Önemsediği konular hakkında mükemmeliyetçi kesilen sikindirik yapım sebebiyle kendimi, her seferinde illa 100 küsür dipnotu olan upuzun araştırma yazısı yazmak zorunda hissettiğimi, aslında burasının bir blog olduğunu ve kafama esen herhangi bir konu hakkında da birkaç kelam edebileceğim kısa yazılar yazabileceğimi fark ettim. Yani bunun farkındaydım da, bu sefer ne kasıyorum amına koyim, yaz gitsin diyebildim kendime. Bu yazıda size biraz bilgi, biraz sorgulama, biraz da muhabbet vadediyorum. Ama büyük çoğunluğunuzun bu yazıyı okumak için ayıracağınız vakti daha yararlı bir işte kullanmayacağınızı bildiğimden, yine de okumanızı şiddetle öneriyorum. Çok uzun olmasa da öyle boş bir yazı değil.
Dün birkaç kitapçı geziyordum. "İslam'a Göre Cinsel Hayat" diye 400 küsür sayfalık bir kitap buldum, yazarı da profesör bir ilahiyatçı. Ayrıca İslam'da cinsellik konulu böyle başka yüzlerce sayfalık kitaplar, upuzun sohbetler de mevcut piyasada. İslam'a göre cinselliğin konuşulmasında hiçbir sakınca yok elbette de, bu konu hakkında 400 sayfa yazacak şeyi nereden buldun, nerenden uydurdun be adam? Kaynatasızlar, size Kuran'a göre cinsel hayattaki kuralları yazıyorum, benim yazmam da, sizin öğrenmeniz de 10 saniye sürecek:
1- Evlilik dışı cinsel ilişki (zina) yapma (İsra 32).
2- Anal seks yapma (Bakara 222).
3- Regl döneminde olan kadınla cinsel ilişki kurma (Bakara 222). Ki bu da artık kadına verilen bir haktır, kadını o haldeyken zorlama diyor sana.
Evet İslam'a göre cinselliğin kurallarını öğrendiniz, ders bitmiştir, bundan sonrasında atış serbesttir. Artık eşinle hizmetçi fantezisi mi yaparsın, facesitting'ten facial cumshot'lara mı varırsın, ne hoşunuza gidiyorsa öyle takılırsınız. Fakat mezheplere ve rivayetlere göre suyu nasıl içeceğinden tut, saçını ne yöne taraman gerektiğine kadar 50 türlü (ve hepsi de genellikle birbirinden farklı) kural olduğu için, bir insanın günah işlememesi için Kuzey Kore askeri edasıyla robot gibi yaşaması gerekiyor. Mezheplerin kendi kafalarından koydukları bu kurallar elbette cinsellik için de geçerli, insanların yatak odalarına girmekte de bir mazur görmüyor bu mübarek zatlar. Yani haramlar Kuran'da belli olduğu için, mezhepler koydukları her kurala "haram" demiyorlar, ama işte "caiz değildir", "mekruh"tur, diye kılıfına uydurup biraz yumuşatarak Allah'ın helal ettiği bir şeyin, günah olduğunu söyleyebiliyorlar.
Örneğin Cübbeli Ahmet, katıldığı bir televizyon programında oral seksin caiz olmadığını şu argümanla açıklamıştı: "Yahu ben o ağızla Kuran okuyorum, neden öyle pis işlerde kullanayım ağzımı?".
Haydaaaa. E be güzel kardeşim kadının vajinasından da insan çıkıyor, hatta kadının vajinasından peygamber bile çıkıyor, o halde eşimizin cinsel organına da dokunmayalım o mantıkla. Belki o amdan insanlık adına çok faydalı işler yapacak bir müslüman evladı çıkacak, napayım kutsal kase muamelesi yapıp hiç elleşmeyeyim mi? Tipe bak ha.
Bir de bu Cübbeli en son "yanmaz kefen" işine girmişti ki, bu piyasanın aynısı hurafenin başkenti Konya'da da vardır. Kabir azabından korunmak için yanmaz kefen satarlar. Yahu birincisi, Kuran'da kabir azabı diye bir şey yok. İkincisi, diyelim ki kabir azabı var, sen bundan Çakıroğulları Tekstil A.Ş.'nin ürettiği kumaşla mı kurtulacan? Yunan tanrısı Zeus'a kafa tutan Hera msınız lan siz? Bak hacı sana dünyadaki en kârlı işleri sıralayayım; silah kaçakçılığı, uyuşturucu, din tüccarlığı ve Kadıköy-Beşiktaş vapurunda gitarla İzmir Marşı çalmak. Özellikle "Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa" kısmını defalarca okuyunca "müziğimize destek olmak ister misiniz?" diye dolaşan çocuğu Chp'li teyzeler 5 liraya boğuyorlar. Özellikle rozetli teyzelerin 10 lira attığını da gördüm ben, çünkü o rozet +10 stamina ve cömertlik bonus'u veriyor.
