Okunması şart makaleler:

Tasavvuf ve Tarikatlardan Yeni Dünya Dinine: Bölüm 1 ve Bölüm 2
Komünizm, Kızıl Devrim, Sovyetler Birliği ve Şirketler
İnsan, Din ve Kuran
Bu da amme hizmeti: Okunması Gereken Kitaplar Listesi

Bir Başka Din: Tasavvuf kitabı çıktı; internet'ten sipariş etmek için kitapyurdu link'i.

YENİ: Youtube'daki hodor hodor konuşmalarım için buradan alalım.

29 Mart 2012 Perşembe

Fihrist


Hareketli resimler sebebiyle yazılar biraz geç yüklenebilir, hatalı link vs varsa lütfen haberdar edin. Tüm yazılar yoruma kapalı. Şimdi öncelikle tuvalete gidip çatır çatır sıçacam, sonra da rahat bi 3 gün uyuyacam. Hadi eyvallah.

Herkesin kaynatasına ateşli öpücükler.

11 Eylül 2001 ve Kandırılan 6 Milyar İnsan - Volume II

Ne televizyon kayıtları, ne tesadüfen 3d grafik uzmanları tarafından kaydedilmiş sözüm ona "amatör" videolar, ne de Pulitzer ödüllü fotoğrafçılar tarafından çekilen fotoğraflar... Hiçbiri birbirini tutmamaktadır.

Sizlere TV ve gazetelerde yayınlanmış veya yıllar sonra resmi kurumlar tarafından halka sunulmuş 2 adet fotoğraf gösterecem. Bu fotoğraflar fake değildir, yani aslında hepsi fake, fakat hepsi "gerçek" diye TV ve gazetelerde insanlara kakalanmış fotoğraflardır.

Lütfen gökyüzünde uçağın konumlarına bakın, ardından sağduyunuzu kullanın ve bir şey söyleyin.

Kathy Cacicedo'ya ait fotoğraf. Der Spiegel'inden, Times'ına kadar, yıllarca birçok dergide gösterilmiştir bu fotoğraf.
John C. Vanover'a ait fotoğraf, 2011 yılında halka sunulmuştur.

Evet, 11 Eylül'de 2. kuleye çarpan uçağın evrimini hep beraber izledik.

Bu fotoğrafların ikisi birden gerçek olamaz. Paralel evrenlerde yaşamıyoruz, böyle bir şeyin olması mümkün değildir. En iyi ihtimalle bu fotoğraflardan sadece 1 tanesi gerçek olabilir ki bana kalırsa hepsi de sahte.

Sadece uçak görüntüleri değil, çoğu video'daki şehir kompozisyonu, binalar, arka plan, dumanlar vs dahi basit bilgisayar ürünü işlerdir.Yukarıdaki fotoğraflarda bile dumanların akış yönü arasındaki tutarsızlık farkediliyor zaar.

- Abi bu Amerikalılar salak mı? Nasıl yediler bunları?

Biz niye çırpınıyoruz zannediyorsun be gadasını aldığım? İnsanlar öküz. İnsanlar dikkatsiz. İnsanlar umursamaz.

Amatör kayıtlar dahil olmak üzere TV'de yayınlanan her şey stüdyo/bilgisayar ürünüdür.

Her şey.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle farklı gölgeler oluşamaz. Fakat 11 Eylüll 2001 tarihinde Manhattan'da gayet oluşabilir. Kaç tane güneş varsa artık bu amına kodumun şehrinde.

Buraya kadar.

Game over.

Size anlatılan her şey büyük bir yalandı.

Bu adreste NASA uçuş direktörünün 11 Eylül 2001'de kuleye çarpan uçağın hızının normalin üzerinde olduğunu belirten açıklamasını görebilirsiniz, uydurma haber değildir.

Peki 11 Eylül'de ne oldu öğrenmek istiyor musunuz?

Bu bir JASSM-158 füzesidir. 2001 tarihli imalatlarının 370 km menzili vardır ve güdümlendiği noktaya varana kadar saatte 500 MIL hızın üzerine çok rahat ulaşabilir. Etkilerini görmek için bu video'ya bakabilirsiniz.

Bu da sırf kıyaslama yapabilmeniz için September Clues'dan (photoshop tabi) bir resim. Şimdi bir karşılaştırma yapın. Bunlardan birisi 11 Eylül akşamı televizyonlarda izlettirilen uçak, birisi Jassm-158.

Çıplak gözle bile uzaktan uçak olduğu zannedilebilir, bu doğaldır. Fakat tek bir şey rahatlıkla ayırt edilebilir;

Boyutu.

Bu füze, boyut olarak bir yolcu uçağının neredeyse 2 katı küçüklüğündedir.

Şimdi neden birçok insanın "SMALL plane" (ufak uçak) gördüklerini iddia ettiğini anladınız mı?

Şimdi neden spikerlerin ve üst düzey medya çalışanı sözüm ona görgü tanıklarının ısrarla "LARGE plane" (büyük uçak) diye basa basa bağırdıklarını anladınız mı?

Uçak hikâyesini dünyaya satmak ve füzeyi örtbas etmek için...

Jassm-158 füzesinin seri üretimine ne zaman başlanıldı biliyor musunuz? Aralık 2001'de. Test uçuşlarına 1999 yılında başlıyorlar, heralde en güvenilir testi de 11 Eylül 2001'de yapmış olacaklar ki Aralık 2001'de de seri üretime geçiyorlar.

11 Eylül 2001'de ne Pentagon'a, ne Shanksville'e, ne de İkiz Kuleler'e herhangi bir uçak çarpmamış/düşmemiştir. Bunu ispatlayacak tek bir delil dahi yoktur. Uçağın izine rastlanmayan Shanksville'de (patlamanın etkisiyle hepsi yanıp kül olmuşmuş) ne hikmetse FBI, uçağı kaçıran Arap korsan'ın pasaportunu bulabiliyor. Eee ne de olsa müslüman pasaportu, çelik uçağı eriten ateş bile yakamıyor adamın pasaportunu. Powered by iman.

4. uçak hesapta Shanksville'e düşmüştür, hani "kahraman yolcular" telefonla konuşarak bu uçağınn düşmesini sağlıyorlar ve terörist korsanlar hedeflerine ulaşamadan uçak düşüyor. Şimdi size Shanksville'den fotoğraflar gösteriyorum, bu da powered by Simon Shack:

"Uçağın" düştüğü bölge.
"Uçak" kalıntıları (resmi FBI fotoğrafıdır)
Uçağın eriyip kül haline geldiği enkazdan tek parça çıkabilmeyi başarabilmiş iman dolu müslüman pasaportu.
Fizik yasalarına meydan okuyan iman dolu müslüman eşarbı.

İşte bir hikâye, medyanın gücü ile milyarlarca insana böyle yedirildi.

Sizlere İkiz Kuleler'deki uçak kalıntılarını da göstereyim mi?

Bu bölge FBI tarafından derhal karantinaya alınıyor.

2. Dünya Ticaret Merkezi yıkılmadan önce alınan bu fotoğrafa bakın.

Bir de kulenin yıkımından sonraki haline bakın.

