikimizi üst üste domaltır siker
    Sen kimsin lan sen kimsinde Murat Bardakçıya laf ediyon?
    Murat Bardakçı gibi büyük bir adama büyük bir tarihçiye laf etmen gözümdeki itibarını yerle yeksan etti sikko kafa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. murat bardakçı tarihçi değil araştırmacı yazar ve gazetecidir kendisi de bunu defalarca belirmiştir genç

      Sil
    2. murat bardakçıı tanburidir.televizyon onu tarihçi yapmıştır.tanıdığın zümre vasıtasıyla onun ulaiabildiği kaynaklara ben ulaşsam ben de tarihçi gibi gözükürdüm.

      Sil
    3. olum murat bardakçı baban mı amk niye bu kadar eteşli savunuyosun anlamdım ki lan?

      Sil
    4. Murat Bardakçı istese götümü bile veririm!

      Sil
    5. senin beynindeki kılcal damarların amına koyam be eşşeğen evladı

      Sil
  6. Sikkocum seni çok seviyorum
    Ender sevdiğim adamlardansın
    Xavi gibi iniesta gibi seviyorum seni

    YanıtlaSil
  7. Anlamadgım şey _ prof neden hep aynı

    YanıtlaSil
  8. sikko adını çok merak ediyorum lan nolur söylesen :(

    YanıtlaSil
  9. Deniz sikecem bir tarafını siktir git.

    Sikkocum çok beğendim, ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Madem bu amına koduğumun öğretmenleri istedi bu yazıyı. Yarın beni geç kalınca yok yazsınlarda iyi bi sikeyim onları.

    YanıtlaSil
  11. "Her kimse o kişi, onun televizyonu ve medyayı çocuğun yanında kötülemesini sağlayın. Örnek aldığı insan bunları söylerse eğer ona, işte bu sandığınızdan da etkili olabilir."
    illa ipini kestiricen amk. inşallah bişey gelmez başına sikkocum. trafik kazası yada intihar vb diye kakalarlar 3 4 günde unuttururlar seni.
    bu arada bu deniz murtaza herhalde murat bardakçının oğlu amk.

    YanıtlaSil
  12. Sikko, merak ettiğim bir şey var. Mantıken senin yazılarında da bu tarz bilinçaltı mesajlarını görmek bizi etkilemez mi? Paranoya yapmıyorum ama, ne bileyim bu tarz şeylerden etkilenmemek için yapabileceğimiz bir şey olabilir mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hacı şimdi sen o resimlere bilinçi baktığın için yani 2.sinde subliminalı gördükten sonra ilk resme bakıp "harbiden yarrakmış ya" dediğin için etkilemez diye düşünüyorum

      Sil
    2. Belki o tarz olanlar için öyle söylenebilir ama şu Amerikan marşı muhabbeti cidden korkuttu beni. Hani bir şeyi görürsün, korkutur ve rüyalarına bile gireceğini düşünürsün ya, aynen o hesap.

      Sil
  13. Yazı ilk başta çoğu kişinin bildiği şeyler olmuş, kendi bloguma yazıp taslaklara kaydetmiştim o 'seks satar' temalı şeyleri. Yazım boşuna gitti, ama zaten senin kadar iyi açıklayamazdım :)

    bir de oğlum şu tık sayısına reklama falan niye çok kafa takıyorsunuz sikikler. Tamam bunları bizim yararımıza, bilinçlenelim diye yazıyor, fakat emeğinin de bir karşılığı olmalı. Hakettiğini vermek lazım. ben kendine adıma konuşursam, ayda 6lık bira parası çıkacak kadar reklama tıklıyorum hehe. gaza getirici bir şey olarak düşünülebilir.
    Ayrıca bu blogun sikinin kılı kadar olamayacak kitaplara yirmi yirmibeş lira verenler var. yarın yine 'yeni yazı nerde kaldı, amma yattın amınakoyim' diye tivit atacaksınız herife. Yani o reklamları niye kafaya takıyorsunuz amk, takmayın. (zorla yazdırdı maykıl bunları :(( komisyon alıyorum)

    Bir de hacı şu yorum işi (her ne kadar buradan amcamlara selam sesleniyorum tarzı şeylerde olsa) iyi olmuş.

    Ayrıca bir yanlışını düzeltmek isterim; Nuri Alço'nun müziği "bambarababambabam bambarababambabam" değil dıtdırıdırıdıdıt dutdurudurududut ditdiridirididit" şeklidedir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güldürdün beni 6 liralık bira parası lafınla:)
      Ben de aynen böyle düşünüyorum ve sinir oluyorum.
      Çocuğun bişi kazandığı yok, etrafta milyarları götürdüğü falan yazıyor.
      Kaldı ki keşke senin de dediğin gibi başkaları kazanacağına hak edenler kazansa.

      Sil
    2. sizlerde de hata var hemşerim kusura bakmayın yani bende bu kadar bilgi olacak afedersiniz parayo hamuduyla götürürüm bi taraftarn da insanlarla bu denli değerli bilgileri paylaşmış olurum. bak şimdi ben senin blogunu da okudum müthiş bilgiler var sikko desen aynı şekilde ee bugün varya 100 sayfalık bir kitabı 1.50 kuruşa basıyorlar yazın babacım bi kitap 200 sayfa verin 2.5 - 3 tl satışınıda bir banka ile anlaşıp kredi kartı yada hesap üzerinden yapın blogdan atın buraya reklamını 20 tl'den satın. size söz sadece ben en az 15 kişiye aldırırım bak sadece ben diyorum. çünkü çevremde blog dedimmi dinlemiyor millet ya ne blogu sen ben gibi adam diyor ne diyodu sikko etiketçilik aha herkesde bu var. ben anlatıyorum ya internette gördüğün herşeye inanma diyor millet işte o amına koduklarıma bi kitap çıkarıp önlerine koyamıyorum ben al lan oku şerefsiz diye. yazında bizde verelim kardeşim millete al lan oku diye. burayada yazın yazmayın demiyorum ama kitap çok daha fazla kişiye ulaşır bence elden ele dolaşması sebebiyle ha bu kadar anlatıyonuz zaten sübliminali de bizden bin kat iyi biliyonuz yerleştir babacım kapağa sübliminali bu şerefini siktiklerim nasıl yerleştiriyorsa siz kralını yerleştirin.. yeter insanları okumaya ikna etmeye çalışmaktan yoruldum. bana belge verin elime böyle kokulu kokulu matbadan çımış kağıt istiyorum deli etmeyin beni parası neyse verecez.

      Sil
    3. doğru diyorsun,daha 2 gün önce twitter hesabı açan puCCa isimli şahısı örnek gösteriyorum

      Sil
    4. orçun yardın yeminlen

      Sil
  14. yine karamsarlığımı tavan yaptıran bir yazı olmuş.lanet olası insanlar. teşekkürler sikko

    YanıtlaSil
  15. Sikko'm aslında o kelime "bismillahirRahmanirrahim" dir ve haliyle 24 harflidir. Bilemedin, otur "sıfır". Bilinçaltını geliştirmelisin bebeyim.
    Ben bunu 20 yıl önce bir gün kapısında püsküllü sinekliği olan mahalle kasabımızda yarım kilo kıymanın çekilmesini beklerken duvardaki yaldızlı tabloda sıkıntıdan mütevellit, (okuma bayramı olmuş 2. gün öncesinde, vuuu! ne çok harf var diyip) okumuş ve saymıştım.

    YanıtlaSil
  16. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  17. telefondan okudum telefonda bende bittik. ellerine sağlık hafız kaynataya selamlar.

    YanıtlaSil
  18. Prison Break'taki ''Düşük Gizli Ket Vurma'' misâli söylüyorum, takıntı da denebilir; ''Fenerli'yken'' falan demişsin. Yapım eklerinden sonra gelen çekim ekleri ayrılmaz hacı.

    Reklam işini ciddiye alın lan. Adam o kadar yazıyor. Götünüzün üstünden binlerce bilgiye ulaşmanızı sağlıyor; buna itaaten bir kez olsun reklamlara tıklayın. Emege saygi arkdsLr :))(:)()

    Herneyse. Bence o Fenerli'yken senin bize göstermek istediğin sümlimnbnmvnal mesajdı.

    Olamaz mı?

    Ne bileyim amk yatıyorum gidip hadi tatlı rüyalar.

    YanıtlaSil
  19. Adamım tezlerini severek okuyorum ama bu adamlar bu sikko şeyleri senin gibiler 15-20 yıl sonrada aynı reklamı aynı markayı, markalaşma yolunda ilerleyen ve günümüzde dünya devi olan firmaların isimlerini, logolarını gözümüze gözümüze sokmak için yapıyorlar..

    YanıtlaSil
  20. şurada hata yapmışın reis, evet diye cevap verirse zıçar.

    "Ardından Galileo olarak sizi engizisyon mahkemesine çıkarıyorlar ve size sordukları ilk soru şu oluyor: "Dünya'nın döndüğüne inanıyor musun? Evet veya hayır de!"

    Siz bu soruya "Hayır" diye cevap vererek konuşmaya başlarsanız, sıçarsınız. Zira sizi dinleyenlerin %90'ını kaybedersiniz. Bu saatten sonra göstereceğiniz hiçbir delil, hiçbir kanıt, ciddiye alınmaya değer değildir, çünkü zaten saçma bir şey söyleyeceksinizdir."

    ____

    sikko kardeş yazı için çok teşekkürler.alice ve oz hakkındaki yazını sabırsızlıkla bekliyorum.bir de şu assassin's creed oyunlarını incelesen on numara olacak.oyunda gösterilen videolarda tanrı manrı her bok var ya.ayrıntılı yazsan taşşanı yerim senin.

    bir de bu new world order meselesi var.hatırlar mısın, eskiden smackdown -flash tvde bilinen adıyla amerikan güreşi" vardı.orada hulk hogan'ın bir grubu vardı.adı da nwo yani new world order idi.işte bak..

    bir de reis biz gdoları yiyince direkt yarra da yemiş oluyoruz değil mi? bundan kaçış vs yok mu? başka ülkeye gitsek orda da vardır herhalde? beni bir bilgilendirsen az ya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. eyvallah hacı düzelttim.

      ulan harbiden onu ekleyecektim ben yazıya ama unuttum :) şu amerikan güreşi olayını. en çok sevilen grup da nwo'ydu, sarı dev hulk hogan falan hep nwo grubundaydı.

      Sil
    2. esesins kıridi ekle sikko o baya acayip mınakoyim

      Sil
    3. Assassin's Creed serisi bu durum için tam bir malzeme cenneti.

      Sil
    4. ben de ekstra bir detay bilgi vereyim mi ;) John Carpenter'in They Live (benim de favori filmlerimden biridir) filmi icin basrole sectii arkadas "Rowdy" Roddy Piper (takip ettiim donemlerde benim cok sevdiim) iskoç eteğiyle ringe çıkan bir pankreasçı yani "Amerikan Güreşçisi"ydi ve NWO grubunun başı diye söylediiniz amerikanın buyuk ikonlarından Hulk Hogan'ın baş düşmanıydı :) çok pis kapışırlardı :)) Hulk Hogan'ın bir diger "büyük" düşmanı da Andre "the Giant" they live filminde sıkça gorduumuz ve o ingilterede şapka diye gösterdiin Shepard Fairy isimli amerikalı sokak sanatçısının çıkardığı "OBEY" akımının ikonudur hani şu OBEY yazısı ve surat var ya o surat Andre the Giant iste ;) http://1.bp.blogspot.com/-xs_VfP-2vn8/Tb_WDRquD5I/AAAAAAAABIg/4piQ1xrM4RU/s1600/sf_ss_obey.jpg

      buna ek olarak profesor amcayla konusurken hani amca okey diye bi el isareti yapıyor ya o işaretin "OK" anlamı dışında başka bir anlama da çekilebilecek olması bir tesadüf müdür? http://wakeupbd.wordpress.com/2011/02/26/804/

      son olarak bir Batman taraftarı olarak karşılaştıımda bi acaip hissettiim ve noluyor lan olduum bir cizgi film hadisesini bu yazın vesilesiyle paylaşmak isterim http://www.youtube.com/watch?v=HT3SkoGWLFI&feature=share&list=UUHul6k9HpzKYEeClR6NrgUg

      eline saglik bilegine kuvvet. saygılar

      BELGELERLE SiKMEK BiZiM iŞiMiZ.