Bir de bu Cübbeli en son "yanmaz kefen" işine girmişti ki, bu piyasanın aynısı hurafenin başkenti Konya'da da vardır. Kabir azabından korunmak için yanmaz kefen satarlar. Yahu birincisi, Kuran'da kabir azabı diye bir şey yok. İkincisi, diyelim ki kabir azabı var, sen bundan Çakıroğulları Tekstil A.Ş.'nin ürettiği kumaşla mı kurtulacan? Yunan tanrısı Zeus'a kafa tutan Hera msınız lan siz? Bak hacı sana dünyadaki en kârlı işleri sıralayayım; silah kaçakçılığı, uyuşturucu, din tüccarlığı ve Kadıköy-Beşiktaş vapurunda gitarla İzmir Marşı çalmak. Özellikle "Yaşa Mustafa Kemal Paşa Yaşa" kısmını defalarca okuyunca "müziğimize destek olmak ister misiniz?" diye dolaşan çocuğu Chp'li teyzeler 5 liraya boğuyorlar. Özellikle rozetli teyzelerin 10 lira attığını da gördüm ben, çünkü o rozet +10 stamina ve cömertlik bonus'u veriyor.
Neyse, bir kitapçıda gezerken canımı en fazla sıkan şey, "din" kategorisindeki raflarda bu Cübbeli'lerin, Nihat Hatipoğlu'nun, Mevlana'nın ve bilimum mezhepçi/tasavvufçu adamın kitaplarının fink atmasıdır. Bir diğer canımı sıkan mevzu da felsefe kategorisindeki raflarda Nietzsche'nin kitaplarının dizili olmasıdır. Übermensch'miş, bengi dönüşmüş, hassiktir oradan bıyıklarına röfle yaptığımın hıyarı. Yani her insan yanılır, hatta saçmalar da herifin sözüm ona felsefesinin temel direği böyle saçmalıklar ulan.
1984 romanını okuduysanız oradaki sosyalist rejim de cinsellikten zevk alınmasını yasaklar ve cinselliğin sadece üreme için yapılmasını emrederdi koyun sürüsü toplumuna. Bence insanların çoğu Kuzey Kore devlet lideri Kim Jong-Un'u kıskanıyor hacı, ne güzel her dediğin tanrı kanunu oluyor, herkes sana tapıyor falan.
Marksizm-Leninizm ve biraz da Mahir Çayan'ın felsefelerinden etkilenen DHKP-C'de de bir zamanlar alkol, zina ve hatta sevgili edinmek bile yasaktı (şimdiki halinde işler biraz yumuşamış olabilir, bunlar eskiden devrimci takılan arkadaşlarımdan aldığım bilgiler). E madem dini reddediyorsun, Marksist'im diyorsun, bu zevklerden uzak durmak ve çilecilik neden? Bu çileciliğin kökeni tee pagan dinlerden gelir ve dünyadaki çoğu ideoloji ama kısmen, ama yoğun bir şekilde etkisi altında kalmıştır çilecilik felsefesinin.
Bu, Allah'ın helal kırdığı zevkleri insanlara yasaklamak, yani çilecilik veya bir diğer adıyla asketizm, İslam'a da tasavvuf denen pagan inanıştan sızmıştır. Sufiler durduk yere kendilerine eziyet ederler, müritlere hakaret edip hesapta egolarını ezerler, kendilerini bir odaya hapsedip günlerce hatta aylarca halvete girerler... Bu tasavvufi tarikatlar da kendi aralarında bilmem kaç kola ayrıldığı için bu eziyet türlerinin çeşitli örneklerine rastlayabilirsiniz. Rivayet ve tasavvuf kültürü etkisindeki günümüz müslümanlığında, "Peygamberimiz her gün sadece bir hurma yemiştir, çok fakir bir hayat sürmüştür" hikayeleri dolanır durur ortalıkta. Fakat dinin ilk ve tek kaynağı olan Kuran, peygamberimize hitaben der ki: "Allah, seni aile geçindirme zorluğu içinde bulup da zengin etmedi mi?" (Duha 8)
Valla ayetlere göre peygamber son zamanlarında gayet de zenginlik ve refah içindeydi ve bu zenginliğin iyiye ve güzele kullanılması da Allah'ın en takdir ettiği davranışlardan birisidir Kuran'a göre. Zira Kuran'da fakirliğin ve çile çekmenin övüldüğü tek bir ayet bulamazsınız.
Örneğin bazı müslüman (!) ülkelerde kadınlara da sünnet yapılır ve bu sünnet operasyonunda kadınların klitorisleri alınır ki cinsel ilişkiden zevk alamasınlar. Amaç tamamen dünyevi zevke düşmanlık. Oysa Allah, helal yoldan olduktan sonra ye, iç, geçici de olsa bu nimetlerin tadını çıkar diyor sana Kuran'da.
Kuran'da "helal olan bir şeyi harama çevirmek" ile ilgili ayetlerin sayısı, "haram olan bir şeyi helale çevirmek" ile ilgili ayetlerin sayısından kat kat fazladır. Maalesef insanlar kibirlenerek, ellerine ego tatmini dışında hiçbir şey geçmeyecek olsalar bile, Allah adına haram uydurabiliyorlar. Kuran'daki bazı ayetlerde Muhammed peygamberimiz yaptığı hatalar yüzünden azarlanır, elbette peygamberler de bizim gibi insandırlar (Bkz: Fussilet 6) ve dünyadaki imtihanları devam etmektedir. Şimdi Allah'ın şu ayette peygamberimizi azarlama sebebine bakar mısınız?
"Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." - Tahrim suresi, 1. ayet.