Her yer toz bulutu oldu, bu sözde uçak motoru mu ne sikimse onun üstü bembeyaz tozlarla kaplandı, buna eyvallah hiçbir sıkıntı yok.

Fakat o tabela?

Neden hala ayazda kalmış bekçi yarağı gibi pırıl pırıl sırıtıyor? Neden onun üstü tozlarla kaplı değil?

Hepsi olayı dramatize etmek için kurulmuş "sahne"lerdir. Artık o motor da oraya bir FBI minibüsünden mi indirilmiştir ne olmuştur orasını bilemem. Bildiğim şey şu ki, FBI ve medya, 11 Eylül 2001 günü 6 milyar insanı ayakta sikmiştir.

11 Eylül 2001'de kaçırıldığı iddia edilen uçakların kalktığı veya indiği havaalanlarına doluşan akrabalar veya aileler olmamıştır. Yüzlerce hatta binlerce insanın akın etmesi gerekmez miydi? Bütün bunlar, yakında siz de ucundan bi el atarsanız Türkçe'ye çevirmek istediğim September Clues belgeselinde video'ları ve televizyon kayıtlarıyla gösterilmektedir. O belgeseli hazırlayan adamla da mail'leştim, Simon'la yani. Transkriptini yolladını video'nun, bana veya bize kalan tek şey o satırları Türkçe'leriyle doldurmak olacak. Artık ucundan bir el atarsınız kaynatasızlar, mail adresimi biliyorsunuz. Neyse, bunları sonra konuşuruz.

"Peki İkiz Kuleler'de o uçak şeklindeki yarık nasıl oluştu?" sorusunun cevabı da, Naudet Brothers tarafından çekilen ilk uçağın çarpma video'sunda gizlidir. 11 Eylül'le ilgili bu Naudet kardeşlerin onlarca görüntüsü, fotoğrafı ve hatta bir de belgeseli vardır, bu elemanlar olayın içindedirler. İlk uçağın çarpmasını "tesadüfen" çeken de yine bu Naudet kardeşlerdir ve onlara ait bu video'dan başka ilk uçağın çarpma video'su/fotoğrafı bulunmamaktadır. Şimdi bakalım şu meşhur video'ya;

"Uçak" çarpıyor ve patlama oluşuyor.

Bakın gördüğünüz üzere burası dümdüz, uçak şeklinde herhangi bir yarık yok henüz.

Fakat ardından ikinci bir patlama oluşuyor.

O ikinci patlama ve yangın zamanla büyüyor.

İyice büyüyor.


Ve en sonunda bu şekli alıyor. Görmekte olduğunuz o kanat uzantısı şeklindeki yer, bir yarık falan değil, yalnızca ikinci patlama sonrası dumanlar içinde kalmış ofislerin silüetidir.

Fair enough ha?

Şimdi biraz bu belgeselin dışına çıkalım ve aklınızda yer edinen belki de en önemli sora geçelim. Ölüler?

Hayali uçaklardaki hayali yolcuların aslında olmadıklarını ispat etmek, tek tek uzuuun araştırmalar isteyen bir konudur ve buna gerek de yoktur. Şimdi neden gerek olmadığını izah edecem. Birazdan göreceğiniz her şey, aylarca internet'in altını üstüne getirip sizlere bazı şeyleri "görün" diye sunacağım fotoğraflardır. Ve göstereceğim her fotoğrafın altına da, gerek CNN, gerekse resmi dernek link'ini yerleştirecem. Hiç sıkıntı olmasın, ben adamı belgelerle sikerim.

Bu noktadan sonra sizlere tıklanabilir link'ler vermeyecem, verdiğim sayfa adreslerine bakmanız için kopyala/yapıştır yapmanız gerekecek. Zira ben ne zaman bu amına koduğumun blog'unda resmi bir yere ait bir link versem, o link en geç 2-3 ay içinde değişmiş oluyor. O yüzden buradan girdiğiniz belli olmasın diye link'leri yazı şeklinde yazacam altlarına. Ha zaten o link'lere illa ki bakmanız da gerekmeyecek, ben fotoğrafları ekleyip altına sadece götümden sallamadığımı göstermek adına yerleştirecem adreslerini, isteyen girer kontrol eder.

Önce kısa bir bilgilendirme:

Bu adres CNN'in RESMİ sayfasıdır. Yaklaşık 3000 ölünün fotoğrafları, hayat hikâyeleri, ıvır zıvırları burada mevcuttur: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/
Bu adres New York Times'ın yine aynı şekilde ölü kayıtlarını içeren RESMİ sayfasıdır: http://www.nytimes.com/interactive/us/sept-11-reckoning/portraits-of-grief.html#/portraits-of-grief/0
Bu adres legacy.com'a ait kayıtlar: http://www.legacy.com/Sept11/Home.aspx
Bu adres ise Voice of September adlı derneğin RESMİ sayfasıdır. Bu dernek hala ölülerin aileleri için para falan toplar ki o konuya da gelecez, onların da mına koyacaz: http://www.voicesofseptember11.org/dev/memorial_family_tributes.php?idtocitems=1,6,13
Bu da Dünya Ticaret Merkezi'nde hesapta yerle bir olan Cantor Fitzgerald şirketinin RESMİ sayfasıdır: http://www.cantorfamilies.com/cantor/jsp/lastnamelist.jsp?LNL=A

Vereceğim bilgiler benim bu satırları yazmakta olduğum 23 Mart 2012 tarihinde ilgili adreslerde halen aynıdır, bu saatten sonra değişirlerse sikimde değildir. Kaynatalarınıza arz ederim.

Bi sigara yakın, çay kahve koyun, ne bok yaparsanız yapın fakat bende kalın. Bunlar; insanların ne kadar salak yerine konulabileceğinin belgeleridir ve işin acı tarafı, insanlar dediğim kitle öyle 3-5 kişi değil, bütün dünyadır.

Şimdi sizlere "aynı" insanların, farklı kaynaklardaki "farklı" fotoğraflarını gösteriyorum:

Eric Sand  (NY Times: http://www.nytimes.com/interactive/us/sept-11-reckoning/portraits-of-grief.html#/portraits-of-grief/S/1807) (Voice of September. http://www.voicesofseptember11.org/dev/memorial_biography.php?idbio=772545627)
Clement Fumando - Aynı yüz ifadesi, gözlük camına vuran aynı ışık, aynı poz, fakat farklı kıyafetler, farklı arka plan... Birisi sarılıyomuş gibi gösterelim daha gerçekçi olsun, görenlerin vicdanı sızlasın. (CNN: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/3952.html) (Cantor Fitzgerald - işyeri: http://www.cantorfamilies.com/cantor/jsp/tribute.jsp?ID=3493)
James Sands jr. - Bir insanın farklı kıyafet ve yerlerde, tıpatıp aynı şebek pozu verme ihtimali? (CNN: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/2747.html) (Cantor Fritz - İşyeri: http://www.cantorfamilies.com/cantor/jsp/tribute.jsp?ID=4306)

Nestor Cintron - Ahahahahahhahahahahaha (CNN: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/2844.html) (Cantor: http://www.cantorfamilies.com/cantor/jsp/tribute.jsp?ID=3293) (Voice of September: http://www.voicesofseptember11.org/dev/memorial_biography.php?idbio=35034532)

Ne Photoshop'uuuu? Paint'i bağladılar bunlar kendilerineeee paint'iiii.