      Sil
  21. Çok iyiydi yine helal olsun. Özellikle son bölümdeki şu FOXTV profesör-sözde uzman çatışmasında anlattıkların muazzamdı. Tabi diğerleri de.

    YanıtlaSil
  22. GDO konusunda ters köşeye yatıyorsun sikko, dikkat et.

    Besinlerde genlere yapılan girişimlerin iyi, kötü şeklinde değerlendirilmesi, girişimcinin niyetiyle doğru orantılı olmalıdır. GDO toptan kötüdür diyerek olumsuz tepki oluşturmak gelecekte stratejik öneme sahip olacak bir alanda treni kaçırmak anlamına gelecektir. "Ahir zamanda, bir grup insan bir tek nar ile doyacaklar, kabuğunda gölgelenecekler." mealindeki hadis-i şerifi hatırlatır, gıda genetiği teknolojisinde treni kaçırmamak için oyuna gelmemeye dikkat etmek gerek derim.

    YanıtlaSil
  23. Tek kelimeyle harika bi yazı olmuş bütün yazılarını okudum ama hala şu subliminal mesajları görünce şaşırıyorum ürküyorum ve sinirleniyorum özellikle şu ABD marşı olayı çok acımasız ve korkunç. İnsan bilmediğinden korkar ve etkilenir bizi bu konuda bilgilendirdiğin bunun için ciddi bi emek harcadığın için çok teşekkürler helal olsun..

    YanıtlaSil
  24. İki yazıyı da bir solukta okudum. Ellerine sağlık. Toplumdan soğuttun beni, herkes, her şey sahte geliyor artık.

    YanıtlaSil
  25. Şimdi aga mevzu şu ki her şey iyi hoş, okuyorum, hak veriyorum, "lan evet bak bu benim gözüme batmıştı" diyorum, "vay amk ben paranoyak değilmişim" diyorum. ama ben senin yazıları okuyunca iyice sayko oluyorum. tüketim kölesi sayılmam, ama sütten çıkmış ak kaşık hiç değilim. yozlaşma, şu, bu ne ararsan gani gani var bende. ancak şöyle de bir şey var, bu adamlar gibi kaç tane vardır acaba bizim memlekette, toplansak kaç kişi ederiz diye düşünmeden duramıyorum. toplansak lan bi, "lan koduklarım o beyin bi sizde mi var" desek ya, desek yani.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

      Sil
    2. Beyler inanın böyle düşünen iki düzine okuyan üniversiteli grup var Kodumun İstanbulunda. Toplansak kaç ederiz çok merak ediyorum

      Sil
  26. Aynen devam sikko!

    Öncekiler kadar vurucu olmasa da güzel bir derleme olmuş.

    Allah razı olsun.

    YanıtlaSil
  27. Hocam ben sinemada makinistim.O 35mm lik filmleri günde 1000 kez izlerim başını kıçını çok iyi ezberlerim özellikle.Bu verdiğin örneklerin daha beterleri var kuşkusuz.
    Misal Hansel & Gratel filminde sikimsonik bir manzara varki bu manzara 35 mm filmde sadece 3 kare ve renk tonları film ile aynı

    Sinema makinelerinde bir kruva tanburunun(16 dişli) 4 diş 4 diş attığını ve bunu saniyede 24 kere yaptığını düşününce bunu seyirci görmez ben görmem 30 gözlü canavar görmez lucifer görmez.Ama var.

    Masumane olarakta şu şekilde kullanıyorlar bu işi.
    Misal uzun hikaye filminde korsan çekim yapılırsa hangi kopya olduğunu nerde çekildiğini bilek diye filmin bi bölümüne böyle kod yazılmış film çizilerek.

    Bunu seyirci görmez.Ama o adamlar internette yakaladıklarında o filmi ebesinin amı gibi görür.Kocaman kopya numarası yazar orda.

    Hey gidi anasını siktiğim dünyası.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. birader amlı götlü bişey bulursan at buraya sikko görsün

      Sil
  28. Etrafımda Gdo nun organik besinden daha yararlı olduğunu söyleyen insanlar türemeye başlamıştı. Bende nasıl olur bu amk biri doğadan çıkıyo diğeri kul yapımı kimyasal bişey diye karşı çıkıyordum . neden savundukları belli olmuş. Televizyon efendi öyle dedi.. Eline koluna sağlık hacım .

    YanıtlaSil
  29. İki başlıkta süperdi.Ellerine,yüreğine sağlık.Birkonuya dikkatini çekmek isterim.Bu yılın grammy ödülleri ve rihanna kuklasının imaj değişikliğine bakmalısın.Belkide bakmışsındır.Bilemedim.Bir anda yavşak kostümlerini atıp şirin hatun modunda gelmişlerdi törene.Katty perry de aynı şekilde.Acaba diyorum taktikmi değişecekler? Bilgine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. yayıncı kuruluş aşırı kıyafetlerin giyilmemesini istemiş.yani en azından tvde söylenen "sebep" buydu

      Sil
    2. evet umutcan doğrusun.ama yayıncı kuruluşlarda sikkonun dediği gibi aynı luciferian tabakaya hizmetteler;) bir şeyler çeviriyolar yine.

      Sil
  30. Merhaba,
    Öncelikle yaptığın işe saygı duyduğumu belirtmek istiyorum, yazdıklarının çoğuna katılıyorum, hepsini okumadım henüz ne yazıkki. İyi güzel anlatıyosun bunları, bilinçlendiriyosun bizleri. Ama şöyle de bir durum var ki çoğu kişide bu yazıların videoların etkisi korku salıyor insanlara, aslında bu örgütlerin zaten başarmak istedikleri oluyor. O yüzden senden ricam, eğer okumadığım yazılarında yapmadıysan, nasıl baş edileceği, nasıl zihinlerin bu mesajlardan korunabiliceğini ve bunlardan korkulmaması gerektiği tarzında yazılar yazman. Yazılar için seni tekrar tebrik eder ve sana teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. arkadaşa kesinlikle katılıyorum. hele bir de gecenin 3 ünde 1 dolar kısmını okuyunca.."tek para, tek dünya, mcdonalds" muhabbetlerini okuduktan sonra niye piramitlerin tek gözlerino kadar çok kullandıldığı artık tamamen net kafamda. yaş geldi gözümden, nefesim kesildi. bekliyoruz bir yazıda bu korkudan nasıl kendimizi nasıl koruyabileceğimiz hakkında.

      Sil
    2. sikko eski yazılarında çoğunlukla "ben bunları korkun diye anlatmıyorum aksine bilinçlenin diye anlatıyorum" imajı vermişti.İlk olarak stanley kubrick eyes wide shut yazısıyla giriş yaptım bu bloga,bende de aynı etkiyi yarattı.Ama daha sonradan okuduğum şeyi düşündüm,insanlarla paylaştım.Önemli nokta şu:başka insanlarla paylaştığında "sadece sen değil,başkaları da biliyor" imajı yaratıyorsun kendi kafanda.Bu sayede korkulacak birşeyin olmadığını çünkü bu yazıları başkasının da bildiğini anlıyorsun.

      Sil
  31. ---ÖNEMLİ-----


    arkadaşlar şöyle http://www.capturefullpage.com/
    bi site var buraya web sayfasının linkini yazıp sayfanın tek parça resmini alabiliyosunuz. sikkonun yazıların böyle arşivini alıyorum biraz uzun sürüyo ama işe yarıyo işinize yarıyabilir.

    YanıtlaSil
  32. dikkat ederseniz terminatörün metal adam olan 2. resminde adamın göğsünde sex yazıyor. ciddiyim

    YanıtlaSil
  33. Eren Erdem'in kitaplarını oku sikko özellikle Şeytan Evliyaları'nı

    YanıtlaSil
  34. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  35. yaa bide bu amınakoduğumun sikik yeni dünya düzeni kölesi arkadaşlarım köle olmaktan o kadar zevk alıyorlar ki ne dersen de ne kanıt gösterirsen göster genede vaz geçmiyor bunların gerçek olduğunu kabul ettiği halde vaz geçmiyor hani senin babanın mason veya siyonist arkadaşları mı ne vardı ya onun gibi misal benim bi sevgilim vardı önüne her türlü delili koyduğum halde adele'e rihanna'ya tapardı kahpe zaten bidaha sevgili yapamadım ondan ayrılınca(yani Türkiye'den Ukrayna'da bayağğ kallavi bir sevgilim var)bide bir arkadaşım var içki içmez bende içmezdim geçen 2-3 haftaya kadar ama ne olacak içersem diye merakımdan bayağ çeşitli içkiler içtim arkadaşıma anlattığımda yüzünde lan piç niye içiyon amınakoduğumun atayisti gibi bir ifade vardı bana bunu söyleyemezdi ama ben anladım onun yüzünden ama ben bu çocukla sex muhabbetide yapardım karıya gideceem bile diyordu bana sexe gelince Nuri alço içkiye gelince cami hocası oluyor amınaçaktığım

    YanıtlaSil
  36. murat sikerim belanı başka isimden yazma

    YanıtlaSil
  37. Simdi diyorimki 50 kisi toplansa koca koca anti illuminati -anti yeni dunya duzeni afisleri yaptirilsa protesto edilse ,medya bunu haber yapar mi acaba ?

    YanıtlaSil
  38. Sikko Bilgisayar oyunlarını da bi incelemeye alabilirsin. Malzeme bol bilirsin. Harikaydı tekrar. Senin gibi bir adam olduğu için bu internet gececileri çok şanslı. Gözlerim sikildi.

    YanıtlaSil
  39. Bir robot olmadığımı da kanıtladım. Ben robot değilim!

    YanıtlaSil
  40. SEX! buraya bakarlar! ve baktınızda...

    Deyzemin evladı ben yıllardır bu subliminal mesaj ve yeni dünya düzeni hakkında öğrendiklerim yüzünden kafayı kırdım ve çevremdeki insanları ne zaman uyarmaya kalksam "amaan yaa yine başlama yok subliminal yok yeni dünya meyvesi" zart zurt diye hor görüldüm, ezildim, dışlandım. Şaka lan şaka tabi ki o kadar değil ama harbi bunaltmıştım milleti ve ben de bıkmıştım artık siklenmemekten. Sonra bir anda Sikkomen! çıktı karşıma ne güzel de mi tıraş kolonyası gibi Sikkomen! telif hakkını aldım boşuna heveslenmeyin. neyse asıl konumuza dönelim; bu adamı okudukça "helal be yürü be" deyip aslında kendimi tatmin ettim.. Niye? Çünkü yalnız değildim, bi tek kafayı kıran ben değildim... Ve ben zaman ilerledikçe bu konularla yeni tanışanlara göre daha çok şey bildiğim için Sikkomen'in makale içeriğinden ziyade üslubuna, insanları etkileme biçimine kafayı taktım. eminim bir çoğunuz da beğeniyodur. Biraz küfürlü de olsa adam içten, samimi, sanki karşındaymış gibi anlatıyo, sanki kelimeleri beyninde hiç tanışmadığın ama çok sevdiğin Sikkomen! okuyo. O uzun yazıları heyecanla boşuna okumuyosun sonuna kadar.. Evet biliyorum hepinizde oluyo bu durum. İşte bu durumun altında derin bi psikoloji oyunu yatıyo. Çok güzel beceriyo. Hatta bu subliminale, yeni dünya düzenine inanmayan ibnelere karşı da çok güzel bir mekanizma geliştirmiş (iyi ki de geliştirmiş) onu da keşfettim. Peki nedir bu mekanizma? Hazır mısınız öğrenmeye? Şaka lan şaka söyler miyim hiç. Benim yorumlamam bu kadar hadi hayırlı işler Sikkomen! keşke tv kanalın olsa da bebelere izletsek seni be.

    YanıtlaSil
  41. lan ne güzel osbir çekcektim buraya girmeden önce yatıp öğlen 2-3 gibi kalkcaktım, şimdi sikim içine kaçtı, moralim bozuldu, ama çok doğru yazmışın tebrik ederim, artık bilinçli olarak osbir çekerim öyle subliminal oyuna gelmeden direkt açıp prnoyu izlerim

    YanıtlaSil
  42. sikko gözlerimi ovuşturunca büyük bi penis görüyorum. Allah göz kapaklarıma sübliminal mesaj koymuş lan.