Peygamberimiz de birtakım din adamı kisvesindeki insanlarla aynı hataya düşmüş, dine kendi kafasından bir haram uydurmaya kalkışmıştır, fakat peygamberimizin bu adamlardan çok önemli bir farkı vardır: Peygamberimiz hatasını anladıktan sonra tövbe ediyor ve yaptığı yanlışta ısrar etmiyor. Yoksa peygamberin kafasına göre dine kural ekleme hakkı yoktur, zira şimdi başka bir ayete bakın gadasını aldıklarım, çok dikkatli okuyun:
"Onlara bir ayet getirmediğinde, "Onu da şuradan buradan derleseydin ya!" diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir." - Araf 203
Bu ayetlerden anladıklarımız şunlardır:
1- Peygamber dahil hiçbir insan evladının Allah adına dine kural eklemesi mümkün değildir. Peygamber sadece kendisine vahyedilen Kuran'a uyar.
2- Kuran'da haram veya günah olduğu özellikle belirtilmeyen bir şey de serbesttir. İster yaparsın, ister yapmazsın, orası sana kalmıştır.
"Eee Kuran'da köpek eti yemek haram değil, o zaman git köpek eti ye" diyen arkadaşlara da şunu söylemek istiyorum. Kuran'a göre makarnaya limon sıkıp üstüne tarhana çorbası dökerek yemek de haram değil, ama ben böyle bir şeyi hayatta yemem. Damak zevkime uygun değil arkadaşım ne yapayım? Köpek eti yenilen bir toplumda doğup yetişseydim, eğer o köpek eziyete uğramadan, Allah adıyla kesilip pişirilerek önüme koyulsaydı onu da yiyebilirdim. Çünkü haram değil! Ama şu an ağzıma bile sürmem, çünkü böyle bir şeye alışık değilim, kendi kişisel tercihim.
"Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir." - Tahrim suresi, 1. ayet.
Peygamberimiz de birtakım din adamı kisvesindeki insanlarla aynı hataya düşmüş, dine kendi kafasından bir haram uydurmaya kalkışmıştır, fakat peygamberimizin bu adamlardan çok önemli bir farkı vardır: Peygamberimiz hatasını anladıktan sonra tövbe ediyor ve yaptığı yanlışta ısrar etmiyor. Yoksa peygamberin kafasına göre dine kural ekleme hakkı yoktur, zira şimdi başka bir ayete bakın gadasını aldıklarım, çok dikkatli okuyun:
"Onlara bir ayet getirmediğinde, "Onu da şuradan buradan derleseydin ya!" diye konuşurlar. De ki: "Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir." - Araf 203
Bu ayetlerden anladıklarımız şunlardır:
1- Peygamber dahil hiçbir insan evladının Allah adına dine kural eklemesi mümkün değildir. Peygamber sadece kendisine vahyedilen Kuran'a uyar.
2- Kuran'da haram veya günah olduğu özellikle belirtilmeyen bir şey de serbesttir. İster yaparsın, ister yapmazsın, orası sana kalmıştır.
"Eee Kuran'da köpek eti yemek haram değil, o zaman git köpek eti ye" diyen arkadaşlara da şunu söylemek istiyorum. Kuran'a göre makarnaya limon sıkıp üstüne tarhana çorbası dökerek yemek de haram değil, ama ben böyle bir şeyi hayatta yemem. Damak zevkime uygun değil arkadaşım ne yapayım? Köpek eti yenilen bir toplumda doğup yetişseydim, eğer o köpek eziyete uğramadan, Allah adıyla kesilip pişirilerek önüme koyulsaydı onu da yiyebilirdim. Çünkü haram değil! Ama şu an ağzıma bile sürmem, çünkü böyle bir şeye alışık değilim, kendi kişisel tercihim.
Neyse dönelim şu cinsellik meselesine. Cinsellik hep bir tabu olarak süregelmiştir. Birincisi, din adamı kisvesindeki insanlar cinselliği sürekli ayıplamışlardır ki helaliyle olduktan sonra bırak ayıp olmayı, dünyadaki en güzel nimetlerden birisidir seks. İkincisi ise, bir dindarın cinsellik hakkında konuşması da, dine mesafeli olan kişiler veya ateistler tarafından derhal onların sapık oluşlarına, akıllarında sikiş sokuştan başka bir şey olmadığına yorulmuştur ki, bu da ateist tayfanın dindarlar üzerindeki cinsellik anlayışı tabusudur. Ki gerçekten de ufacık kızları dahi cinsel istismara uğratan şerefsiz hacı-hocaların varlığı reddedilemez, fakat buradan "bir dindar cinsellik hakkında konuşursa sapıktır" genellemesi çıkarılamaz ve maalesef çoğu seküler insan bu çıkarımı yapma meyillisidir.
Bir diğer konu ise, cennette seks vadedilmesinin aşağılanmasıdır (ki Kuran'da böyle bir vaat olduğu kesin değildir). Öncelikle cennetteki huri kavramının ne olduğu hakkında bilgi edinmek isteyenlere Caner Taslaman'ın konuyla ilgili makalesini tavsiye ediyorum (1). İkincisi ise, cennette seksin olup olmadığı kesin değildir. Ayetlere göre "Cennette kesinlikle seks vardır" da denilemez, "Cennette kesinlikle seks yoktur" da denilemez. Fakat her iki durum da mümkündür ve Kuran'da vadedilen cennet tasviri ile bir çelişki içermez. Kuran'da cennet, genellikle ırmaklar, mücevherler vs gibi dünyadaki güzel nimetleri işaret ederek benzetme yoluyla anlatılır, zira cennette yeni bir yaratılış ve hiç görmediğimiz, hatta hayal bile edemeyeceğimiz nimetler, zevkler vardır. Kuran'daki tüm cennet tasvirleri aslında Fussilet suresi 31. ayetin şu kısmında özetlenir:
"... Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var."