Ehehe.

Bu "resmi" fotoğrafların hepsi fabrikasyondur. Yok, vurguyu yanlış yaptım, doğrusu şöyle olacak;

Bu fabrikasyon fotoğrafların hepsi "resmi"dir.

Hepsi aynı insanın birden fazla fotoğrafı varmış gibi gözükmesi için yapılmış bilgisayar ürünü işlerdir. Suratlarda ufak rötuşlar yapılır, arka plan ve kıyafetler değiştirilir, al sana onlarca fotoğraf. Ve hatta, bu insanların çoğunun aslında tek "bir" fotoğrafı bile yok, çünkü onlar aslında yoklar. Bu konuya gelecem, durun lan böyle 2-3 örnekle bırakır mıyım ben amına koyayım?

Kaynatasızlar, artık hızlanmam için fotoğrafların altlarına teker teker link'lerini koymayacam, sadece aldığım kaynağın ismini belirtecem. Yukarıda zaten Memorial sayfalarının link'ini verdim. CNN'den veya verdiğim diğer sayfalardan, göstereceğim insanların fotoğraflarına ve "hayat hikâyeleri"ne rahatlıkla ulaşabilirsiniz.

Durmak yok, go go go.

Amy O'doherty - Voice of September ve CF şirketi kayıtları. Sakın bana "ne var ki aynı gün vermiştir iki pozu da" gibi zorlama bir Polyanna'cılık yapmayın, ağzınıza tekme atarım.

Marc Scott - CNN ve CF kayıtları.

Anıl T. Bharvaney - CNN, NY Times ve Voice of September kayıtları.
Ahahahaha. Ulan biraz hızlı yazayım diye link'leri de vermeyecem dedim ama şunu lütfen kendi gözlerinizle bir görün o sayfalarda ya, Allah aşkına bak.

Bu hayali emminin NY Times'daki beyaz tişörtlü halini şuradan görebilirsiniz: http://www.nytimes.com/library/national/met_MISSING_1115_bharvaney.html

Daha sonra CNN kaydından ilk haline bakabilirsiniz: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/2498.html

Daha sonra bir insanın farklı kıyafetlerle ama ne hikmetse aynı biçimde, aynı yüz ifadesiyle ve gözlük camına aynı konumdan vuran ışıklarla fotoğraf çektirebilme ve bu fotoğrafların CNN ve NY Times'a düşebilme ihtimalleri üzerine bir olasılık hesabı yapabilirsiniz.

En sağdaki fotoğraf ise rezalet. Gözlük camına vuran ışığı tamamen kaybetmemişler de göz bebeklerine yerleştirmişler adamın ehehe.

Bu fotoğraflar gerçek değildir.

Bütün bunlar 3. sınıf, baştan savma bilgisayar ürünleridir.

Ve resmi TV kanalı, işyeri, dernek kayıtlarında bu fotoğraflar sergilenmektedir.

Frederick Varacchi - Sırasıyla CF, CNN ve NY Times kayıtları. Demek ki adam 11 Eylül'den önce aynı yerde 6 adet vesikalık çektiriyor, ölürsem 3'ünü kanallara dağıtın diye vasiyet ediyor. Hey amına kodumun dünyası hey.
John P. Salamone - Voice of September ve CF kayıtları. CNN'de fotoğrafı yok :(

John Badagliacca - CF ve Voice of September. Neden hep aynı yüz ifadeleri, NEDEN?
Edna Cintron. Soldaki resmi CNN'den, sağdaki resmi NY Times'dan. Alın amına koyayım alın  CNN: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/3707.html ve NY Times: http://www.nytimes.com/library/national/met_MISSING_1125_cintron.html

Karının gözlüğünü çıkarmışlar lan.

Yalnız o kadar baştan savma bir photoshop ile yok etmişler ki gözlüğü, hayali bi gözlük var sağdaki fotoğrafta adeta.

Joseph Hasson - CF ve CNN.
Mark Zangrili - CNN ve Voice of September ve legacy.com. Yalnız bi şey diyeyim mi, sağ altta gözlerim Foto Cevdet yazısını aradı bi an, zira bu pozu ancak vesikalık fotoğraf çektirmeye giden bir Türk aile babası verebilir. Tipe bak Allah aşkına, 300 km'den Türk resmen. Az zorlasam Google Earth'ten köyünü mahallesini bile bulurum şerefsizim.
Brian Murphy - CF ve Voice of September.

Ayrıca o sağdaki photoshop'u yapan FBI çalışanının da elinin ayarını sikeyim. Ne yapmışsın öyle adamın gözüne, uzaylıya dönmüş herif mundar etmişsin adamı amına koduğumun yeteneksizi. Buradan FBI başkanına sesleniyorum, bak arkadaşım çok embesil var ekibinde, kadroyu bi gözden geçir olum.

Neyse kaynatasızlar, şimdi eşeğin amına su kaçırmak deyiminin sözlük anlamını hep beraber öğrenecez, gelin benle.

11 Eylül 2001'de yaklaşık 300 itfaiyeci ve polisin öldüğü söyleniyor. Şimdi bu arkadaşlara bir bakalım.

Richard L. Allen adında ölen tek 1 itfaiyeci vardır, bilgileri ise CNN'de ve tüm kaynaklarda aynıdır. 30 yaşında bir itfaiyecidir.

Richard L. Allen'ın CNN ve legacy.com hatıratlarındaki fotoğrafları.

Bu alışık olduğumuz bir manzara, benzer yüz ifadesine sahip rötuşlu fotoğraflar, iğrenç photoshoplar...

Fakat esas acıklı manzara şu ki, aynı Richard L. Allen, dernek kayıtlarında karşımıza şu şekilde çıkıyor




Hmmppffsss...

Bu konu hakkında söylemek istediğim tek bir şey var: eni veci vokke eni veci veci.

Hep stresten usta, bak adam ne hale gelmiş, karalar bağlamış amına koyim.

Ve işin ilginç tarafı, kendisinin bu zenci hali için de yorum yazılmış durumda:


Lan arkadaşım, tamam özledin adamı da, zenciyi mi özledin, yoksa yukarıdaki Tolga Çevik kırması adamı mı özledin?

Kendi gözlerinizle görmeniz için,

Bu CNN'de Richard L. Allen: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/2112.html
Bu Voice of September'da Richard L. Allen: http://www.voicesofseptember11.org/dev/guestbook.php?mode=view&idbio=458110614

Lütfen bana bunun bir "kaza" olduğunu ve 11 yıldır Richard L. Allen'ı tanıyan kimsenin farkedip ilgili yerleri uyarmadığını söylemeyin. Altına yorum yazıyorlar "10 yıl geçti son görüşmemizin üzerinden..." diye amına koyayım. CNN'dekiler desen hadi oradakiler işi gücü olmayan emekli tarih öğretmenlerinin yorumları da olabilir, fakat o fotoğraflar da gazetelerde çıktı, bu adamların hepsinin uyduruk hayat hikâyeleri ve fotoğrafları gazetelerde çıktı gün ve gün sırayla.