    YanıtlaSil
  43. Aşağıdaki yazıyı 20 ocak 2012 de facebook'da yayınladım,çok bi farkındalık yaratmadı ama kendimce bişeylerin farkına varmıştım.Belli ilgini çeker sikko derinlemesine incelenmesi gerektiğini düşünüyorum.

    ''Bugün kardeşim çizgi film izlerken birşey dikkatimi çekti trt çocuk'da artur adlı çizgi filmde çocuklar 65 milyon yıl öncesine dönüp dinorozları inceliyorlar bir tanesi
    şekerlemesini düşüyorl ve bir kertenkele onu yiyor döndüklerinde herkez mutasyona uğramış biçimde kendini buluyor,kafaları insan vücudunun diğer kısmı kertenkele gibi
    evrim teorisine denk düşen bu yapım dikkatimi çekti ve youtube da tekrar aratmak istediğimde direk ''TRT'nin çizgi filmi ORUÇ TUTMAYAN YÜZ KARASI tartışma yarattı'' başlıklı bir
    videoya rastladım bu videoda da ,çizgi film kahramanlarından bir musevi çocuk ablasına özenip oruç tutuyor,gün içerisinde arkadaşına gidip bir partiye katılıyor burda unutarak
    pizza yiyor,sonrada iç sesiyle kendini utanmaz ve yüz karası olarak görüp yargılıyor,onun dışında bir olay da yine ''Artur'un'' bölümlerinin bir kaçında illimunati simgesi olarak bilinen
    piramit içerisinde göz bariz şekilde bulunuyor.Ben bu 3 duruma anlam getiremedim ama çocuk yaşta bireylerin bilinç altına bunların yerleştirilmesi beni hiç hoşnut etmedi,bilgilendirmek istedim.''

    YanıtlaSil
  44. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  45. yazıyı okudum.zaten daha önce subliminal mesajla zihin kontrolüyle ilgili yüzlerce döküman kurcalamıştım.ama benim sikko gibi milleti uyandırma gibi bir yetenegim ve çabam olmadıgı için anca kendi kafamda ve arkadaş ortamıma anlatır oldum.helal olsun sikko.müthiş bir yazı olmuş.okumam 1 saatimi aldı fakat bugün geçirdigim tek yararlı 1 saat oldu.yazılarının devamını bekliyorum canım mucx.kaynatamıda getircem bidahakine hadi gene iyisin.:)

    YanıtlaSil
  46. imam ol arkanda saf tutalım sikko. kral yazı olmuş yine yalayıp yuttuk bi ara gelip tekrar etmek blogu

    YanıtlaSil
  47. '' bilinçdışımız bize her zaman "doğru" olan tahmini size sunmaz''.bu nasıl bir cümle amk.Çabuk değiştir şunu beceriksiz herif.:).yazı için teşekkürler anlam kaymasını siktiğim.

    YanıtlaSil
  48. sikko devil may cry'in yeni oyununa bakar misin? yeni dunya duzenine asiri gonderme var. oyun capcom isimli japon bi firmanin, japonlar bu tur gondermeleri ne kadar kullanir bilmem ama baksan iyi olur. oyunda yonettigimiz karakter bu duzene karsi duran bi tipleme. o acidan kafa karistirici yalniz.

    YanıtlaSil
  49. bu medyanın orospu çocukluuna geçtiğimiz günlerde birebir şahit oldum.Şöyle ki,aşağıda vereceğim linkte cnn türk şöyle bir haber yapmış.'battlefield 3 ve gta 5 arasındaki benzerlikler dikkat çekti!!!'
    Aha da linki: http://video.cnnturk.com/2013/bilim-teknoloji/1/25/battlefield-3-ile-gta-5-arasindaki-benzerlikler

    Sonra konuyu biraz deştiğimde ise konunun aslında çok farklı olduğu,bahsedilen videonun battlefield hayranları tarafından battlefield'in karakterleriyle GTA 5 in Fragmanını yeniden düzenledikleri fan made bir yapım olduğunu öğrendim.

    Aha da linki: http://shiftdelete.net/battlefield-3ten-gta-5-videosu-39141.html

    E be amk cnn i ya da amk medyası niye böyle haber yapıyosun ulan insanları kandırmaktan zevk alıyor şerefsizler yani bir insan niye bunu yapar ki.Sanki bu oyun şirketlerinin ceo ları bunun anasını sikmiş belli ki bu da kendince çarpıtma haberle intikam alıyor yazık.Bunu es geçmeyin millet,bu medyanın orospu çocukluğuna örnektir hem de en basitinden.

    YanıtlaSil
  50. senin ağzından damlayan balı yaliyim sikko. retinamın nikahlı karısını siktin ama ossun değdi gene. paylaşıyok paylaştırıyok yazıyı. herkese okutuyok. hadi Allah'a emanetsin.

    YanıtlaSil
  51. Abicim on numara yazı olmus bana edebıyat ogretmenı kendı ders konularını okutturdugunda anlamazdım ama senın yazıtların oyle degıl sana puhanım 9.9 keke :)

    YanıtlaSil
  52. http://www.youtube.com/watch?v=IX5u_mzVq7s erbakanın odtü konuşması izleyin lan

    YanıtlaSil
  53. Çok güzel yazı sikko. Birde senden ricam eşşeğin sikini inceler misin? belki yazacak bir şeyler çıkar.

    Ulan adam yukarıda her klibi, her filmi inceleyecek değilim anlayın işte böyle şeyler var diyor millette şunu incele bunu incele diyor.

    Ayrıca Deniz Bey kaynatanıza sonsuz saygılar.

    YanıtlaSil
  54. http://www.youtube.com/watch?v=Yj8qClEUeQ8 efes pilsen reklamı. 00.34 de kadın bildiğin malafatı kavramış.

    YanıtlaSil
  55. "bi şeyler oluyor ama du bakayım" derken, kafadaki karışıklıkları tesbih gibi dizen adamsın. tebrikler.

    YanıtlaSil
  56. Selamın aleyküm üstad.
    Tekrar hoşgeldin.
    işin açığını söylemek gerekirse, psikopatvari bir yazı hazırladığını duyup da yazıyı okuyunca biraz fazla mı beklenti içine girdim acaba diye kendime sormadan edemedim.
    Ancak buradan kesinlikle yazıyı beğenmediğim anlaşılmasın, bilinçaltı mevzusuna ilk kez girecekler için internette iyi derlenmiş nadir kaynaklardan birisi olmuş, yine birçok kişiyi aydınlatacaktır.
    Da ben bu aralar senin klasman dışı yazılarına daha çok sardım, onlara da at bir iki.
    Bir de bu taylan diye bir arkadaş seninle ilgili bir şey karalamış,eğer doğruysa o gafanı gırarım taam mı ortaam ;)
    kayınbabacığımın da sana selamı var.

    YanıtlaSil
  57. Bloğunun izleyici kısmını aktif etsen diyorum artık.

    YanıtlaSil
  58. Usta assasin creed e mulaka bak.Çok malzeme var.Benim ingilizce olsa amına bile koyacam ama koyamıyorum.Oyun zaten bu tapınakçılarla ve illumunati arasında geçiyor 2. oyundan sonra cinlerle temaslar falan başladı.masonik şifreler sembollerle dolu.bi bak lan daşşağını yediğim bak bu kadar kişi ısrar ediyor işte.

    YanıtlaSil
  59. Neden her yere horusun gözünü koyduklarını tam olarak hiçbir şey netlemiyordu kafamda. Görmeye alışık olduğun şey huzur getirir. Bugüne kadar yaptığın en büyük , en önemli saptamalardan biriydi.

    YanıtlaSil
  60. * "Gizlilikten güç almak" diye bir şey var. Bakın şu marş olayı bile insanları ne kadar korkutmuş!

    * GDO martavalına sahip çıkanlara söyleyecek laf bulamıyorum. Hele kabuğuna pes artık! Allah senin ne kadar gıdayla doyacağını tayin edemeyip yanlış mı yarattı o Nar'ı? Uydurma hadisleri referans göstermeyelim, ayıp oluyor.

    * Tüccarın 6 ay bozulmayan sütünü, pastasını, krema bile denemeyecek çakma yoğurdunu yemektense, gariban köylünün 1 haftada bozulan toz topraklı sütünü, yoğurdunu yemeyi tercih ederim.

    * Bazen afişe olmuş şeyleri güya kendileri ifşa ediyormuş gibi yaparlar ve doğruların arasında "sahte yalanlar" serpiştirip doğruların inandırıcılığını azaltmaya çalışırlar.

    * Medyada eğitimli dezenformasyoncuların olduğunu zaten görüyorduk. Ama Fox'taki bu adam, bizim amatör salaklara beş bin basıyor!

    * Sembollerin bir amacı da insanları ilerideki birtakım şeylere hazırlamaktır. Sözgelimi hiçbir filmde uzaylılar ve ufolar anlatılmış olmasın. Ama siz insanları uzaylı dini ile kandırmak istiyorsunuz. Sonra bir anda uzaydan geliyormuş gibi gökten araçlarla iniyorsunuz. Peki uzaylı olduğunuza kim inanır? O halde insanların çağrışım yapması gerekir ki, bu çağrışımları da filmlerle yaptırmaya çalışırlar.

    * Görmeye alışık olduğun şey seni korkutmaz. Misal bilgisayar oyunlarında Amerikan askeri olarak Irak'ı işgal ediyorsun. Bu durumda bu olayın gerçeğini gördüğünde yeterince tepkin de olmaz.

    * TRT'deki bazı çizgi filmlerde yıldıza dua eden çocuk var. Yani çocuklar'a şirk öğretiyorlar.

    YanıtlaSil
  61. maykıl thrive adlı bir film var. kesinlikle izlemelisin.

    YanıtlaSil
  62. Hep böyle yaz sıklıkla yaz vallahi seni okuyunca içimde bir aydınlanma oluyor sikko çok beğendim eline sağlık.

    YanıtlaSil
  63. sex olayını sadece sex satar olarak da almamak lazım arkadaşlar. mesela eyes wide shut'ta falan gösterilen sex ayinleri ya da kraliyet ailelerine kadar izi sürülen pedofil ağları falan bunlar aslında bi çeşit ayin ve amaç da bu sex mesajlarıyla pratikte normal insanları da kendileri farkında olmadan birer mürit haline getirmek. size bi tane alıntı verecem:

    "...the later work of Crowley and his followers centered around sex in its most deviant, non-productive forms as a profound source of esoteric power. For Crowley, de-viant acts such as homosexual intercourse and masturbation would become the means to unleash the most awesome magical potency. Borrowing some insights from Georges Bataille, I will suggest that Crowley found in sexual magic the most intense experience of transgression,the overstepping of conventional taboos, as a means to unleash an ecstatic, liberating power and thereby herald the dawn of a whole new era in human history."

    hadi bi tane daha veriyim:

    ”...For if ordinary, natural, undirected sexual intercourse can give birth to a new liv-ing being—a fairly miraculous thing in itself—then it is not terribly difficult to imagine that ritualized, intentional, willfully directed intercourse might give birth to effects of a supernatural, magical, divine (or demonic) character."

    şimdi bunları çevirmeye üşendim. anlayan anlar. yani aslında dünyadaki her şeyi enerji formları olarak düşünürsek süregiden bi savaş var aslında. farkında olmadan dinlediğimiz müzikler ya da yaptığımız bazı şeylerle pratik olarak bi saf tutmuş oluyoruz aslında. namazın, ezanın falan anlamı daha iyi anlaşılıyor böyle düşündüğümüz zaman.

    ha bu arada alıntılar "magia sexualis" kitabından.

    YanıtlaSil
  64. Bence sizde dezenformasyon nedir çok iyi biliyor ve her yazınızda büyük bir titizlikle bu basit tekniği başarı ile uyguluyorsunuz. Sonra aralara serpiştirdiğiniz bu yanlış bilgiler birileri tarafından bulunduğunda[tıpkı sizinde bulduğunuzu iddia ettiğiniz gibi(!] -birazda küfür katarak- biz insan değilmiyiz mutlaka bizde hata yaparız gibi cümleler kuruyorsunuz. Okuduğunuzu iyi anlamış ve dersinizi iyi çalışmışsınız. Her ne olursa olsun bir çok ingilizce yazıyı çevirip araya espri ve bazı subjektif yorumlar ekleyerek okunabilir bir yazı ortaya koyuyorsunuz.Bu noktada sizinde çoğu zaman kullanıdığınız bir tabir ile örnekleyecek olursam ''sadece çeviri yapıyor bu adam yeaa'' yorumlarına katılmıyorum.