Bir diğer konu ise, cennette seks vadedilmesinin aşağılanmasıdır (ki Kuran'da böyle bir vaat olduğu kesin değildir). Öncelikle cennetteki huri kavramının ne olduğu hakkında bilgi edinmek isteyenlere Caner Taslaman'ın konuyla ilgili makalesini tavsiye ediyorum (1). İkincisi ise, cennette seksin olup olmadığı kesin değildir. Ayetlere göre "Cennette kesinlikle seks vardır" da denilemez, "Cennette kesinlikle seks yoktur" da denilemez. Fakat her iki durum da mümkündür ve Kuran'da vadedilen cennet tasviri ile bir çelişki içermez. Kuran'da cennet, genellikle ırmaklar, mücevherler vs gibi dünyadaki güzel nimetleri işaret ederek benzetme yoluyla anlatılır, zira cennette yeni bir yaratılış ve hiç görmediğimiz, hatta hayal bile edemeyeceğimiz nimetler, zevkler vardır. Kuran'daki tüm cennet tasvirleri aslında Fussilet suresi 31. ayetin şu kısmında özetlenir:
"... Cennette sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada sizin için istediğiniz her şey var."
Sırf bu dünyada gördüklerimden yola çıkarak bana "Cennette ne olsun istersin?" diye sorsalar, herhalde ilk başlarda seksi ve orgazmı sayardım. Yani cennette böyle güzel bir zevkin var olmasında neden bir tuhaflık olsun? Öte yandan cennette hayal dahi edemeyeceğimiz zevkler varsa, seksin ve orgazmın ötesinde daha büyük zevklerin olması da gayet mümkündür. Yani cennette seksin olmamasında da neden bir tuhaflık olsun?
Bana ironik gelen ise, tüm hayatını güç ve seks elde etme peşinde harcayan seküler kitlenin, cennetteki olası bir seks vaadi ile dalga geçmesidir ki buna ben kendi tabirimle tişört üstüne gömlek giyen üniversiteli ergen ateizmi adını veriyorum.
Kısacası, helaliyle olduktan sonra seks ve cinsellik harika bir nimettir. Böyle bir şeyi yarattığı için de Allah'a şükürler olsun.
"Kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza dostluk sevgisi ve merhamet koyması O'nun ayetlerindendir. Düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır." - Rum suresi 21
İşin kötü boyutu ise, böylesi güzel bir nimetin ve insanın içinden taşarcasına fışkıran arzunun, başta medya tarafından suistimal edilerek iyice ayağa düşürülmesi, hayat amacıymış gibi sunulması ve içinin boşaltılmasıdır.
Aşağıdaki tabloda, meşhur anket ve araştırma kuruluşu PEW'un, müslümanların yaşadığı bazı ülkelerdeki Işid'e sempati oranları verilmiştir (2). Turuncu kısımlar, Işid'e karşı olan insanların oranıdır:
Turuncular IŞİD'e karşı olanların, yeşiller IŞİD'i destekleyenlerin, griler ise kararsızların oranıdır.
Birçoğu gelenekleri ve oradan buradan duyduklarını din zanneden müslümanların bile çoğunluğu IŞİD'e karşıdır ve IŞİD'e duyulan sempati son derece düşüktür. IŞİD'e sempati gösterenlere ve çekimser olan grilere ise, işin doğrusunu, yani Kuran'ı anlatmak da biz müslümanların görevidir.
Bu kadar cehaletin içerisinde dahi vicdanını, yani fıtratındaki ayetleri dinleyen müslümanların çoğunluğu IŞİD'e karşıdır.
Peki neden araya böyle bir reklam aldım şimdi?
Bu kare, dünyaca ünlü şarkıcı Rihanna'nın bir konserinde on binlerce kişi önünde bir dinleyicisine yaptığı ve zevk çığlıklarıyla alkışlanan kucak dansıdır. Rihanna, adamın sikinin üzerinde sürtünür, herifin elini alır memelerini okşatır ve konser meydanı kendinden geçer.
Şimdi soruyorum, IŞİD'e sempati besleyen insanların mı oranı daha yüksektir, yoksa cinsellik gibi harika bir duygunun içini boşaltan şu hayat tarzına özenen insanların oranı mı? Uçurum yaratacak bir farkla ikincisi öndedir.