Size şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, o 3000 civarındaki ÇOĞU ölünün kayıtları bu sitelere girildiğinde, "akrabaları" tarafından yazılacak yorumlar da data'ya yüklenmiş oluyor. Onun dışındaki yorumlar ise saftirik Amerikalılara ait yorumlar.

Bu "ölü"lerin altına 11 Eylül 2015'te (yıldönümü hesabı) akrabaları tarafından girilecek yorumlar bile data'da hazır şu an, günü gelince otomatik olarak girilecek siteye. İddiaya var mısınız ehehe.

Komedi devam etsin, show must go on.

Tanıştırayım, Abdoulaye Kone. Bu CNN'deki kaydı: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/3512.html ve bu da Voice of September derneğindeki kaydı: http://www.voicesofseptember11.org/dev/memorial_biography.php?idbio=484413964

Evet, bu ikisi aynı insan.

Kendisi için CNN'de 1 yorum var, dernekte ise hiç yorum yok.

Neden biliyor musun Eyşan?

Çünkü böyle bir adam hiç yaşamadı ki ölsün.

O fotoğraflar kimbilir kimlere ait veya bilgisayar ortamında uydurulmuş fotoğraflar da olabilir. İtfaiyeci değil bu hayali adam, sadece ikinci Michael Jackson vakası olduğu için belirtmek istedim.

Buraya kadar gördükleriniz aynı insanların farklı fotoğraflarıydı  Şimdi aşağıdaki itfaiyecilerin fotoğraflarını karşılaştırıyoruz, birazdan göstereceğim itfaiyeciler "farklı" insanlardır. Bütün fotoğraflar, bu satırları yazmakta olduğum 25 Mart Pazar 2012 günü CNN kayıtlarından alınmıştır, girip bakabilirsiniz. Ben sadece, gerçekten CNN'de durumun hala böyle olup olmadığı olmadığını bizzat kontrol ettim yani, ekstradan bir şey yapmadım.

Peter Allen Nelson - Gregory M. Stajk

David Fontana - Thomas Hannafin
Dennis Michael Mulligan - Kevin Prior

Brian Hickey - Joseph Maffeo

Thomas W. Kelly - Robert King

Bütün bu fotoğraflar...

Bütün bu insanlar...

En az...

Bunlar kadar gerçektir.

Fazlası değil.

Durun açıklayayım, bu yukarıdaki "farklı" itfaiyecilerin tek izahı şudur: Manhattan halkı son yerel seçimlerde oyunu AKP'ye verdi, AKP belediyesi de her zamanki gibi bütün devlet kurumlarına amca çocuklarını ve akrabalarını yerleştirdi. O yüzden Manhattan'ın itfaiye ekibinde böyle benzer insanlar olması çok doğal, onların hepsi akraba. Heeey sakin olun, yok öyle dünyayı kandıran gizli güçler falan heeey swh swh :)

Bana bak kurduğu cümlelerin arasına ingilizce ezoterik terimler sokuşturarak "ben biliyorum" imajı yaratma gayretindeki am suratlı ekşici, senin dimağını sikerim dimağını.

Olay nedir biliyor musunuz sevgili kaynatasızlar, öldüğü söylenilen 300 itfaiyecinin nereden baksan en az 250'si fake veya simülasyondur.

Resmi kayıtlara göre 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarında 2970 civarı insan ölmüştür, o rakam hep değişir, 3-5 oynar. Düz hesap 3000 diyelim biz ona.

Fakat 11 Eylül 2001'de "terör" saldırıları sonucu ölen insan sayısı 3000'in yakınından bile geçmez.

3000 tane bankeri, borsacıyı, iş adamını öldüreceklerini mi sandınız yoksa?

O binalar ya tamamen boştu, ya da içlerinde çok az insan vardı.

3000 iş adamını, borsacıyı, şucuyu bucuyu öldürmediler, fakat o ölmeyen 3000 kişiyi bahane ederek 2 milyona yakın Iraklı'yı, Afgan'ı öldürdüler. Hala da öldürmekteler.

True story.

SSDI, ABD'nin resmi ölü kayıtlarının bulunduğu kurumdur. Bu 3000 ölünün ise yalnızca 500 civarı SSDI kayıtlarında bulunmaktadır. İsteyen teker teker CNN'in "A" harfindeki ölülerini kontrol etmekle başlayabilir, bakalım kaç tanesi karşınıza çıkacak SSDI'de?

Bu yüzlerin nasıl morph edildiğinin link'ini de yazı sonunda vereceğim kaynaklara ekleyecem, fakat çok da önemi yok, Hollywood makes it.

Devam ediyorum kaynatasızlar.

Şimdi sizlere yine "farklı" insanlara ait fotoğraflar gösterecem.

Yine İkiz Kuleler'de yerle bir olan Cantor Fritz. şirketinin albümüne bakıyoruz;

John M. Pocher - Larry M. Polatsch

Sanırım sahte ölüleri hazırlayan arkadaşın epey canı sıkılmış "m. pocher" ve "m. polatsch" diye alfabetik olarak bile birbirinin ardınca gelen hayali ölüleri, aynı fotoğraftan türetmekten çekinmemiş amına koduğumun özensiz puştu.

Hatta o kadar uyduruk bir photoshop ki bu, sağdaki M. Polatsch'ın gözlerinin etrafına bakın, bembeyaz gözlük izi var amına koyayım. Güneş gözlüğü amele yanığı yapmış sanırsam.

M. Polatsch'ın yayınlanan başka fotoğrafı yok, fakat M. Pocher'in 1 fotoğrafı daha var CNN'in bizleri yönlendirdiği legacy.com adresinde. Şimdi M. Pocher'in farklı pozlarına bir bakalım.

11 Eylül'de hayatını kaybeden John M. Pocher, yersen.

Hay Allah, bu da ölmeden önce hep aynı pozu veren adamlardan çıktı, bak sen şu işe :(

Bu uyduruk insanların peşpeşe fotoğraflarını ve hayat hikâyelerini hazırlayan arkadaşlara buradan bir çift sözüm var; birader ben sizin ananızın bacınızın fotoğrafından sahte ölü çıkarsam hoşunuza gider mi? Neden yapıyorsunuz böyle şeyler, neden hep itlik serserilik peşindesiniz? Halden anlamaz vurdumduymaz it sıpaları, kusursuz orospu çocukları sizi.

Bu link'te 11 Eylül "kahraman"larından Willie Rodrigues, CNN haberlerinde konuşuyor.

William Rodrigues hayat kurtaran bir kahramanmış ve hala yaşıyor, bunda sorun yok eyvallah diyelim. Kendisinin internet'teki tek fotoğrafı bu:

Soldaki abi kahramanımız.

Şimdi ise sizlere 11 Eylül'de ölen itfaiyeci Paul James Battaglia'nın fotoğraflarını gösterecem, CNN profili burada: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/3675.html


Paul James Battaglia

Durumu çakmayanlar için altyazı koyayım;

Ölü James Battaglia ve CNN kahramanı William Rodrigues.

Bir insanın gençlik fotoğraflarından ölü yaratıyorlar.

Kendisinden de kahraman yaratıyorlar.

Bütün medya, size bu hikâyeleri satıyor. Bu kişiler, insanların yüzlerine baka baka yalan söylüyor.