    İyi Çalışmalar

    YanıtlaSil
  65. 1 günde okudum. kalktığımda götümde yosun çıkmıştı.

    şu assasins creedede bi bak adamlar yeni dünya düzeni ve kıyametten çok sık bahsediyorlar.o işte var bi bokluk. süblümünallleyn falanda var

    sen yaz sikko biz okuruz

    YanıtlaSil
  66. Lan şimdi Terminatör 2 ve Esaretin Bedeli filmlerinde foreshadowing kullanıldı diye bunların yönetmenleri Kubrick zekasında adamlar mı ? Nolan da, Fincher da kullanıyor hacı filmlerinde bu yöntemi. Ama sistemin anasını sikmeden de bırakmıyor.

    Ayrıca birisi çıkmış Assasins Creed demiş yorumunda. Oyunu hiç oynamadım ama zaten o oyun gizli tarikatlardan ve masonlardan bahsediyor evladım. Amacı deşifre etmek zaten. Reklamını yapmak değil. Sen o oyundan ne alırsan o.

    Neyse, müthiş yazı müdür eline sağlık.

    YanıtlaSil
  67. mayk bişey sorcam cevaplarsan iyi olur, şu gösterdiğin çizgi film sahneleri varya, hani new world order, yok obey, yok yenileceksiniz falan diyor kötü adamlar, çip mip takıyor. acaba o filmlerin sonunda bir iyi adam çıkıp bu düzenin amına koyan insanlığı çiplerden kurtarmıyor mu?
    ne bileyim karşı taraftan yani bu sikiklerin karşısından çocuklara merak etmeyen yavrular biz en sonunda yenicez bu puştları diye mesaj veren birileri vardır? yazının neredeyse her harfine katılıyorum ama belki o çizgi filmlerin tamamı izlendiğindebir kısmında amacın farklı olduğu anlaşılır?

    YanıtlaSil
  68. keşke aynı sınıfta olsaydık

    YanıtlaSil
  69. Parmaklıkların olmaması özgürsün demek değil !

    http://www.youtube.com/watch?v=oonFDSmVPnU

    YanıtlaSil
  70. sikko beni tanıdın mı münihten baturcan. görüşmüştük. haber yapmıştım. türkiye gazetesi.Edward Bernays ve psikanaliz mevzularına facebookta baturcan diker mahlasıyla değinmiştim ve ortamın siklenmeyen adamı olmuştum hani.

    önce bir yanlışı düzeltmek istiyorum yorumlardan birine yazmıştın sanırım ''bilinçdışımızı etkiliyorlar'' vari bir şey. Bilinçdışı iç ve dış dünyanın etkilerinden bağımsız olarak insanın tabi doğasına ait olan bir kavramdır ve dış etmenlerin etkisi altına girmesi söz konusu değildir.

    YanıtlaSil
  71. Konumuza dönücek olursak, ilkokul sıralarından itibaren ''oy vermek vatandaşlık görevidir'' mottosuyla yetiştirilen nesiller ile gerçekleştirilmesi hedeflenen durum freudun psikanaliz aracılığıyla kitleleri manipüle etmektir. Bunun ilk uygulaması ise 1928 yılında Amerika'da Edward Bernaysle birlikte çalışan Herbert Hoover ile gerçekleştirilmiştir. Hatta başkan seçildiğinde halkla ilişkiler uzmanları ve reklamcılara yönelik şöyle bir hitapta bulunmuştur. ''Siz arzu yaratma mesleğini edindiniz. İnsanları sürekli hareket eden mutluluk makinelerine dönüştürdünüz. Bu makineler ekonomik büyüme için vazgeçilmez oldu.'' Yani aslında demokratik sistemlerin temelinde mutlu ve uyumlu bir çizgi yakalayan aynı zamanda ekonomik büyümeye de katkı sağlayan yani dengeli bir toplum yaratan bireyler yaratmak vardır. İrrasyonel benlik beslenirken iktidar sahiplerinin gücüne karşı koyma imkanı sözkonusu olmuyor.

    YanıtlaSil
  72. Amerikadaki demokratik sistem beraberinde serbest piyasayı da yaratmış ve arz-talep dengesinin sağlanamaması sonucu herkesin bildiği büyük kriz gerçekleşmiştir. Peki New York borsalarının tek tek battığı dakikalarda Edward Bernays napıyordu biliyor musunuz cancağızlarım j.d rockefeller ve önde gelen godomanlarla ampulun bulunuşunun 50. yılı adı altında parti düzenliyordu. PEKİ ŞAŞIRTTIN MI EDWARD? HAYIR ŞAŞIRTMADIN.

    Demokratik sistem ve getirilerinin bu yöndeki sıçışının ardından Almanya'da hitler gibi bir güç ortaya çıktı ve mottosu ''Ben değil hizmet'' olan bir toplum yarattı. Ve yine psikanalatik düşünceden yararlanarak bireylerin irrasyonalitelerindeki libidal güç kavramını rasyonaliteyle ilişkilendirdi. Peki nedir bu libidal güç, tek bir lidere bağlanma ve ötekine nefret besleme, ki bunu bu blog satırlarında da görüyoruz geçenlerde mesela bir şeye rastladım ''sikkofield okumayanlar olarak zarardasınız.Muhtemelen sıradan bi siyasi görüşünüz var ve elinizdeki kitapları akıcı sanıyorsunuz'' insan doğasının vazgeçilmezi tek bir lidere bağlılık ve ötekine karşı nefret ve hitlerde bunu çok iyi manipüle etmiş savolsun.

    YanıtlaSil
  73. Şimdi baskül ailesinin fidanı kıvamındaki anna freud'a çevirmek istiyorum konunun eksenini ama önce Çocuklar duymasın havuç eminem hayranı oluyor haluk sürekli kim bu emine diyor emine içerden buyur haluk bey diye geliyor HD İZLE KOMEDİ ŞOV adlı videoyu izleyecem zira bitirme tezi kıvamına ulaştım yine.
    Anna freud'a göre insanların irrasyonalitelerini kontrol etmeyi öğrenmeleri imkansızda ve bu nedenle hep baskı altında tutulmalıydılar, bunun ilk denemesini de eşinden boşanmış ve bu nedenle çocuklarında anksiyete ve saldırganlık çeken yakın bir arkadaşı üzerinde denemiştir. Çocukları toplumsal kurallar doğrultusunda yaşamaya ve irrasyonalitelerini bastırmaya zorlamıştır, ve sonuç olarak çocukların ikisi de büyümüş oğlan çocuğu evlenmiş felan hatta. Her şey güllük gülistanlık dururken oğlan çocuğu alkolik olmuş, kız ise anna freudun evinde,çok ironiktir bu durum, intihar etmiştir. Bastırılmış irrasyonaliteler uzun vadede bireyler üzerinde bu etkileri yaratıyorsa, kitleler üzerinde ne gibi patlamalara yol açar bilemiyorum.

    YanıtlaSil
  74. Anna freud meselesini bir kenara bırakıyor ve Amerikanın yazılarındaki sübliminaller aracılığıyla da belirttiğin üzere halkı üzerinde korku politikalarını nasıl uyguladığına dair çarpıçı bir örnek sunma istiyorum.


    1953 yılında Amerikalı ünlü meyve şirketi united fruit guetemala'ya komünist sistemin gelmesi nedeniyle meyve tarlalarını kaybediyor ve bunun üzerine Edward Bernays'e başvuruyor, lan o değil bizdeki halkla ilişkiler mezunları sekreter oluyor, biz bu işi bu derecede yanlış yürütmeyi nasıl başardık mına koyuyum ehehehe. Edward'da diyor ki hazır soğuk savaş ortamı söz konusu komünizm tehlikesi var gel biz medyayla bu işi manüpile edip guetemala hükümetini düşürelim diyor. Ve böylelikle Amerikan medyasında çarşaf çarşaf komünizm tehlikesi hatta guetemalanın Rusya destekli olduğuna dair spekülasyonlar yaratılıyor, lan staline sorsan haritada gösteremez guetemalayı ama böyle böyle amerika guetemalaya savaş açıyor ve mına koyduğum şirketi iki muz daha satacak diye binlerce insan ölüyor.

    YanıtlaSil
  75. Birkaç kısa şeyden daha bahsedip kapatıcam zaten muhtemelen okunmayacak yorumum okuyan varsa da üniversitede tez diye versin bi yararımız ossun ;))

    Bende geçenlerde tv'yi açtım johnny Bravo var, sonra 11 eylül yazın aklıma geldi bi izleyeyim dedim, özet geçiyorum johnny bravo jölenin içine düşüyor donuyor ve 150 yıl sonra bir bilim adamı tarafından çözünüyor, ardından bilimadamıyla bir bara gidiyorlar işte orda karıya kıza sarkıyor, sarkarken kız ''öpüşme makinamı çıkarmalıyım'' diyor, metal bir şeyle suratını vakumluyor bunun, bilimadamı da ''büyük birader öpüşmeyi yasakladı.'' diye durumu izah ediyor o esnada siren sesleri geliyor, Büyük biraderin komedi şovu başlıyor hemen gitmeliyiz diye topukları götüne çarpa çarpa koşturuyor kız, bilim adamı ve johnny, tüm şehir o şova kitlenmiş bir şekilde izliyor. Büyük birader ise ''3 gün aç birini görsem hemen tutuklatırım'' vari merhametsizliğe yönelik nüktedanlıklar peşinde koşuyor. Burdan bağlayacağım mesele şu sübliminal mesajlar ve doğrudan bilince hitap eden davranışlarla bireylere empoze edilen cinsellik düşüncesi temelinde ahlaksız toplum yaratmaktan ziyade, cinselliği bir tabu olarak gören elektra sendromlu ve bu nedenle üreme eylemini devam ettirmeyecek nesiller yetiştirmek olamaz mı?bilinçaltı, bilinç ve bilinçdışı ile dört bir koldan desteklenen bir olgu böyle bir doğrultuya yönlendirilemez mi? Aldous Huxley'in cesur yeni dünyasındaki gibi cinselliğin yasak, üremenin ise ahlaksızlık sayıldığı bir toplumun temelleri atılıyor olamaz mı? Bu son düşünceler benim kanılarım tabi kesinliği yok, BU YORUM OKUNMAYACAKSA DA AFEDERSİNİZ AZINIZA SIÇIYIM SİZİN YGS'YE 1 AY KALDI SEN DAHA BİLGİSAYARLA OYNA AZARI DİNLİYOM SAATLERDİR. son olarak lady diananın kaza yaptığı aracın otoyoldaki 13. kolona çarptığını biliyor muydunuz? ;)

    YanıtlaSil
  76. Yorumlar uzun olduğundan bölüp bölüp attım

    Konu ergenekon,türkiye uzantılarına felan gelirse şayet bir gün onda da iki çift lafım var, umarım gelir hadi selametle. Bi şarkı bi caps atıyom gidiyom.
    http://www.youtube.com/watch?v=E_pwquM9Ct4&feature=share

    https://pbs.twimg.com/media/BBAJjINCIAAmF0H.jpg:large

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ha birde üreme felan derken bağlamak istediğim bir şey daha vardı dünya nüfusunu 500 milyon sınırında tutma hedefleri de var bu adamların. Bağladığıma göre bir tur daha robot olmadığımı kanıtlayıp gidiyorum.

      Sil
    2. Şarkı güzelmiş, bizim Ramo Ramo şarkısının girişi gibi, duyunca hoşuma gitti bu şarkı.

      Sil
    3. şarkı tony gatfil'in gadjo dilo filminin soundtrack'i çingenelerin yaşamına felan meraklı olanınız varsa tony gatfil ve emir kusturica filmlerini öneririm ikisininde soundtrackleri eşsizdir. Lan o değil 175 görüntüleme nedir allasen.

      Sil
    4. Son olarak bir şey daha ekleyeyim sikko yazısında da yazmış, artık insanların neredeyse hepsinde psikolojik rahatsızlıkların bulunduğunu. Bildiğimiz üzere haarp iyonosfere frekans gönderme yetisine sahip ve 6 hertz freakans insan fizyolojisinde depresyona yol açar. Yani belki de günümüzde obsesif kompülsif kişilik bozuklukları, anksiyete bozuklukları ve majör depresyonların bu derecede yaygın olmasının sebebi budur.