Cinselliğin bastırılması hep çok önemli bir psikolojik vaka olarak sunulurken, cinselliğin içinin boşaltılması ve bunun açtığı psikolojik sorunlar neredeyse hiç ele alınmamaktadır. Öncelikle batı odaklı medyadan gördüklerinden özenen insanların, sosyal medyada fırsat bulup kendilerini pazarlamalarının da etkisiyle, güven ve duygusal bağların iyice altının boşaltıldığı bu toplum düzeninde boşanmaların müthiş bir ivmeyle artmasının sebebi nedir sanıyorsunuz? İyice amacından saptırılan feminizm akımı adı altında "ne kadar fazla kişiyle seks yaparsam o kadar özgür bir birey olurum" mentalitesine sahip kadınlar yetiştiren ve "özgür" olacağım diye tabiatına ters davranıp çığrından çıkmış kadınlar yetiştiren, bunu da kendi boş çıkarı için "modernizm" adı altında hoş karşılayan erkekler yaratan seküler toplumun yarattığı bu içi boş düzenin, sahiden en büyük terör olduğunu göremiyor musunuz?
"Ne alakası var, terör insan öldürüyor, bu dediklerin insan öldürmüyor, neyle neyi kıyaslıyorsun?"
Şunları kıyaslıyorum güzel kardeşim:
Bu liste ABD'de 2001-2013 yılları arasında terörden ve cinayetten ölen insanların sayısıdır (3). Kırmızılar cinayetten, maviler terör saldırılarından ölenlerin rakamlarıdır. Aradaki 12 senede ABD'de cinayetten 400.000'den fazla insan ölmüş, terörden ise 3.380 kişi ölmüştür ki bu rakamın da 3000'i artık hazırlayıcılarının kim olduğu malum olan 11 Eylül saldırılarından gelir.
Veya dünyada ortalama her yıl 1.3 milyon trafik kazasında ölmekte, 20-50 milyon arası insan ise sakatlanmakta veya engelli duruma düşmektedir (4).
Bu aşağıdaki grafik de, dünya genelinde her yıl terörden ölen insan sayılarını göstermektedir (5)
Tüm dünyada 1 yıl içinde terör yüzünden ölen insan sayısı, sadece Amerika'da 1 yılda cinayetler yüzünden ölen insan sayısından azdır. Tüm dünyadaki cinayet oranlarıyla kıyaslayacak olursan, var tabloyu sen düşün.
Son 8 yıldaki verileri ele alacaksak, dünyada 1 yıl içinde terör yüzünden ölen insan sayısı, dünyada 1 yıl içinde trafik kazasında ölen insan sayısının yaklaşık %1'i kadardır.
Bu kıyaslamalara AIDS, kanser gibi hastalıkları veya diğer ölüm sebeplerini eklerseniz de benzer sonuçları elde edeceksiniz.
Öyleyse dünyada çok daha büyük ölüm ve kaos sebepleri varken neden her gün televizyonlarda, sosyal medyada sürekli terör konuşuluyor? Hem de bu terör örgütlerinin silah, mühimmat ve istihbarat bilgilerini batı ülkelerinden ve onların Türkiye gibi paravan yarı sömürgelerinden temin ettikleri gün gibi ortadayken, neden biz her dakika müslüman teröristleri konuşuyoruz?
Asıl konuşulması gereken dünyadaki bu yozlaşma değil mi? Asıl sorun, insanlara gücü, parayı, seksi, alkolü ve uyuşturucuyu en nihai hayat amacı olarak sunan ve insanları asıl meseleleri düşünmeye karşı kör eden seküler toplum anlayışı değil mi?
Siz sahiden dünyadaki kötülüğün ve bilhassa terörün İslam'dan kaynaklandığını mı zannediyorsunuz?
Her ateist diline Tevbe 5 ayetinin şu cümlelerini pelesenk eder: "O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların."
Fakat bu ayetin öncesindeki Tevbe 4'ü görmezden gelirler: "Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever."
Ve yine aynı şekilde, Tevbe 5'ten hemen sonraki 6. ayeti de asla göstermezler: "Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/onun yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur."
Siz böyle bir tavrı sergileyebilen kaç tane komutan veya asker duydunuz tarihte? Sana sığınan düşmanını "git onu güvenli bir yere bırak, zarar görmesin" emrini kaç asker uygulamıştır bir savaşta? Muhakkak vardır böyleleri ve onlar da sayıları çok çok az bulunan o "iyi" ve "adaletli" insanlardandır.
Peki neden Tevbe 5'te "onları gördüğünüz yerde öldürün" gibi sert bir ifade geçer? Bu durumu daha yakın bir tarihteki savaş üzerinden analoji kurarak anlatayım sevgili taşaksızlar.
Artık hepinizin bildiği gibi Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye, İngiliz cephanesi destekli Yunan ordularınca işgal edilmişti. Yaptığımız savaş tamamen bir savunma savaşı, nefs-i müdafaa'ydı. Temmuz 1921'deki Kütahya-Eskişehir muharebelerini biz kaybettik, moraller iyice bozuldu, Yunanlar ilerlemeye başladı ve Atatürk'ün emriyle orduyu Sakarya'ya kadar geri çektik. Zeki adam Atatürk, geri çekilme emrinin bir sebebi vardı. Zira düşman Sakarya'ya gelene kadar Türk köylerinin arasından geçiyor, psikolojik baskı görüyor, hırpalanıyordu. Ardından geri çekilmiş Türk ordusu Sakarya'da Yunan ordusunu karşılıyor ve meşhur Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusunu durduruyoruz, Yunanlar geri çekiliyor. Ardından 1 yıl sonra, Atatürk o meşhur "Taarruz" emrini veriyor. Taarruz ne demektir? "Saldırı" demektir. 21 Ağustos 1922'de başlayan Türk Taarruzu, bildiğiniz üzere canhıraş kaçan Yunan askerlerinin denize dökülmesiyle sonuçlanıyor ve savaşı kesin olarak kazanıyoruz.