Hem de yıllardır.

Nasıl uyduruk fotoğraflarla uyduruk hayat hikâyelerini insanlara yedirdiklerini gözlerinle gör. "Biri sarılıyormuş gibi yapalım, daha gerçekçi olüyür"

Howard Kestenbaum
Mardovich Edward Joseph

Michelle Scarpitta

Marianne Simone

Herhangi bir yorum getirmiyorum. Aslı şakasından komik durumlardan biriyle karşı karşıyayız zira.

Lütfen şu son gösterdiğim hayali kurban Marianne Simone'un fotoğraflarının sergilendiği Voice of September sayfasına girin, lütfen: http://www.voicesofseptember11.org/dev/memorial_content.php?idbio=1248925960&idcontent=7680552364

.Şu kadının boynuna bakın bir, boyun içişlerinde bağımsız, dışişlerinde karıya vergi ödeyen özerk cumhuriyeti gibi amına koyayım.

Bu "kayıp aranıyor" posterleri...

...11 Eylül 2001 akşamı...

...Manhattan'ın heryerine asılmıştır.

Bir şeyler garip değil mi?

11 Eylül akşamında kim bunları basabilir? Hangi ölü yakını o telaşın içerisinde böyle organize olabilir?

Ve neden çoğu ölünün piyasada sadece 1-2 fotoğrafı var? Neden?

Bu insanlar aslında yoklar.

Ben yoğum la yoğum.

Hepsi sahte ölüler.

Ölü sayısını çoğaltmak, küresel gücün Ortadoğu'ya girmesine kılıf uydurmak için uydurulmuş yalan karakterler bunlar.

Daha ne kadar "salak" yerine konulabileceğini görmek ister misin?

Sözde ölülerden Charles Heeran'ın çalıştığı şirketteki hatıratının adresi budur: http://www.cantorfamilies.com/cantor/jsp/tribute.jsp?ID=3624

Kendisinin CNN'de fotoğrafı bulunmamaktadır, olabilir. Elimizdeki merhum Charles Heeran bu kişidir:

Charles Heeran

Bu da Matt Damon. 10 yıl önceki halini düşün işte.

Ehehe.

Birileri seninle taşağın kralını geçiyor kaynatasız.

Öyle böyle değil hem de.

Soldaki kişi 11 numaralı uçakta ölen yolcu John J. Wenckus. Sağdaki kişi ise Alex Jones'un eski ortağı ve whatreallyhappened.com sitesinin yazarı Mike Rivero. Tanınan bir kişilik. Ulan kafanın yamukluğu bile aynı, Allah'tan korkun ipneler.

Bu konularla ilgili olup da Alex Jones'u bilmeyeniniz yoktur.

Bilmeyenler için şöyle diyeyim, Amerikalı Sikkofield gibi bi şey işte, "kötüleri" ifşa eden bir gazeteci. Ama işi biraz paraya ve üne dökmüş bir abi. He kendisini kötülemiyorum bu yüzden, kendisinin belki de hiç alakası yok birazdan göstereceğim mevzu ile. Fakat kendisi de burada anlatılanları "inkâr ediyor". Medyanın insanları böyle kandırmadığını ileri sürüyor. Ve karşınızdaaa...

Soldaki "ölü" Alexander Robert Napier, sağdaki ise "Alexander Jones".

Ehehe.

Dediğim gibi ben Alex Jones'u veya diğer ünlüleri bundan sorumlu tutmuyorum, saçma olur öyle bir iddia. Fotoğraflarını bulup rötuşlayıp "11 Eylül kurbanı" diye kakalamışlar işte. Fakat Alex Jones'un bu anlatılanları reddetmesi burnuma hiç de iyi kokular getirmedi, onu ayrıca bir belirteyim.

Tamam buraya kadar güldük eğlendik (emekli tarih öğretmeni mode on). Fakat şimdi dikkat:

Soldaki kişi "amcam öldü 11 Eylül'de" diye seminer seminer gezen Manny Badillo'dur. Sağdaki ise ölen itfaiyecilerden "Robert T. Lane"dir.

Yaa...

Orada burada ağlayan birçok "ölü yakını"nın aktör olabileceğini hiç düşündünüz mü?

Bu işten müthiş paralar kırıyor olabileceklerini hiç düşündünüz mü?

Lan parasını yemişim, şimdiye kadar bu insanların danışıklı dövüş halinde olabileceklerini hiç düşündünüz mü?

Binaların yıkılma sebebini resmi hikâyeyle uygun olarak açıklayan ilk kişi budur, hesapta bir "görgü tanığı"dır. Fox News video'su buradadır http://www.youtube.com/watch?v=A0wHeekgPqk

Bu kendi halinde vatandaşın İkiz Kuleler'in neden yıkıldığına dair getirdiği yorum şudur: "... mostly due to structural failure, because the fire was just too intense." (başlıca yapısal bozulma sebebiyle yıkıldı, çünkü ateş oldukça yoğundu).

Sen nasıl kendi halinde bir vatadaşsın lan öyle dalyarak?

O nasıl bir açıklama amın oğlu esteban?

Bu adam kimdir biliyor musunuz?

Bu adamı internet'te ünlü bir aktör ile karıştırmışlar ve o aktörün de boş yere günahını almışlar. O aktörün kim olduğunu ise söylemeyecem sonra benden biliniyor amına koyayım. Ulan koskoca 2 tane yazım var "reptilian TERANESİ" diye, millet hala gemiş "sikko ne salak yeeaeaea, dünyayı kertenkeleler yönetiyomuş swh swh" diyor. Lan atın sıçmığı yok öyle kertenkeleler, uzaylılar, kandırıyorlar insanları diye 250 kere demedik mi sana? Neyse lan dur, şu adamı göstereyim size.

Kendisi Mark Walsh adlı radyocudur. "Psycho Mark" diye bir programı vardır ve vakti zamanında Fox TV için ücret karşılığı kameramanlık işleri yapmıştır.

Ve ne hikmetse kendisi 2002 tarihinde Fox'ta boy göstermiştir.

O zannettikleri oyuncu ile bu adamın bir alakası yok, fakat her ne olursa olsun bu kişi onların bir adamıdır.

Resmi senaryoyu televizyonda ilk kez, mükemmel terimsel ifadeler kullanarak belirtmiş para karşılığı çalışan bir heriftir.

Dur dur, bak ne gösterecem.

Bu labunya Eric Shawn'dır. Kendisi Fox'ta üst düzey muhabirdir. 11 Eylül 2001 günü 2. saldırıdan hemen sonra FOX News'a bağlanan görgü tanığıdır ve bunun bir "terörist saldırı" olduğunu üstüne vura vura defalarca söylemiştir. Alın Fox News'taki tam o anın link'i, spiker "Usama Bin Ladin"i şüpheli ilan ettikten sonra bizim Eric Shawn konuşacak. Ve terörizm hikâyesi Fox News tarafından dünyaya satılacak. Lütfen aşağıdaki fotoğrafa geçmeden önce şu sıfata bi daha bakın, baktınız mı? Şimdi aşağıya alalım sizi;
Bu da Gremlin 2 filminden bir sahne ehehe. Eric Shawn aynı zamanda bir oyuncudur. Buyrun kendisine ait IMDB sayfası bile mevcut: http://www.imdb.com/name/nm0790072/

Yalnız insanların burada kaçırdığı ve aradaki bağı kuramadığı bir nokta var.