      Sil
  77. Yazında azda olsa GDO ya değindiğim için sağol. Ben olaya farklı bi açıdan bakmak istiyorum bir domatesin rengi, şekli değiştirilip soğuğa dayanıklı olması için nasıl balıkların geni ekleniyorsa insanlarada ibnelik homoluk genide eklenebiliceğini düşünüyorum. 1 domates yiyipde ertesi gün kalktığında ibne olmuyabilirsin ama her gün yiyipde o ibnelik genlerini doğacak olan çocuklarına aktarabilirsin.

    İbnelik geni işin en son boyutu tabi beyin silme geni hafıza silme geni olarak bunları enjekte ettiğini düşünüyorum. Neden dersen toplum olarak bende dahil günlük hafızayla yaşıyoruz. Sanırım beyin bellek duvarını zararlı maddelerle yok ediyorlar .

    Tanrıyı yok etme geni diye bir araştırma yapmışlar yani inanç yok etme geni. Tabi bu ne kadar uçuk bi şey tartışılır.

    Ama gerçek olan şuki dünyada bozmadıkları gıda kalmadı. Herşeyin içinde ketçapta hazır çorbada bile mısır şurubu var nedir bu kutsal bi maddemi ki çocuk mamalarında bile soya yada mısırın glikoz şurubu var.

    Birde msg çin tuzu varki bokun üzerine bile katın onu bile yersiniz beyine öyle suni sinyaller gönderiyor.

    Boş bi anında gıda üzerinde dönen oyunları araştırmanı tavsiye ederim sikko bu işlerdede çok ibnelik dönüyor.

    YanıtlaSil
  78. potansiyel bir sikko okuyucusu olarak diyorum ki; abicim bu bilinç altı mesajlarından korunmanın yolu nedir?nasıl bilincimizi koruyabiliriz.mümkünmüdür?

    birde benim sorunum var 2 yıldır düzenli olarak seni veya başka blogları okudum. iyice paranoyak oldum ben bundan nasıl kurtulcam

    YanıtlaSil
  79. benim merak ettiğim şey fox kids'te yayınlanan spiderman unlimited adlı çizgi filmde insanları çipleyip köleleştirenler spiderman'in düşmanları ve kötü karakterler olmuyor mu? evet öyle. peki bizim kahramanımız spiderman iyi rolde ve çocuklar da onun tarafında olduğu için o sistemi kötü olarak, uzak durulması gereken şey olarak algılamazlar mı? birçok örnekte de aynı durum oldu kötü karakterler yeni dünya düzeninden bahsetti, yok şeytana taptı vs. o zaman çocukların bu sistemi düşman bellemeleri lazım. korkutmak içinse filmlerin sonunda kahramanlarımız kazanıyor sistem çöküyor bu yüzden korkulacak bir durumda olmayabilir. mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet haklısın.Köleleştirme vb. kötülük yapanlar eninde sonunda cezasını çekecek.Onları yıkacak birileri var.Kim bunlar: Radyoaktif bir böcük tarafından ısırılınca hoplamayı zıplamayı becerebilen ve sonra kendine Örümcek Adam denilen Peter oğlan; gezegeni yok olunca babası tarafından dünyaya yollanan ve gariban çiftçiler tarafından büyütülen,sonra da kendisine Superman denilen Clark Kent vs. vs. Yani "bu sistemi siz çökertemezsiniz.Ya da çökertebilmeniz için babanızın sizi uzaydan dünyaya yollamış olması ve süper güçleriniz olması gerekir. Ha,uzaydan yollanmadıysan ve normal bir vatandaşsan o zaman kendini radyoaktif bir böceğe ısırtman gerekir,bak o da olur." Bu çizgi filmlerde sistemi çökertme yolu hiç gösterilmez.Eninde sonunda bir süper kahraman iki ışın sallar gözünden, hoop sistem çöktü.Çocuklara; "siz de direnin bunlara" denilmez.

      Sil
    2. Kötü karakterler gerçekten var ama süper güce sahip insanların sadece animasyon olduğunu ve gerçekten var olmayacaklarını biliyoruz. Tabi Süper Güç(!) Amerika var ama o da anca petrol arasın.Belki debu şekilde korkutuyorlardı bizi de.

      (Bundan sonrası geyik maksatlıdır)
      Bir şey daha var:
      Hani uzaylılar süper güçlere sahip ve gün gelecek dünyaya savaş açacaklar ya(Sikko da bahsetmişti bu tarz birşeyden)
      be amına kodumun Kriptonlusu, gezegenin patlayınca oğlunu neden Dünya'ya yolluyorsun? Yollasana Mars'a,Venüs'e :) Lafa gelince Dünyalılar katışıksız orospu evladı di mi? Yolla Venüs'e bakalım bakıyorlar mı o çocuğa? Dünya'da merhamet var bakarlar çocuğuna di mi? Ama zamanı gelince ışın kılıcıyla Dünya'yı sikertmeyi düşünürken iyi:)

      NOT: 2.yorum geyik amaçlı yazılmıştır.Yorumcunun şahsi fikirlerini içermemektedir.(Kendimden 3.şahıs olarak bahsedeyim de bir bok sanayım kendimi)

      Sil
  80. başbakan olacak kapasite var sende

    YanıtlaSil
  81. Ellerine sağlık reis bekliyoruz diğer yazıları.

    YanıtlaSil
  82. http://www.youtube.com/watch?v=O6fDsmkZbr8 bilinçaltıyla ilgili video. konuyu pekiştirsin.

    YanıtlaSil
  83. Ey uyanmış yada uyanmaya bi parmak kalmış değerli arkadaşlar,Sikko iyidir güzeldir candır amma hazır kıta Hakan Yılmaz Çebi,Aytunç Altındal ve Kemal Mısıroğlu nu da unutmayıp takip edelim.Bu isimler siyonizmi korkmadan telaffuz ve deşifre edebilen ender isimlerdir.Şahsen tuzum kuru olsa sahip oldukları bigileri süngerleyim diye sabah akşam bunların kapısının önünde yatardım.Nacizene fikrim, acilen sikko dahil bu isimlerin hangisi kabul ederse o isim önderliğinde ve yasalar çerçevesinde anti-siyonist bir organizasyon oluşturup üye kabulu ile birlikte çalışmalara başlamalıyız.Bloglarda klavye ile kavga edip atarlanmaktan belki daha işe yarar.Aslında okullarda ders olarak okutulması gereken SİYONİZM in nemenem bir bela olduğunu rothschild ailesinin izin verdiği kadar haykırıp kalpleri mühürlenmemiş birkaç kişiyi daha uyandırabiliriz.
    Not : Sikko biladerim bir gün nalları diksen kim olduğunu bilmiyoruz cenazene gelemiycez..

    YanıtlaSil
  84. taşaksız seni.bi solukta okudum yine.kaynataya selam.yeni yazını dört gözle bekliyorum.

    YanıtlaSil
  85. yazının ikinci bölümü de ilk bölümü gibi süper olmuş, ellerine sağlık, bu arada herkes marilyn manson'ın ne mal olduğunu bilir ama herif eşeğin amına su kaçırmış, herif amdan illuminati tarzı all seeing eye gözü yapmış klibinde ahanda inanmayanlara geliyor "amgöz";
    http://i50.tinypic.com/6f4fti.jpg

    Klibin orijinali için;
    http://www.youtube.com/watch?v=hB0Dp9TrR1c

    YanıtlaSil
  86. yazını okurken aklıma ilk gelen okan bayülgenin linkteki jeneriği oldu nedendir bilmiyorum http://www.youtube.com/watch?v=1C6O0THKSAo

    yazın bu seferde süperdi. sen yazı yazdığını duyurmadan sadece 2 gün önce subliminal mevzuuna düşmüştük ev arkadaşımla daha fazla resim daha fazla fotoğraf arıyorduk karşımıza pek çoğu çıktı ama bu kadar ayrıntılısını bulamamıştık. tabi bu arada bu mevzuyu birkaç Türk programı da işlemişti Deşfre ve Öteki Gündem. pek tatmin edemedi. yazın bizim için iyi oldu. teşekkür ederiz.:D

    bu arada artık reklam izlerken film izlerken hatta dizi izlerken de dikkatli, bir şeyler yakalamaya çalışıyoruz. izlerken pek sıkıntı olmuyor ama dinlerken gerçekten çoğu reklamda insana o ürünü alması için emir verdiğini v.s. farkediyoruz. gerçekten garip bir his oluyor insanda.

    YanıtlaSil
  87. 2. kısım da bitti, sol taşşağının üstündeki kıllara sağlık be Sikko, beynimi, gözümü, boynumu siktin ama helal olsun sana. 1. kısmı okuyunca yorumda acaba bizde ne alemde bu subliminal olayları diye sormuştum ve 2. kısımda Hababam Sınıfı, Süt Kardeşler filmlerinde yapılanları gördüm ve iyi cevap oldu :) Orhan Gencebay'ın o meşhur illuminati sahnesi ve Yeşilçam olayından başka bizde pek yok gibi duruyor ama reklamlar zaten yeterince beynimizi sikiyor. Discovery kanalını sen söylediğinden beri pek izlemiyorum ama Tv'de de bi bok olmadığı için mecburen izliyorum, en sevdiğim programlarından biri de meşhur MythBusters, bugün izlediğim bölümde yaptıklarına, koskoca programı tek olayı nasıl akladıklarına bak Sikko, izlerken pis pis güldüm-sırıttım, vay orospu çocukları sizde mi lan, hayallerimi yıktınız dedim :) Olay şu: Her programda 2 kafadar bir miti diğer 3 fırlama başka miti doğru mu yalan mı diye araştırıyolar ya, bugünkü bölümde hep beraber tek olaya yürüdüler, olay da Ay'a gerçekten gidildi mi(İlk gidilen eski zaman), hani Ay'da ayak izi, gölge dengesizlikleri, bayrağın dalgalanması olayları var ya, bunların komplo mu yoksa gerçekten gidildi mi bunu araştırdılar ama kimin yardımıyla? Tabii ki Nasa :) Zaten ilk 5 dakikada sonuç belliydi ama ne saçmalıcaklar diye izledim, Nasa abilerinin de yer çekimsiz ortam filan bir sürü desteği ile hepsinin komplo olduğunu ve ayak izinin-bayrak dalgalanmasının gerçek olduğunu sanki kaynatalarının düğününde halay çeker gibi sevinerek doğruladılar ama şimdiye kadar yaptığı en ucuz ve kısa kısa yöntemlerle, izleyenler bilir, en az 3-5 kez denerler miti doğrulamak ve çürütmek için, bugün ilk seferde hepsini doğruladılar :) Daha da yazarım programı ama yavaş yavaş sonuna geçeyim, 2 kafadar abimiz işte stüdyoda yaptığı deneylerle bunları doğrulanılar tamam olabilir ama sözlerine bak adamların, aynı yukardaki Nlp uzmanı spiker gibi kesin konuşarak ve sanki mesaj vermeye çalışarak şunları dediler hep, 'Deneylerde gördük ki komplo teoricileri çuvalladı, bizde Ay'a gerçekten gidildi o dönemde' falan filan, ulan dingiller, siz nasıl stüdyoda kopyasını yapmayı becerdiyseniz milyar dolarlık Nasa bunu stüdyoda yapamaz mıydı? Dedim ya amaç belliydi zaten, bunlar hep safsata, komplocusunuz siz, hayal aleminde yaşamayın, Nasa gittik diyosa gitmişlerdir :) Şahane bir ısmarlama programdı. Sağ olsunlar çok sevdiğim programın içine ettiler ve şahane soğuttular kendilerinden, tabii ki biraz zaman geçince tekrar izlicem programı sevdiğim için ama eskisi gibi ciddiye almayacağım kesin, daha neler neler be Sikko, yazı yazayım derken bokunu çıkardım ama tam da denk gelmişken bu konuda içimi dökeyim dedim. Yazımı okuma zahmetinde bulunanlara şimdiden teşekkürler, bu ne biçim yazı lan, özet geç piç diyenler için de 'İşte bunlar hep seks' diyorum, kalın sağlıcakla kaynata sevenler birliği ;) ...