Şimdi size bir soru. Zaten işgal altındaki ülkesinde "Taarruz", yani "saldırı" emri veren Atatürk bir saldırı savaşı mı yapmıştır? Hayır, savunma savaşını sürdürmekteyken, düşmanı zayıf anında yakalamış ve karşı atağa geçmiştir. Bu taarruz dahi bir savunmadır.
Şimdi soruyorum size, azınlık olan, ezilen, işkencelerle öldürülen ve yaşadıkları yer olan Mekke'den göç etmek zorunda kalan Müslümanlara Tevbe 5 ayetinde gelen emir bir saldırı savaşı emri midir? Elbette değildir. Zaten sürmekte olan bir savunma savaşında, stratejik olarak uygun zaman bulduğunda karşı atağa geçme emri verilmiştir. Hatta ve hatta birçok kişi şu ayeti bilmez, lafını bile açmaz, görmek istemez, lütfen okuyun:
"İman edenler derler ki: "Savaş izni için bir sure indirilseydi olmaz mıydı?" Fakat hükmü kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde maraz olanların, ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur." - Muhammed suresi 20
Yani zaten eziyetin kralını gören müslümanlar, artık Allah savaş etmemize izin versin diye adeta isyan ediyorlar. Zira savaş en son başvurulacak yol olarak görülüyor Allah tarafından. Öncesinde sabretmeyi ve düşmanla uzlaşmayı öneriyor. Ve ne Muaviye'nin, ne Osmanlı'nın, ne de çeşitli müslüman ülkelerin yaptıkları saldırı savaşları, ne Kuran'ı, ne peygamberimizi, ne de Kuran'a inanan müslümanları bağlar. Kuran sadece nefs-i müdafaa'ya izin verir.
Unutmayın, eğer petrol dolu olan ve bir kısmı da siyonistlerce "vadedilmiş topraklar" olarak görülen Ortadoğu'da Budistler yaşasaydı, tüm dünya şu an Budizm'in terör dini olduğunu konuşuyor olacaktı.
Dünyanın sorunu İslam değildir.
Dünyanın sorunu terördür. Ve asıl terör ise; sahip olduğu gücün kölesi olmuş insanlar ve onların kandırdığı cahil insanlardır.
Çözüm ise bu kötü gücün büyüsüne kapılmamak ve cehaletle savaşmaktır. Dünyanın tüm vaziyetini, şu sözler özetler:
"Yemin olsun asra ki,
İnsanlık hüsrandadır.
İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır."
Asr Suresi
Selam ve sevgiyle.
Dipnotlar:
1- Cennette Cinsellik ve Huri Meselesi - Caner Taslaman. Link: http://www.canertaslaman.com/2014/01/cennette-cinsellik-ve-huri-meselesi/
2- In nations with significant Muslim populations, much disdain for ISIS - PEW Research Center. Link: http://www.pewresearch.org/fact-tank/2015/11/17/in-nations-with-significant-muslim-populations-much-disdain-for-isis/
3- American deaths in terrorism vs. gun violence in one graph - CNN, 03.10.2015. Link:http://edition.cnn.com/2015/10/02/us/oregon-shooting-terrorism-gun-violence/
4- Annual Global Road Crash Statistics - Association For Safe International Road Travel. Link: http://asirt.org/initiatives/informing-road-users/road-safety-facts/road-crash-statistics
5- Number of fatalities due to terrorist attacks worldwide between 2006 and 2014 - Statista. Link: http://www.statista.com/statistics/202871/number-of-fatalities-by-terrorist-attacks-worldwide/
Bana ironik gelen ise, tüm hayatını güç ve seks elde etme peşinde harcayan seküler kitlenin, cennetteki olası bir seks vaadi ile dalga geçmesidir ki buna ben kendi tabirimle tişört üstüne gömlek giyen üniversiteli ergen ateizmi adını veriyorum.
Kısacası, helaliyle olduktan sonra seks ve cinsellik harika bir nimettir. Böyle bir şeyi yarattığı için de Allah'a şükürler olsun.
"Kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza dostluk sevgisi ve merhamet koyması O'nun ayetlerindendir. Düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır." - Rum suresi 21
İşin kötü boyutu ise, böylesi güzel bir nimetin ve insanın içinden taşarcasına fışkıran arzunun, başta medya tarafından suistimal edilerek iyice ayağa düşürülmesi, hayat amacıymış gibi sunulması ve içinin boşaltılmasıdır.
Aşağıdaki tabloda, meşhur anket ve araştırma kuruluşu PEW'un, müslümanların yaşadığı bazı ülkelerdeki Işid'e sempati oranları verilmiştir (2). Turuncu kısımlar, Işid'e karşı olan insanların oranıdır:
Turuncular IŞİD'e karşı olanların, yeşiller IŞİD'i destekleyenlerin, griler ise kararsızların oranıdır.
Birçoğu gelenekleri ve oradan buradan duyduklarını din zanneden müslümanların bile çoğunluğu IŞİD'e karşıdır ve IŞİD'e duyulan sempati son derece düşüktür. IŞİD'e sempati gösterenlere ve çekimser olan grilere ise, işin doğrusunu, yani Kuran'ı anlatmak da biz müslümanların görevidir.