Bu Eric Shawn'ın, 1990 yılında oynayan Gremlin 2 filminde gözüktüğü sahnedeki ufak bir detay dikkatinizi çekti mi?

Biraz zoom yapalım bakalım.


Adamın elinde tuttuğu mikrofonların 9/11 olması sizce nedir?

Tesadüf?

Kader?

Ya da plan?

Sanırım cevabı hepimiz biliyoruz kaynatasızlar.

Olay tam bir bok, şimdi bu boku birazcık daha deşecez.

Bu kişi ölü itfaiyecilerden Christian Regenhard. Kendisinin internet'teki fotoğraflarına bir bakalım mı?





Yorumsuz.

Evlat değil meşe ağacı yetiştirmişsin be teyze. No mimik no cry.

Şimdi gelin "evladını" kaybettiğini ileri süren kadına bir bakalım.





Eğer bu fotoğraflara baktığınızda vicdanınız sızladıysa, insanlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz demektir.

Bir anne, 11 yıl boyunca işi gücü bırakıp ölen evladının fotoğrafını taşıyarak seminer seminer dolaşmaz. Orada burada salya sümük basına demeçler vermez.

Bunu yapan bir anne yoktur, olamaz.

Bu kadın yalnızca bir aktördür, hiç yaşamamış oğlunun öldüğünü iddia etmektedir. Tıpkı...

Mary Fetchet gibi...

Mary Fetchet kimdir?

Voice of September derneğinin kurucusu ve başkanıdır.

Ölü ailelere yardım ayağı altında hala bağış toplamaktadır.

Bu kadın dernek başkanı olduğundan dolayı, en çok fotoğrafı bulunan sayılı ölülerden biri de "oğlu"dur. Oğlunun fotoğraflarından 2 tanesini gösterecem sadece, fazlasını değil.



Birileri taşağın kralını geçiyor senle ey amına koduğumun sığır ekşici zihniyeti, sen bu dünyayı kendi haline bıraktıklarını mı zannettin yoksa? Senin o çocukluğunda giydiğin ışıklı spor ayakkabını sikerim.

Ve hatta, yine bu "aktivist" akrabalardan birini daha tanıştırayım sizlerle,

Bu kişi Carie Lemack'tır. 11 Eylül'de annesini kaybettiği için bir oluşum kurmuştur ve yukarıda tanıttığımız Mary Fetchet ile beraber yıllardır orda burda gezmektedir.

Solda Carie Lemack, sağda Mary Fetchet.
 
Şu an Google'ı açıp "Carie Lemack" yazın, ilk çıkan sayfaya eminim çok şaşıracaksınız;

http://www.cfr.org/experts/world/carie-a-lemack/b15504

Carie Lemack bir CFR çalışanı/ajanıdır.

İşte bu amına koduğumun dünyası böyle bir yer kaynatasız. İnsanların duygularını suistimal eden bu kişiler, birer pislikten ibarettir. Bunu nasıl mı bu kadar rahat söylüyorum? Nasıl mı vebal almaktan çekinmiyorum? Yazı için sizi aylardır boş yere bekletmedik di mi kaynatasızlar ehehe. Kaybettiğini ileri sürdüğü annesi hala yaşamaktadır, yeni bir kimlikle ve kimbilir nerede... Bu karıyla ilgili internet'te çok şey yazılıp çizilmekte, biraz da siz bakın kıçım terledi benim burada.

Gelin benle.

"Ölü" Lukasz Milewski: http://edition.cnn.com/SPECIALS/2001/memorial/people/3664.html

Bu Lukasz Milewski'nin başka bir fotoğrafı yok internet'te, fakat şöyle bir şey var:

Bu kişi "Lukasz Rudkowski"dir.

Lukasz Rudkowski kimdir bilmek ister misiniz?

WeAreChange adındaki "heey hükümet bizi kandırıyor heeey" temalı sivil toplum örgütünün kurucusudur. Kendisinin "investigate 9/11" (11 Eylül'ü soruşturun) yazılı tişörtlerle boy göstermiş fotoğraflarını, eylemlerini orada burada görebilirsiniz.

Lukasz Rudkowski adlı kişi WeAreChange'e bağışlanan paraların %100 kontrolüne sahiptir ve o paralarla okul taksitlerini ödemektedir. Bunların belgesini verecem sizlere, fakat önce göstermem gereken bir şey var:

Bu adreste kendisinin bir röportajını izleyebilirsiniz. Söylediği şeyler "medya bizi kandırıyor, pis Bilderberg'çiler, püü kaka, uyanın artık" tadında ıvır zıvırlardır. Fakat bu röportajda giymiş olduğu tişört ise pek manidardır:

Tişörtte ne olduğunu görüyorsunuz sanırım. Denk gelmiş olamaz di mi?

Sanırım sözün bittiği yerdeyiz.

- Ya işte çocuk onları deşifre etmek istiyo ya, Amerikan halkına mesaj vermek için giymiştir benceeaaa.
- İsim neydi arkadaşım?
- Meltem.
- Senin o Erasmus'la yurtdışına çıkınca her akşam Facebook'a "Lyon akşamlarıııııı :)" yazan ellerine öbek öbek sıçarım Meltem.

Şu adreste Luke Rudkowski'nin bağış adı altında topladığı paralar ile yediği bokların belgeleri mevcuttur: http://cryptome.org/0002/luke-rudkowski.htm

"Kontrollü ifşa grupları" var diyorduk ya, işte tipik bir örneği. Zaten bir oyunu yönetmenin ilk kuralı, her iki grubu da kontrol altında tutmaktadır. Hayır zaten kodumun Amerika'sında mevzuya uyanan çok az insan var, fakat onları bile ihmal etmiyorlar.

Ve şunu da bir düşünün, bu çocuk daha kaç yaşında... Gencecik. Daha o yaşlarda alıp eğitiyorlar bunları, he ama pardon, yoktu öyle gizli örgütler falan biz paranoya yapıyoruz sadece.

11 Eylül iğrenç bir olaydır ve aynı zamanda iğrenç bir kurgudur. Ve öyle "11 Eylül'ü CIA yaptı amağagoyim, gizli güçler yaptı" diye soyutladıkları bu olay, aslında çok daha fazla insanın önceden haberdar olduğu aşağılık bir plandır.

Bunların hiçbirisi tesadüf değildir.

Bu kare, 17 Eylül 1997 tarihinde FOX'ta yayınlanan "The city of New York vs Homer Simpson" bölümünden alınmıştır.
Israrla.
İzaha lüzum?
Hackers (1995) filminden 2 kare, gökdelenlerin üzerinde "çarp ve yan" yazmakta, altta da ne olduğunu izah etmeyeyim zaten.
Super Mario Bros (1993)

Terminator 2 Judgment Day (1991)
1997 yılında basılan FEMA terörizm kitapçığı.

Bu da Nisan 2001'de yayınlanan Johnny Bravo'dan bir sahne. 11 Eylül'den 5 ay öncesi yani. Üst katları yanmakta olan gökdelenin üzerinde "Coming Soon" (Yakında) yazıyor olması tesadüf değildir.