    Özet: Buralar eskiden hep dutlukmuş...

    YanıtlaSil
  88. ulan sabah 7 de kalkıp cok uzun süre kovaladıgım bi iş görüşmesine çağrıldım sikko, yazını gördüm okuyayım dedim saat olmuş üç buçuk. geçmişini skeyim yarın ne bok yicem ben? hay amına çakim 31 çekim bari uykum açılsın

    YanıtlaSil
  89. http://www.dizi-mag.com/the-simpsons-24-sezon-13-bolum-720p-izle-dizi.html
    simpsons'un son bölümü bu yazıyı dolmasını beklerken vakit geçsin diye okudum.Sikko bu kadar da olmaz amk,hele bi bak...

    YanıtlaSil
  90. Moruk Supernatural hakkındada bir kaç şey döktürsen, dizide bildiğin illüminatiyi anlatıyolar birsürü subliminal mesaj var ve foreshadowing dediğimiz olayı 1 bölümde 2 3 kere kullanıyolar bence güzel bi dizi onun hakkındada bi kaç şey döktürsen bizi sevindirirsin şimdiden tişkür ettim :G

    YanıtlaSil
  91. Lan bir grup kurda örgütlenek yarram hepimizi tek çatı altında toplayak sikkocular diye yola çıkıp ülkeye güzellik getirek etrafımda ki sikimsonik insanlarla anlaşamıyorum çünkü gerçekleri anlatmaya çalışıyorum alayı dinlemeden ön yargıyla bir top alıp sektirip gidiyor. Etrafımdaki sikimsonik insanların alayının kaynatasını sikim sikko'ya selam

    YanıtlaSil
  92. İlk yazından itibaren tüm yazılarını okudum ve artık şu kanaate vardım ki:Kendini tekrarlıyorsun Sikko.Orjinal başlayan bu serüven burada bitmiş anlaşılan.Gerçi üzülme; siklotimide olan bir insan için başarılı bile sayılırsın.

    YanıtlaSil
  93. Sikkocum yazılarını blogu ilk açtığın günden beri takip ederim canım benim. Şu Rothcilds hanedanlığı ile ilgili yazdığın 2012 kasım ayına ait yazıda çok bomba bir hatan dikkatimi çekti. Hatta buradan buradan öğrendiğim birçok şeyi sorgulamama vesile olduğu canım kardeşim. Lafı daha fazla uzatmadan yanlışı söylüyorumki düzelt;

    "Bu da bir zamanların Yugoslavya'sıdır. Yugoslavya'dan tam 6 farklı ülke çıkmıştır ve 7.si ile 8.si de yoldadır zira Sırbistan da 3'e bölünmek üzeredir. Kosova ve Voyvodina yakında kopacaktır Sırbistan'dan."

    Kosova 5 sene önce bağımsızlığını ilan etti. Hatta şu altına yorum yazdığım bilinçaltına dair yazıları yayınladığın gün Kosova bağımsızlığının 5. yıldönümüydü :) Kabul edersin veya etmezsin çok mühim değil fakat bir Kosovalı Arnavut olarak bu yazdığın beni bir anda duraksattı, düşündürdü.. ehehe yokla bariz bir hata yapmışsın söyliyeyim dedim :)

    Bayrampaşadan selamlar ;)

    YanıtlaSil
  94. sikko bu çip muhabbetini biz görmesekde torunlarımızın torunları muhakkakki şahit olacaklar şöyle ki Fringe de de bu çipleri uzaylı saldırısıyla bağlıyorlar ilk orda gördüğümde aha dedim bizim kaynatasızın yazdıklarını adamlar senaryoya dökmüş diye dizi de acayip olaylar oluyor son sezonda da üstün insan ırkı mental olarak çok ilerideler ve bunuda beyinlerine yerleştirdikleri çipler sayesinde yapıyorlar sonrasında gelip dünyayı istila ediyorlar ve resistance dedikleri direnişçilerin amına koyuyolar kısaca
    taşşaklarına selam onlar çok değerli 2 taş bizim için :)

    YanıtlaSil
  95. senin şu yazında yazdığın Rothschild, Illuminati, Satanizm ve Yeni Çağ +18 ısırlmış elmaya ne demişler sikko baksana wikipedia'da

    Logosunun anlamı;

    Amerika Birleşik Devletleri'nin en çok bilinen bilgisayar firması olan Apple ilk kurulduğu zamanlar bir elma çeşidinin adı olan "Macintosh" ismiyle anılıyordu. Daha sonra Steve Jobs İncil'de yer alan Adem ile Havva'daki elmayı kullanmaya başladı. Isırılmış elma figürünün bugünkü anlamda ilk bilgisayarların üretiminde görev alan ve zehire batırdığı elmayı ısırarak intihar eden Alan Turing'e ithafen kullanıldığı da söylenmektedir. Alan Turing'in Homoseksüel olduğu anlaşıldıktan sonra Ingiltere'deki hayatı zor bir döneme girmiştir. Ingiltere'nin savaş dönemlerinde yaptığı katkılar hiçe sayılıp dışlanan Turing bir gün evinde ölü bulunmuştur. Masa başında intihar eden Turing'in elinde ısırılmış bir elma bulunmuştur. Ingiltere başkanı Gordon

    Brown, Turing'e yapılan haksızlığı tanıyarak basına bir özür makalesi yayınlamıstır, ancak birçok Ingiliz düşünür bu özrün çok geç olduğunu düşünür.

    ibneleri görüyomusun nasıl da kılıf uyduruyorlar. pamuk prenses ve yedi cüceler de zaten 1912'de yazılmıştı dimi devam sikko bu veledi zinaları deşifre etmeye devam et kardeşim.

    YanıtlaSil
  96. Sikko kardes eline saglik.
    Fikren kiralıklari iyi ifşa etmissin.
    Sirketler vs luciferianlar arası baglantıyı ortaya koymanı diliyorum.

    YanıtlaSil
  97. Apple elmasının anlamı "ELMA SODALI BİLGİSAYAR"dır. Arkadaş atölyesinde ilk sistemlerinin yazılımını yaparken içtiği boş elmalı sodanın şişesini görüyor. Sonra muziplik olsun diye bilgisayara bu adı veriyor. Zamanla ismi kısalıp "ELMA" oluyor.

    YanıtlaSil
  98. hababam sınıfındaki o kadını görünce masadaki poşet dosyanın içine bi posta koymuştum.içindeki dönem ödevi götüme girdiydi amk

    YanıtlaSil
  99. http://en.wikipedia.org/wiki/Microchip_implant_(human) , yazısının altında ABD de bir kaç eyalette zorunlu çip takımının yasaklandığı yazıyor. Ne diyorsun

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dostum taktiği hala anlamadınmı adamlar her boku böyle yapıyorlar zaten. ortada bir sıkıntı varsa mutlaka o sıkıntının karşılığı bir grupta var demektir işte bu adamlar o grubu da kontrol altına almak için hep bunu yapıyorlar hem iktidarı hem muhalefeti yönetmek yani tam kontrol şöyle düşün abd'de bu çiplerin yasaklanması da gerekiyor yani ki bu emin ol insanları takmak için daha da teşvik edecek bi davranış yani ne olacak insanlar kendileri isteyecekler ve çoğunluk kabullendiğinde belliki tıpkı kentkart gibi akbil gibi ee artık halk böyle istiyor diyerek zorunlu hale getirirler amg. hep aynı taktik.

      Sil
  100. sikko beynimizi siktin lan 2 saat sırf bunun için:
    http://imageshack.us/photo/my-images/832/fieldk.jpg/
    şaka lan:) güzel yazı olmuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. köşede de bilinçaltı telkin diye reklam var ehehehe

      Sil
  101. OBEY adlı kıyafetlerden bahsetmişsinizde niyet nedir tabi bilinmezde Shepard Fairey adlı street art yani stencillerle ilgilenen herif bu ve kullandığı slogan sadece obey yani sembolu bu banksynin exit throught the gift shop filmindede bahsediyor.Obey markalı şapkalar veya tshirtler o adamın kendi tasarımı ve üretimidir ama araştırmak lazım tabii.

    YanıtlaSil
  102. @Blogcu aplle elması soda bilmemne demişsin o zaman ilk bilgisayarın 666.66 dolar olmasının sebebi de sodanın 66 kuruş olmasından heralde bu kadar da iyimser olmayın be kardeşim fazla iyimserlik aptallıktır.

    YanıtlaSil
  103. yazıyı şimdi bitirdim...

    bana bu tür muhabbetleri yapanlarla taşak geçen biriydim ve blogu okumaya başladıktan sonra yine taşak geçiyorum bizim elemanlarla...çok saçma konuşuyolar bizimkiler

    ama bu tür muhabbetlerde oturup bi düşünmemide sağladı yazıların...ciddi emek harcamışsın bu yazılar için...
    blogunu uzun süredir takip ediyorum bir teşekkür etmek istedim

    ayrıca bu yazıyı yazarken murat bozun bi şarkısı aklıma geldi
    para yok o yok bu yok yok allah yok şeklinde bir şarkısı vardı...bak şimdi işkillendim

    YanıtlaSil
  104. ABD de ne işin vardı, sürekli aynı küfürleri emir kipiyle yineliyorsun....fark ettinmi sende imajın-görüntünün yazılı haline dönüşüyorsun!

    YanıtlaSil
  105. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  106. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  107. discovery'de bi belgesel izlemiştim geçen seneydi sanırım. iki reklamcıyı A mekanından alıp otomobille B mekanına getiriyolardı. B mekanında reklamcılardan bi iş istiyolardı. tam hatırlayamıyorum ve link bulamadım ne yazık ki. her neyse reklamcılar istenen işi çıkardıklarında, reklam veren ( belgesel ekibi ) bi kartonla geliyorlar ve reklamcıların yeni çıkardığı işin neredeyse birebir aynısı ellerinde idi. reklamcıları B mekanına getirirkenki güzergaha pek çok mesaj yerleştirmişler ( sayılar, belli mekanların özellikle önünden geçmek vs) ve onların yeni çıkardığı "yaratıcı" işi çıkarmalarını sağladılar. bakalım reklamcıları kandırabiliyor muyuz kehkeh tarzıyla yapılmış bi şeydi.yeni bir fikir yaratma sürecinde bile kullanılan tercihlerin bu kadar kolay yönlendirilmesi ilginç. ha derseniz televizyon işi reklamcı ve belgeselci ekip arasında anlaşmıştır sonucun böyle olması için.. bilemiyorum elbet. tabi ki ellerine sağlık sikko.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. http://www.youtube.com/watch?v=O6fDsmkZbr8

      bu mu?

      Sil
  108. maykıl boşuna kibir demiyo aq. adam bilinçlnmemiz içn emek veryor sz ise ota b.ka lf edysunz.emeğne sağlık maykıl..

    YanıtlaSil
  109. bbc'nin how tv ruined your life belgeseline türkçe altyazı yapabilecek arkadaş var mı? Belgeselin sahibi black mirror'un senaristi ve the guardian'ın köşe yazarı charlie brooker.

    YanıtlaSil
  110. http://static.idefix.com/cache/0/270/330583 şu kitabın kapağına bakarmısınız.Üstelik yazarı bir türk.Kişisel gelişim altında monarch zihin kontrolünü anımsatan ağzında kelebeği.gözleri hipnoz halinde bir kadının resmi.ürkütücü hemde çok.

    YanıtlaSil
  111. O zaman gece gece benden hepinize gelsin MEGADETH "New world order" http://www.youtube.com/watch?v=K4MtiQHhlNY

    YanıtlaSil
  112. tek kelimeyle süperdi ve hep okurken şunu dedim bir oyun kuranın üstünde başka bir oyun kurucu elbet vardır.(c.c)

    YanıtlaSil
  113. http://yagmurduman94.blogspot.com/2013/02/earthlings-analizleri-ve-arastrmalar.html arkadaşlar bu belgeseli de izleyelim konudan bağımsız fakat duyarsız kalmayalım irdelenmesi gereken bilinçlenmemiz gereken bi konu.

    YanıtlaSil
  114. Peki biz birer müslüman Türk genci olarak ne gibi tedbirler alabiliriz? Ya da çevremize bunu nasıl yayabiliriz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Televizyondan mümkün olduğunca uzak durabilirsin.