Bu kadar cehaletin içerisinde dahi vicdanını, yani fıtratındaki ayetleri dinleyen müslümanların çoğunluğu IŞİD'e karşıdır.
Peki neden araya böyle bir reklam aldım şimdi?
Bu kare, dünyaca ünlü şarkıcı Rihanna'nın bir konserinde on binlerce kişi önünde bir dinleyicisine yaptığı ve zevk çığlıklarıyla alkışlanan kucak dansıdır. Rihanna, adamın sikinin üzerinde sürtünür, herifin elini alır memelerini okşatır ve konser meydanı kendinden geçer.
Şimdi soruyorum, IŞİD'e sempati besleyen insanların mı oranı daha yüksektir, yoksa cinsellik gibi harika bir duygunun içini boşaltan şu hayat tarzına özenen insanların oranı mı? Uçurum yaratacak bir farkla ikincisi öndedir.
Cinselliğin bastırılması hep çok önemli bir psikolojik vaka olarak sunulurken, cinselliğin içinin boşaltılması ve bunun açtığı psikolojik sorunlar neredeyse hiç ele alınmamaktadır. Öncelikle batı odaklı medyadan gördüklerinden özenen insanların, sosyal medyada fırsat bulup kendilerini pazarlamalarının da etkisiyle, güven ve duygusal bağların iyice altının boşaltıldığı bu toplum düzeninde boşanmaların müthiş bir ivmeyle artmasının sebebi nedir sanıyorsunuz? İyice amacından saptırılan feminizm akımı adı altında "ne kadar fazla kişiyle seks yaparsam o kadar özgür bir birey olurum" mentalitesine sahip kadınlar yetiştiren ve "özgür" olacağım diye tabiatına ters davranıp çığrından çıkmış kadınlar yetiştiren, bunu da kendi boş çıkarı için "modernizm" adı altında hoş karşılayan erkekler yaratan seküler toplumun yarattığı bu içi boş düzenin, sahiden en büyük terör olduğunu göremiyor musunuz?
"Ne alakası var, terör insan öldürüyor, bu dediklerin insan öldürmüyor, neyle neyi kıyaslıyorsun?"
Şunları kıyaslıyorum güzel kardeşim:
Bu liste ABD'de 2001-2013 yılları arasında terörden ve cinayetten ölen insanların sayısıdır (3). Kırmızılar cinayetten, maviler terör saldırılarından ölenlerin rakamlarıdır. Aradaki 12 senede ABD'de cinayetten 400.000'den fazla insan ölmüş, terörden ise 3.380 kişi ölmüştür ki bu rakamın da 3000'i artık hazırlayıcılarının kim olduğu malum olan 11 Eylül saldırılarından gelir.
Veya dünyada ortalama her yıl 1.3 milyon trafik kazasında ölmekte, 20-50 milyon arası insan ise sakatlanmakta veya engelli duruma düşmektedir (4).
Bu aşağıdaki grafik de, dünya genelinde her yıl terörden ölen insan sayılarını göstermektedir (5)
Tüm dünyada 1 yıl içinde terör yüzünden ölen insan sayısı, sadece Amerika'da 1 yılda cinayetler yüzünden ölen insan sayısından azdır. Tüm dünyadaki cinayet oranlarıyla kıyaslayacak olursan, var tabloyu sen düşün.
Son 8 yıldaki verileri ele alacaksak, dünyada 1 yıl içinde terör yüzünden ölen insan sayısı, dünyada 1 yıl içinde trafik kazasında ölen insan sayısının yaklaşık %1'i kadardır.
Bu kıyaslamalara AIDS, kanser gibi hastalıkları veya diğer ölüm sebeplerini eklerseniz de benzer sonuçları elde edeceksiniz.
Öyleyse dünyada çok daha büyük ölüm ve kaos sebepleri varken neden her gün televizyonlarda, sosyal medyada sürekli terör konuşuluyor? Hem de bu terör örgütlerinin silah, mühimmat ve istihbarat bilgilerini batı ülkelerinden ve onların Türkiye gibi paravan yarı sömürgelerinden temin ettikleri gün gibi ortadayken, neden biz her dakika müslüman teröristleri konuşuyoruz?
Asıl konuşulması gereken dünyadaki bu yozlaşma değil mi? Asıl sorun, insanlara gücü, parayı, seksi, alkolü ve uyuşturucuyu en nihai hayat amacı olarak sunan ve insanları asıl meseleleri düşünmeye karşı kör eden seküler toplum anlayışı değil mi?
Siz sahiden dünyadaki kötülüğün ve bilhassa terörün İslam'dan kaynaklandığını mı zannediyorsunuz?
Her ateist diline Tevbe 5 ayetinin şu cümlelerini pelesenk eder: "O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların."
Fakat bu ayetin öncesindeki Tevbe 4'ü görmezden gelirler: "Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever."
Ve yine aynı şekilde, Tevbe 5'ten hemen sonraki 6. ayeti de asla göstermezler: "Eğer müşriklerden biri senden güvence dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/onun yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur."
Siz böyle bir tavrı sergileyebilen kaç tane komutan veya asker duydunuz tarihte? Sana sığınan düşmanını "git onu güvenli bir yere bırak, zarar görmesin" emrini kaç asker uygulamıştır bir savaşta? Muhakkak vardır böyleleri ve onlar da sayıları çok çok az bulunan o "iyi" ve "adaletli" insanlardandır.