Aslında burada size gösterdiğim çoğu şey, tek başına "bir tesadüf" olabilirdi.

Fakat bir şey çok fazla tekrar ediyorsa, o tesadüf değildir.

Plandır.

Kurgudur.

Eğer bir kişi seviyor da diğeri sevmiyorsa, aşk olur.

Eğer ikisi de seviyor ve kavuşamıyorsa, işte o zaman efsane olu... Yok lan bu Aliye'nin jeneriğiydi bi saniye.

Ehehe kafamı sikeyim, dur beni burda kendi kendime gülme tuttu amına koyim.

Medyaya çok az yansıyan bir haberi göstereyim sizlere. Haberlere konu olan ilgili video link'ini de vereyim de götümden sallamadığım bi bilinsin. 23.000 kez seyredilmiş bunu anlatan video.


Bu üzerinde İkiz Kuleler'e çarpmakta olan uçak resimli kamyonet, 11 Eylül 2001 günü George Washington köprüsünü imha etmek üzereyken içindeki patlayıcılar ve 2 İsrailli ile birlikte yakalanıyor. Bununla beraber 7. ve 6. King sokağında bir başka minibüs patlatan İsrailliler de gözaltına alınıyor. Yakalanan bütün bu İsrailliler, Urban Moving System adındaki hesapta nakliye firmasında çalışıyor gözüküyorlardı. Bunun haberleri medyada çok az yayınlandı, o yayınlanan ilgili haberler de yukarıda link'ini verdiğim video'da yer almakta.

Yakalanan İsraillilerin ifadesi ise şu oluyor: "Biz İsrailliyiz. Biz sizin probleminiz değiliz. Sizin probleminiz bizim problemimizdir. Ve Filistinliler de sizin probleminizdir."

Ardından bu İsrailliler serbest bırakılırlar.

Kamyonetlerinin üzerindeki taşak geçercesine İkiz Kuleler'e çarpmakta olan uçak resminin ise tek izahı vardır. Hedef şaşırtmaca değildir, öyle olsa bu olay medyada geniş bir yer bulurdu, fakat aksine bu çok önemli konunun üzeri örtüldü bütün medya tarafından. Bu durumun tek izahı, şununki ile aynıdır:



İsrailli askerler, İsrailli kızlara; füze ve top mermilerinin üzerine "sevgiyle ölün, canınız cehenneme" gibi yazılar yazdırmaktalar.

Körfez savaşında ABD'li askerlerin Irak'ı bombalarken bir füzenin üzerine "here is a ramadan present for you" (alın ramazan hediyeniz) yazmış olduklarını da hatırlıyorsunuzdur sanırım.

İşte dünya böyle bir yer.

Bu dünyada orospu çocuğu olmak kabahat değildir, orospu çocuğuna orospu çocuğu demek kabahattir.

Ben çocukken ne zaman bir maçı orta yerinden seyretmeye başlasam, salak gibi yenilen takımı tutardım. Eğer bu anasını siktiğimin düzenine uymazsanız, güçlü olanı desteklemezseniz, üzgünüm ama siz de "salak" olacaksınız. Siz de "enayi" olacaksınız. Bunları dile getirdiğiniz için suçlu siz olacaksınız.

Hiçbir sihirbaz, hiçbir film, hiçbir olay, annesi orospu olmadığı halde kendisi orospu çocuğu olabilmeyi başarabilmiş insan popülasyonu kadar şaşırtamıyor beni. Hiçbiri.

Ve bu alçak düzen içerisinde insanı özgür kılan tek korku da, Allah korkusudur. Allah'tan korkan adam, O'nun dışında başka hiçbir kimseden korkmaması gerektiğini de bilir. Sevgili müslüman geçinenler, siz nelerden korkuyorsunuz? Kimlerden çekiniyorsunuz? Kimlere yaranmaya çalışıyorsunuz? Bunun kararını verecek tek kişi de sensin, başkası değil kaynatasız, başkası değil.

Neyse, sizlere yine sevgili CNN'den bir haber göstereyim.

Sizi daha önce hiç kandırmadıklarını mı zannediyorsunuz? Ben diyorum ki kandırmayı bırak, senle defalarca taşağın kralını geçti bu adamlar. Şimdi şu video'yu bi 30 saniye falan seyret, gözlerine inanamayacaksın

Bu 1990'a ait bir CNN canlı yayınıdır.

Soldaki kişi ünlü muhabir Charles Jaco'dur.

Körfez savaşı dönemlerine ait olan bu ilkokul müsameresi tadındaki video, bir parodi falan değil, bildiğin CNN'de canlı yayında verilmiş bir haberdir. Video'yu seyretmeniz lazım işin komikliğini anlamanız için.

Kamera asla sağa veya sola oynamamaktadır, zira orası çöl değil, yalnızca bir stüdyodur. Bu insanlar rol yapmaktadır.

Ve bunu yapan CNN'dir.

Şöyle bir video var ayrıca, bir CBS haberi. 11 Eylül için anma töreni yapılıyor.

Bu insanlar ne yapıyorlar biliyor musun güzel kardeşim? 11 Eylül anma töreni adı altında...

...Ritüellerini yapıyorlar.

Eye of Horus şeklini alıyorlar.

Mafyanın, vurduğu adamın cenaze törenine çelenk göndermesi gibi bir şey di mi ehehe.

Yani anlayacağın kaynatasız, bu dünyada sandığından çok daha fazla orospu çocuğu nefes almakta.

Bu dünyada sandığından çok daha fazla hiçbir boktan haberi olmadığı halde, kendini her boku biliyormuş gösterme gayretinde olan boş beleş sığır da nefes almakta.

Eğer bu itlere ve sığırlara uyarsan, egona yenilirsen, bu dünyada çok güzel yerlere geleceksin.

İyi bir işin olur.

İyi bir kariyerin.

Paran da olur.

Burada anlatılan her şeyi gördün kaynatasız. Bak bu yazıda anlattıklarım "inanç" meselesi olan şeyler değildi. Her şey, ayağına yapışan at boku kadar gerçek malesef. Hani tüm belaltı esprileri anlayıp da anlamamış saf kız ayağına yatan Selin görünümlü Kezbanlar olur ya, bunları görüp burun kıvıran insanlar da işte o şekilde rol yapıyorlardır emin ol, siktir et sen o kibir dolu kazmaları. İşin "inanç" kısmı olan felsefi boyutunu ise bir sonraki yazıda konuşacaz, şahsi tespitlerim o zaman gelecek. Bu yazıda ben sadece öğrendiklerimi sundum sizlere, ekstradan bir bok yapmadım ama öyle kolay da olmadı bu kadar şeyi oradan buradan bir araya getirmek. Her neyse, ben bir teşekkür falan beklemiyorum, başımın okşanmasını da istemiyorum, siktiriniz gidiniz. Sadece bir karar vermeni istiyorum.

Ya bütün bu gördüklerini unutacak ve normal bir insan olacaksın.

Anasını siktiğimin medyası ve toplumu sana neyi sunuyorsa, neyi yapıyorsa, sen de onlara katılacak ve normal bir insan evladı olacaksın.