      Sil
    2. Zaten evde televizyon yok, onun haricinde ne yapabilirim diye soruyorum.

      Sil
  115. yuh ben senin kaynatanın damadını sikeyim bu ne lan paranoyak ettin

    YanıtlaSil
  116. moruk, çizgi film diyon da, tepedeki tek gözü ile teknodromun magmanın sıcacık sularınan geldiği 4 ninja tospaanın çizgi filmine ne diyon?

    YanıtlaSil
  117. Lewis carroll, Alice harikalar diyarında ile ilgili bir yazı bekliyorum. Lewis`in gerçekten de alice adlı kızla (alice lidelldı galiba adı) birlikte olduğu, onun çıplak fotoğraflarını çektiği ve hatta hikayeyi oluştururken kıza sihirli mantar denen halüsinasyon(ismini siktimin şeyi böyle mi yazılıyordu?) görülmesini sağlayan mantarlardan verdiği hakkında söylentiler falan vardı. Hatta Bir dönem Karındeşen Jack`in Carroll olduğundan şüphelenilmiş... Oldukça ilginç bir konu. Onun hakkında bir yazı okumak isterdim. Ama konuyu çok araştırmadığım için illüminatiyle falan bi alakası var mı bilmiyorum carrollun. Ama hikayeyi ingiltere kraliçesinin çok beğenmesi, ona da bir kitap yazılmasını istemesi gibi enteresan olaylar da olmuş. Kitabı popüler yapan bu zaten o dönem.

    YanıtlaSil
  118. SELAM SİKKO bu blog ve adam hakkında ne düşünüyorsun çok merak edityorum fikrini ve diğer arkadaşların http://takunyalibidocusu.blogspot.com/ Cem Akkılıç

    YanıtlaSil
  119. Tamamını izleyebilirmisin bilmiyorum ama SUPERNATURAL adı altında bir dizi var. Şu anda 8. sezonda.
    Dizi bugüne kadar bloğunda sunduğun bir ço sembolü işliyor. Aleister Crowley dizi de şeytanların kralı rolünde oynuyor.
    GDO benzeri olaylar ise Levantian adında ki yaratıklar tarafından insan üzerinde deneyler yapılarak gösteriliyor. BU yaratıklar insanların genleriyle oynayarak yedikleri insanları kendi ağız tadına göre tadımlıyor.
    8. Sezon boyunca bir çok hikaye dönüyor. Bu olayın içinde büyük şirketler de var.
    Ayrıca dizi de tanrının mutlak çizdiği kaderi değiştirbiliriz mesajını insanın beynine direk işliyorlar. Sürekli bir ayin tadında geçiyor her bölüm. İnce derim...

    YanıtlaSil
  120. sikko dayı güzel olmuş yalnız şu taayyüp ve fetoş gülen hakkında yazını bekliyorum

    YanıtlaSil
  121. @orçun Beşiktaşk şu senin Alan Turing dediğin adamın tiyatrosuna gitmiştim ben adam elmayla intihar etmiyor aslında zehirliyor kendini ve ne hikmetse yatağının yanında ısırılmış gayet zehirsiz elma bulunuyor tabi bunu Alan Turing in bilerek yasak aşkı simgelemek için oraya koyduğu da düşünülüyor ayrıca bu adamın oğlancı bi pislik olduğunu söylemeden de edemicem

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adamı aşağılayarak iyi bir şey yaptın, aferin! Nedir bu insanlardaki kibir anlamıyorum ki. O zaman elindeki bilgisayarı da bırakman gerekiyor. Çünkü bilgisayarın icad edilmesi konusunda o adamın çabaları çok fazlaydı.

      Sikko'nun yazısına bir şey demiyorum, döktürmüş yine. Bir de gay'leri aşağılamaktan vazgeçse...

      Sil
    2. ya arkadaşım kimi aşağılamışız biz bu yavşaklar o adamı kullanmışlar asıl amaçları zehirli elma saçmalığı falan değil onlar bizzat dinlere çatmak için kullanıyorlar o elma figürünü apple'da. içtiğin kola da gergedan yarrağı bile var bak şaka yapmıyorum ha harbiden diyorum coca colanın içinde gergedan yarra bile varmış fare kanının yanı sıra gaylere laf atmaya gelince. gay olabilirsin bu senin doğuştan gelen bir özelliğinde olabilir ama bu işin tedavisi var. yaratılış esastır yani sen eğer gerçekten birşeyleri aşmak istersen allah bu kapıyı açmış ama sen ben yarak yemeyi seviyom deyip üstüne yatarsan gittiğin zamanda bolca zebani yarra yedin demektir.

      Sil
    3. sayın Tashita ben gaylere laf etmiyorum umrumda da olmaz hani adamın bulduğu dual sistemede bişey demem zira enformatik okuyan bi insanım ama adam sübyancı bunun kızlara yapılandan farkı yok 40 yaşında 17 18 yaşındaki oğlanlara sarkıyor bu benim ahlak anlayışıma terstir arkadaş(!)

      -ben de onu diyorum ilham aldığı kişi alan turing ise aslında o elma günahı ve yasağı simgeliyor demek istiyorum.

      Sil
  122. eline sağlık sikko yazıyı okurken cosume obey gibi kelimeler bana flashback yaptırdı 2 sene kadar önce okan bayülgenin programlarının jeneriği vardı hayko cepkinle beraber söyledikleri bir şarkı vardı o geldi aklıma. birden acaba onlarda mı bizi etkilemeye çalışmış gibi düşündüm ama sonra tekrar açıp dinledim de çok güzel bir eleştirel yapım olmuş yani en azından ben hiçbir art niyet göremedim insanları uyandırmaya çalışıyor gibi geldi... siz de bir dinleyin belki vardır bir bit yeniği :) ... ahanda link http://www.youtube.com/watch?v=1C6O0THKSAo

    YanıtlaSil
  123. İnançları analizini yapmak sana mı kaldı lan yarram?

    YanıtlaSil
  124. Bişey diyeceğim çok merak ettim,FBI 'da İlluş içinmi çalışıyor ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayır, fbi trabzon yardımlaşma ve dayanışma derneği için çalışıyor.

      Sil
  125. http://www.youtube.com/watch?v=0TsVT1H7378
    15 ve 16 saniyeler arasında bir resim var.

    YanıtlaSil
  126. Böyle buyurdu sikko.

    Helal kardeş!

    YanıtlaSil
  127. Geçenlerde sinemadayken dikkatimi çekti. Bu yıl gösterime girecek 2 tane film var. Biri çanakkale ile ilgili, Gürkan Uygunun başrolde oynadığı bir film, ötekisi ise fantastik bir çocuk filmi Hititya. Bu iki filmde de açılışta sanırım yapımcı olarak Warner Bross logoları var. Bunlar bizim sinemamıza da el attıysa yakında bizim filmlerde de hollywood yapımı bilinçaltını hedefleyen mesajlarımız olacak.

    YanıtlaSil
  128. Neden daha fazla yazmıyorsun ? Beklemeye değiyor gerçi..
    Yürüyedur Sikko...:D

    YanıtlaSil
  129. İstatistik önemli bir konudur. Şunu bir inceleyin derim:

    http://www.rtuk.org.tr/sayfalar/DosyaIndir.aspx?icerik_id=0ff756b8-292d-4269-9dbc-2bbfe6782cf0

    Bu araştırmaya göre, TV izleme oranları gelir düzeyi arttıkça azalıyor. Maddi durumu iyi insanların TV ile pek işleri olmuyor. Çünkü evlerinde saatlerce oturmuyorlar. Başka ilgi alanları var, çalışma şartları da farklı tabi.
    Sadece para da etken değil. Eğitim düzeyi arttıkça TV izleme oranı yine azalıyor.

    Bunun anlamı şu: Az eğitimli ve maddi geliri iyi olmayan insanlar, medya tarafından kolaylıkla kontrol edilebilir.

    *****

    Bu arada Michael. Tutup Masonlukta görülebilecek bazı simgeleri de "sübliminal mesaj" kategorisine sokmuşsun. Onlar tehlikeli değil, sadece farkındalığına göre yorumlayıp bazı yasaları idrak etmeni sağlar.

    YanıtlaSil
  130. http://www.youtube.com/watch?v=N0_wGv8S7kg sözlere dikkat.

    YanıtlaSil
  131. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  132. Yüce insanlik denizine,

    Sona dogru yaklasmaktayiz. Ister begenin ister nefret edin, bu hepimizin karsilasmasi gereken bir kader. 11 Eylül 2001 de dünya sonun baslangicina tanik oldu. Görmüs yada yasamis olduklariniz yakinda ortaya cikacak felaketlerin yaninda hic kalacak. Onca yasama son verilecek olmasi üzücü - fakat bu seyler eski sistem cökmeye devam ederken gelismeye devam edecek.

    Ne simdi nede kadim zamanlarda, insanlardan olusan hicbir hükümet mükemmel bir düzen saglamayi basaramamistir. Her hükümet basarisiz kalmisti ve kalmayada devam edecekler. Onlar sizleri koruyamaz. Onlar sizlere insanlarin gercekten ÖZGÜR olduklari, komsularinizin aileniz ve yabancilarin dostunuz oldugu bir mekan sunamazlar.
    Hicbir insani hükümet bunu ne basarabilir nede basaracak yetiye sahiptir. Iste bu yüzden bir Ajanda olusturuldu. Fakat sakin korkmayin. Olusacak sey nükleer bir holokost yada asteroid yagmuru ile medeniyetlerimizin yerle bir olmasi degil. Aslinda aci cekecek yada süpürülecek olan sey Dünyanin kendisi degil, bu muazzam gezegende yasayan ve kendi türlerine dahi saygilari olmayan INSANlar.

    Herbiriniz gelecek seneler icerisinde oldukca derin ve dürüst düsüncelere dalmak zorunda kalacaksiniz. Kendi türüme karsi olan nefretimi yenebilecekmiyim yada tüm farkliliklari bir kenara koyup birlik icerisinde komsuma yardim etmeyemi calisacagim? Onlara nazik davranacakmiyim? Yoksa onlari sömürmeye devammi edecegim? En son ne zaman sokaktaki bir yabanciyi evinize alip ona en azindan o gece icin yemek ve basini sokacak bir cati bulmasina yardimci oldunuz? Veya, otobüste, alisveris merkezindeki bankta yada trende yaninizda oturan kisiye Merhaba dediniz. En son ne zaman yakin bir sürede yakinini kaybetmis birine rahatlamasi icin yardimci oldunuz? En son ne zaman birisiyle sahip olduklarina yada zenginliklerine bakmadan sadece onu umursadiginiz icin arkadas oldunuz?

    Yukaridakilerin hicbiri kolay degil! Hicbirimiz mükemmel degiliz. Hicbirimiz iyi bir hayat yasayamadik. Bazilari belirli bir düzeye kadar aci cektigimiz icin ne olursa elde etmenin adil oldugunu düsünüyor - öyleki bu islemde baskalarinin zarar görecegi bilinse dahi. Fakat olusturdugumuz negatiflige karsi ayaga kalkanlar, hayatta kalip suan dünya üzerinde bir hayal olarak nitelendirebilecegimiz bir yasamla ödüllendirilecekler. Sadece mütevazi olanlar dünyaya sahip olabilecek.

    Bu kesin olan birsey.

    Yeni Sistem geliyor. Tek soru ise su: Orada olmayi seciyormusunuz? Yoksa yolun asagisina dogru devam edip kendinizimi yok edeceksiniz? Size kalmis! Asagidaki Ajanda nelerle karsilasacaginiz ve bunlarin üstesinden gelip nasil hayatta kalacaginizi bilmeniz icin. Yani, derin düsünün. Bu sizin geleceginiz. Kendinize iyi bakin.
    David ROCKEFELLER

    hacu bide böyle bir mektup yazmış abi bize, lan valla gözlerim yaşardı herif katliamı ne güzel açıklamış utanmasam benide alın diyecem ama senin yüzünden çok sövdüm siksen almazlar. bizide soktun bu dergaha, bide bu piçler haklıysa allah yoksa(haşa lan) yarra yedik sikko senin ta götünü sikeyim o zaman işte. bunlar en azından bilimle milimle 150 yıl yaşamı garanti ediyolar senin bok yemenden ondan da olacaz. baksana adamın ne güzel bir niyeti var karşılıklı iyi ilişkilerin olduğu ''cennet dünya'' modeli ali ağaoğlunun fatih 1453 projesinden bile fazla satar bu ama biz muafız amk ilk yok edecekleri gereksiz virüs kapsamına girdik senin yüzünden. neyse bakın makara yaptım başka anlamlar çıkarıp kafamı sikmeyin bende bir şey yapamam ama ana bacı giderim pc başında haberiniz ola...