Peki neden Tevbe 5'te "onları gördüğünüz yerde öldürün" gibi sert bir ifade geçer? Bu durumu daha yakın bir tarihteki savaş üzerinden analoji kurarak anlatayım sevgili taşaksızlar.
Artık hepinizin bildiği gibi Kurtuluş Savaşı sırasında Türkiye, İngiliz cephanesi destekli Yunan ordularınca işgal edilmişti. Yaptığımız savaş tamamen bir savunma savaşı, nefs-i müdafaa'ydı. Temmuz 1921'deki Kütahya-Eskişehir muharebelerini biz kaybettik, moraller iyice bozuldu, Yunanlar ilerlemeye başladı ve Atatürk'ün emriyle orduyu Sakarya'ya kadar geri çektik. Zeki adam Atatürk, geri çekilme emrinin bir sebebi vardı. Zira düşman Sakarya'ya gelene kadar Türk köylerinin arasından geçiyor, psikolojik baskı görüyor, hırpalanıyordu. Ardından geri çekilmiş Türk ordusu Sakarya'da Yunan ordusunu karşılıyor ve meşhur Sakarya Meydan Muharebesi'nde Yunan ordusunu durduruyoruz, Yunanlar geri çekiliyor. Ardından 1 yıl sonra, Atatürk o meşhur "Taarruz" emrini veriyor. Taarruz ne demektir? "Saldırı" demektir. 21 Ağustos 1922'de başlayan Türk Taarruzu, bildiğiniz üzere canhıraş kaçan Yunan askerlerinin denize dökülmesiyle sonuçlanıyor ve savaşı kesin olarak kazanıyoruz.
Şimdi size bir soru. Zaten işgal altındaki ülkesinde "Taarruz", yani "saldırı" emri veren Atatürk bir saldırı savaşı mı yapmıştır? Hayır, savunma savaşını sürdürmekteyken, düşmanı zayıf anında yakalamış ve karşı atağa geçmiştir. Bu taarruz dahi bir savunmadır.
Şimdi soruyorum size, azınlık olan, ezilen, işkencelerle öldürülen ve yaşadıkları yer olan Mekke'den göç etmek zorunda kalan Müslümanlara Tevbe 5 ayetinde gelen emir bir saldırı savaşı emri midir? Elbette değildir. Zaten sürmekte olan bir savunma savaşında, stratejik olarak uygun zaman bulduğunda karşı atağa geçme emri verilmiştir. Hatta ve hatta birçok kişi şu ayeti bilmez, lafını bile açmaz, görmek istemez, lütfen okuyun:
"İman edenler derler ki: "Savaş izni için bir sure indirilseydi olmaz mıydı?" Fakat hükmü kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde maraz olanların, ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur." - Muhammed suresi 20
Yani zaten eziyetin kralını gören müslümanlar, artık Allah savaş etmemize izin versin diye adeta isyan ediyorlar. Zira savaş en son başvurulacak yol olarak görülüyor Allah tarafından. Öncesinde sabretmeyi ve düşmanla uzlaşmayı öneriyor. Ve ne Muaviye'nin, ne Osmanlı'nın, ne de çeşitli müslüman ülkelerin yaptıkları saldırı savaşları, ne Kuran'ı, ne peygamberimizi, ne de Kuran'a inanan müslümanları bağlar. Kuran sadece nefs-i müdafaa'ya izin verir.
Unutmayın, eğer petrol dolu olan ve bir kısmı da siyonistlerce "vadedilmiş topraklar" olarak görülen Ortadoğu'da Budistler yaşasaydı, tüm dünya şu an Budizm'in terör dini olduğunu konuşuyor olacaktı.
Dünyanın sorunu İslam değildir.
Dünyanın sorunu terördür. Ve asıl terör ise; sahip olduğu gücün kölesi olmuş insanlar ve onların kandırdığı cahil insanlardır.
Çözüm ise bu kötü gücün büyüsüne kapılmamak ve cehaletle savaşmaktır. Dünyanın tüm vaziyetini, şu sözler özetler:
"Yemin olsun asra ki,
İnsanlık hüsrandadır.
İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır."
Asr Suresi
Selam ve sevgiyle.
Dipnotlar:
1- Cennette Cinsellik ve Huri Meselesi - Caner Taslaman. Link: http://www.canertaslaman.com/2014/01/cennette-cinsellik-ve-huri-meselesi/
2- In nations with significant Muslim populations, much disdain for ISIS - PEW Research Center. Link: http://www.pewresearch.org/fact-tank/2015/11/17/in-nations-with-significant-muslim-populations-much-disdain-for-isis/
3- American deaths in terrorism vs. gun violence in one graph - CNN, 03.10.2015. Link:http://edition.cnn.com/2015/10/02/us/oregon-shooting-terrorism-gun-violence/
4- Annual Global Road Crash Statistics - Association For Safe International Road Travel. Link: http://asirt.org/initiatives/informing-road-users/road-safety-facts/road-crash-statistics
5- Number of fatalities due to terrorist attacks worldwide between 2006 and 2014 - Statista. Link: http://www.statista.com/statistics/202871/number-of-fatalities-by-terrorist-attacks-worldwide/