Ya da önündeki deliller ile birlikte hem aklını, hem vicdanını kullanacak ve hepsine koca bir "siktir" çekeceksin.

Ve eğer bu son dediğimi yaparsan, üzgünüm ama sen dışlanacaksın.

Bütün bunları insanlara anlatmaya çalışırsan sen bir "komplo teoricisi" olacaksın.

Televizyonun dediğini yalanlarsan, sen bir "paranoyak" olacaksın.

Mağarada yaşayan Arapların, 4 tane uçak kaçırıp dünyanın en yüksek güvenlik önlemlerine sahip sayılı binalarından Pentagon'a saldırdığını reddedersen, sen bir "hayalperest" olacaksın.

1914 tarihinde hiçbir ABD gazetesi, "Avusturya arşidükü Franz Ferdinand'ın öldürülmesi, 1. Dünya Savaşı'nın başlaması için bir bahanedir" diye haber yapamazdı. Fakat şu an, 2012 yılında, herkes bu suikastın 1. Dünya Savaşı'nı başlatmak için yapılmış bir oyun olduğunu yazabilir, söyleyebilir. Gazeteleri geçtim, ders kitaplarında bile böyle anlatılabilir.

Burada anlattığım bazı şeyleri -sadece bu yazı için demiyorum- resmi kurumlardan belki 50-60 yıl sonra duyacak ve zaten görmekte olduğunuz gerçekleri, ancak o zaman doğru kabul etmeye cesaret edebileceksiniz. Veya hiçbir zaman öğrenemeyeceksiniz.

Ya da artık birilerinin dayatmalarına uymayacak, onları siklemeyeceksin. Karar senin.

Arkana yaslan ve bir düşün.

Ya eğer bugüne kadar sana anlatılan çoğu şey yalansa?

Ya eğer sana sundukları hayat tamamen sahteyse?

Medya, insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük kitle imha silahıdır.

Kapatın televizyonları.

Durumun Türkiye'de farklı olduğunu zannetmeyin, henüz geçtiğimiz günlerde dünyanın 1 numaralı medya patronu Rupert Murdoch, yaklaşık 1 milyar dolara ATV ve çocuk kanalı Minika'ya talip oldu. Şahsi kanaatimce de çoktan satın aldı zaten, fakat bu resmi olarak yakında duyurulacak. Bu blog'da size anlattıklarımı zihninizde parça parça birleştirin, sonra düşünün; neden ATV'nin yanında yalnızca bir çocuk kanalını alma ihtiyacı hissediyor Murdoch? Hani şu yukarıda sizlere 11 Eylül tiyatrosunu seyrettiren kanallar vardı ya, işte onların patronudur Murdoch.

Medya, insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük hipnoz aracıdır..

Bugüne kadar medya ile size yalnızca "bilmeniz gereken kadarını" anlattılar ve onu da yalanlarla doğruları harmanlayarak yaptılar. Fakat şunu unutmayın ki, en tehlikeli yalan, doğruların arasına serpiştirilmiş olandır. Artık o yalanları görüyorsunuz. Artık size dayatılmak istenenleri farkediyorsunuz. Yaptıkları bu şaklabanlıkları, Allah vergisi bir beyin, bir vicdan ve bir internet bağlantısı ile az çok farkedebiliyorsunuz. Internet muazzam bir güçtür ve medya ile bugüne kadar yapmış oldukları bilgi manipülasyonunu şimdi internet ile de yapmak istiyorlar, ona da hakim olmak istiyorlar. Bu sebeple "güvenli internet" adı altında ACTA ve benzeri yasaları öven seminerler veriyorlar okullarda.

İçeriğine "komplo teorisi" gözüyle bakılan kimi internet sitelerine üye olan ve oralarda yazan CIA ajanları vardır. Buralardaki o "underground" bilgileri bile manipüle etmeye çalışıyorlar. Misal az evvel gördüğünüz uyduruk ölülerin uyduruk akrabaları çıkıyor o sitelerde. "Ben o kişinin kardeşiyim, yaptığınız şey çok yanlış" diye bitiveriyorlar o sitelerde. Ve kendilerinden en azından "bir fotoğraf" veya en ufak bir delil istendiğinde, ortadan kayboluyorlar. Yalnızca bok atıp, izi kalsın istiyorlar. ABD'de bu tür "komplo teorisi" gözüyle bakılan sitelerin yöneticilerinden bazıları, kendilerine çok tuhaf IP'lerden giriş yapıldığını söylüyorlar. Area 51'den giren var bu "komplo teorisi" sitelerine amına koyayım, Area 51 lan. Hatta Alex Jones'un bir haberine göre George Soros, "komplo teorisi" kelimelerinin aratılma data'ları hakkında Google ile görüştü geçenlerde. Bu işler sığırların sandığı kadar basit değil yani kaynatasızlar. Fakat sığır olmayan için çok basittir.

Bütün iş sende bitiyor kaynatasız, sakın küçümseme kendini. Zira senin uykundan uyanmaman için elinden geleni yapan aşağılık insanlar var bu dünyada. Senden, senin tahmin ettiğinden çok daha fazla korkuyorlar haberin yok.

Onlar, sizi bilmeniz gereken kadarından haberdar ediyorlar demiştik di mi?

Fakat atladıkları bir nokta var.

Bir insanın bilgisi, Allah'ın onun için dilediği kadarıyla sınırlıdır. Bu sınırı belirleyen Allah'tır. Medya değil, siyonistler değil, Pentagon değil, CIA değil, Illuminati değil, iktidar sahipleri değil... Gerisi sadece senin çabana kalmıştır.

O nedenle bu sikindirik medya ve onun popüler kültüründen de, sırf popüler olana bok atacam diye marjinalleşmeye kasan elitist zihniyetten de uzak durun.

Gerçek neyse yalnız onun peşinden gidin.

İnsanların çoğu, genellikle yanılgı halindedir. Hiçbir fikri olmayanlar yalnızca önyargı ile bok atarlar, çok az bilenler de "yok lan öyle değil" diye akıl verirler. Ben de pek bir bok bilmiyorum, hatta bazı şeyleri öğrendikçe aslında ne kadar az şey öğrenebileceğimizi ve ne kadar azını bilebileceğimizi farkediyorum. Fakat insanlar bunun bile farkında değiller. Hiçbir sikimden habersiz halleriyle, her şeyin kralını bilirmişcesine ahkâm keser haldeler. Burada her şeyi olabildiğince sade anlatmaya çalıştım, 3-5 hatamız varsa vardır, fakat büyük resim değişmiyor kaynatasızlar. Ve ben bu kadar, böyle kapalı konular hakkında bile elimden geldiğince somut ve net izahlar getirirken ve hala çoğu konu hakkında "kesin" yargılarla konuşamıyorken, "bu yazdıklarımla sınırlı kalmayın" diye yırtınıyorken, o sikindirik ego kokulu içi boş argümanlarını ve bilmişlik taslayan meymenetsiz suratlarını dikkate alacağımı da düşünmesin birtakım dalyaraklar. Ve birtakım itler de tabi ki. İtler dediğim Almanya başbakanı olan, Adolf İtler.

Görüşmek üzere kaynatasızlar.

Sevgilerimle, muck.