    YanıtlaSil
  133. sayfan çok kasıyor birader. Kahvem soğudu...Keşke yazıyı bir kaç parçaya bölseydin.

    YanıtlaSil
  134. Kim ne derse desin alemin kralısın.Yorumlarda taşak geçen sikkolar araştırıp emek verip bir şeyler karalasınlar da görelim a.q

    YanıtlaSil
  135. bence bill gates ide çalışmaların arasına almalısın..adaml diğer yavsaklarla bir olup insan genetiği ile oynayıp insanüstü ırk oluşturma çabasındaydı en son..bu 2007 kaydı..şimdi durumlar nedir bilemiyorum pek fazla bilgi bulunamıyor..teşekkürler bilgilerin için hocam..

    YanıtlaSil
  136. birde belki garip gelecek belki de şizofren diyeceksiniz ama tesla ile bill gates arasında bi baglantı var ama çözemedim olayı..

    YanıtlaSil
  137. Sikko'yu deşifre e... hehehehhee, o değilse de ya arkadaşı ya kardeşi filan lan, elemanın youtube'taki yorumlarına bakın anlarsınız :)
    http://www.youtube.com/channel/UCcYSJNo-ND5q2YS6i1zCzvw

    Bu videodaki yorumunu da iyi okuyun: http://www.youtube.com/watch?v=O6fDsmkZbr8

    Sikko yakaladım seni hehehe :) ...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ne sikkosu mal bende kim bu diye baktım kendi sayfamı gördüm amk. lan benim üzerimden sikkoya yüklenip durmayın amk taylan vardı bi ona açıklama yaptım bide sen çıktın şimdi lan olum bak evet ben sikkoyu severim çünkü gerçekten onun bu blogu beni 120 milyon sayfa tıklamaktan kurtardı ve kanıtları tek yerde topladı hepde diyorum allah razı olsun adamdan ama ben sikko falan değilim amk malmısınız siz ben onun blogu okumak için senin gibi buraya gelen biriyim. benim yorumlara lafınız varsa direk bana sokun amk nedir yani sen gocunacan diye ben konuşma şeklimi ya da düşüncelerimi mi değiştirecem.. bak hadi yapmayın bida böyle komik duruma düşüyorsunuz cevap yazıyorum o da tek sebepten bi ton adam okuyor gelip şu blogu senin gibi 2-3 ibne yüzünden sikkoyu farklı tanıyıp etiketçilik zihniyetiyle yazdıkları da boktur diye düşünmesinler diye şu cevabı yazıyorum zira adamın yazdıkları insanları siktir et bu dünyasını ebedi hayatını ilgilendiriyor, teşekkür etceniz yerde ibnelik yapıyosunuz lan sizi anlamıyorum. şimdi de bi mal çıkar gelir ne yani sikko peygambermi der. der yani amk alıştım ben böyle cımbızcılara zaten zamanında ayet cımbızlayıcılar yüzünden milyon sıkıntı çektim hatta inanmıyosan antispiritualist ve emre 1974We sor adamların bloglarında insan gibi kafalarını sikmedim sağ olsunlar ona rağmen hep cevap verdiler bu yüzden siktir git kalbini kıracam yoksa.

      Sil
    2. Estağfurullah Orçun'cum.
      Her zaman bekleriz:)

      Sil
  138. bunları daha önceden arkadaşımla tartışmıştık. yazılarında tuz biber oldu kaynatasını sevdiğim

    (malzemeler)
    1-mayk (ve onun gibiler)
    2- şizofren iddiası
    3- bu: http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=40190 (kitabı devirli okuduk. bir şizofren inceleyecek halimiz yok ya anasına yanayım. ki kitaptada akıl oyunlarıyla benzerlik mevcuttur)
    4- http://www.epasaport.gov.tr/hakkinda/sikcasorulansorular.aspx (o aralar pasaporlarda çipli geçiş vardı .. 2hafta beklemiştik)
    5- son olarakta bu: http://www.sinemalar.com/film/999/akil-oyunlari (filmi izlerken john nash bir ara deli odasında kolundaki çipi çıkarmaya çalışıyordu. ben o arada patlattım kahkahayı. erkek arkadaşım da "yeni bir şizofren (!) mi doğuyor ifadesiyle gözüme bakıyodu garibim) neyse ikimizin de verdiği ortak cevap yani yemeğimiz
    = "bunlara inanan herkes aslında birer şizofrendir" algısı yaratılma çabası.

    YanıtlaSil
  139. Tavsiye ederim beyler. Bir göz atmanızda fayda var.

    http://takunyalibidocusu.blogspot.com/


    .

    YanıtlaSil
  140. Sikko şu BARNABAS inciline bi baksan diyorum en krtik noktanın o olduğu söyleniyor Türkiyenin de bu kadar merkezlerini oluşturmasının sebeplerinden biri BARNABAS inciliymiş. örneğin muhsin yazıcıoğlu bu incil üzerine film yapmak istemiş tam ayarlıyormuş işi onun için öldürmüşler adamı. bu BARNABAS incili oldukça enteresan hz isa'nın diliyle yazılmış ve 3 mü 4 mü kopyası varmış bunlardan biri afganistan(hali ortada) biri pakistan(hali ortada) orjinali ise anadoludaymış şırnakta bulunduğu söyleniyor bu ergenekon abdullah çatlı vs.. bütün olayları buna bağlıyolar lan iş çok derin bu kadar önemli olmasının sebebide orjinal incil olduğundan HZ MUHAMMED'e yer verilmiş daha sonra geleceği belirtilmiş ALLAH tarafından yani bu ibnelerin TÜRKİYE ye bu kadar sarmalarının asıl nedeni o olabilir zira o kitap ortaya çıksa hristiyanlık dini resmen islamı tanımış olacak ve dünyadaki tüm hristiyanlar müslüman olacak bu konuda ki bilgilerini paylaşmanı bekliyorum blogunun tamamını okudum ama baya zaman oldu tabi ilk yazını okuyalı eğer değindiysen kusura bakma hatırlayamadım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence gerçek bir İncil değil o...Çünkü spiritualist öğreti yine onda da var. Tahrif edilmiş tüm kitaplarda bir miktar olduğu gibi.

      Sil
  141. Bizim birleşip birbirimizi pekiştirmemiz lazım , her il e bir yönetici , her yöneticinin vereceği görevi olması lazım , o görevleri hep birlikte belirlememiz lazım , bazı şeyleri göze alabilecek bir ekip kurmamız lazım , okuyanından tut uzmanına kadar herkes kendi dalında birleşmesi lazım zira bu blogu okuyan tikky_ibo ya kadar. Eğer kaçacaksak sırtımıza değil , kafamıza haritayı çizmemiz lazım , beyler tutmayın beni
    - neyse sakinleştim hemde sigara kullanmıyorum bak çok yetenekliyim amına koyım

    YanıtlaSil
  142. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  143. http://michaelsikkofield.blogspot.com/2011/06/merhaba-kaynatasz.html 2 sene olucak nerdeyse, hep ataktayım bekliyorum, bu yazının 2.'si ne zaman gelir be sikko?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O yazının devamı Rothschild, Illuminati, Satanizm ve Yeni Çağ +18 başlıklı yazıdır kaynatasız. Yazının son cümlelerinde söylemiştim.

      Sil
  144. yorumlardan sikko nun kimliğini merak eden malların sayısının epey çok olduğu görülüyor. arkadaşlar böyle adamların kimliği deşifre edilmemeli, kendileini de açıklamamalılar, onlar sadece yazmalılar. sizin gibi malları bilinçlendirmeye çalışmalılar. ulan aha buldum seni, sen şu musun, bu sen misin? senin ben aklını seviyim. otur aşşa oku öğren yeter. kimse kim amına koyim. Allah razı olsun de geç.

    YanıtlaSil
  145. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler... (Al-i İmran Suresi, 191)
    Sublliminal karşı alın size kurtuluş reçetesi. geri zekalı siko Tassavufun ne olduğunu biraz idrak edebildinmi acaba ???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. o yazıların hepini bende okudum peki ben neden tassavufa karşıt bi anlam çıkaramadım? benmi geri zekalıyım yoksa senmi art niyetle okudun. bir daha oku adam sadece vahdeti vücut olayının nereye bağlandığını anlatmıştı yazısında ki aksini iddia ediyorsan süzme malsın kanıtlar kabak gibi gösteriyor işte olum götünü yırtsanda kanıtlar belli spiritualimz de vahdeti vücutta aynı kapıya çıkıyor işte amk ana fikir aynı

      Sil
    2. Sen hala buralarda mısın Aşk Beni Neyledi?

      Aylar geçmesine rağmen hala tasavvufun ne olduğunu öğrenemedin mi?

      Spiritualizmin başka bir ad / maske takmış versiyonu olduğunu? Temcit pilavı gibi önünüze koyduklarını ve senin gibi Allah'ın kitabı dışında kaynaklar peşinde koşanların bu tuzaklara takıldığını...

      MİSTİK dinlerin/ yaşam felsefelerinin hepsinin ELİTİST, havasçı olduğunu... İnsanın üstünlüğün ancak takvayla olabileceğini ve kimin takvasının üstün olduğunu YALNIZ Allah'ın bildiğini? Aksinin şirk olduğunu...

      Madde dünyasını Allah'ın bir parçası ZANNEDENLERİN şirk koştuklarını? Zan'ın gerçekten yana hiç birşey ifade etmediğini...

      Bu panteizm/ panenteizm türevi öğretinin kötülük denen kavramın ASLINDA olmadığını empoze ettiğini...Böylelikler aslında İblis'i bile akladığını...

      Hala fark edemedin mi?

      Sil
  146. Ayette müminlerin yaşamlarının her anında Allah’ı zikrettikleri haber verilmektedir. Müminler hayatlarının her anında Allah'ın rızasını gözetir ve daima Allah'ı düşünürler. Allah'ın kendilerini her an işittiğinin, gördüğünün, kalplerinden geçenleri dahi bildiğinin şuurunda oldukları için hep O'nu hoşnut etmeye çalışırlar. Her an aralarında Allah ile bir bağlantı vardır. Müminler için Allah’ı zikretmek “en büyük ibadet” tir. (Ankebut Suresi, 45) Müminler hayatları boyunca bu şuurda hareket ederler. Allah'ı zikretmeleri ise düşünerek ve bu düşüncelerini dile getirerek olur. Allah'ın kendilerine verdiği nimetleri tek tek düşünür ve ne kadar büyük bir rahmet içinde olduklarını fark ederler. Bu da Allah'a olan sevgilerini artırır.

    YanıtlaSil
  147. oppa şeytan style

    http://www.youtube.com/watch?v=cukw7GdpRVY

    YanıtlaSil
  148. Eline, yüreğine, bileğine, gözüne kuvvet be Sikko. Yine mükemmel bir yazı serisi hazırlamışsın ve bizi soluksuz bıraktın son cümlene kadar. Yazılarının devamını bekliyorum, iyi çalışmalar

    YanıtlaSil
  149. http://www.youtube.com/watch?v=jo4k-NaJZTw&list=UUtRmRQ6mLyPFzQTwV8ZNJew

    izleyin la şunu beni dellendirmeyin bak öfke nefret kontrolü geliştiremediğimiz hiçbir zaman bu dinin yayılmasına zerre katkımız olmayacak peygamberin kendisi bile onunla alay edenlere sadece üzülüyor biz ana bacı gidiyoz olmaz her haltı bilsekte allahın dinini tamamlamasına faydamız dokunmuyor.

    YanıtlaSil
  150. helal sana sikko amca..senin gibi adamlar lazım bu memlekete..

    YanıtlaSil

Bu blog'a yapılan her yorum, o yorumun sahibini bağlar. Ayrıca makaram sarı bağlar.

3. şahsa hakaret olmadığı müddetçe asla yorum silmem. "Bu yorum yazar tarafından silindi" ibaresi, eğer o yorumu yazan kişi kendi yorumunu sildiyse çıkar.